MAKALELER / İnşaat ve Emlak Terimleri Sözlüğü






İnşaat ve Emlak Terimleri Sözlüğü:


1--İnşaat ve Emlak Terimleri Sözlüğü:


ABAKULUS: döşeme ve duvar mozaiği yapımında kullanılan, küçük bir küb biçiminde cam ya da taş parçası.


AKITMALIK: Çatı kaplama işlerinde yedirmelik ya da kurşun şerit ile örtülü birleşme ya da tonoz geçmesi.


AKS: Eksen.


ALINLIK: Kimi yapılarda giriş kısmının ya da kapı ve pencerelerin üstünde bulunan üçgen veya yarı değirmi süsleme.


ANADUVAR: Yığma bir yapıda taşıyıcı duvar.


ARNAVUT BACASI: Tavanarasına ışık sağlayan çatı pencesi.


AYPENCERE: Yarım daire biçiminde pencere.


BADANA (KAZEİN): Kireç badanaya biraz süt katılarak, mat olması istenen yüzeylere sürülen badana.


BADANA (KİREÇ): Kirece şap, terementi veya yağlı bir madde katılarak yapılan badana. Adi badana da denir.


BADANA (TUTKALLI): Tutkalın kaynar suda eritilip renklendirilmesinden sonra birkaç kat halinde duvara sürülmesi. Alakol badana da denir, böyle badana sürülmüş bir yüzeye başka çeşit badana yapılamaz.

BADANA: Duvarlara ve tavana sürülen beyaz veya renkli kireç şerbeti.


BAĞLAMA: Bir yapının çeşitli öğelerini kendi aralarında kenetleme.


BAĞLAMA DEMİRİ: Kagir yapılarda ayrılmayı önlemekte kullanılan çeşitli şekillerde demir, kenet.


BAĞLAYICI: Çimento, kireç, alçı gibi su ile karıştırıldığında plastik bir hamur veren, bir süre sonra katılaşan, daha sonra da sertleşen ve bu özelliklerinden dolayı taş ve kumu bağlamakta kullanılan madde: bağlayıcı madde.


CAM KİREMİT: Işık geçiren çatı örtüsü yapmakta kullanılan, camın preslenmesiyle elde edilen bir tür kiremit.


CAM MOZAİK: Yan yana getirilmiş geometrik şekilli küçük parçalardan oluşan, döşeme ve duvar kaplamakta kullanılan cam asıllı gereç. Genellikle ön yüzleri kağıtlara yapıştırılmış olarak levhalar halinde satılırlar.


CAM PARKE: Işık geçiren döşeme yapmakta kullanılan özel şekilli karo.


CAM TUĞLA: Yarı saydam duvar yapmakta kullanılan içi boş cam blok. Desenli olanları da vardır. Standart boyu 19.5x19.5x9 cm.; birim ağırlığı 3.250 kg. ‘ dır.


CEPHE: Bir binanın yüzlerinden her biri ; özellikle ön yüz.


ÇARDAK: Üstüne sarmaşıklı ağaç veya çiçek sarılarak yapılmış kafesli gölgelik.


ÇATI: Yapıların üzerini, akıntılı bir tarzda örtecek malzemeyi taşımak üzere yapılan iskelet.


ÇÜRÜTMEK: Eski kagir yapılarda aşınmış ince yonu taşları çıkararak yerine yenilerini koymak ve çevresini çimento harcı ile doldurmak.


DAM: Bir binanın göğe bakan yüzü.


DAMLALIK: Yağmur suyunu düşey bir yapı elemanının yüzeyini yalamayacak şekilde ileri dökmek için yapılan ve boydan boya devam eden çıkıntı veya yiv.


DAYAK: Bir yapı parçasının yıkılmaması için dayatılan çoğu ağaç, destek kısa payanda.


DÖŞEME: Yapılarda katları ayıran ve üzerinde yürünen kısım. Döşemenin alt yüzüne tavan denir.


ESKİS: Bir tasarımın ön taslağı.


ETEK: bina eteği, subasman.


FİLETO: Aynı yüzeydeki iki ayrı renkli boya ya da badanayı birbirinden ayırmak üzere çizilen bir veya birkaç yatay çizgi.


FİRKETE: “U” harfi şeklinde bükülmüş çoğu 12 metre boyunda beton çeliği.


FORMEN: Yapıda başka ustaların da görevlerini yüklenebilecek deneyimli usta, ustabaşı.


FOSEPTİK: Kanalizasyon bulunmayan yerlerde, pis suları içinde toplamak üzere yapılan sızdırmaz çukur.


FRANSIZ  BALKONU: Döşemeye kadar inen ve kapı gibi açılan, önü korkuluklu pencere; Fransız penceresi de denir.


GEÇİT: İki yapıyı birbirine bağlayan üstü örtülü yol.


GRAFİK: Cisimleri çizgi veya çizimlerle gösterme sanatı.


HACCAR: Taş işçisi.


HALKATONOZ: Planı içiçe iki daire yayı  şeklinde olan tonoz.


HARABE: 1. Eski yapı veya kent yıkıntısı, kalıntı. 2. Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı veya kent.


HARÇ: Yapıda tuğla ve taşları birbirine bağlamak, duvar ve tavanları sıvamak için kullanılan kum, kireç, çimento ve suyla yapılan hamur.


HARPUŞTA: Dış etkilere açık duvarların üstünü örterek yağmur ve kar sularını yanlara akıtan eğik veya yuvarlak bölüm, duvar semeri.


HASAR: Kırılma, çatlama, yıkılma gibi zarar.


HATIL: Ağırlığı yatay olarak dağıtmak ve duvarların düşey olarak çatlamasını önlemek amacıyla, duvarın içine yatay olarak boydan boya uzatılan ahşap, tuğla ya da beton bağlama öğesi.


HAZNE: Depo. Oluk ile yağmur borusunun arasına yerleştirilen, bir çeşit huni görevi yapan çinko tekne, sandık.


HELİK: Duvar örülürken büyük taşlar arasına yerleştirilen küçük taşlar.


İFRAZ: Ayırma, parselleme, parselasyon.


İMAR HUDUDU: Nazım planı bulunan yerlerde nazım plan sınırları, bulunmayan yerlerde belediye sınırları.


İTALYAN DAMI: Çevresi korkuluklu, üstü teras şeklinde düz dam.


KAMA: Ahşap parçaları birleştirmek veya sıkıştırmak için kullanılan konik ahşap takoz.


KAPLAMA (ince): Kalınlığı 6/10 (0.6mm.) veya daha az olan kaplama.


KAPLAMA (kalın): Kalınlığı 12/10 –18/10 arasında olan kaplama.


KAPLAMA (normal): Kalınlığı 6/10 – 8/10 arasında olan kaplama.


KAPLAMA (duble): Kalınlığı 8/10 –12/10 arasında olan kaplama.


KAPLAMA: Bir yüzeye daha iyi görünüm kazandırmak için veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat:Maden, ahşap, taş kaplama.


KARKAS: Bir yapının taşıyıcı öğelerinin tümüne verilen ad; iskelet de denir.


LİMON KİRİŞİ: Merdiven kolunun iki yanında uzanan kirişler.


LİMONLUK: Bitkilerin saksılar içinde kışın barındırıldıkları camekanlı yer. Sera da denir.


MAFSAL: Eklem, oynak.


MAHYA: Çatıda iki eğik yüzeyin, dışta 180 dereceden büyük bir açı yaparak birleştiği çizgi.


MANSART: Her yüzünde değişik eğimli iki dam yüzeyi bulunan bir çeşit kırma çatı.


MARKİZ: Bir kapı ya da pencere önünü yağmurdan korumak için yapılan saçak.


MERDİVEN KOVASI: Dönerek çıkılan merdivenlerde ortadan görülen boşluk.


MERMER BADANA: Mermer kirecinden yapılan ve içine renk katılarak sıva üzerine iki ya da üç kat sürülen badana.


NORM: Standart.


OLUK: Bir şeyin akmasına yarayan, üstü açık boru. Çatıda yağmur suyunu toplayıp yağmur iniş borusuna götüren üstü açık çinko, galvanizli saç veya plastik kanal.


ORTA DERECE EĞİMLİ ÇATI: Eğimi yüzde 25 ile yüzde 70 arasında olan çatı.


OTURMA: Bir yapının altındaki zeminin hareketi veya sıkışması dolayısıyla aşağıya doğru hareketi.  

ÖLÇEK: Harita veya çizimde görülen uzunluklarla, bunların imlediği gerçek uzunluklar arasındaki oran.


PANORAMİK ASANSÖR: Çıkıp inerken bir manzaranın veya bir iç mekanın görülebilmesi için yapılan, çevresi saydam camlı asansör.


PARKE: Meşe, gürgen ve kayın kerestelerinin makinelerde işlenmesiyle elde edilen dar uzun döşeme kaplama gereci.


PLASTİK BADANA: Plastik boyayı birkaç kat sürerek yapılan badana.


PREFABRİKASYON: Hazır elemanlar veya bileşenlere yapı kurma.


PRİZ: Elektrik akımı almak veya anten, televizyon bağlantısı kurmak için fişin sokulduğu yuvaları olan araç.


RADYATÖR:Kaloriferli Isıtma Tesisatında Isıtma Cihazları-Petek


RASPE: Demir veya tahtayı kazımak için kullanılan iri dişli çelik eğe, törpü.

RENDELEMEK: Rende ile pürüzler gidermek.

REPETİSYON: Belli bir aletle yapılan açı ölçmesinin duyarlılığını artırmak için ölçmenin yenilenmesi yöntemi.


RESTİTÜE ETMEK: İlk şekline getirmek, eski şeklini yapmak.


REZERVUAR: Sarnıç, hazne. 


SALMASTRA: Sızdırmazlık işlerinde kullanılan, saç gibi örülü bir çeşit kordon.


SANDIKLI: Duvar kaplamalarında kullanılan bir çeşit tahta.


SAPLAMA: Somunsuz olarak kullanılan cıvata.


SARAK: Yapı yüzlerinde boydan boya giden yatay, enli, az çıkıntılı, süslü veya düz kuşak.


SARKMA: Merdiven basamaklarının ön veya yanlarında yapılan profilli çıkıntı.


SARNIÇ: Kagir yeraltı deposu.


STRÜKTÜR: Bir yapının taşıyıcı bölümü.


ŞİRVAN: Çatı arasında veya dükkanların üzerinde bulunan basık oda.


ŞÖNT BACA: Çok katlı yapılarda, her katın bir kat yüksekliğince giden bacasının ana bacaya birleşmesiyle meydana gelen bacalar grubu.


TADİLAT PROJESİ: Yapıdaki herhangi bir değişikliği göstermek üzere hazırlanan ve asıl projenin eki olan proje.


UZATMA: İki ucu yivli, boru ekleme parçası.


ÜSTEMEL: Bina eteği, etek duvarı veya subasman.


VASİSTAS: Pencere veya kapı üzerinde bulunan, havanın değiştirilmesine yarar, alttan menteşeli pencere, bir çeşit üstlük.


YALITIM: Isı ve ses geçirmezliği sağlama; izolasyon.


YARIM BİNDİRME: Yarım lambalı tahtaları yan yana getirerek yapılan birleşme.

 

2--Emlak Terimleri Sözlüğü: 

AKAR: Kiraya verilerek gelir sağlayan mülk.


ALTYAPI: Su, elektrik, kanalizasyon, yol gibi tesislerin tümüne verilen ad.


ANAHTAR TESLİM: Bir yapının tüm gereç ve işçiliğinin yüklenici tarafından karşılanıp, bütünüyle bitirilmiş olarak mal sahibine teslim edilmesini öngören sözleşme şekli.


ANTRE: Bir binanın veya apartman dairesinin ilk girilen bölümü, giriş.


ARSA: Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer; yasaya göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi.


BAĞIMSIZ BÖLÜM: Bir yapının Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerden her biri.


BANLİYÖ: Büyük bir kentin yakın çevresinde bulunan yerleşim birimi.


BARAKA: Tahta, çinko, sac gibi hafif gereçlerle yapılmış, temelsiz, eğreti yapı.


BARBEKÜ: Et ya da balığın ızgarada pişirildiği ocak, bir tür mangal.


BASIK: Tavan yüksekliği alışılagelmiş ölçülerden az olan daire, oda.


CİHANNÜMA: Her tarafı seyredebilmek için bazı ev çatılarının üstüne yapılan oda veya teras.


CUMBA: Eski Türk evlerinde, çoğu kafesli olan çıkma.


ÇATI KATI: Binalarda çatı ile son normal kat arasında yapılan kat.


ÇEKME KAT: Bir binanın son katı üzerine yapılan, cepheden geriye çekilmiş kat.


DEVREMÜLK: Tapusu belirli bir “devre” kullanım için geçerli olan, ortak kullanılan konut, yazlık.


DÖNÜM: Yaklaşık 1000 lik alan m2.


DUBLEKS: İki katlı, ikinci katına içten merdivenle çıkılan konut.


EBEVEYN BANYOSU: Yatak odasında bulunan banyo.


EKLENTİ: Var olan ama yapıya eklenen bölüm.


EKSPERTİZ: Bir arsaya veya yapıya belli ölçütlere göre değer biçme işi.


EMSAL: Bir yapı veya konutun satış ya da kira bedelinin, benzerleriyle karşılaştırılması.


FERAĞ: Sahiplik hakkını başkasına devredip ilişki kesme; bu iş için tapuda yapılan resmi işlem.


GABARİ: Yapılacak bir binanın belediyece öngörülen azami yüksekliği.


GAYRİMENKUL: Taşınmaz mal.,bina,arsa


GİYDİRME CEPHE: Çok katlı bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, , taşıyıcı olamayan, çoğu camlı dış duvar.


GÖTÜRÜ: Bir yapı işinin baştan kararlaştırılan sabit bir tutar karşılığında bir yükleniciye yaptırılması ilkesine dayanan sözleşme türü.

ISLAH: Bir bölgenin, tümüyle yenilenmeksizin yaşama koşullarının düzeltilmesi.

İHALE: bir işi birçok isteklinin arasından, en uygun görülen koşulları önerene bırakma.


İMAR AFFI: Kaçak yapıların ya da imar kurallarına uygun yapılara kaçak eklenmiş bölümlerin aklanması.


İMAR DURUMU: Bir arsanın imar planına ve imar yönetmeliğine göre nasıl kullanılabileceğini bildiren ve belediyece düzenlenerek istek üzerine arsa sahibine verilen belge.


İMAR PLANI: İmar yasasına göre, nüfusu 10.000’I aşmış yerleşmelerde yapılması zorunlu olan fiziksel plan.


İSTİMLAK: Kamulaştırma.


KADASTRO: Her çeşit arazi ve mülklerin, alanını, sınırlarını ve değerlerini belirtip plana bağlama işi.


KAGİR: Taş veya tuğladan yapılmış.


KAMULAŞTIRMAK: Bir şeyi sahibinden satın alarak kamuya mal etmek, kamu yararına almak.


KARTONPİYER: Yapıları kabartmalarla bezemek için, çoğu zaman duvar ve tavan arakesitleri ile tavan göbeklerinde kullanılan sertleştirilmiş kıtıklı alçı.


KAT KARŞILIĞI ANLAŞMA: Arsa sahibince ortaya konan bir arsa üzerine, bir müteahhitçe, finansmanı da kendisince sağlanarak yapılan binanın, arsa sahibi ile müteahhit arasında belli bir oranda bölüşülmesi esasına dayalı anlaşma türü.


KAT MALİKİ: Kat mülkiyeti hakkına sahip özel ya da tüzel kişi.


KAT MÜLKİYETİ: İskanı alınmış-Bir ya da daha çok kişinin, bir yapının belirli bir bölümüne sahip olabilmesi.


KAT YÜKSEKLİĞİ: Döşeme üstünden bir üst katın döşeme üstüne olan uzaklığı.


LEBİDERYA: Kesintisiz deniz manzaralı daire.


LÜKS: Bir dairenin en temel öğeler dışında, konfora yönelik daha fazla detaylarla donatılmış olması.


MENKUL: Bir yerden başka bir yere taşınıbilen, taşınır.


METROPOLİTAN ŞEHİR: Belli bir büyüklüğü olan, örneğin nüfusu bir milyonu aşan şehir.


MÖBLELİ: İçinde eşyası bulunan daire.


MÜSTAKİL TAPU: Tek konut için verilen tapu. 


NAZIM PLANI: Bir kentin haritaları üzerine çizilen ve arazi parçalarının kullanış biçimleri ile başlıca bölge tiplerini belirten, yani kentin gelecekte alacağı biçimi gösteren plan.


NİZAM: Binaların yanyana sıralanış düzeni; ayrık nizamda aralarında toprak parçası vardır; bitişik nizamda duvarları ortaktır.


ÖN BAHÇE DERİNLİĞİ: Binanın ön yüzünden kendi parselinin ön sınırına kadar olan en yakın dik uzaklık.


ÖN CEPHE: Yapının yola bakan yüzü.


PAFTA: Büyük haritaları meydana getiren ayrı parçalardan her biri.


PARSEL: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası, bir adanın parçalarından her biri.


RESTORASYON: Aslını bozmadan onarma.


RESTORATÖR: restorasyon uzmanı


SANDIK ODASI: Genellikle penceresi olmayan, evdeki fazla eşyaların konulabileceği küçük oda.


SELAMLIK: Eskiden büyük konaklarda erkeklerin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm.


SERVİS GİRİŞİ: Büyük binalarda yan hizmetler için kullanılan ikinci derecedeki giriş.


SOSYAL ALTYAPI: Sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacıyla yapılması gereken eğitim, sağlık, kültürel ve yönetsel yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel ad.


STÜDYO: Aynı zamanda oturma, yatma ve yemek için kullanılan oda.


ŞALE dağ evlerine verilen ad.


ŞİRVAN: Çatı arasında bulunan basık oda.


TAPU SENEDİ: Bir mülkün kimin olduğunu gösteren resmi belge.


TAVANARASI: Çatı ile son kat döşemesi arasında kalan boşluk.


TEKNİK ALTYAPI: Elektrik, gaz, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon, her tür ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi hizmetlerin sağlanması için yapılan tesisler ile açık ve kapalı otopark kullanışlarına verilen ad.


TERAS: 1. Oturup hava almaya yarayan, düz ve çevresi açık yüksekçe yer, taraça. 2. Üstü gezinmeye elverişli düz dam.


VAZİYET PLANI: Yapıların üstten görünüş, yerleşme planı. 


YALI: Düzlük ve açıklık su kıyısına yapılmış köşk.


YAPSATÇI: Konut yapıp daire daire satan kimse, firma.                  


YIKMA RUHSATI: Bir yapıyı yıkmak için ilgili belediyeden alınan izin; yıkma izni.






Makalenin İzlenme Sayısı : 409

Eklenme Tarihi : 14.02.2020

Önceki sayfaya geri dön.