MAKALELER / Besin-Gıda Takviyesi İlaçlar-Destek Tedavisi Araçları




Besin-Gıda Takviyesi İlaçlar-Destek Tedavisi Araçları:

 

1-- ACETYL l-CARNITINE-ASETİL KARNİTİN-Yaşa bağlı kognitif ve sinirsel sorunlar. L-carnitine aminoasidine benzer bir yapıda olan Acetyl l-carnitine’in, sinir hücrelerinin yapısının ve kimyasının korumasını sağladığı çeşitli deneylerle ortaya konmuştur.

 

1.1--Özellikle yüksek şeker ve yüksek tansiyona bağlı sinirsel hasarların önlenmesinde etkili olabildiğine dair klinik çalışmalar mevcuttur. Acetyl l-carnitine, yaşa bağlı olarak gelişen demans, depresyon, sinir harabiyeti ve Alzheimer hastalığı gibi durumlarda destekleyici olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca, beyinde üretilen bazı sinirsel ileticilerin sentezinde rol alır.

 

1.2--Uyarı: Epilepsi hastaları doktor tavsiyesi dışında kullanmamalıdır. Kullanım önerisi: Günde 1 kapsül, tercihen yemeklerden önce.

 

2-- ACIDOPHILUS PLUS-ASİDO PLUS-Vücudun yararlı bakteri florası. Probiyotikler. Asidofilus terimi ise farklı probiyotik mikroorganizmalarını içerir, bunlar mide-bağırsak kanalında farklı ortamlara ayak uydurabilen ve sağlığa çeşitli yararları olan mikroorganizmalardır.

 

1.1--Özellikle antibiyotik kullanan kişilerde mide-bağırsak florasındaki yararlı mikroorganizmalar da yok olmaktadır, bunun sonunda çeşitli allerjik reaksiyonlar, sindirim problemleri ve bu floranın zararlı bakterilerle yenilenmesi gibi riskler söz konusudur.

 

1.2--Probiyotikler, çeşitli bağırsak sorunlarında, vajinal enfeksiyonlarda, ishalde (özellikle kişinin alışmadığı besinleri yemesine bağlı turist ishallerinde), bazı viral enfeksiyonlarda, allerjik reaksiyonlarda kullanılmaktadır.

 

1.3--Asidofilus kimyasal bir madde değil canlı organizma olduğu için kullanım dozu mg.lar olarak değil yüzmilyonlarla ifade edilebilir. Uygun kullanım dozu 500 milyon-5 milyar organizma arası değişebilir. Probiyotiklerle ilgili kaydedilmiş olan bir yan etki yoktur. Çok ender olarak bazı kişilerde gaz oluşumuna neden olabilir.

 

 

3—ANTİOKSİDAN KOMPLEKS:-Yaşlanma Karşıtı. Hücrelerin serbest radikallerle mücadele etmek ve moleküllerin onarımını sağlamak için spesifik ajanları vardır. Bunlar antioksidanlardır. Son dönemde araştırmalar antioksidanların serbest radikalleri nötralize ederek kalp hastalıkları ve ülser gibi pek çok hastalığın önlenmesi, kanser riskinin azaltılması, artritin neden olduğu şişme, acı ve iltihaplanmaların azaltılması ve hücre zararlarının onarılmasında önemli rol oynadığını göstermiştir.

 

3.1--Advanced Antioxidant Formula, antioksidan etki gösteren vitamin, mineral, amino asit ve besinlerin en son araştırmalarla elde edilmiş eşsiz bir bileşimidir. Bu bileşim vücudun doğal antioksidan mekanizmalarına destek veren koruyucu etkili besleyici maddeler sağlar.

 

 

4-- GLUCOSAMINE COMPLEX-GLUKOZAMİN KOMPLEKS-Eklem ve kıkırdaklar için temel besin takviyesi. Glukozamin, eklem ve bağ dokusunu korumadaki rolüyle tanınır. Yapılan çalışmalarda Glukozaminin, kıkırdağın onarımına, eklemdeki acıyı ve şişmeyi azaltmaya yardımcı olduğu saptanmıştır.


4.1--GAG sentezini ve kıkırdak onanırımı önleyerek, hastalığın ilerlemesine yol açabilir. Bunun tersine Glukozamin sülfat, GAG bozulmasının da hızının sınırlanmasına yardımcı olur. Glukozamin, GAG oluşumunun temel taşıdır

 

 

5-- ALPHA LIP0IG ACID-ALFA LİPOİK ASİT-Yaşlanma etkilerine karşı. Mitokondride enerji üretiminde yer alan önemli bir koenzimdir. Kas hücrelerine glikoz girişini arttırarak enerji üretiminde rol alır. Bununla birlikte yağ hücrelerine glikoz girişini azaltarak vücutta daha az yağ depolanmasını sağlar. Bu sayede beyin ve kas hücrelerinde enerji seviyelerini yükselterek egzersiz toleransını ve fiziksel aktiviteye dayanıklılığı arttırır.

 

5.1--ALA aynı zamanda hem suda hem de yağda çözünebilen güçlü bir antioksidandır. Bu özelliği daha fazla serbest radikal temizlemesini ve daha fazla bedensel maddeyi korumasını sağlar.

 

5.2--Nispeten küçük yapılı olması, hücre membranını içeriden ve dışarıdan korumasını sağlar. Bu sayede DNA’yı koruyan nukleusu da serbest radikal hasarından korur. Ayrıca karaciğeri toksinlerden kaynaklanan hasardan korur.

 

5.3--ALA; kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metallerle şelat oluşturarak bu ağır metallerin vücuda zarar vermeden uzaklaştırılmasını sağlar.

 

5.4--Hem antioksidan etkisinden hem de ağır metalleri uzaklaştırma etkisinden dolayı, kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltır, katarakt ve diyabetik nöropati oluşumundan korur. Özellikle yaşlanma etkilerine karşı koruyucu özellikleri vardır.ALA, bağışıklığı güçlendirir, ayrıca vejetaryen beslenmede önemli bir destektir. ALA’nın en önemli besin kaynakları et ve hayvansal ürünlerdir.

 

6-- ASTRAGALUS EKSTRAKTI-Enfeksiyonlara karşı bağışıklık destekleyicisi Kökeni Çin’in kuzeyine dayanan Astragalus bitkisi Asya tıbbında 2000 yılı aşkın süredir farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Ülkemizde de değişik türleri yetişen ve Geven olarak bilinen bitkinin kökünden elde edilen ekstreler immün sistemin güçlendirilmesi ve özellikle üst solunum yollarına yönelik viral ve bakteriyel enfeksiyonlarla vücudun savunma sistemine destek olmak amacıyla kullanılmaktadır ve bu tür enfeksiyonlara karşı Echinacea ile birlikte ilk tercih edilen bitkilerin arasındadır.

 

6.1--Aynı zamanda antioksidan etkinliğe sahip bir bitki olan Astragalus, hücreleri serbest radikal hasarından koruyabilme özelliğine sahiptir. Astragalus’un kemoterapi gören hastalarda zarar gören bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı olarak kullanımı da bulunmaktadır.

 

7—BETA GLUKAN- Beta-glukan ekmek mayasından elde edilen ve bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bir maddedir. Etkinliğini vücudun savunma sisteminde görev yapan makrofajları (beyaz kan hücrelerini) aktive ederek gösterir. Beta-glukan, beyaz kan hücrelerinin büyüklüğünü ve mikroorganizmalara tutunma kapasitesini arttırır. Ayrıca, hem dışarıdan gelen zararlı maddelere hem de vücudumuzda oluşan bozulmuş hücrelere karşı savaşan bağışıklık sistemi hücrelerini uyarır.

 

7.1--Virüs, bakteri, parazit, mantar gibi organizmaların vücuttan atılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda güçlü antioksidan etkinliği sayesinde serbest radikalleri nötralize eder.

 

7.2--Bütün bu etkiler, vücut direncini düşüren çeşitli enfeksiyonlar ve kanser gibi durumlarda, Beta-glukanın bağışıklık mekanizmasını harekete geçirerek, vücudun bu durumla savaşımına yardımcı olarak kullanılmasını sağlar.

 

8—ARI POLENİ- Arı Poleni) çiçekli bitkilerden işçi arılar tarafından toplanır. Arıların bacaklarında “polen süpürgesi” denen bir kısım, polenin çiçekten toplanmasını sağlar. Arı kovana geri döndüğünde çeşitli çiçeklerden toplanmış olan polenleri de bırakır.

 

8.1--Polen Vitamin A ve B-Kompleks vitaminleri yönünden zengindir. Ayrıca yüksek oranda protein î[ 5ö<fmg jjfi (%20-25) içerir. Polende mineral, enzim, elementler ve diğer vitaminler de bulunur.Arı poleni sporcular tarafından güç ve dayanıklılık arttırmak amacıyla kullanılır. Arı sokmasına alerjisi veya astımı olan kişilerin Arı polenini dikkatli kullanması önerilir.

 

9—BETA KAROTEN-Beta karoten, Karotenoidler denen geniş pigment grubunun bir parçasıdır. Beta-karoten, Vitamin A’nın meyve ve sebzelerde en bol bulunan öncülüdür. Klinik çalışmalar Beta-karotenin serbest radikallerin yol açtığı zararları onarmada yardımcı olduğunu göstermiştir. Ö

 

9.1--zellikle sigara dumanı, ozon ve hava kirliliğinin zararlı etkilerine karşı koruyucudur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Cildi ultraviyole ışınlara karşı korur, bronzlaşmayı hızlandırır ve kalıcılığını sağlar. Ayrıca solunum sistemini ve göz sağlığını korur.

 

9.2--Beta-karoten toksik etki göstermeden daha çok miktarda A vitamini sağlar. Vitamin A’nın tersine karaciğerde depolanmaz, vücudun ihtiyacı olduğu anda karaciğer tarafından vitamin A’ya dönüştürülür. Yüksek dozda vitamin A’ya ihtiyaç olduğunda karaciğer hasarı oluşturmaması açısından beta-karoten daha güvenlidir

 

10—BİOTİN- Biotin suda çözünen bir B Vitaminidir. Besinlerin vücudumuzda enerjiye dönüşmesinde önemli rol oynayan Biotin, yağ, karbonhidrat ve proteinlerin parçalanmasında görev alır. Biotin özellikle zayıf saç ve tırnaklar için kullanılır. Bu amaçla günlük 1000-1200 mcg (1-1.2 mg) Biotin kullanılmaktadır.

 

10.1--Çalışmalar Biotin’in genel olarak 6 ay boyunca alınması gerektiğini göstermektedir. Biotin eksikliği özellikle çocuklarda kafa derisinde kepeklenme benzeri pullanmalarla kendini belli eden sorunlara yol açar. Bazı çalışmalarda ise çok yüksek dozda Biotin’in (günlük 7-10 mg) diyabetlilerde kan şekeri kontrolünü sağladığı bulunmuştur.

 

10.2--Biotin eksikliğine sık rastlanmaz ancak uzun süre antibiyotik kullanan veya çok fazla alkol tüketen kişilerde Biotin miktarı azalır. Biotin tavsiye edilen dozlarda oldukça güvenlidir.

 

11—BROMELAIN-Etkili ödem ve iltihap giderici.Bromelain ananastan elde edilen ve özellikle proteinlerin sindirimini sağlayan enzimdir. Bağışıklık sistemindeki akyuvarlar, allerjiye yol açan istilacı virüsleri, bakterileri ve sindirilmemiş besin kalıntılarını parçalamak için çoğunlukla sindirim enzimlerine gerek duyarlar. Bromelain, virüs ve bakterilerle etkin savaşmayı kolaylaştırarak, bağışıklık sisteminin iş yükünü azaltabilir.

 

11.1--Bromelain özellikle inflamasyon azalmasını sağlayan özelliklere sahiptir. Enfeksiyon ve fiziksel yaralanmalara bağlı inflamasyonun giderilmesi için kullanılmaktadır. Çalışmalara göre Bromelain takviyeleri fiziksel yaralanmalar, spor yaralanmaları, operasyon sonrası oluşan ödemler gibi sorunlarda inflamasyon, yanma ve ağrıyı gidermeye yardımcı olmakta ve zedelenmiş dokuların iyileşme sürecini kısaltmaktadır.

 

11.2--Bromelain ayrıca kan damarlarında depolanan ve dolaşımı azaltıp, pıhtılaşmaya yol açan fibrinleri kırar. Mukusu incelterek, bronşları açılmasına yardımcı olur ve astım semptomlarını azaltabilir.

 

12—GÖZİÇİN GİNKO EKSTRAKTI- üç bitkinin ekstrelerini içerir. Bu bitkilerin düzgün göz fonksiyonlarını ve göz sağlığını korumakla ilgili etkileri üzerine birçok araştırma yapılmıştır. Bilberry iyi bir antioksidan olmanın yanında, içerdiği etken maddeler sayesinde kılcal damar geçirgenliğini arttırır. Retinanın kollajen yapısını da güçlendirir.

 

12.1--Gözün yapısındaki kılcal damarları ve sinirleri güçlendiren Bilberry’nin gece körlüğü ve göz yorulmasını azalttığı, odaklanmayı güçlendirdiği bilinmektedir. Ayrıca hem Bilberry, hem de Ginkgo ekstreleri mikro dolaşımı arttırarak besin maddelerinin dağıtımını ve atık maddelerin uzaklaştırılmasını sağlarlar. Eyebright bitkisiyse en çok bilinen bitkisel göz toniğidir, gözdeki mukoz zarları destekleyici etkisiyle bilinir.

 

12.2--Göz ve sinüslerde fazla akıntıyı dengeleyici özelliği vardır. Göz yorgunluğu, konjuktivit, genel göz irritasyonu gibi sorunlara ve katarakt riskine karşı kullanılabilir.

 

13—KALSİYUM-MAGNEZYUM-BORON EKSTRAKTI-Menopoz sonrası kemik korunması-Kalsiyum’un kemik ve dişlerdeki yapısal rolü önemli olup, Toplam vücut ağırlığının % 1.5-2’sini kapsar, bunun % 99’u kemiklerdedir.

 

13.1--Son zamanlarda, bütün hücrelerin kalsiyuma ihtiyacı olduğu saptanmıştır. Sinir ve kas hücre fonksiyonları kritik olarak kalsiyum ve kan plazması kalsiyum konsantrasyonuna bağlıdır.

 

13.2--Magnezyum, en yoğun olarak kalp, böbrek, beyin ve karaciğer gibi aktif

metabolizmalardadır, yani magnezyum enerji üretiminde çok önemli bir rol oynar. Magnezyum eksikliği kalp rahatsızlıkları, yüksek tansiyon, böbrek

taşı, kanser, regl öncesi rahatsızlıklar, regl dönemi kramplar gibi rahatsızlıklara yol açar ve kas spazmları, zihin karışıklığı, iştahsızlık, uykusuzluk gibi belirtilerle kendini gösterir.Magnezyum, kalsiyumun kemiklerdeki dağılımında önemli role sahiptir.

 

13.3--Boron, kemik sağlığı açısından önemli bir mineral olup, mineral metabolizmasında yer alır.Boron, östrojen seviyesini pozitif yönde etkileyebilir. Kalsiyum,magnezyum ve boron’un aynı formülasyonda olmasının nedeni bu üç mineralin kemik sağlığı için temel mikro-besinler olması ve beraber dengeli alımlarının daha sağlıklı olmasıdır.

 

14- CHLORELLA-KLORELLA- eski zamanlardan beri besin olarak kullanılan tek hücreli yeşil alg çeşididir. Klorofil, sindirilebilir protein, vitamin, mineral, enzim ve karotenoidlerin zengin bir kaynağıdır. Kalorisi kısıtlanmış dietlerde çok iyi bir besleyicidir. Araştırmalara göre Chlorella akyuvar aktivitesini arttırmakta ve hücrelere zarar veren bazı enfeksiyonlara karşı koruyucu özellikler göstermektedir.

 

14.1--Chlorella’daki bileşikler, hücrelerin çeşitli toksik maddelerin etkilerinden arınmasına yardımcıdır. Bu etkinin özellikle içeriğindeki enzimler ve aminoasitlerden geldiği düşünülmektedir. Chlorella bilinen en zengin klorofil kaynaklarındandır. Klorofilin zarar görmüş dokuların hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu bulunmuştur. Özellikle sindirim sisteminde kötü koku yaratan bakterileri yok ederek sindirim sistemine yardımcı olur.

 

14.2--Chlorellanın yapısında en çok bulunan maddelerden birisi proteindir. Chlorella’nın yaklaşık %60’ı proteindir ve protein kaynağı olmasının yanında zengin Vit B12 içeriği Chlorella’yı özellikle vejetaryen beslenenler için çok önemli bir besin takviyesi haline getirir.

 

15—KROM PİKOLİNAT-ŞEKER HASTALIĞINDA- Krom eksikliği aynı zamanda kalp ve şeker hastalıklarına katkıda bulunur. Krom sağlık açısından önemli olup, günümüzün beslenme alışkanlıklarıyla yeterli miktarlarda alınamayabilir. Daha da kötüsü fazla şeker, tüketilen sınırlı miktardaki kromun vücut tarafından daha çok kullanımına sebep olur.

 

15.1--Biyolojik olarak aktif olan krom, önemli bir insülin kofaktörüdür. İnsülin hormonu, açlık kontrolüne, enerji üretimini ayarlamaya, yağın yakılmasına, kas oluşumuna ve kolesterol kullanımına yardımcı olur. İnsülin, besinlerin ve diğer önemli bileşiklerin vücut hücrelerinin duvarlarından geçişini kontrol eder. Eğer hücrelere yeteri kadar yakıt (kan şekeri) girmezse, yeterli enerji üretilemez.

 

15.2--Eğer kan şekeri enerji olarak yakılamazsa, yağa dönüştürülür ve yağ hücrelerinde depolanır. Ayrıca yeteri kadar amino asit hücrelere giremezse, ne kadar egzersiz yaparsanız yapın kaslar inşa edilemez.

 

15.3--Güvenli ve etkin krom takviyesi genel krom eksikliğini düzeltebilir. Bu krom takviyesi, spor yapılarak oluşan kilo kaybına ve kas yapımına yardımcı olabilir, kolesterolü dengeleyebilir ve kan şekerini optimize eder.

 

15.4--Kuzey Carolina Üniversitesinden Dr. John Roeback günde 600 mcg krom aliminin HDL (iyi huylu lipoprotein) seviyesini %16 oranında yükselttiğini rapor etmiştir.

 

16-- COENZYME Q-10-KALP DESTEKLEYİCİ-DAMARAÇICI-Koenzim Q10--Güçlü antioksidan olan ve hücrelerde enerji üretiminde önemli rol oynayan Coenzyme Q-10 üzerinde son dönemde yapılan araştırmalar, çeşitli sorunlara karşı CoQ-10’un destekleyici etkinliğini ortaya çıkarmıştır.

 

16.1--Parkinson, Alzheimer gibi dejeneratif sinir sorunlarının ilerlemesini yavaşlatabileceğine dair bulgular olan CoQ10, ayrıca çeşitli kas hastalıkları veya fibromiyaljide de destekleyici olarak kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılan

 

16.2--Ayrıca günlük 100 mg CoQ10 alımıyla kalp kası ile ilgili sorunları olan kişilerde kayda değer ilerlemeler gözlenmiştir. CoQ-10 seviyelerinin yaşa bağlı olarak azaldığı bilinmektedir.

 

16.3--Ayrıca kalp hastalarında da CoQ-10 seviyeleri düşük bulunmuştur. Bu kişiler günlük 100 mg ve üzeri CoQ-10 takviyesinden daha çok yarar sağlayabilirler.

 

17—OMEGA 3- Omega-3 yağ asitlerinden birisi olan DHA, vücutta pek çok fonksiyonun sağlıklı işlemesi için gereklidir. DHA’nın vücutta en bol bulunduğu yerler beyin ve retinadır, dolayısıyla beyin ve göz sağlığı için büyük önem taşır. Tek besin kaynağı balık olan DHA, çocuklarda beyin gelişimi için gereklidir.

 

17.1-- Yapılan çalışmalar, DHA kaynağı olan balığı daha çok tüketen kişilerde beyin fonksiyonlarının daha iyi çalıştığını ortaya koymuştur. Aynı şekilde DHA açısından yetersiz beslenen kişilerde de öğrenme ve hafıza güçlükleri görülebileceği düşünülmektedir.

 

17.2--Günümüzde DHA dikkat bozukluğu ve hiperaktivite görülen çocuklarda destekleyici bir takviye olarak kullanılmaktadır. Ayrıca yetişkinlerde depresyon tedavisi protokolüne de girmeye başlamıştır.

 

17.3-- DHA aynı zamanda sağlıklı göz fonksiyonları için de gerekli olan bir maddedir. Ödem giderici nitelikleri sayesinde çeşitli eklem sorunlarında da kullanılır.

 

18—ECHINACEA-EKİNEZYA-Gribe Karşı Bağışıklığı Güçlendirmek-Echinacea soğuk algınlığı, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda kullanılabilecek en önemli bitkilerden biridir. Tarih boyunca özellikle Amerikan yerlileri tarafından yılan sokmalarına ve yaralara karşı kullanılmıştır. Bitki daha sonra Amerika’ya yerleşen ilk öncüler arasında da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır.

 

18.1--Echinacea bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olarak, akyuvarların enfeksiyon bölgesine hareketini hızlandırır. Böylece bakteri, virüs ve diğer mikroorganizmaların yok edilmesine yardımcı olur.

 

18.2--Echinacea en yaygın iki viral hastalığın önlenmesinde yardımcıdır; soğuk algınlığı ve grip.Soğuk algınlığının ilk belirtileri görüldüğünde alınması etkisini arttırır.

 

18.3--Echinacea’da bulunan ana bileşenler poliasetilenler, kafeik asit ve polisakkaritlerdir. Polisakkaritlerin doku yenilenmesini hızlandırdığı ve iltihaplanmaları azalttığı bulunmuştur.

 

18.4--Echinacea, kanda akyuvar sayısı düşükse yükseltebilir. Bu bitkiye en duyarlı olan hücreler; akyuvarlar, T-lenfositler, makrofajlar (vücudun atık toplayıcılarıdır, mikroorganizmanın vücuda girip dokulara yayılmasını önler ve lenf sistemini korur) ve doğal öldürücü hücrelerdir.

 

18.4.1--Doğal öldürücü hücreler (natural killer cells) bu adı kanserli veya virüs enfeksiyonlu hücreleri yok ettiği için almıştır (kronik yorgunluk sendromunda bu hücrelerin aktivitesi düşüktür). Echinacea, T-hücre aktivitesini de hızlandırabilir

 

 

19—ESTER C-Ester C, hem yağda hem suda çözülebilen en değerli C  vitaminidir.Kuvvetli antioksidandır, serbest radikal hasarına karşı koruyucudur. Özellikle sigara içen kişilerde C vitamini ihtiyacı artar.Bağışıklık sistemi aktivitesi için gereklidir. Kan damarları, eklemler, deri, vb.) dokunun oluşumu ve tamiri için gereklidir. Diğer besinlerin verimli kullanımı için gereklidir. (Ör.: Demir ve birçok Amino asit)

 

19.1--Ester-C’nin patenti alınmıştır ve C vitamininin aktif metabolitlerini ihtiva etmektedir, (l-threonic, lyxonic ve xylonic asitler) C vitamini, kalsiyum ile tamponlanmıştır, asidik değildir. Böbreklerde birikme yapma riski yoktur.

 

19.2--Ester C, sıradan C vitaminlerine göre: 2 kat daha hızlı etki gösterir.2 kat daha uzun süre vücutta kalır.Hücreler tarafından 4 kat daha fazla emilir

 

20—FOLİC ACİD-FOLİK ASİT- Anne karnında bebeğin sağlıklı gelişimi için Besinlerin enerji üretiminde, nükleik asit sentezinde (RNA ve DNA), yağ metabolizması ve aminoasitlerin birbirine dönüşümünde (histidin’in glutamik aside; homosistein’in methionin’e dönüşümü) etkilidir. Alyuvar üretimi ve oluşumu için önemlidir; Megablastik anemi’yi (büyük ve biçimsiz alyuvarlar) önlemeye yönelik kullanımı bulunmaktadır.

 

20.1--Folik asit İhtiyacının arttığı durumlar:         Hamilelik/Emzirme--Alkol / Sigara Tüketimi--Oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullanımı--Diüretik (idrar söktürücü), iltihap önleyici ilaç kullanımında folik asit ihtiyacı artar.Hamilelikte, doğuştan gelişim kusuruna bağlı, omurganın arka kısmı üzerindeki açıklık ve sinirlerle ilgili tüp kusurlarını önler. B-12 ile birlikte akciğerlerde ve servikste tümöre dönüşme oranı yüksek olan hücrelerin oluşumuna karşı bir korumadır.

 

20.2--Hamileliğin erken safhasında, her gün 400 mcg şeklinde folik asit takviyesi, fetüste görülebilecek sinir sistemi ile ilgili kusur olasılığını %48-%80 arasında düşürebilir.

 

20.3--Çalışmalar sonunda elde edilen net bilgiler ışığında, FDA ve WHO (Dünya Sağlık Organizasyonu), özellikle hamileliğin ilk üç ayında kadınları günde 400 mcg folik asit kullanılması konusunda teşvik etmektedir.

 

21—SARIMSAK YAĞI- mantar ve parazitler gibi çok sayıda patojen üzerinde geniş spektrumlu anti-mikrobiyal etki gösterir. Özellikle mantarlara karşı (antimikotik) çok etkili olduğu bulunmuştur ve sarımsak yağından hareketle pek çok sentetik antimikotik madde sentezlenmiştir.

 

21.1--Sarımsak, kardiyovasküler sisteme pek çok yararlar sağlar. Sarımsak serum kolesterol seviyesinin hafifçe düşmesine ve HDL/LDL oranının düzelmesine yardımcıdır.

 

22-KETEN TOHUMU YAĞI—Kalp ve damar sistemi için-- Vücudun üretemediği dolayısıyla dışarıdan ek

besinlerle alınması gereken Omega-3, Omega-6 ve Omega-9 yağ asitlerini birarada bulunduran keten tohumu yağı, kolesterol dengesinin sağlanmasına, sinir iletiminine eklemlerde görülen ödemin yol açtığı semptomların azaltılmasına yardımcı olur.

 

22.1--Ayrıca sedef ve egzama gibi bazı cilt problemlerinde tedaviye yardımcı olarak kullanılmaktadır.Özellikle iyi bir Omega-3 yağ asidi kaynağı olan keten tohumu yağı, kandaki kolesterol seviyelerini düşürerek kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu rol oynar. Damar içi pıhtılaşmayı engellemeye yönelik etkisi ile kalp krizi ve damar tıkanması riskini önlemeye katkıda bulunur.

 

22.2--Yağ asitlerinin ödem giderici etkilerinin bulunması, romatizmal hastalıklarda ve çeşitli cilt hastalıklarında kullanımına yer verilmesini sağladığı gibi bazı PMS (adet öncesi sendrom) belirtilerinin hafifletilmesine yönelik kullanımı da sağlar.

 

23—HAFIZA İÇİN GİNKO  BİLOBA EKSTRAKTI-Ginkgo Biloba Ekstresi, hücre zarını stabil hale getirme, antioksidan koruma ve serbest radikallerden temizlemede yardımcıdır. Yapılan çalışmalar Ginkgo Biloba'nın zar yapısını stabil hale getirmesi ve serbest radikallerin temizlenmesini hızlandırmasının yanı sıra, Na+, K+ ve ATP enzimlerini aktive ettiğini göstermiştir. Bu enzimler, hücre dışı potasyumun , hücre içi sodyum ile yer değiştirmesinden sorumludur.

Beyin hücreleri, vücuttaki diğer hücrelere nazaran zarlarında en yüksek oranda doymamış yağ asitleri içeren hücrelerdir. Düşük oksijen seviyesine karşı çok hassastırlar.

 

23.1--Beyinin diğer dokulara göre enerji rezervleri daha azdır, buna karşın fonksiyonları ve düzenli çalışması için büyük enerjiye ihtiyaç duyar. Bu da sabit glukoz ve oksijen ihtiyacının sağlanmasıyla karşılanır. Beyindeki dolaşımın azalması, zar fonksiyonlarına ve enerji üretimine zarar verir. Sonuçta hücre ölümleri gerçekleşir.

 

23.2--Beyinde iskemi ve hipoksi (dokularda oksijen eksikliği) ile ilgili deneysel modellerde Ginkgo Biloba'nın dikkate değer şekilde metabolizmayı ve nöron ile ilgili düzensizlikleri önlemeye yardımcı olduğu bulunmuştur. Bu pozitif sonuçları, oksijen kullanımını ve hücreler tarafından glukoz alınımını arttırarak sağlar.

 

23.4--Ginkgo Biloba, arter ve ven’lere ait sistem üzerinde kanıtlanmış etkinliğe sahiptir. Damar felci ve damar spazmı durumlarında gevşetici olduğu rapor edilmiştir. Bir çok ihtiyarlık vakasında, büyük fayda göstermektedir.

 

23.5--Alzheimer hastalığının ilk safhalarında Ginkgo Biloba, zihinsel gerilemenin gecikmesine yardımcı olarak hastaların normal hayatlarına devam etmelerini sağlamıştır.

 

24—GINSENG-SİBİRYA GİNSENGİ--Yüksek performans, strese karşı adaptasyon-- eleutherositlerin adapte edici özellikleri sayesinde, insanların stresle daha iyi başa çıkmalarını sağladığını göstermiştir.

 

24.1--Sibirya Ginseng’inin toksik seviyesini belirlemek için yapılan bir deneyde, 320 gün boyunca farelerin içme sularına iki günde bir yüksek dozda Sibirya Ginseng’i katılmıştır. Sibirya Ginseng’i verilen fareler ortalama 799 gün yaşarken, diğerlerinin 659 gün yaşadıkları görülmüştür.

 

24.2--Sibirya Ginseng’inin diğer bir yönü de yaşamı uzatırken üretkenliğin artmasına da yardımcı olmasıdır.İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar:

Rusya’da bir araba fabrikasında 1200 sürücü üzerinde bir araştırma yapılmış; sallantıdan, egzos gazından, yüksek sıcaklık değişimlerinden, stres ve duygusal gerginlik içinde olan bu insanlardan Sibirya Ginseng’i alan grupta hastalanma olaylarında %20 azalma görülmüştür.

 

24.3--Yine Rusya’da yapılan başka bir araştırmada telgraf operatörleri kullanılmış; günde 2 gram Sibirya Ginseng’i verildikten sonra çalışanların hata yüzdesi %31 azalmıştır. Bu deneydeki insanlarda stres azalmış, dayanıklılık artmış ve performans yükselmiştir.

 

25-- GOTU KOLA--Özellikle bacaklardaki zayıf kan akımına karşı-- Gotu Kola sağlık için pek çok yararı olan bitkiden birisidir. Etken maddeleri triterpenlerdir (özellikle asiaticoside), bunlar kıkırdak ve kemiklerdeki kolajen dokuyu destekler, kan damarlarını açıp güçlendirir ve beyinde nörotransmitterlerin üretimine yardımcı olurlar.

 

25.1--Gotu Kola’nın cilt sorunlarının yanında primer kullanımı kan damarlarını güçlendirici ve kan akımını arttırıcı etkisiyle varise karşıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda Gotu Kola’nın varisli hastalarda çeşitli düzeylerde düzelmeler sağladığı bulunmuştur.

 

25.2--Gotu Kola özellikle bacaklardaki kan akımını arttırmaktadır. Bu amaçla varis, selülit gibi sorunlara karşı koruyucu olarak ve bacaklardaki yetersiz kan akımını arttırmak amacıyla kullanılmaktadır.

 

26—üzüm çekirdeği ekstresi-Üzüm çekirdeği ekstresi, son yıllarda çok ilgi çeken ve yaygın kullanıma sahip olan doğal bileşiklerden biridir. Çok güçlü antioksidandır, bu etki içerdiği kateşin ve epikateşinlere bağlıdır. Bu antioksidan bileşikler oligomerik proantosiyanidin (OPC) adıyla bilinirler ve çeşitli dolaşım sorunları için hem Avrupa’da hem de Amerika’da patentli olarak kullanılırlar.,

 

26.1--E vitamininden 50, C vitamininden 20 kat daha etkili bir antioksidandır. Vücuttaki diğer antioksidan vitaminleri de korur. C vitamininin bozulmasını engeller ve hücrelere girişini arttırır.

 

26.2--Bağ dokusunu korur, cildin bütünlüğü ve esnekliğinin korunmasını sağlayan kolajeni dokuya bağlayıp, stabilize eder. Deriye hasar veren faktörlere karşı koruma sağlar. Böylece derinin elastikiyetini sağlar. Yara iyileşmesini hızlandırır.

 

26.3--En önemli kullanım yeri damar koruyucu ve dolaşım destekleyicisi olarak kullanımıdır. Damar hasarına bağlı çeşitli problemlere karşı korunma ve tedavi sağlar. Kapillerdeki aşırı geçirgenliği azaltarak ödem, hemoroid ve varis gibi problemleri azaltır. Dolaşımı güçlendirip, damarları korumasının yanında kolesterolü düşürmeye yardım ederek kalp hastalıklarından korur, kalp krizi riskini azaltır. Güçlü antioksidan özelliğiyle karaciğeri de korur.

 

27—YEŞİL ÇAY—Güçlü antioksidan. Yeşil çay (Green Tea) elde etmek için kullanılan geleneksel işlem genç çay yapraklarını çabuk kurutmak şeklindedir. Siyah çay ise yaprakların fermentasyona bırakılmasıyla elde edilir. Bu farklılık yeşil çaya kendine has kokusunu verir. Daha da önemlisi yapısındaki polifenollerin korunmasını sağlar.

 

27.1--Polifenoller hücresel zararlara karşı koruyucu olan güçlü antioksidanlardır. Yeşil çaydaki diğer önemli maddeler kateşinler, florür ve tanenlerdir. Yeşil çay çeşitli kanser türlerine ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.

 

27.2--Çin’de yapılan geniş ölçekli bir çalışmada arasıra da olsa yeşil çay içen kişilerin rektum, pankreas ve kolon kanserlerine yakalanma oranlarının içmeyenlerin çok altında olduğu bulunmuştur.

 

27.3--Diğer bazı araştırmalarda elde edilen bulgular, yeşil çayın göğüs, mide ve cilt kanserlerinden de koruma sağlayabileceğini şeklindedir. Ohio CWR Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, yeşil çayda bulunan antioksidan EGCG (epigallocatechin gallate) maddesinin kanser hücrelerinin çoğalmasını önlediği bulunmuştur.

 

27.3.1--Dikkat çekici olan bulgu, EGCG’nin normal hücrelere zarar vermemesidir. Japonya’da 1371 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada yeşil çayın günlük kullanımının kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığı rapor edilmiştir. Yeşil çay hem ekstre, hem de çay olarak oldukça güvenlidir. Ekstreler kafein içermediği için çaydan daha da güvenli kabul edilir.

 

28—ALIÇ EKSTRESİ: Batı Asya ve Avrupa’da yetişen Havvthorne (Alıç) bitkisi, aktif maddeleri güçlü antioksidan etkili flavonoid ve OPC (oligomerik proantosiyanidin) bileşikleri ile kalp ve dolaşım sağlığı için önem taşımaktadır. Geleneksel kullanımı antik çağlara kadar uzanan alıç bitkisinin kalp sağlığı üzerindeki etkileri ise 19.yy sonlarında netlik kazanmıştır.

 

28.1--Avrupa’da kalp sağlığına yönelik etkilerinden dolayı birçok reçeteye giren alıç bitki ekstreleri kalp sağlığına birden çok farklı mekanizma ile destek olmaktadır. Kalp damarlarını serbest radikal hasarından koruma ve kılcal damar yapısını güçlendirici etkinin dışında vasküler kasların gevşemesi ve kalbe giden kan damarlarının genişlemesini sağlayarak yüksek kan basıncının düşürülmesine yardımcı olur.

 

28.2--Aynı zamanda kalbe bu yolla daha fazla kan ve oksijen ulaşmasına, kalp kasının güçlenmesine ve kalp hastalıkları riskinin azalmasına da yardımcı olur.

Dolaşımı güçlendirici etkisi ile özellikle bacaklarda oluşan ödemin giderilmesine yönelik kullanımı da vardır.

 

29—KELP--DOĞAL İYOT KAYNAĞI- Kelp, okyanus kıyılarında bulunan kahverengi bir yosun türüdür. Özellikle iyot başta olmak üzere, potasyum, kalsiyum ve diğer önemli mineraller açısından zengin bir kaynaktır.

 

29.1--Geleneksel olarak kelp, tiroid sorunlarında ve iyot eksikliğine bağlı diğer problemlerde kullanılır. Asya’da ise kalsiyum açısından yetersiz beslenen bölgelerde kalsiyum kaynağı olarak kullanılmaktadır.

 

29.2--Hipertiroid hastaları veya iyot fazlası görülme riski olan kişilerde Kelp takviyeleri kullanılmamalıdır. Tiroid hastaları doktor tavsiyesi olmadan kullanmamalıdır.

 

30—LESİTİN-Kalp ve Damar Koruyucu-Demansa faydalı--Lesitin vücuttaki tüm canlı hücrelerin ihtiyacı olan bir tür lipiddir. Besinlerin hücrelere girişini ve çıkışını sağlayan hücre zarları ile beyni çevreleyen koruyucu kılıf genelde lesitin oluşur.

 

30.1--Lesitinin en önemli fonksiyonu yağ sindirimini sağlamaktır. Yağları arterlerden (atardamarlardan) kolayca geçebilen küçük parçalara böler. Kolesterol ve diğer yağların suda dağılmasına ve böylece vücuttan atılmasına yardımcıdır.

 

30.2--Bunun dışında beyin fonksiyonunu güçlendirir, karaciğer ve bağırsaklardan vitaminlerin emilmesine ve karaciğer hücrelerinin onarımına yardımcı olur. Yağ sindirimi sağlayıcı özelliğiyle diyet programlarında yer alabilir.

 

30.3--Lesitin; esansiyel yağ asitleri, choline, inositol ve diğer bazı mineral ve vitaminler için doğal kaynaktır. Tüm bu maddeler beyin fonksiyonları, sinir sistemi ve adrenal sistem için gerekli maddelerdir. Lecithin,-«özellikle kalp ve kan damarlarının sağlığı için yardımcıdır, dolayısıyla orta yaşın üzerindekiler için önem taşıyan bir besindir

 

31—LİSİN—Uçuğa karşı--L-Lysine, besinlerle almamız gereken yani esansiyel bir aminoasittir. Yapılan çalışmalar L-Lysine takviyesi yapmanın, herpes (uçuk) enfeksiyonlarının şiddetini ve sıklığını azaltabileceğini göstermektedir.

 

31.1--Özellikle tekrarlayan uçuklarda günde 1g L-Lysine’in enfeksiyon sıklığında anlamlı azalmalar sağladığı bulunmuştur. Uçuğa neden olan herpes simplex adlı bir virüstür ve bu virüs çeşitli sinir hücrelerinde saklanarak, aşırı heyecan ya da ateşlenme gibi stres hallerinde tekrar alevlenir.

 

31.2--In- vitro çalışmalar, L-Lysine’in virüslerin çoğalmasını sağlayan bir amino asidi bloke ederek bu virüse karşı savaşımı arttırdığı görüşünü sunmaktadır

 

32—LİKOPEN EKSTRESİ—Prostat sorunlarına karşı--Likopen, kırmızı renkli yağda çözünür bir karotenoiddir. Güçlü antioksidan etkinliğe sahip olması nedeniyle başta prostat olmak üzere birçok kanser türü ve kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi saptanmıştır.

 

32.1--Yapılan klinik çalışmalar özellikle dolaşımdaki yüksek likopen seviyelerinin prostat kanseri riskini azalttığını göstermiştir. Ayrıca likopen kolesterol sentezinde önemli rol oynayan enzimi baskılayarak LDL’nin düşmesini sağlar. Böylece damar iç yapısında yağ birikimini engelleyerek dolaşımı güçlendirir ve dolaşıma bağlı görülebilecek kalp rahatsızlıkları riskini azaltır.

 

32.2--Karotenoid içeriği sayesinde cildi zararlı dış etkilerden koruyarak sağlıklı bir cilt görünümü sağlar. Özellikle ultraviyole ışınların cilt üzerindeki yaşlanma etkilerini azaltır. Birikme riski olmaması nedeniyle toksik etkisi yoktur. Bağışıklık güçlendirici etkisinden dolayı enfeksiyona yakalanma riskini azaltır

 

33—LİPOTROPİK FAKTÖR:Yağ yakıcı-- Lipotropic Factors, yağ metabolizmasında bulunan ve karaciğerde yağ birikimini önleyen üç farklı besini sağlar. Her tablet, Choline, Inositol ve Methionine içerir.Choline, Inositol ve Methionine, yağın karaciğerden uzaklaştırılmasına yardım eder. Methionine aynı zamanda, yağın yakılması esnasında meydana çıkan toksinleri uzaklaştırır; bunun hayati önemi vardır çünkü eğer toksinler uzaklaştırılmazlarsa, yağ metabolizması zayıflayabilir.

 

33.1-- Kilo kaybı, kolesterolü düşürme programları ve body-building için ideal bir takviyedir, kas definisyonuna da yardımcı olur. Kilo kaybına yardımcı olmak için kullanıldığında mutlaka düzenli egzersiz programıyla beraber kullanılmalıdır.

 

33.2--İnositol, vücudun Lesitin üretimini arttırır. Yağlar, karaciğerden hücrelere Lesitin yardımıyla ulaştırılır. Böylelikle inositol yağ metabolizmasına yardımcı olur ve kan kolesterolünün düşürülmesini sağlayabilir. Choline ile birlikte, arterlerde (atardamarlarada) yağ birikimini engeller; karaciğeri, böbrekleri ve kalbi korur.

 

33.3--İnositol aynı zamanda beyin hücreleri beslenmesine de yardımcı olur. Kemik iliği, göz zarı, ve bağırsaklardaki hücrelerin gelişimine ve korunmasına yardımcı olur. Bunun yanında saç sağlığı için de gereklidir.

 

34—LUTEİN—Göz sağlığı-makular dejenersyon-katarak için:- Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan lutein, karotenoidler sınıfına dahildir. Karotenoidlerin çoğu gibi güçlü antioksidan özellikler gösterir. Luteinin özellikle retina ve göz sağlığına önemli katkıları olduğuna dair kanıtlar varğır. Serbest radikal hasarına bağlı makuler dejenerasyon, katarakt gibi sorunlara karşı iyi bir koruyucudur.

 

34.1--Lutein retinanın merkezinde bulunan ana pigmenttir. Özellikle çok parlak ışıklara ve güneş ışığına karşı doğal bir koruyucu olduğu bulunmuştur. Yaş ilerledikçe retinadaki lutein miktarı azalmaya başlar.

 

34.1--Bazı araştırmacılar luteinin sürekli azalmasının yaşa bağlı göz sorunlarının ana nedenlerinden olduğunu düşünmektedirler. Bu açıdan lutein göz sağlığının korunması için kullanılan en önemli besin takviyelerinden birisidir.

 

35-L-TİROZİN-Stresle ve uyku bozukluklarıyla başa çıkmaya yardımcı aminoasit L-Tyrosine, et proteinlerinde bulunan bir aminoasittir. L-Tyrosine, insan vücudundaki sinir iletiminden sorumlu, nörotransmitter denilen çeşitli kimyasalların ana maddelerindendir.

 

35.1--Bu nedenle, L-Tyrosine’in mental fonksiyonların zayıfladığı veya bozulduğu uyku bozuklukları veya depresif mod gfbi çeşitli durumlarda kullanılabileceği düşünülmektedir.

 

35.2--Yapılan bir çalışmada soğuğa ve oksijensizliğe maruz bırakılan kişilerde oluşan stresi anlamlı derecede düşürdüğü bulunmuştur. Yine yapılan diğer bir çalışmada L-Tyrosine’in dopamine bağlı depresyonlarda olumlu etkiler sağladığı bulunmuştur

 

36—MİLK THİSTLE-Karaciğer için- Milk Thistle (Silybum marianum; Meryemana Dikeni), Batı Avrupa ve Amerika’nın bazı yörelerinde yetişen ve etken maddesi Silymarin olan bir bitkidir.

 

36.1--Genel kullanımlar:Karaciğer koruyucudur, karaciğer fonksiyon bozuklukları ve düzensizliklerine karşı, alkolün, çeşitli kimyasalların toksik etkilerine karşı koruma sağlar. Karaciğer, serbest radikal üreten veya serbest radikal olarak etki eden toksinler tarafından zarar görür.

 

36.2--Milk Thistle ekstreleri % 80 silymarin içermektedir ve silymarin antioksidan etki göstererek, karaciğeri serbest radikallerin zararlarından korur. Silymarin aynı zamanda karaciğer hormonlarının, ilaçların ve kimyasalların detoksifikasyonundan sorumlu Glutathione içeriğini % 35’in üzerine çıkarır. Silymarin, karaciğere zarar veren diğer enzimleri de baskılar ve silymarinin karaciğeri koruyucu etkisi birçok deneysel ve klinik çalışmalarla gösterilmiştir.

 

36.3--İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda silymarinin birçok karaciğer hastalığına karşı yardımcı olduğu görülmüştür.Yapılan klinik çalışmalarda silymarinin özellikle alkole ve kimyasal kaynaklı karaciğer hasarına ve virüslerin meydana getirdiği sorunlara karşı yardımcı olduğu saptanmıştır.

 

37—B3 VİTAMİNİ-NİASİN-- Niacin B-kompleks vitaminlerinden birisidir. B3 vitamini olarak bilinir. Niacin hayvansal besinlerden elde edilir, ayrıca hububatta da bulunur. Niacinin yüksek yağ seviyelerini düşürücü etkinliği vardır, kolesterol düşürücü etkinliği ile ilgili ayrıntılı araştırmalar yapılmıştır.

 

37.1--Niacin, total kolesterol, kötü huylu kolesterol (LDL) ve trigliserit miktarlarını düşürürken iyi huylu kolesterol (HDL) seviyelerini de yükseltebilir. Yapılan çalışmalar niacinin kötü kolesterolü %15 - 25, trigliseriti %20 - 50 oranında düşürdüğünü, iyi kolesterolü ise %15 - 25 oranında yükselttiğini göstermiştir. Niacinin uzun süreli kullanımının kalp - damar hastalıklarına yakalanma riskini düşürdüğü rapor edilmiştir.

 

38—FOSFATİDİL KOLİN—Hafıza için-Karaciğerİçin--Fosfolipidler hücre membranlarının en önemli bileşiklerindendir. Lesitinin içinde %10-20 oranında bulunan fosfolipid yapısındaki fosfatidil kolin, hücre zarının üretilmesi, onarımı ve düzgün faaliyetleri için önemli bir maddedir. Vücutta sinir iletiminden sorumlu asetilkolin adlı maddenin yapı taşlarındandır. Bu nedenle sağlıklı zihin fonksiyonları için gereklidir. Fosfatidil kolin, hafıza ve konsantrasyonun geliştirilmesine yardımcı olarak kullanılmaktadır.

 

38.1--Fosfotidilkolin ayrıca, yağların vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Bu sayede kolesterol ve kan yağlarının kontrol altına alınmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca yüksek homosistein miktarlarını düşürmek için de kullanımı vardır. Karaciğer yağlanmasında, hem karaciğer koruyucu özellikleriyle, hem de yağların karaciğerden uzaklaştırılmasını sağlayarak destekleyici olarak kullanılabilmektedir

 

39—QUARSETİN-- Ouercetin, güçlü antioksidan özellikleri olan bir bioflavonoiddir. Bioflavonoidler bitkilerde bulunan renk verici maddelerdir ve bitkiyi çevresel serbest radikal hasarından koruyan antioksidan savunma mekanizmasını oluştururlar.

 

39.1--Ouercetin ile yapılan çalışmalarda vücutta antihistaminik gibi davrandığı bulunmuştur. Bunun anlamı alerjik bazı reaksiyonların durdurulmasına yardımcı olmasıdır. Ouercetin günümüzde özellikle polen alerjileri gibi üst solunum yolu alerjilerine karşı destekleyici takviye olarak kullanılmaktadır.

 

39.2--Bazı çalışmalarda Ouercetin’in akciğer fonksiyonlarına yardımcı olduğunu bulunmuştur ve araştırmacılar yüksek Ouercetin tüketimiyle düşük solunum yolu hastalıkları riskinin bağlantılı olduğunu düşünmektedirler.

 

40—SELENYUM-- Antioksidan etkili bir mineraldir. Vücudun pek çok işlevinde gereklidir. Hücre zarı ve vücuttaki yağların peroksit radikalleri ve hidrojen peroksite karşı korunmasında yardımcıdır. Eklemlerin korunmasını, retina sağlığının devamını ve kan damarlarının korunmasını sağlar. E vitamini ile birlikte kardiyovasküler sağlığın (kalp-damar sağlığının) devamına yardımcıdır, ağır metallerin oluşturduğu zararları azaltır.

 

40.1--En önemli işlevi antioksidan olmasıdır. Hücresel bir antioksidan olan glutathione peroxidase enziminin komponentidir. Dokuları doymamış yağ asidi oksidasyonunun yol açtığı zararlardan korur. Son yıllardaki bazı çalışmalarda tümörlere karşı koruyucu olarak kullanılmıştır.

 

40.2--Düşük selenyum düzeyi olan hastalarda daha hızlı tümör gelişimi gözlenmiştir. Bunun yanında selenyum kalbi de korumaktadır, bunu öncelikle kanın akışkanlığını arttırıp damarda pıhtılaşma riskini düşürerek ayrıca HDL (iyi) kolesterolün LDL (kötü) kolesterole oranını arttırarak sağlar. Sigara içenler ve önceden kalp krizi geçirenler selenyumdan daha çok faydalanabilir.

 

41—KÖPEKBALIĞI KIKIRDAĞI-- Birçok canlı ortadan kalktığı halde köpekbalıkları, uzun senelerdir varlıklarını sürdürmüşlerdir. Köpekbalıklarının ömürlerinin uzun olmasının en önemli sebebi, organizmasında tümör gelişmeyen birkaç hayvandan birisi olmasıdır.

 

41.1--Köpekbalıklarının iskeletleri kalsiyum tuzlarından oluşmamıştır. Omurgaları ve yüzgeçleri sadece kıkırdaktan oluşmuştur. Köpekbalığı kıkırdağı, hastalıkla savaşmak için bağışıklık sistemini canlandıran belirli proteinler ve mukopolisakkaritler (mucopolysaccaride) içerir. Bu kıkırdak aynı zamanda metabolizma ile ilgili besin olarak kullanılan organik kalsiyum ve fosforu sağlar.

 

41.2--Çalışmalar köpekbalığı kıkırdağının memelilerde bulunan her elementten çok daha fazla yeni kan damarları büyümesini önleyici etkiye (antiangiogenesis effect) sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu etki, bir tümörün var olmak için ihtiyacı olan yeni kılcal damarlarının oluşmasını önlemeye yardımcıdır.

 

41.3--Ayrıca eklem ve kıkırdak sorunlarında acıyı ve inflamasyonu azaltıcı etkinliği bulunmuştur. Köpekbalığı kıkırdağı, günümüzde besin kaynağı olarak elde edilebilmektedir. Köpekbalığı kıkırdağının kalitesi birçok faktöre dayanır. Kimyasalsız, temiz, uygun ekstraksiyon metoduyla elde edilebilen en taze, saf, köpekbalığı kıkırdağı ile işe başlamak önemlidir.

 

41.4--Kıkırdağın gücü ve faydası, kıkırdak proteininin nasıl elde edildiğine bağlıdır. Bu nedenle, kıkırdak proteininin uygun koşullarda elde edilmesi, temizlenmesi, kurutulması ve doğal halini bozmadan toz haline getirilmesi önemlidir.

 

42—SAV PALMETO—Prostat sorunları için--Saw Palmetto (Cüce Palmiye), Amerika’nın güney bölgelerinde yetişen kısa boylu bir palmiye türüdür. Amerikan yerlileri Saw Palmetto meyvelerini uzun süre idrar yolları enfeksiyonları için kullanmışlardır. Günümüzde Saw Palmetto’nun birçok bilimsel çalışma tarafından kanıtlanan kullanımı prostat sorunlarına karşıdır.

 

42.1--Birçok Avrupa ülkesinde Saw Palmetto ekstreleri BPH olarak bilinen prostat büyümesine karşı reçete edilmektedir. 50 yaşın üzerindeki erkeklerin yarısının sorunu olan bu durum ağrılı ve sık idrara çıkma, idrar kesesinin tam boşaltılamaması gibi sorunlara yol açar.

 

42.2--Çalışmalar, Saw Palmettonun prostat büyümesine karşı kullanılan standart ilaçlar kadar etkili olduğunu ve daha kısa sürede aktivitesini gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Araştırmacılar Saw Palmetto ekstresinin prostat büyümesini birkaç mekanizmayla önlediğini düşünmektedirler.

 

42.3--Bunların en önemlisi prostat hücrelerinin hızla çoğalmasına yol açan DHT (Dihidrotestosteron) enziminin etkisini azaltmasıdır. Gerek pre-klinik çalışmalarda, gerekse klinik kullanımda Saw Palmettonun herhangi bir yan etkisine rastlanmamıştır

 

43—SPİRULİNA--Tek hücreli bir mikroorganizma olan Spirulina mavi-yeşil alg (bir çeşit yosun) olarak da bilinir. Çok zengin bir klorofil kaynağıdır, bulunduğu göl veya havuzları koyu mavi-yeşil renge çevirir. Spirulina Çin tıbbında binlerce yıldır kullanılmaktadır.

 

43.1--Bunun yanında vejetaryen ve makrobiyotik diyetlere besin desteği olarak girer. Spirulina’da klorofilin yanında protein, vitaminler (özellikle B12 ve folik asit), karotenoidler ve diğer mikrobesin maddeler bulunur.

 

43.2--Spirulina içeriğindeki bu maddeler sayesinde özellikle vejetaryen beslenme alışkanlığına sahip olan kişiler için uygun bir takviyedir. Spirulina enerji arttırmak ve cildi güzelleştirmek için de kullanılmaktadır. Spirulina, serbest radikaller ve ağır metaller gibi çevresel faktörlere bağlı hücresel hasarı azaltır.

 

43.3--Bu tip çevresel kirliliklere karşı hücreleri korumak için kullanılır, iyi bir detoksifiye edici (zehirlerden arındırıcı) ajanıdır. Solgar Spirulina tabletleri, her tablette 750 mg Spirulina içerir

 

44-- ST. JOHN’S WORT--Depresyona karşı doğal yardım-- St. John’s Wort (Sarı Kantaron) ekstreleri, deneysel ve klinik çalışmalarda çok çeşitli etkiler göstermiştir. Bazı kanıtlanmış aktiviteleri; depresyon önlemeye ve virüslerin yok edilmesine yardımcı etkilerini içerir. Ayrıca yara ve yanıkların iyileşmesine de yardımcı olduğu rapor edilmiştir.

 

44.1--St. John’s Wort tarihsel olarak sinir toniği olarak kullanılmıştır, günümüzde ise depresyon önlemeye yardımcı olarak kullanılmaktadır. Bu kullanımın sebebi, St. John VVort’un içindeki hypericin ve diğer komponentlerin, beyin içerisinde sinir uyarılarının iletiminde önemli bir artış olmasını sağlamasıdır.

 

44.2--St. John’s VVort’un ilk klinik değerlendirmelerinde endişe, kayıtsızlık, uyuşukluk, fazla uyuma, uykusuzluk, iştahsızlık (anoreksi), depresyon,değersizlik hissi gibi semptomlarda önemli gelişmeler saptanmıştır. Çalışmalar, her gün üç defa 300 mg St John’s Wort dozajının, standart depresyon önleyiciler kadar depresyon semptomlarını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermiştir ve St. John’s VVort daha iyi tolere edilmiştir.

 

44.3--St. John’s Wort preparatları yanıklarda (güneş yanıkları) ve kas ağrısı tedavisinde de kullanılmaktadır. Avrupada 15 yıldır depresyona karşı doğal yardımcı olarak kullanılır. Almanya’da, şu anda doktorlar tarafından yılda üç milyon reçeteye yazılmaktadır. Purdue Üniversitesi uzmanı Prof. Varro Tyler raporunda reçeteli antidepresan ilaçların, St.John’s Wort’e göre uykusuzluk, kilo kaybı, cinsel disfonksiyon gibi daha ciddi yan etkileri olduğunu belirtmiştir.

 

45-- VALERIAN -Kedi otu--Sağlıklı ve yeterli uykuya yardımcı.- Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde Valerian (Kedi otu kökü) tıp otoriteleri tarafından uykuya yardımcı olarak resmi kabul görmektedir. Araştırmalar,

 

45.1--Valerian’un genel sinir sistemindeki aktivitesiyle uykuya yardımcı olduğunu ve uyku kalitesini arttırdığını, herhangi bir yan etkisi olmadığını, bağımlılık yapmadığını ve ertesi sabah uyanınca baş ağrısı veya halsizlik gibi istenmeyen etkileri olmadığını göstermiştir.

 

45.2--Valerian ayrıca sinir yatıştırıcı ve spazm çözücü olarak da kullanılır.Valerian Root’un standardize ekstresi uykuya yardımcı olarak günlük 150-300 mg kullanılabilir. Bununla beraber yüksek dozlarda yan etkisi yoktur, 900 miligrama kadar güvenle çıkılabilir.

 

45.2.1--Ancak daha ötesindeki aşırı yüksek dozlarda yorgunluk, baş ağrısı, görmede bulanıklık ve halsizlik yapabilir. Sedatif veya trankilizan etkili reçeteli ilaç kullanıyorsanız Valerian önerilmez. Ayrıca daha iyi sonuç elde etmek için kafein ve alkol gibi uykuyu bozabilecek maddelerin alımı tavsiye edilmemektedir.

 

46—ÇİNKO PİKOLİNAT--Çinko, bağışıklık sisteminin düzenli şekilde çalışabilmesi için mutlaka gerekli olan bir mineraldir. Akyuvarların sağlıklı aktivitesi ve timus bezinin doğru fonksiyonları için gereklidir. Pek çok cilt ve deri sorunu çinko eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkar. Bunun yanında, çinko önemli bir antioksidandır.

 

46.1--Vücutta serbest radikalleri temizleyen bir enzim olan SOD (Superoxide Dismutase) enziminin üretimi için gereklidir. Çinko ayrıca tad alma duyusunun artmasına yardımcıdır, prostat fonksiyonlarının düzenli işlemesi için gereklidir, vücuttaki pek çok enzimatik reaksiyonun sağlıklı devam edebilmesinde rol oynar

 




Makalenin İzlenme Sayısı : 8

Eklenme Tarihi : 23.03.2024

Önceki sayfaya geri dön.