Maden Ekonomisi-Sorunlar-Çözüm
Önerileri:
1--İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği Başkanı Aydın Dinçer, maden sektörü olarak 2019’u 5
milyar dolar seviyesinde ihracatla kapatmayı öngördüklerini söyledi. Dinçer,
2020 ihracat hedeflerini 6.25 milyar dolar, 2023 hedeflerini ise 15 milyar
dolar olarak açıkladı
1.1--Maden sektörü olarak
2023 ihracat hedeflerinin 15 milyar dolar olduğunu vurgulayan Dinçer, “Bu
hedefe her yıl ihracatta gerçekleştireceğimiz % 20-25 oranındaki artış ile
ulaşacağımıza inanıyoruz.
1.2--Dinçer, madencilik
sektöründe katma değerli ürün üretilmesi yönünde devlet teşviklerinin
artırılmasını, üretim için izin süreçlerinin kısaltılmasının ise sektörün en
büyük gereksinimlerinden olduğunu ifade etti
1.3--Türkiye'nin madenler
açısından zengin bir ülke olmasına karşın ihracat ve ithalat dengesinde
ithalatın önde olmasının sektör olarak kendilerini düşündürdüğünü dile getiren
Dinçer, Türkiye'nin bu durumu tersine çevirecek potansiyele sahip olduğunun
altını çizdi. İthalatın 995.3 milyon dolarının demir, 4.65 milyar dolarının
enerji üretimi için kullanılan kömür olduğunu dile getiren Dinçer, "Bu
madenler Türkiye’de mevcut. İthalatın azalmasını sağlamak için yapılması
gereken tek şey milli madenlerimizi daha fazla üretmek ve yeryüzüne çıkartmak.
2--Türkiye’nin madencilik
sektörü yüzde 1.3 pay sahibiyken, Çin yüzde 8.5, Avustralya yüzde 6.5, ABD
yüzde 5, Almanya yüzde 4, Kanada yüzde 4 oranında pay alıyor. Madencilik
sektöründe işlenmiş ürün ihracatının artması, katma değerli ürüne yönelik
üretim merkezlerinin hayata geçmesiyle bu alanda çok önemli adımlar atılacak"
dedi.
2.1--Maden ihracatının maden
ve doğal taş olmak üzere temel iki başlık altında topla-nabileceğini söyleyen
Dinçer, günümüzde dünyada yaklaşık 90 çeşit madenin üretimi yapılmaktayken,
Türkiye’de 60 civarında maden türünde üretimin söz konusu olduğunu vurguladı.
2.2--Türkiye’de 80’in
üzerinde değişik tür ile 650’nin üzerinde renk ve desende mermer bulunuyor.
Ayrıca traverten, kireçtaşı ve granitte de 150’ye yakın doğal taş çeşitliliğine
sahibiz. Doğal taş kendi içinde blok ve işlenmiş olarak ikiyi ay-rılıyor. Doğal
taş, ocaklardan koparma yöntemiyle elde edilen tonu 20-25 dolar arasında olan
malzemeler.
2.2.1--Fakat blok doğal taş
ocakta işlemlerden geçirildikten sonra elde edilebilen katma değerli bir ürün.
Bu ürünler, tonu 100 dolardan 5 bin dolara kadar talep gören bir maden türü.
Türkiye’nin sahip olduğu bu zenginliği katma değeri yüksek bir hale getirmek
için üretim biçimlerimizi sürekli yeniliyoruz ve bunun sonuçlarını aldığımızı
görmek doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.”
2.3--Dinçer, Türkiye’nin 185
ülkeye maden ihracatı gerçekleştirdiğini vurgulayarak, Türkiye’nin dünya
genelindeki maden sektörü ihracatındaki payının yüzde 1 olduğunu söyledi.
Dinçer’in verdiği bilgiye göre, en çok ihracat yapılan ilk beş ülke sırasıyla
Çin Halk Cumhuriyeti, ABD, Belçika, İspanya ve İtalya.
2.3.1--Bu ülkelere en. çok
ihracat yapılan ürün gruplarına bakıldığında ise şöyle bir tablo ortaya
çıkıyor: Blok mermer ihracatında Çin birinci sırada bulunurken, işlenmiş
mermerde ABD ilk sırada yer alıyor. Çinko cevherini en çok Belçika’ya satarken,
Ispanya’ya yapılan ihracatta birinci sırada feldspat madeni yer alıyor. Aynı
şekilde İtalya’da da ilk sırada feldspat ihracatı bulunuyor.
2.4--Türkiye maden sektörü
ihracatının yarısına yakını doğal taş sektöründe gerçekleşiyor. Türkiye, toplam
doğal taş ihracatında dünya genelinde Çin ve İtalya’nın ardından üçüncü sırada
yer alıyor. 2018’de dünya çapında yapılan doğal taş ihracatının % ll’i Türkiye
tarafından gerçekleştirildi. 2019’un ilk dokuz ayında Türkiye’nin doğal taş
ihracatı ise 1 milyar 370 milyon dolar olarak gerçekleşti.
3--Dinçer, “Madencilikte
arama ve işletme faaliyetleri için gereken finansman yetersizliği sebebiyle
maden ruhsatlarının ve stoktaki madenlerin/rezervlerin finans kuruluşlarına
teminat olarak gösterilebilmesini teminen gerekli hukuksal yapının hazırlanması
ve kamu bankaları önderliğinde bu işin sonuçlandırılması ve ayrıca uygun
koşullarda finansman desteği sağlanmasını sektör olarak talep ediyoruz” dedi.
3.1--Maden kanununda yapılan
değişikliklerin ruhsat güvencesini garanti altına alması, sektörün yatırım
yapabilmesi ve yaptığı yatırımların boşa gitmemesi için elzem olduğunu dile
getirdi.
4--Madencilikte kullanılan
teknoloji ve ekipmanın birçoğu ülkemizde üretiliyor. Özellikle mermer
makineleri konusunda diğer ülkeler ile rekabet edebilecek düzeye gelindi. Yerli
sanayinin teşvik edilmesi ile gelişim devam edecek. Tabii ki burada en önemli
etken madenciliğin gelişmesi ve işletmelerde teknolojinin kullanılması. Yerli
sanayinin gelişmesi sektörün gelişmesine bağlı.
4.1--Madencilik sektörüne karşı
yaşanan olumsuz algının düzeltilmesi için basın yayın kuruluşlarında çeşitli
aktiviteler yapmayı, faaliyetler yapılırken sosyal boyutunu da işin içine
katmayı planlıyoruz. TMD olarak sürdürülebilir madencilik doğrultusunda
konferans, seminer, çalıştay vb birçok etkinlikler düzenleniyor.
4.1.1--Her iki yılda bir iş
sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan uluslararası konferans ile madencilikte
gelişmiş Kanada, Avustralya, ABD, Çin, Güney Afrika, Almanya gibi ülkelerden ve
ülkemizden konusunda uzman kişiler davet edilerek sektöre katkı sunmaya, iş
güvenliği kültürünü geliştirmeye gayret ediyoruz. Ülkemizde bu sene ilk defa
yeraltı ve yerüstü maden ocaklarında tahlisiye faaliyetlerini teşvik etmek,
işletmelerde mevcut ekipleri tanıştırmak, bilgi ve birikimlerini arttırmak ve
olası bir müdahaleyi ortak yapabilme yeteneğine kavuşturmak
5--Madencilik sektöründe
maliyet kalemlerinin başında akaryakıt, elektrik ve işçi giderleri geliyor.
Ülkemiz şartlarında madencilik faaliyetlerinde gerçekleşen maliyetlerle küresel
bazda rekabet etmek oldukça zor. Sektör, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen
teşviklerden ve Hazine tarafından uygulanan en yüksek teşviklerden yararlanıyor
ancak bunlar yeterli olamıyor. Sektöre özellikle akaryakıt teşviki uygulanmalı,
elektrik indiriminden yararlanması sağlanmalı. İhracat özel olarak teşvik
edilmeli. Sektörün genel teşviklerden yararlandırılması gerekiyor.
5.1--Ayrıca, ruhsat
sahiplerinin devlet hakkı borçlarına, orman izin bedellerine tak- sitlendirme
imkanı verilmeli. Sektör bugüne kadar kapsam dışında kaldığı genel af ve
yapılandırmalardan faydalandırılmalı.
5.2--Maden ruhsat
güvencesinin azalması, izin süreçlerindeki belirsizlik, yasa ve yönetmeliklerin
çok sık değiştirilmesi nedenleriyle sektörün öngörülemez hale gelmesi arama
faaliyetlerine de yansıdığından burada da olumsuz durum devam ediyor. Yerli ve
yabancı sermaye yeni arama ve yatırımlara uzak duruyor,finans çok az seviyede
olup aramalar asgari düzeyde yapılıyor. Arama faaliyetlerini artırmak için
Türkiye’nin maden varlığının uluslararası standartlarda tespitine yönelik arama
faaliyetleri teşvik edilmeli.
5.2.1--Bu kapsamda; hak
sağlanan arama ruhsat mü-racaatlarının hızlı bir şekilde sonuçlandırılması ve
ruhsatların verilmesi gerekir. MAPEG ihale havuzunda bulunan sahaların ihale
edilmesi sonucunda sahiplendirilememesi halinde 2010 yılından önce olduğu gibi
ertesi gün müracaatlara açık hale gelmeli. Arama faaliyetleri için verilecek
orman izinlerinin bedelsiz olması (ağaçlandırma bedeli hariç) ve bu kapsamdaki
izinlerin Orman Bölge Müdürlükleri’nce rasyonel bir şekilde verilmesi
sağlanmalı.
5.3--Madencilik sektörü emek yoğun bir sektör olup maden işletmelerinde 150 bin kişi istihdam ediliyor. Aileleri ile birlikte bu rakam 800, 900 bin kişiye ulaşıyor. Madenleri hammadde olarak kullanan cam, seramik, çimento, demir-çelik vb. sanayi de göz önüne alındığında istihdama katkı çok daha büyük rakamlara ulaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TLJİK) verilerine göre, madencilik sektörünün GSMH içerisindeki payı 2017 yılı itibarıyla yüzde 0.87 seviyelerinde. Bu oran maden varlıkları ve sektörün potansiyeli göz önüne alındığında son derece düşük.
5.4--Sektör 2018’de küçülmüş
ve 2019’da da küçülmeye devam edi¬yor. Bu küçülme ihracata da yansıyor.Bu
süreci tersine çevirerek, sektörün GSMH içindeki payını madencilikte gelişmiş
ülkelerde olduğu gibi yüzde 4’ler seviyesine çıkarmak mümkün.
5.4.1--Bunun için yapılması
gerekenlerin başında dördü köklü olmak üzere 23 kez değişikliğe uğramış ve
artık neredeyse takip edilemez duruma gelmiş 3213 sayılı Kanunun yerine yeni
bir Maden Kanunu’nun hazırlanması geliyor. Bu kanun öncelikle ruhsat
güvencesini sağlamalı. Çalışma için birçok bakanlık ve bağlı kuruluşlarından
alman izin süreçleri belirli ve şeffaf hale getirilmeli.
5.4.2--SİT, doğal yaşam
alanı, turizm alanı, tabiat parkları vb gibi madenciliğe kısıtlı alanlar
belirlenerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB)-Maden ve Petrol İşleri
Genel Müdürlüğü (MAPEG ) haritalarına işlenmeli, ÇED süreçleri ruhsat iptal
etme sürecine dönüşmemeli.
5.4.3--Diğer ülkelerle
kıyaslanamayacak 4 -5 bin kat yüksek orandaki orman izin bedelleri makul
seviyelere çekilmeli. Sektörün üzerindeki mali yükler azaltılıp rekabet gücü
arttırılmalı. Maden aramalarına teşvik sağlanmalı. Bakanlıklar arası koordinasyonla
sektörün önünün açılması da son derece önem taşıyor.
6-- Türkiye'nin havadan jeofizik röntgeni çekilecek--
Türkiye Havadan Jeofizik Araştırmalar Projesi
kapsamında 920 bin km2 alanın l.faz uçuşlarla taranması tamamlanmış olup, ülke
genelinde yüksek çözünürlükte veri kümesi elde edilmesine yönelik 2. faz detay
uçuşlara devam ediliyor. Çalışmalar neticesinde hazırlanacak olan toplam 72
adet manyetik ve radyometrik jeofızik haritanın şu ana kadar 47'si hazırlandı.
Geriye kalan 25 adet haritanın yılsonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Bu
bağlamda Türkiye'nin havadan jeofizik röntgeni çekilerek maden ve yeraltı
kaynakları potansiyelinin ortaya çıkarılmasına yönelik altlık haritalar
hazırlanmış olacak.
7-- Yatırım karar süreçlerinin desteklenmesi adına Ulusal
Maden Rezerv ve Kaynak Raporlama Komisyonu’nun (UMREK) kurulması bu alandaki yatırımcı
iştahını da artıran önemli bir unsur oldu. UMREK sayesinde, yeraltı
madenciliği hakkında nitelikli verinin elde edilip sektör ile paylaşıldığı,
yatırımcıların sağlıklı ve güvenli bilgiye ulaşabildiği, bütün süreçlerin
şeffaf bir şekilde oluşturulduğu bir mekanizmayı devreye aldık.
7.1--Gerek arama, gerek
işletme ruhsatı alan gerekse de üretim yapılan saha sayımız 2018’den bu yana
düzenli bir artış grafiğine girdi. Çeşitli teşvik ve destek mekanizmalarıyla
yerli ve yabancı yatırımcının sektöre girişini daha da hızlandırmak istiyoruz.
8-- e-maden uygulamasına 2019 sonuna kadar hayata geçirmeyi hedefliyoruz”.Yatırım güvencesini sağlamaya yönelik izin formalitelerinin basitleştirilmesi ve yatırım süreçlerinin hızlandırılması için 22 kalem işlemi 8 kaleme indirdik. Tüm kamu bürokrasisi içerisindeki madencilik faaliyetleri izin süreçlerinin kısaltılması amacı ile Enerji ve Tabii Kaynak Yatırımları Takip ve Koordinasyon Kurulu toplantılarıyla sürecin daha efektif hale gelmesi için paydaşlarımızla sürekli irtibat halindeyiz.
8.1--Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinde yer alan 'Enerji ve madencilik yatırımlarında bürokrasi
azaltılarak süreçler kısaltılacaktır' hükmü gereği MAPEG bünyesinde Tek Durak
Ofis Çalışma Gurubu oluşturuldu ve belli yatırım büyüklüğünün üzerindeki 10
firmaya bilgilendirmeler yapıldı. Bürokrasinin azaltılması kapsamında ruhsat
sahiplerinin elektronik ortamda kullanabildikleri ve bir kısmı kullanıma açılmış
olan mali işlemler, ihale ve denetim gibi işlemlerin yer aldığı e-Maden
uygulamasını da 2019 sonuna kadar tamamıyla hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
9--Türkiye, madencilikte
toplam üretim değeri açısından 27’nci, üretilen madenlerin sayısı itibarıyla 10’uncu
sırada yer alıyor. Türkiye endüstriyel hammaddeler, doğal taşlar, bazı metalik
madenler, linyit ve jeotermal açısından oldukça zengin sayılan bir ülke
konumunda. 2000 yılında ülkemizin GSYH’sı 166.7 milyar TL iken madencilik
sektörümüzün hacmi ise yaklaşık 1.67 milyar TL idi.
9.1--2018’de ise Türkiye’nin
GSYH miktarı yaklaşık 3.7 trilyon TL, madencilik sektörümüzün hacmi ise
yaklaşık 36.5 milyar TL seviyesine ulaştı. 18 yılda yaklaşık 22 kat büyüme
gerçekleştiren bir sektörden bahse¬diyoruz. Dünyadaki doğal taşlar rezervinin
yüzde 30’u, endüstriyel hammadde rezervlerinin yüzde 2.5’i, kömür rezervlerinin
yüzde 2’si, metal rezervlerinin yüzde 0.5’i, jeotermal potansiyelin ise yüzde
l’i ülkemizde bulunuyor
10-- Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, Türkiye’deki maden ocaklarının hızla yabancıların eline geçtiği uyarısında bulunuyor. Kaya, 500-600 bin kişiye istihdam sağlayan, 4.7 milyar dolarlık ihracata imza atan sektörün geleceği açısından bu konuda önlem alınması gerektiğini kaydetti.
10.1--Ülkedeki maden
ocaklarının hızla yabancı yatırımcıların eline geçtiğini ileri süren Kaya,
“Madencilik ve doğaltaşla bilinen hiç-bir ülkede bunun örneği yoktur. Ne
İtalya’da ne Yunanistan’da maden ocağı işleten yabancı menşeli firmalar
bulunmuyor. Ispanya’da ise hissenin sadece % 2’lik bir oranına sahip
olabiliyorlar.
11--Türkiye’de maden arama
çalışmalarının daha çok kamu eliyle (MTA) yapıldığını belirten Büyükyıldız,
özel sektörün de arama safhasından başlayarak madenlerin bulunması, işletilmesi
ve ekonomiye kazandırılmasında üzerine düşen görevi yaptığını vurguladı
12--Alimoğlu, sorunların aşılması konusunda sektörün önde gelen STK Başkanları ve Bakanlıklarla gerekli temaslarda bulunduklarını kaydetti.Alimoğlu, sektör olarak beklentilerini şu şekilde sıraladı:"Bakanlıklarda kurulan komisyonların çalışmasının yanı sıra güvenlik soruşturması sebebiyle yapılan işlemler hızlandırılmalı. izin süreçleri belirgin ve şeffaf olmalı. Ruhsat güvencesi arttırılmalı. Bakanlıklar arası koordinasyon sağlanmalı. Sektör STKTarı ile birlikte yeni bir Maden Kanunu hazırlanmalı. Ruhsat bedeli ve devlet hakkı makul seviyelere çekilmeli.”
Kaynak:Para Dergisi