MAKALELER / Deprem ve Bina Güçlendirme Bilgisi





Deprem ve Bina Güçlendirme Bilgisi


1--Deprem Bilgileri:


1--Deprem yer plaklarının GPS Uydu verilerinden yağılan ölçümlerle yaptığı yer değiştirmelerin-kaymaların plakların fay hatları boyunca yaratacağı baskının yada gerilmenin-enerjinin fayın kırılması ile boşalması olayıdır.


1.1--Tektonik levhalar-plakalar plakanın altındaki jeolojik yapıya bağlı olarak fay hatları boyunca birbirlerine baskı uygulamakta.Plakaların baskı yaptığı GPS-Uydu verilerine bağlı olarak plakaların yer değiştirme-hareket mikatralraından da anlaşılmakta.Eğer iki plaka birbirine doğru yer değiştirmişse-plaka sınırı olan fay boyunca birbirine muazzam bir gerilme-basınç uygulayacaktır. 


1.2--Bu baskının yarattığı muazzam basınç-gerilme fay hattı boyunca birikmekte. 


1.3--Belli eşik değere kadar sıkışan plakalar eşik değerin üzerinde bu enerjiyi boşaltmakta. Fay boşalırken plakanın fay boyunca kırıldığı-kırıktan hemen sonra alttaki mağmanın yukarı çıkıp donması ile fayın kırığı kapanabilmekte yada kırıktan lav-mağma çıkışı devam edebilmekte. 


1.4--Bu olağanüstü muazzam enerjinin boşalması süreci, kaynağından 3 boyutlu olarak ilerleyen mekanik dalgaların salınımı ile gerçekleşmekte. 


1.5--Bu dalgalar binaya eriştiğinde binayı denizin üzerindeki bir kayık gibi yukarı(dalganın tepesinde)-aşağı (dalganın çukurunda) salmaya başlar.Eğer binanın altında bu dalgaları yutan bir yapı varsa(eski osmanlıda cami minareleri zemine kurşun levhalarla bağlanırdı-kurşun deprem dalgasını yutabilen en iyi malzemelerden birisidir) deprem dalgası binaya erişmeden sönümlenecektir. 


1.5.1—Yaklaşım-Deprem enerjisi E=hxf plank eşitliğine göre oluşan dalganın frekansı hesapalnırsa frekansın x-ışınlarından hatta gama dalgalarından ince-yüksek çıkar ki bu da deprem dalgasının her malzemeye nüfuz etmesini sağlar.Bu kadar yüksek frekanslı dalgayı ancak kozmik ışınların radyasyonuna karşı kullanılan kurşun engelleyebilir.


1.5.1.1--Eğer deprem dalgalarını kuşun bloklar engelleyiyorsa,çok önemli binaların zemini grobetondan hemen sonra 1-1.5 cm kurşun plaka ile kaplanıp-üzerine temel döşenebilir.


1.5.1.2--Yada bina önüne daha derinden belli açıyla gelen deprem dalgasını söndürmesi için derinliği hesaplanacak olan içinde kurşun iki taş blok arası-kurşun plakalı duvar-set yapılabilir.Bu sete çarpan deprem dalgası,bu sette yutulacağı için o bölgedeki binalara nufuz edemeyeceği düşünülebilir. 


1.5.1.3--Yada bu düşünceye göre örneğin avcılar-ambarlı sahiline yerden derinliği 2-3 m olan 1 m yükseklik-20 cm lik iki taş blok arası 2-5 cm arası kurşun plakalı dış duvar örülmesi halinde Marmara denizinde olan kırılabilecek olan fayın yaratacağı depremin salacağı deprem dalgalarının Ambarlıda yerleşim yerlerine ulaşmadan engellenmesi amacıyla denenmesi uygun olabilir. 


1.6--Bina yukarıdan aşağı hızla inerken,zemin eğer dayanıklı değilse yırtılır ve bina yan yatmaya başlayabilir. 


1.7--Bina bir kayık gibi yukarı-aşağı inip çıkarken,depren dalgasının üzerinde bulunan 2.cil dalgalar ise binayı tıpkı bir boksör gibi yatayda-düşeyde aparkat atma-dövmeye başlar. 


1.8--Eğer binanın direkleri-kolonları bu yatay kesme kuvvetlerine dayanamayacak şekilde zayıf-ince ise binanın direkleri-kolonlarında kırıklar başlar ve hele eski de bir bina ise yani betonu ayrışmaya-dağılmaya başlamış-ya/yada demirleri çürümeye başlamış ise bina birden dağılarak göçer. 


2--Depremde faylara biriken gerilme enerjisinin boşalması ile önce depremin hissedilmesini sağlayan öncü p dalgaları ve ardından mekanik s deprem dalgaları olarak salınımıyla anlaşılır. 


2.1--Mekanik deprem dalgaları ilerlediği ortamdaki bütün maddeyi tıpkı bir deniz dalgasının kayığı suda kaldırdığı-indirdiği gibi yukarı kaldırır-aşağı indirir. 


Yani bina tıpkı bir kayık gibi yukarı yükselir aşağı iner.Bu aşağı inişlerde bina ağırlığı ile bina hızla aşağı inerken binayı taşına kolonlar-direkler bu baskıya dayanamaz ve kırılır.Bu anda bina hasar görmeye başlar.


Sonuç olarak 99 öncesi binaların direk-kolon çapları yeni yönetmelikle yaklaşık 1,5 katına kadar kuvvetlendirilmiş-artırılmıştır. 


2.2--Deprem binayı bir kayığı suda yüzdürdüğü gibi dalga üzerinde yüzdürürken,aynı anda deprem dalgasının yatay kuvvetleri binaya hem alttan hem bütün yönlerden tak tak gibi yumruk-aparkat atmaya başlar.Bina aşağı doğru çakılmalar ve kesme kuvvetlerinin aparkatlarına dayanabilirse ayakta kalır. 


2.3--Deprem enerjisi mekanik deprem dalgası olarak şiddeti eğrisel olarak gittikçe azalan bir biçimde değişim gösterir.Yani öncü ilk yıkıcı dalgadan sonra sismik enerji 2.,3. vs artçı dalgalarla boşalmaya devam eder.Bunun değişimi genliği gittikçe azalan sinüs-dalga fonksiyonu biçimindedir. 


2.3.1--Deprem dalgaları elektromanyetik ve mekanik dalgalardır. Elektromanyetik kısmı öncü dalga kısmıdır.Bu dalgalar primer-1.cil-p dalgaları olup depremden önce canlılarca hissedilen dalgalardır.Ardından gelen 2.cil-sekonder-s dalgaları ise 3 boyutta ilerleyen mekanik dalgalardır ,tıpkı ses dalgası gibi. 


2.3.1--Binayı ayakta tutan hem sağlam beton hemde sağlam demirdir.Eğer demirler çürümüş ise veya beton özelliğini kaybedecek kadar ayrışmaya-dağılmaya başlamış ise bu bina muhtemel deprem atağında göçebilecektir.Kısaca bir binanın hem demiri sağlam olmalı hemde betonu aynı anda sağlam olmalıdır. 


2.3.2--Güçlendirme eksik veya zayıf imalata sahip genç binaya yapılırsa işe yarayabilir.Eski-betonu dağılmaya-ayrışmaya başlamış-demiri çürümye başlamış binada bir işe yaramaz. 


2.3.3--Çelik karkaslı binaların, m2 maliyetleri ,betonarme binaya göre daha pahalı olmasına karşın ömürü daha uzun ve depreme dayanımı esnek olması dolayısıyla daha yüksektir.Türkiyede bina imalatlarında beton ağırlıklı olurken,komşumuz İran da çelik ağırlıklıdır. 


2.4--Binayı depremde yıkan kuvvetler 1-Düşey deprem kuvvetleri 2-Dikey deprem kuvvetleri  3-Bina ağırlığı 4-Binanın rezonansa gelmesi ile oluşan ilave kuvvetlerdir. 


2.4.1--Binanın rezonansa gelmesi:Deprem dalgasının frekansı ,deprem anında binanın hesaplanan öz frekansına eriştiğinde bina depreme bağlı titreşime-rezonans girer ve anormal kuvvetler oluşur.Bu kuvvetlere bağlı olarak normalde depreme dayanıklı olan kolonlar,rezonansa bağlı oluşan kuvvetlerle tümden birden göçebilir.


Binayı rezonans tehlikesineden korumak için matematik formülasyona göre 


1-binanın sert zeminlerde sönümü arttırılmalıdır.Bunun için kayalık zeminlerde(deprem dalgasının şiddeti artar-dalga boyu azalır) kolonlu esnek hafif bina,yumuşak zeminlerde(deprem dalgası dalga yayvanlaşır) perdeli-ağır-daha az salınan binalar yapmak gerekir. 


2.5--Ayrıca binanın bina ağırlığı ile zemin yırtılmasına karşı,temel yekpare-bütünsel-radyel yapılmalıdır. 


2.5.1--Deprem dalgaları ortamda ilerlerken ortamın kırılma indisine uygun olarak bir yakınsak mercek gibi bir noktada birleşebilir ve çok güçlü deprem üretebilir yada ıraksak bir mercek gibi dağılabilir.Bu nedenle dalganın mercek ve indis özellikleri önemlidir. 


2.6--Türkiye üzerinde yoğun olarak var olan sismik enerji birikme hatları olan kuzey anadolu-doğu anadolu vs fay hatları Türkiyeyi deprem ülkesi yapmıştır. 


2.7--Yapılacak şey binaları depreme karşı koyacak kadar sağlam yapmak ve sağlıklı olmayan yapı stokunu yeniden yeni deprem yönetmeliği ile yeniden yapmak olacaktır. 


2.8--Eski yapı stoku bir takım statik programlarla yapılacak öncü ardından tam hesapla 0-1 tarzında ya yıkılmalı yada sağlam olduğu için bırakılmalı ve çevre-ısı yalıtım-mimarı-estetik olarak uygun hale getirilmelidir. 


3--Öncü dalgaları bazı hayvanlar ki bunlar karıncalar-yılan balıkları-kobaylar-köpekler hissedebilir.

 

4--Bu amaçla karınca besleyen insanların deprem bilgi merkezine bilgi iletmesi sağlanmalı-Darıca hayvanat bahçesinde karınca,yılanbalığı,köpek,kobayların davranışları olağanüstüye doğru değişmeye başladığında bilgiler deprem bilgi merkezine iletilmelidir. 


5--Ayrıca ........Meteoroloji Müh ve diğer araştırma kurumlarınca belli bölgelerdeki deprem tipi bulut kümelenmeleri ve iyonosferdeki akım değişimleri 24 saat sürekli izlenmeli ve olağanüstü değişimler anında deprem bilgi merkezine iletilmeli. 


6--Yine deprem tıpkı bir kadının doğum öncesi nasıl sancıları artarsa,depremden önce bölgede sissmik hareket hızlanmakta. 


6.1--Deprem toplu insan ölümüne neden olabilen bir afet olup,deprem anında parapsikolojik fenomenlerde meydana gelebilmekte,ölüm ötesi hayatın yaşama direkt etkileri olabilmektedir.Bu anlamda deprem anında bazı insanların yaşama mucizeleri,depremden sonra göçen binalarda depremden hemen önce binanın bir nedenle boşatılması vs mucizeler-fenomenler oluşabilmektedir. 


7--Bu anlamda ...........de tüm sismik aktivite dijital sismik aktivite verilerinin anlık matematik analizleri de bilgisayar yardımıyla anında yapılarak(deprem öncesi kaotik yapı aşırı kaotikleşmeye başladığı için kandilli de sismik aktivitelerin sürekli peryotlarla sayısal verilerin kaotik sayı olan fraktal boyutları hesaplanmalıdır. 


7.1--Bu anlamda aşırı kaotikleşmenin ölçüsü olan Fraktal boyutun artması deprem habercisi olabilir.Ansal fraktal boyut hesabı Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından devreye alınmalıdır. 


8.1--Bazı Jeofizik Teknik Bilgiler-1:


1--Bir çok jeofizikçi bir depremin zamanını ve yerini tam olarak tahmin etmekten vazgeçmişlerse de, belli bir zaman içinde bir yerde deprem olup olmayacağı hala araştırılıyor. 


2--Bir Varsayım, bir yerde olan son büyük depremden bu yana uzun zaman geçtiyse, yeni bir depremin daha kısa bir süre içinde olacağı doğrultusunda. 


3--Deprem için Aslında mantık çok açık: Depremler oluşur, çünkü dünyanın tektonik plakalarının yavaşça sıkışması kayalar üzerinde gerilme yaratır; kayalar kırılana dek.


4--Böylece, büyük bir deprem olasılığının zamanla nasıl "geliştiğinin" anlaşılması amacıyla yapılan sismik kayıtların analizi, gelecek bir depremin kabaca tahminini mümkün kılar.

 

5--California Üniversitesi'nden Lean Knopoff ve Didier Sornette yeni çalışmalarında bu yaklaşımla ilgili ciddi kuşkuların bulunduğunu dile getiriyor. Çalışmalarına göre,

 

1--yeni depremin oluşma şansı zaman içinde artmak yerine aynı kalıyor, hatta azalıyor.

 

2--Araştırmaları, gelecekteki bir olayın olasılığının geçmişteki olaylardan nasıl etkilendiğini gösteren Bayes'in kuramına dayanıyor.

 

3--Sornett'e göre, bir sonraki olayın zamanının tahminini, olaylar arasındaki sürede görülen dalgalanmalar hakkında ne bilindiğine bağlı.

 

4--Bu dalgalanmaların doğası ise depremler arasındaki zaman aralığı olasılığın yoğunluğuna bağlı.

 

6--Bazı bölgelerde periyodik sayılabilecek bir düzen içinde küçük depremler oluşur. Bu durumda, zaman geçtikçe deprem olasılığının artmasına yol açan basit bir olasılık yoğunluğu vardır. Yorum peryodik deprem yoğunluğu deprem olma olasılığını artıyor olabilir.

 

7--Ancak başka bölgelerdeyse, olasılık yoğunluğu Poisson dağılımını takip ediyor.

 

8--Sornetto ve Knopoff'a göre bu durumda zaman içinde bir başka deprem olma olasılığı sabit kalıyor. Yani en son ne zaman deprem olduğunun hiç bir önemi yok.Yorum:Sabit depremlerde deprem olma olasılığı zamana bağlı değil.

 

9--Daha da garibi, daha başka olasılık yoğunluklarının, uzun bir süre deprem olmazsa deprem oluşma ihtimalinin azalacağını gösterdiğini bulmuşlar.

 

10--Araştırmacılar bu yapının, birçok fayın birbirini etkilediği bölgelere uygulanabileceğini düşünüyor.

 

11--Ancak Sornette ve Knopoff olasılık yoğunluklarının kolaylıkla yanlış hesaplanabileceğini söylüyor.

 

12--Örneklem için kullanılan zaman dilimine bağlı olarak, sismik kayıtlar farklı farklı olasılık yoğunlukları verebilir. Sornette'e göre sonuç, zaman aralıklarındaki dalgalanmalar hakkında yapılan varsayımlara çok duyarlı.

 

13--O'na göre jeofizikçiler, doğru olasılık yoğunluğunu bulabilmek için geniş bir alan üzerinde olabildiğince çok depremin, zamanlamasını ve merkezini incelemeliler.

 

Kaynakça:

1-- www.yeniaktuel.com.tr/tur101,

 

14--Yeni Bir Teori Önerisi:

 

14.1--Yorum:Deprem olma olasılığı zamana bağlı deprem fonksiyonun diferansiyeli-türevi olarak gerçekleşmekte.Bu anlamda belirli bir zaman dilimi içinde belli bir bölgede

F=k.dF/dt F(t):Zamana bağlı deprem fonksiyonu

 

1--Sabit deprem yoğunluğunun deprem yapma olasılığı sıfır.

 

2-Peryodik-sinüzoidal deprem yoğunluğunun deprem yapma olasılığı ters sinüs-kosinüs fonk.

 

3--Zamana bağlı artan doğrusal deprem yoğunluğunun deprem yapma olasılığı zamana bağlı olmayan tekil bir sabit.sayı.

 

4--Zamana bağlı parabolik olarak artan deprem yoğunluğunun deprem üretme yeteneği zamanın fonksiyonu.

 

5-Zamana bağlı üstel deprem yoğunluğunun deprem üretme fonksiyonu-zamanı yine üstel.

 

15--Jeofizik Bilgiler-2:

 

1--Deprem,yer kabuğunda bulunan jeolojik-tektonik levhaların sınırlarını çizen fay kırıkları-fay çizgisi boyunca iki levhanın biribirine yaptığı gerilmenin değişken bir eşik değerde boşalmasına bağlı oluşan elektromanyetik-p dalgaları ve mekanik deprem dalgaları-s bileşiminde oluşan 3 boyutlu dalga hareketidir.

 

1.1--Türkiyenin jeoojik levha yapısını oluşturan levhalar:1--Afrika levhasının bir parçası olan arap levhası,avrasya levhasına doğru kuzey ilerleyerek doğu anadoluyu sıkıştırmaktadır.

 

1.2--Andolu levhası ,bu sıkışmaya bağlı KAF(Kuzey Anadolu Fayı) ve DAF(Doğu Anadolu Fayı) üzerinde kayma ile batıya doğru hareket etmektedir.Öte yandan İran levhasıda kuzeydoğuya doğru ilerleyerek arabistan levhasının neden olduğu sıkıştırmayı açığa çıkarmaktadır.

 

2--Levhaların hareket ölçülmesi KKD veya GPS Uydu ölçümleri ile jeodezi bilimi çerçevesinde ölçülebilmektedir.

 

3--Katı levha tektoniği kuramı ile bütün deprem süreçleri ile açıklanamaz.Modelin cevap verdiği ve cevap veremediği depremler vardır.

 

4--Türkiye de Ana tektonik Bölgeler:

1-Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi

2-Batı Anadolu Açılma Bölgesi

3--Orta Anadolu Ovalar Bölgesi

 

5--Türkiye de Etkin Deprem Kuşakları:


1-KAF--Kuzey Anadolu Fay Kuşağı: Bingöl Karlıova--Marmara Denizi Saros Körfezi


2--Marmara çevresi-Güneybatı Anadolu Graben Havzaları


3--İskenderun Körfezi-Amik Ovası kenarları


4--Güneybatı Anadolu-Ege Kıyıları-Ege Denizi


5--Malatya-Bingöl Karlıoava-Varto-Kars-Kafkaslar

 

6--Tarihsel Deprem Etkinlikleri:


1--1970-1980 arası etkinlik artışı.


2--1990-2000 arası 7 büyük deprem.


3--2000-2010 arası 5 adet 6-6,4 arası deprem

 

7-- Türkiye de Ana tektonik Bölgeleri:

 

7.1-- Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi:Kuzeyde kafkaslarda yıllık 3 cm/yıl hareketi bulunmakta.Depremler Sığ 10-15 km derinlikte oluşmakta.

 

1.1--Bölgede Bulunan Etkin Faylar:


1--Narman-Horasan Fayı-110 km--1983 Narman depremi.


2--Çaldıran Fayı-50 km--1976 Van Çaldıran depremi


3--Balıkgölü Fayı-90 km--1840 Ağrı depremi.


4--Tutak-Karayazı Fayı-90 km.


5--Erzurum Fayı-10 km--1200-1482-1859 Erzurum depremleri

 

7.2-Batı Anadolu Açılma Bölgesi:

 

1--Batı anadolada birbirine koşut pekçok graben,küçük çaplı havza-yanal atımlı fay bulunmakta.

 

2-Büyük çaplı Grabenler:

Büyük-Küçük Menderes vadileri,Saros, Edremit,Kerme, Gemlik,İzmit Körfezi, İznik gölü,Marmara denizi

 

3--Sığ olan Batı anadolu depremleri Rodos-Antalya körfezi açıklarına kadar 90 km derinlikte yer alabilmekte.

 

4--Ege Bölgesi garben sistemleri çok sayıda küçük depreme neden olabilmektedir.

 

5--Güneybatı anadolu yılda 1,35cm/yıl hızla kuzey-güney yönünde açılmakta.Batı anadolu kabuğu ise kuzeybatıya 3-4 cm/yıl hızla hereket etmekte.

 

6-Bu bölge depremeleri 8-10 km derinikte oluşmakta.

 

7.3- Batı Anadolu Açılma Bölgesi-Etkin Fay Kuşakları:

Eskişehir,Sultandağ,Büyük Menderes,Alaşehir,Gediz,Simav,Demirci,Soma-Akhisar,Kerme,aksu bindirmesi

 

3--Orta Anadolu Ovalar Bölgesi:Bölgede Bulunan Faylar Tuzgölü Ve Ecemiş Fayları

 

4--Diğer üç neotektonik bölge:

1--Karadeniz kıyı bölgesi 

2-Trakya Bölgesi 

3--Adana-Kilikya Havzası

 

4--KAF ın kuzeyinde kalan karadeniz kıyı bölgeinde depreme etkinliği azdır.

 

5--KAF-Kuzey Anadolu Fay Kuşağı:

1--1500 km uzunlukta ve sağ yönlü hareket gösteren doğrultu atımlı diri fay topluğu barındıran bir kuşaktır.

 

2--KAF Batıda en az iki kola ayrılmıştır.Bu kollar:

 

2.1--Güney Kolu:Biga yarımadası-yenice-gönen-manyas-Bursa-yenişehir--sakarya

 

2.2--Kuzey Kolu:Saros körfezi-tekirdağ-Mürefte-Şarköy-Marmara Denizinin kuzey bölümü-İzmit Körfezi-Güney kol ile birleşme.

 

2.3--(Kuzey+Güney Kolu)-Mudurnu Suyu Vadisi-Abant Gölü-Gerede-Çerkeş-Destek Boğazı(Ilgaz Dağı)-Yeşilırmak Nehri-Niksar-Kelkit Vadisi-Reşadiye(Tokat)-Koyulhisar-Su Şehri-Refahiye-Erzincan Ovası-Sansa Boğazı-Elmalı Deresi-Karlıova(Bingöl)Üstünkıran-Varto(Muş)

 

3--KAF üzerinde gözlenen yer değiştirme doğudan batıya doğru gittikçe azalmakta.

 

4--1939-1999 arasında doğudan batıya 50 km/yıl hızla büyüklüğü 7-8 olan 8 büyük deprem Erzincan-Yalova arasında batıya doğru göç eden büyük deprem fayları oluşmuştur.Benzer etkinlik 994-1045 ve 1667-1668 arasında olabilmiştir.

 

5--Jeolojik gözlemler KAF daki yer değiştirme 0,5-0,8 cm/yıl,sismolojik çalışmalarda bu değer 1-11 cm/yıl yer değiştirme değerleri vermektedir.

 

6--Marmara Bölgesinin Fay Yapısı:

1-Marmara bölgesinde fay sistemi ,kuzey-orta-güney kolllardan oluştuğu kabul eilmektedir.

 

6.1--Kuzey kol,sapanca gölü izmit körfezi girmekte ,Tekirdağ-Şarköy civarında ganos fayı ile Saros körfezinden.Ege denizine ordanda Yunanistan karasına devam etmekte.

 

6.2--Marmara denizindeki 1200 m derinliğindeki fay sistem:Çınarcık havzası-Orta Marmara Sırtı-Orta Marmara Çukurluğu-BatıMarmara Sırtı-Tekirdağ Havzası-Açıkları dır.

 

6.3--Marmara Denizindeki fay sisteminin GPS Verilerine göre doğrultu atmlı hareketin 18-20 mm/yıl ve genişlemenin 8 mm/yıl düzeyinde olduğu saptanmıştır.

 

7--DAF-Doğu Anadolu Fay Kuşağı:

 

1--Jeolojik veriler bu fay üzerinde 5 mm/yıl düzeyinde hareket değerini vermektedir.Bu değer KAF üzerindeki hareket değerinden iki kat daha azdır.

 

2--MS 0-500 arasında KAF etkinken,DAF sakin görünmektedir.MS 500-1100 arasında etkinlik tam tersine oluşmuştur.Kısaca DAF ile KAF bir terazinin iki ucunda sismolojik aktiviteyi nöbetleşe-peryodik olarak açığa çıkarmakta-icra etmektedirler.DAF ın bu yüzyıl içinde daha etkin duruma geçeceği olasılığı ağırlık kazanmaktadır..

 

2.1--Genç(Bingöl)-Hazar Gölü arası ve çelikhanın doğusunda deprem oluşturma potansiyelinin yüksek olduğu öne sürülmüştür.

 

3-DAF ın Gölbaşı-Türkoğlu arasındaki bölümü altsel dönemde orta ve büyük depremler açısından çok sakin bir durumdadır.Bu durum bölgeyi gelecekte depremler açısından büyük depreeme aday yapmaktadır.


4--DAF Kuşağında 1964-2004 arasında olmuş-ve büyüklüğü 5,5 olan 1964-1971-1986-1986-2003 depremleri çerçevesinde fayın 3-4 cm/yıl düzeyinde bir kayma hızıyla hareket ettiği ve bu kuşak üzerindeki büyük depremlerin kayma vektörlerinin DAF ın doğrultusu ile ilişkili olduğu bulunmuştur.Yani bu depremleri DAF kuşağı olarak nitelemek gerekir.Ayıra fayın çevresindeki ikincil fayların Sürgü-Sudüğünü- Fayı gibi etkin ve hasar yapıcı potansiyele sahip oldukları anlaşılmaktadır.

 

7--Bitlis Bindirme ve Kıvrımlı Kuşağı:

1--Bu kuşak Doğu Tos Dağları güney etekleri-Maraş-Adıyaman-Çüngüş-Ergani-Lice-Kulp(Diyarbakır)-Saso(Muş)n-Kozluk(Siirt)-Pervari(Siirt)-İran Zagros Kuşağı

2--1975 Lice depremi bu bu kuşağın tarihsel olarak zaman zan etkinleştiğini göstermektedir.

 

--------------------------------------------------


16--Jeofizik Bilgiler-3:-Bilgi Notları-2:

 

1--Londra’da bulunan Uluslararası Deprem Tespiti Ağı (GNFE) ve IC-Geochange Uluslararası Küresel Değişim Kurulu Başkanı, Azeri bilim adamı Prof. Dr. Elçin Halilov a göre;

 

1.1--2011 ve 2015 yılları arasında başta İstanbul ve İzmir olmak üzere büyüklüğü 6.5 ve daha üzeri deprem olma olasılığının çok yüksek olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

 

1.2--Çok Yüksek Enerji Birikimi olması nedeniyle ;“ 2013 ve 2014 yıllarında yüksek risk var.

 

1.3--Bu yıllar içinde Türkiye’de Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 4, Ege’de 1 ve Doğu Anadolu Fayı üzerinde bir olmak üzere büyüklüğü 6.5 ve üzerinde deprem olma olasılığı çok yüksek.

 

1.4--Bilim adamları deprem olma olasılıklarını 30-40 yıl gibi uzun yıllara yayarak sorumluluktan kaçıyorlar.

 

1.5--Dünyanın çekirdeğinde çok yüksek enerji birikimi var.Bu enerjinin dışarı çıkışı 2015 yılına kadar devam edecek.

 

1.6--1998’de başlayan ve 2015 yılına kadar sürecek olan bu periyot afet periyodu olacak.

 

1.7-- Yerkürede belirli zaman aralıklarıyla böyle yoğun afetlerin görüldüğü dönemler olmuştur. Ancak bu seferki daha yoğun gerçekleşecek.”

 

1.8--Halilov, deprem olmadan önce tektonik dalgaları belirleyen yeni bir cihaz geliştirdiklerini belirterek, şu bilgileri verdi: “Atropatena Crystal adlı cihaz sayesinde depremleri 3 ila 10 gün önceden belirleyebiliyoruz.

 

1.9--Cihaz sismik değil tektonik dalgaları ölçüyor. Yani deprem olmadan önce tektonik dalgalar yayıyor. Cihaz bu tektonik dalgaları belirliyor. Depremin tam yerini ve büyüklüğünü iyi belirleyebilmek için küresel bir ağ sistemi, yani istasyonların kurulması gerekiyor.

 

1.10--Türkiye’de Başbakanlığa bağlı Afet İşleri ve TÜBİTAK’la görüşmelerde bulunduk. Türkiye’de 5 ayrı bölgeye istasyon kurulursa toplanan verilerle depremler önceden tahmin edilebilir. Amacımız bu istasyonları dünyanın çeşitli bölgelerine yayarak küresel bir ağ oluşturmak.”

 

1.11--Prof. Dr. Elçin Halilov’un verdiği bilgiye göre; GNFE tarafından Pakistan’a önceden verilen deprem tahmini, Pakistan’da 18 Ocak 2011’de meydana gelen 7,2 şiddetindeki depremle kendisini doğruladı. GNFE tarafından Pakistan’da meydana gelecek deprem ile ilgili verilmiş olan tahmin, GNFE’nin resmi web sitesinin tahmin haritasında da yer aldı. Haritada depremin meydana geleceği tarih olarak 12-21 Ocak 2011 gösterilmişti.

 

2--Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından rasathanede düzenlenen bilgilendirme toplantısında

 

2.1--Toplantıda gazetecilerin İngiltere merkezli Uluslararası Deprem Tespiti Ağı Başkanı Prof. Dr. Elçin Halilov'un 2011-2015 arasında İstanbul ve İzmir'de şiddetli deprem olasılığının yüksek olduğuna ilişkin açıklamalarını hatırlatması üzerine şu yanıt verildi:

 

''Maalesef deprem olayı, kaotik bir olay. Bir depremde gördüğünüzü diğer depremlerde göremiyorsunuz. Yapılan bu açıklamaların tamamı hipotez olarak kalır.

 

2.2--İstanbul'da 7 büyüklüğündeki bir depremin 2030'a kadar olma olasılığı yüzde 64. Önümüzdeki 50 yılda olma olasılığı yüzde 75, 90 yılda ise yüzde 95. Yani İstanbul'da 2090 yılına kadar büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 95.

 

2.3--Bizim öncelikle yapmak istediğimiz, afet bilincini toplumda yerleştirmek ve deprem zararlarını en aza indirmek. Depreme dayanıklı bina yapımının sağlanması ve can kayıplarını en aza indirmek çok önemli.

 

2.4--Depremlerin önceden bilinmesine ilişkin bir teknoloji henüz yok, Japonya bu konuyla ilgili çok para harcadı. Ancak Japonlar depremlerin önceden belirlenmesiyle ilgili çalışmalarını kısıtlayarak dayanıklı binaların yapılması konusuna ağırlık verdi.

 

2.5--5.5 büyüklüğündeki bir deprem Türkiye'de hasara yol açıyor, bu da yapı stokundan kaynaklanıyor."

  

3--TÜBİTAK MAM Yer Deniz Bilimleri Enstitüsü ve deprem riski yüksek bölgelerdeki 12 üniversite son gelişmeleri Yeni Aktüel'e değerlendirdi.

 

3.1—TÜBİTAKın 14 üniversiteyle gerçekleştirdiği ve Türkiye genelinde diri faylar üzerinde 184 istasyon kurduğu projeyle; mikro depremlerden sıcak su kaynaklarındaki ısı değişimlerine, topraktaki radon gazı değişimlerinden büyük sarsıntılara kadar hemen her ayrıntı izlenerek muhtemel bir depremi önceden tahmin amaçlanıyordu.

 

3.2--Enstitü depremin önceden tahmin edilemeyeceği iddiaları karşısında umutlu konuşmada ve bazı bulguların yaklaşan bir depremin tahminini günler öncesinden mümkün kılacak anomaliler gösterdiğini açıklanmakta.

 

3.3--Bazı illerde ciddi deprem sinyalleri olduğundan bahsedilen ve yaklaşık 11 il ismi telafuz edildiği konuşmaya göre, Elazığ civarı ciddi sinyaller veriyor. Muhtemel ki yedinin üzerinde olacak ve Elazığ, Malatya, Diyarbakır ve Adıyaman'ın kuzey kesimlerini ciddi biçimde etkileyecek"

 

3.4-- ikinci kritik nokta olarak Kahramanmaraş Türkoğlu'nu gösteriyor! "Çukurova'da Kozan'ın kuzeyinde hareket, Denizli civarında muazzam aktivite var" diyen

 

3.5—verilen bilgilere göre Manisa'nın batısında, İzmir Urla civarında da hareket görülüyor.

 

3.6--Erzurum Aşkale, Bingöl Karlıova ve Solhan civarındaki faylarsa sürekli hareketli.

 

3.7--Tuz Gölü Fayı Hareketlenirse, Ankara Ve Beş İl Risk Altında"

Son zamanların güncel olayı, Ankara Balâ depremleri. Bu sarsıntılar Ankara civarında büyük bir depremin habercisi mi?Balâ'nın hemen güneyinde uzunluğu 7 - 10 km. arasında değişen küçük faylarımız var.

 

3.8--20 Aralık 2007'deki 5.6'lık ilk Balâ depreminden hemen sonra orada 30 km. yarı çaplı çember şeklinde kurduğumuz deprem istasyonları sayesinde, daha sonraki artçı depremlerin ana şokun çevresinde kümelendiğini görülmekte.

 

3.9--Bu artçılar yakındaki diğer fay sistemlerine taşınmıyorsa olay lokaldir ve endişelenecek bir şey yok. Mesela iki, üç ay sonra bu küçük faylarda beş büyüklüğünde deprem olabilir ama bunlar bizi korkutmaz çünkü altıdan yukarı deprem üretemezler.

 

3.10--Korkulan şu: Balâ'nın en güneyinde, uzun yıllar, belki de 1000 yıldır deprem üretmemiş bir Tuz Gölü fayı var. Haliyle, nasıl bir deprem üreteceğine dair fikrimiz yok. İlk Balâ depreminin merkezi Tuz Gölü fayına 30, 40 km. Balâ depremleri yavaş yavaş Tuz Gölü fayına doğru kayarsa asıl o zaman tedirgin olmak için bir neden ortaya çıkar.

 

3.11--Çünkü bin yıldır hareket etmeyen fay üzerinde ciddi bir gerilim vardır. Tuz Gölü fayı 100 km. uzunluğunda ve harekete geçtiğinde yedi büyüklüğünde deprem üretebilir. Ankara, Eskişehir, Niğde, Aksaray, Mersin'in kuzeyi ve Kayseri civarı etkilenir ve böyle bir depremin merkez üssü de büyük ihtimalle Şereflikoçhisar, Aksaray veya Niğde'nin Bor ilçesi olabilir.

 

3.12--İzmir'deki Birikim, Depremin Tahminini Kolaylaştırıyor!

- İzmir ve Çanakkale de hareketli. Ege bölgesi ya da Çanakkale civarı, araştırma anlamında Ankara'ya göre kendimizi daha rahat hissettiğimiz bir yer.

 

3.13--TÜRDEP kapsamındaki yoğun gözlem istasyonlarıyla daha hassas gözlemler elde ediyor ve sürekli değerlendiriliyor.

 

3.14--İzmir Urla'da 2005'te 5.9 büyüklüğüne varan depremler oldu. Çeşme Yarımadası'nı kuzeyden ve güneyden kat edip denize giren faylar olduğunu biliyoruz.

 

3.15--İzmir'in kuzeyinde, Manisa üzerinde ciddi fayları içeren Gediz Grabeni var ve Denizli'ye kadar uzanıyor. Denizli'den Aydın ve İzmir'e doğru fay sistemi var. Türkiye'nin en aktif fay hatlarını içeren bölge burası.

 

3.16--Yedi büyüklüğünde bir depremin merkez üssü Denizli, Manisa, Aydın, İzmir'in merkezi ya da açıkları olabilir. Yine de İzmir için İstanbul kadar kapsamlı bir çalışma yoktu. Yani veriye dayalı tespitlerden ziyade, çoğu tarihsel değerlendirmeler

 

3.17--Ama TÜRDEP kapsamında şimdi bu bölgede çok sayıda istasyonumuz var ve ciddi veriler topluyoruz. Sorsanız ki "Önümüzdeki bir hafta içinde İzmir'de beşten büyük deprem bekliyor musunuz" diye, radon gazı ölçüm istasyonlarına dayanarak "Bir anomali yok ve bir hafta içinde böyle bir deprem beklemiyorum" derim. Ama bir haftadan sonrası belirsiz!

 

3.18-- Ama yanıtınızdan da şunu çıkarıyorum; tıpkı İstanbul gibi İzmir'de de büyük bir deprem öncesinde anomalileri izleme ve belki depremi tahmin etme imkânı doğacak

 

3.19--Altı, yedi büyüklüğünde depremden önceki anomaliler öyle birkaç saat ya da birkaç gün değil, 10-15 gün önceden başlar varsayımımız var ve doğruluğunu deprem aşamasında test etmiş olacağız. Bu da tahmini kolaylaştırır. Yani büyük deprem riski taşıyan bölgeler, bir yandan böyle de bir şansa sahip aslında.

 

4--Yıldız Teknik Üniversitesi - Marmara Bölgesi'nde GPS ve gravite çalışmalarını devam ettirmek amacıyla YTÜ olarak

 

4.1--Bu proje bundan sonra yapılacak çalışmalara bir zemin oluşturacak. Marmara Bölgesi'nde, GPS sonuçları ile günümüzde 1999 İzmit Depremi kırığının batı uzantısında düşük yamulma dağılımının olduğu görüldü ve bölgenin batısında önemli bir gerilme birikmekte.

 

4.2--Ayrıca, Marmara'nın doğusunda ve 1999 deprem kırığının tanımlandığı alanda deprem sonrası deformasyonların hâlâ baskın şekilde devam ettiği görülmekte."

 

5-- İTÜ- Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünde:

 

5.1--Marmara'da büyük bir nüfus ve sanayi yatırımı her an büyük bir depreme maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya ve risk sürekli artıyor.

 

5.2--2004 itibariyle önümüzdeki 30 yıl içerisinde büyüklüğü 7 ve üzerinde bir depremin oluşma tehlikesi yüzde 35 ile yüzde 70 arasında ve bu çok yüksek bir olasılık

 

5.3--İstanbul'un en tehlikeli alanlarındaki nüfus ise 8.3 milyon.

 

5.4--İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Japon JICA ortak çalışmasında 750 bin bina için yapılan deprem senaryosunun şu anda mevcut olduğu beyan edilen 1.600.000 bina için düzenlenmiş haline göre;

 

5.4.1--Marmara Denizi'nin kuzeyinde belirlenen fay hattı üzerinde 7.5 büyüklüğünde bir depremde 10 bin bina tamamıyla çökecek, 100 bini ağır hasar görecek, 140-150 bin kişi ölecek, 240 bin kişi yaralanacak, 440 bin aile evsiz kalacak.

 

5.6--Şehir suyunda 2.800 noktada, kanalizasyonda 2.400 km.'de, doğalgazda 22 noktada ve 50 bin kutuda hasar yaşanacak. Başta İstanbul olmak üzere Marmara vakit kaybetmeden çalışmaları hızlandırmak zorunda.

 

6-- Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü -İzmir Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi:

 

1-- İzmir ve yakın çevresinde;

 

2--Çandarlı Körfezi ve doğusu ile Manisa) civarlarında,

 

3--daha doğuda Gölmarmara'nın (Manisa) kuzeyinde (Akselendi-Süleymanlı) ve batısında (Halitpaşa) yerleşimleri arasındaki bölgede,

 

4-- İzmir Körfezi doğusunda (Kemalpaşa) ve yakın çevresinde, daha güneyde Sığacık Körfezi ile Seferihisar (İzmir) arasında kalan bölgede,

 

5-- Yağcılar köyü güneyi (Sığacık Körfezi, İzmir) ile kuzeyindeki Gülbahçe Körfezi arasında kalan kesimde,

 

6--Zeytineli köyü (İzmir) kuzeyinde (Ildır-Alaçatı doğu kesimleri),

 

7--Torbalı-Özdere-Gaziemir (İzmir) üçgeninde

 

8-- Kuşadası Körfezi kuzey kesiminde deprem etkinliği gözleniyor. Ege Bölgesi genelindeyse; doğuda Denizli-Honaz-Babadağ arasında kalan kesimde,

 

9--batıda Kuşadası Körfezi-Söke-Germencik arasındaki bölgede ve kısmen Çameli (Denizli) civarında etkinlik var.

 

7--Bu küçük depremsel aktivite biriken enerjiyi dağıtan ve daha büyük birikmeleri önleyen bir mekanizma olabilir.

 

7.1-- Ancak bu tespitler, yeni başlayan ve olağanüstü bir hareketlilik olarak algılanmamalı. Bölgede meydana gelebilecek bir depremin büyüklüğünü, yerini ve zamanını tahmin etmekse zor

 

8-- Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü

 

8.1--TÜRDEP, şu ana kadarki çalışmaların en kapsamlısı ve en iyi organize edileni.

 

8.2--İzmir ili ve çevresi, aktif fay hatlarına sahip.

 

8.3--Özellikle bölgenin batısı sürekli hareket halinde.

 

8.4--Bölgedeki sismik hareket, fayların sürekli aktif olduğunu gösteriyor.

 

8.5--Daha çok Seferihisar ve çevresi, olası büyük bir depremin merkez üssü olma potansiyeline sahip.

 

8.6--Böyle bir deprem halinde en çok İzmir merkez ve yakın ilçeler etkilenecek.

 

8.7--Ama yerel yönetimlerin önlem ve bilinçlendirme çabaları yetersiz."

 

9- Bursa`nın en büyük depremini 1855`te geçirdiğini hatırlatan KRDAE Müdürü Prof. Dr.


9.1--En büyük depremini 1855`te geçiren Bursa`da, bundan sonra o boyutta çok büyük bir deprem olması, çok büyük bir ihtimal değil.

 

9.2-- 5.5-6 büyüklüğünde deprem olma ihtimali çok daha yüksek.` dedi.

 

9.3--Prof. Dr. Erdik, gazetecilerin Bursa`nın depremselliği ile ilgili sorusuna şu cevabı verdi:Bursa`da çok sayıda küçük fay var ve her zaman küçük depremler olabilir ve küçük depremlerde de konutlarımız hasar görebilir bize hiçbir şey olmasa bile.

 

9.3.1--Bunun için DASK çok büyük vesile oluyor. Herkese sigorta yaptırmasını tavsiye ediyorum.`

 

9.4--Kuzey Anadolu Fayı`nın üç ana kolu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdik, şunları söyledi:

 

1--Biri Kuzey kolu ki, Marmara Denizinden geçiyor.

 

2--Orta kolu var Marmara Denizinin güneyinden geçer.

 

3--Diğeri de güney kolu dediğimiz Bursa`nın üzerinden geçen koludur.

 

4--Kuzey kolundaki yıllık oynama mertebesi 2,4 santimetredir.

 

9.5--Bursa kolunda 7 milimetreye iner, bu da demektir ki; 100 yıl hiç deprem olmasa Marmara`da, 2,5 metre bir atım birikir,

 

9.6--burada hiç deprem olmasa 100 yılda 70 santim atım birikir.

 

9.7--Bu demektir ki burada büyük depremin olması için Marmara`nın kuzey koluna göre 4 katı fazla zaman geçmesi lazım. Büyük deprem olmaz değil, ama çok büyük deprem olma ihtimali Marmara ya göre 4`te 1`dir.Yani Marmara`da yüzde 100` ise burada yüzde 25`tir.`

 

10--Depreme Karşı Güçlendirme Çalışmaları İstenen Seviyede Değil:

 

10.1--İnsanların kendi konutlarını veya apartmanlarını depreme karşı güçlendirmelerinin bir ekonomik fizibilitesinin bulunmadığını anlatan Prof. Dr. Mustafa Erdik, şu görüşleri dile getirdi:

 

1--İnsanlar da bunun farkında, o yüzden bunu yapmıyor, bunun aslı kentsel dönüşümdür.

 

2--Eski, bakımsız binaların olduğu yerler vardır. Burada parseller birleştirilir, çok daha başka düzene gidilir.

 

3--Buralar belki eğlence, belki sanayi merkezi yapılır, ama buradan elde edilen ranttan da buradan ayrılan insanlara belli bir pay verilir, onlara ayrı bir ev verilir.

 

4--Bunun hayata geçirilmesi lazım, yoksa insanlara ben sana kredi vereyim de sen evini güçlendir olmaz. Bu çok denendi, son 10 yılda denedik, bir sonucunu görmedik. Çünkü bu işin ekonomik fizibilitesi yok.`

 

11--Batı Anadolu`nun Depremsellik Riski:

 

11.1--Büyük deprem olma riskinin Marmara`da daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Erdik

 

1--İstanbul`da beklediğimiz 7 ve üzeri depremdir.

 

2--Ege Bölgesinde 7 ve üzeri depremler olur, ama İstanbul`a nazaran çok daha az sıklıkta olur.


3--Öte taraftan 6 civarında deprem çok sayıda olur. 6 ve civarındaki depremlerde büyük ama çok büyük depremler değil, ikisinin farkı budur.` dedi.

 

4--İstanbul`da yakın zamanda bekleniyor mu?` şeklinde ki soruya ise, Prof. Dr. Mustafa Erdik, şu cevabı verdi:

 

4.1--Marmara`da çok büyük depremlerin ortalama olma süresi yaklaşık 250 yıldır.

 

4.2--Burada da ortalama olma süresi 1000 yıl.

 

4.3--Ama bin yılın ne zaman başladığını bilmiyoruz, yarın da olabilir, 50 yıl sonra da olabilir.

 

4.4--Ben bunu bilmiyorum, ama şunu biliyorum ki burada 100 bin yıl beklersem 100 tane deprem olur İstanbul`da 400 tane olur. Benim bildiğim bu, ama ne zaman olur bilmiyorum.`

 

 

9--Bina-Deprem İlişkisi-Temel Bilgiler:

 

1--Binalarda deprem anında rezonans olmamakta ve bu nedenle hasara uğramamaktadır.


Binanın hasar görmesinin nedeni mekanik deprem dalgasının x-y eksenleri doğrultusunda oluşturduğu yatay kesme kuvvetleri bodrum ve zemin katta kolonu kesmesi ile ortaya çıkmaktadır.

 

2--Deprem dalgası merkez üssünden uzaklaştıkça dalganın genliği azalan sinüzoidal karakterli bir mekanik dalga hareketidir. 


Deprem dalgası, 

1. Öncü dalga, 

2. Hasar dalgası olarak iki (p(primer-birincil)-s(sekonder-ikincil) dalgaları) bileşenden oluşur.

 

2.1--Öncü dalga elektromanyetik karakterli olup canlılar tarafından (hayvan-insan) hissedilir.Hasara neden olan ikinci dalga mekanik dalgalar olup statik hesap bu dalga kuvvetlerine göre

yapılmaktadır.

 

2.2--Dalga yatayda ilerlerken nasıl üzerinde bir cisim olan şilte çekilirse kesme kuvvetleri oluşuyorsa depremin yatay kesme kuvvetlerine karşı bina kolonlar ile kesme kuvvetlerine

direnir.

 

2.3--Binanın yatayda geometrik merkezi ile ağırlık merkezi aynı noktadan geçmeli ve orjin buraya yerleştirildiğinde x-y eksenlerien göre kolonlar simetrik olmalıdır. Ayrıca perdeli sistemde merdiven çekirdeği mümkünse orjinde olmalıdır.

 

3--Deprem dalgaları ile ilgili olarak:Depremde mekanik dalga Dalga zeminde ilerlerken binanın tabanı dalganın tepesinde kaldığında deniz dalgasının kayığı havalandırdığı gibi deprem dalgası binayı sırtlar ve havalandırır ardından dalganın çukuruna rastladığında bu defa

binayı bu çukura çeker ve zemini yırtmaya çalışır ki bu durumda önemli olan binanın ağırlığı ve deprem dalgasının negatif basıncı ile zeminin yırtılmaya karşı emniyet gerilmesidir bu gibi durumlarda zemin emniyet gerilmesi zayıf ise raydal temel ve alanının artırılması ve ankraj

yollarına gidilebilir.

 

4--Deprem dalgası 1-ışık ışınları gibi odaklanabilir kırılmaya uğrar veya yansıtılabilir kısaca ışık ne özellik gösteriyorsa ortamda ilerleyen bu dalgada o özellikleri gösterir.Deprem dalgaları Tümsek veya çukur yüzeylerde   bir mercekten geçen ışınlar gibi çukur yüzeyin odak noktasında birleşerek-genlikleri çok yüksek değerlere çıkarken ,tümsek yüzeylerde ise odak noktası zahiri olduğu için dalga odak noktasına göre dağılır.

 

4.1--Dalga yumuşak zeminde ilerlerken rahat ilerleyebildiği için dalganın peryodu artar-genliği düşer dalga yayvanlaşır ki bu gibi zeminlere çok katlı bina yapılabilir.

 

4.2--Kayalık zeminde ise dalganın peryodu kısalır-genliği artar ki bu gibi zeminlere az katlı bina yapılması daha uygun olabilir. 


Bunun nedeni binanın rezonanas noktasından uzaklaştırılmasıdır. Rezonanas noktasından uzaklaşmak için w=wn yani w/wn=1 noktasından ya sola doğru 0 noktasına doğru yada 1 noktasından daha sağa doğru kaymak gerekir.

 

4.3--Yumuşak zeminlerde deprem dalgasının frekansı (wd)düşer .Bu durumda wn/wd oranıda 1 e doğru artar.Bu durumu dengelemek için binanın özgül frekansı (wn) düşürülürse wn/w oranı 0 doğru azalarak düşer .


Bu nedenle wn i artırmak için böyle zeminlerde çok katlı perdeli sistemler yapılmak suretiyle yani bina kütlesinin ve rijitliğinin artırılması ile binanın özgül frekansı düşürülür.

 

4.3.1--Sert-kayalık zeminlerde deprem dalgasının frekansı (wd)yükselir.Bu durumda wn/wd oranıda 0 e doğru artar.Bu durumu dengelemek için binanın özgül frekansı (wn) artırılırsa wn/w oranı 1 doğru artar .


Bu nedenle wn i artırmak için böyle zeminlerde az katlı salınım yapan kolonlu yada çelik konstrüksiyonlu esnek sistemler yapılmak suretiyle yani bina kütlesinin ve rijitliğinin düşürülmesi ile binanın özgül frekansı artırılır.

 

Bilgi: Özgül frekans ifadesi:   wn=1/karekök(m.k)Bu ifadeye göre bina kütlesinin arttırılması ve bina rijitliğinin arttırılması ile bina özgül frekansı düşer.(m= bina kütlesi k= rijitlik )

 

 

4.4--Öte yandan rezonansta binaya gelen gerilmelerin üstel bir biçimde artmasını engelleyen sönüm oranıdır.


Sönüm oranı 0 ise rezonansta binada oluşan gerilmeler üstel hale gelip binayı yıkar eğer Sönüm oranı 1 ise rezonansa bağlı oluşan gerilmeler bina mukavemetinin altında kalır ve bu sarsıntıda binaya bir şey olmaz.


Bu nedenle sönüm oranının 1 e yaklaşmasını isteriz.Sönüm oranı

z=c/k.m ifadesine göre bina kütlesinin azaltılması-bina rijitliğinin azaltılması ile z 1 doğru artar ve binada oluşan gerilmeler en az düzeyde kalır.


Eğer bina kütlesinin artırılır-bina rijitliğinin artırılır ise ile z 0 doğru azalır ve binada oluşan mekanik titreşimler ve ona bağlı gerilmeler çok yüksek değerlere çıkar.


Bu nedenle kütle ve rijitlik anlamında çok katlı perdeli sistemlerin rezonans tehlikesi-az katlı kolonlu sistemlere göre daha yüksektir.

 

4.4.1-- z=c/k.m ifadesine göre c sönüm sayısı olup c nin sönüm yapmasını yani 1 doğru yaklaşmasını isteriz.

 

1--Bir benzeşim yapmak gerekirse:Gelen deprem dalgası bir boruda akan su gibi binaya dağılır.Bu durumda borularda akışa karşı nasıl direnç oluşuyorsa ,binada deprem dalgasına karşı bir boru gibi direnç gösterir.

 

2--Benzeşim yapılırsa bu direnç q sönüm sayısı ile ters orantılı kabul edilebilir. Borulardaki direnç (r) ifadesine göre direnç gelen akışın debisinin karesi ile doğru orantılı,akışı geçtiği boru çapının 5. kuvveti ile doğru orantılıdır.

 

3--Bu analize göre direnç yada r=1/c=k.q kare/d üzeri 5 ifadesine göre c=(1/k).d üzeri 5/q kare  ifadesine göre sönüm sayısı deprem dalgasının frekansının karesi ile doğru,boru çapı-bina büyüklüğünün-kütlesinin 5. kuvveti ile ters orantılı olduğundan çok katlı büyük binaların sönümü-sönüm sayısı 1 doğru olacak biçimde ,az katlı binalara göre boyutun 5. kuvveti ile ters orantılı olarak artar.

 

4--Öte yandan çok katlı böyle bir bina yumuşak zeminde yer aldığı için deprem dalgasının frekansı düşük olup,frekansın karesi de daha küçük olacağı için yine sönüm sayısı artar.


Bu anlamda yumuşak zeminde yer alan çok katlı binalarda sönüm sayısı 1 doğru oldukça yüksektir.Sönüm sayısının 1 yaklaşması rezonansta binada oluşan gerilmeleri en aza indirirken, 0 olması durumunda oluşan gerilmelerin genliği sonsuza giderek binayı yıkar.


Tersi analize göre ise laminar akış halinde kayalık zeminde az katlı binaların sönüm sayısı 0 a yakın olup rezonans tehlikesi vardır.

 

4.4.2-Yukarıdaki akışkanlar mekaniği benzeşimli sönüm sayısı analizi normal laminar akış hali için geçerlidir.

 

5--Tam türbülanslı akış (akışkanlar mekaniği benzeşimine göre :boru çapının az olduğu) az katlı binalar için geçerli olup ,böyle bir akışta direnç ifadesi akış hızının karesine bağlı olduğu için Sönüm sayısı c=1/r =1/v.v ifadesine göre ( ayrıca hız frekans ile ters ilişkili olduğu için) sönüm sayısı c=f.f olup deprem dalgasının frekansının karesi ile doğru orantılı dır.Bu anlamda tam türbülanslı akışta az katlı kayalık zeminde binalar için c 1 e doğru yaklaşarak binayı hasardan korur.

 

6-- Eski Osmanlıda Camileri özellikle minareleri deprem dalgalarına karşı korumak için zeminle birleşme yerlerine , gelen deprem dalgalarını sönümleyen en iyi malzemelerden kurşun kullanılmıştır.

 

7--Çeşitli Bireysel Depremden Korunma Önlemlerinin Tahmini Koruyuculuk Payları

 

1-Depreme Dayanıklı Mobilyalar Kullanmak…………...............….% 20

2-Panik Eğitimi……….............…% 20

3-Yapının Güçlendirilmesi……….% 15

4-Hayatta Kalma Eğitimi………...% 15

5-Yangın Savunma Eğitimi……....% 15

6-Evin Bir Odasının Güçlendirilmesi……………...........% 5

7-Her şeye Karşın Korumasız Kalan Alan………………......................% 10

 

Tınaz Titiz tarafından evlerde depreme karşı çok sağlam bir eşya geliştirme düşüncesinden yola çıkılarak geliştirilen küresel formlu masa 40 kg ağırlığında olup,2.2 ton statik yük altında bile sağlam kalıyor.   Kaynakça:Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi,Sayı:1061/Temmuz-2007 “Her Evde Çok sağlam Bir Eşya Bulunmalı”

 

8--Japon Meteoroloji Dairesinin desteğiyle geliştirilen bir sistem ile tehlikeli sarsıntılar öncesinde meydana gelen ve kayıtçılara ulaşan ilk sarsıntılar olan P –dalgalarını ölçülmesi mümkün hale gelmiştir..Bu anlamda Asıl depremden saniyeler öncesinde alınan bu birkaç saniyelik sinyal ile gazın otomatik kesilmesi,atom rektörlerinin,hızlı trenlerin,vinç kuleleri durdurulabilir.


Öte yandan Tokyo Üniversitesi Güvenlik Uzmanı Kimiro Meguro ya göre bu kısa süreyi çok iyi kullanmak kaydıyla , depremden 10 sn öncesinden alınan deprem uyarısı ile kurban sayısı % 90 azaltılabilir.

 

 

10--Bazı Bina İmalat Kusurları:

 

1--Depremde yükün tersindiği dikkate alınmadığından, kirişin alt donatısının sürekliliği ya hiç sağlanmamış veya yetersizliği

 

2--Plaka ankrajları yetersizliği.

 

3--Üstte kiriş donatısının kolondan çıkan filizlere bindirmeli olarak eklenmesi yetersizliği.

 

4--Bu tür bağlantılar düğüm noktasında yapıldığından, iki zayıflık bir araya gelmesi

 

5--Bağlantıların sağlıklı davranmaması, yanal ötelemeleri arttırarak taşıyıcı olmayan dolgu duvarlarında önemli hasar oluşturabilir.

 

6--Tek Katlı, Mafsallı Ön Üretimli Çerçevelerden Oluşan Endüstri Yapıları :

Bu tür yapılarda, ön üretimli kolonlar, temellerde yerinde dökme soketlere oturtulduktan sonra, kolon çevresi harçla doldurulmaktadır. Ön üretimli kirişler kolonlardan çıkan konsollara mafsallı olarak bağlanmaktadır.

 

7--Bu tür binalarda mafsallı bağlantı tek veya çift pimlerle sağlanabilir ancak 1998 Yönetmeliğinde, bu tür mafsallı bağlantılara ancak tek katlı yapılarda izin verilmektedir. Tek katlı, mafsallı bağlantılara ancak tek katlı yapılarda izin verilmektedir.


Bu anlamda Tek katlı, mafsal bağlantılı ön üretimli, çerçevelerden oluşan endüstri yapıları 1998 Ceyhan 1999 Kocaeli Depremlerinde büyük hasar görmüştür.

 

8--Sistem Kusurları :

3--Deprem etkisi ile kirişte oluşmaya başlayan dönmeyi önleyecek elemanlar olmadığında, kirişler serbestçe dönebilir ve mesnetteki pimleri zorlayarak onları ya sıyırabilir ya da kırabilir.

 

9-- Detay Kusurları :

 

1--Mafsal bağlantıda tek pim kullanılan durumlarda bu pimin, yanal ötelenme veya kiriş dönmesi sonucunda oluşan zorlamaları karşılaması mümkün olmaz.Bu anlamda Çift pimli bağlantılar göreli olarak daha iyi davranabilir.

 

2--Yığma Dolgu Duvarlar :


2.1-- Sandviç dolgu duvarlar :

İki dış yüzün mekanik olarak birbirine bağlı olması deprem davranışlarını olumsuz etkiler. Genellikle dış yüz, depremlerde kolayca dökülmüştür. Bu tür uygulama çok sakıncalıdır ve birlikte çalışmalarının sağlanması gereklidir.

 

3-- Binaların Deprem Hasarlarına Karşı Önlemler:

 

1 - Aynı büyüklükte ve uzaklıktaki depremden ve aynı tür zemin üzerinde bulunan yapıların hasar görme derecesi yapıların biçimine-türüne-uygulama projesine ve yapı salınım periyotlarına göre değişmektedir.

 

2--Yapı türlerine göre en az hasar derecesinden en çok hasar derecesine göre binalar sıralandığında:Hafif Çelik-Betonarme Döşemeli Çelik-betonarme-ahşap-kagir-kerpiç yığma binalar olarak sıralanabilir.

 

3--Hafif çelik yapılarda zemin problemleri olmadığı sürece deprem hasarına daha az rastlanmaktadır.Çelik iskelette deformasyonlara rastlanmasa bile yapnın tümüyle çökmesi beklenmemelidir.

 

4--Betonarme yapılar depreme iyi dayanır ancak yapım hataları,temelin ve zeminin yetersizliği nedeniyle önemli hasarlara uğrayabilmektedirler.

 

5--Ahşap yapılar büyük depremlerde eğilme ve katlar arasında kayma göstermekle birlikte,orta büyüklükteki depremlerde iyi davranır.

 

5.1--Ülkemizdeki geleneksel ahşap yapıların yatay etkilere dirençleri fazla değildir.

 

6--Kagir ve kerpiç yığma yapılar depreme en az direnç gösteren yapılardır.Özellikle kötü işçilik ve malzemeyle yapılmış kerpiç yığma yapılar ortalanın altında sayılabilecek(M<5) büyüklükteki depremlerde dahi yıkılabilmekte ve ölümcül olmaktadırlar.

 

7-- Depreme Dayanım Açısından Bina İmalatında Yapılması Gerekli Bazı Kurallar:

 

7.1--kolonlar kirişlerden daha güçlü-kalın olmalıdır.

 

7.2--Kısa kolonlar kullanılmamalıdır.

 

7.3--Duvarlar yarım bırakılmamamlıdır.

 

7.4--Kısa duvarlarda duvarla kolon arasında boşluk bırakılmamalıdır.

 

7.5--Ağır çatı ve toprak çatı kullanılmamamalıdır.

 

7.6--Kolon ve kirişlerin birleşim yerlerine yakın noktalarda etriyeler sıkılaştırılmalıdır.

 

7.7--Binalarda düşey doğrultuda düzensiz şekiller kullanılmamalıdır.

 

7.8--Kolonlar temelden çatıya kadar aynı doğrultusunu korumalıdır.

 

7.9--İçiçe geçmiş binalarda deprem dilatasyonu-derzi-boşluğu bırakılmalıdır.

 

7.10--Yapıların giriş-zemin katında dolgu duvarların-perde duvarların kaldırılması durumunda zayıflamış yumuşak kat ortaya çıkar ve deprem sıarasında bu tür giriş katları yıkılarak tüm binanın yıkılmasına yol açar.Özellikle bina bitiminden sonra galeri açmak macıyla kolonların kesilmesi depremde bu binanın ilk yıkılacak olması anlamına gelir.

 

7.11-Deprem sırasında binalar birbirine çarpar ve hara oluşur.Bu anlamda yeni yapılacak binalarda ,binaların arasına 5-10 cm arasında 24 dansinite EPS straforla doldurulacak biçimde deprem boşluğu bırakılmalıdır.

 

7.12--Binanın kat planında Geometrik merkezine göre X-Y eksenlerine göre simetrinin sağlanamadığı binalarda deprem sırasında burulmalar ortaya çıkar ve hasar oluşur.Bu anlamda L-T-U-Kare vs biçimndeki binalar uygun sayıda dikdörtgen binalara ayrılarak her bina ayrı ayrı tasarlanmalıdır.

 

7.13--Yüksek Katlı Binalarda Duvar Örülme Tekniği:

 

1-Yüksek katlı binalarda (10 kat dan sonra) deprem anında duvarların stabilitesini korumak gerekir zira kat adedi arttıkça depreme bağlı salınım artar.Bu nedenle duvar örülmesinde bazı kritik noktalara dikkat edilmesi gerekir.Bunlar:

 

2--Duvar iki kolon arasına,zemin ile kiriş arasına döşenirken,zemine döşenen ilk bir sıra tuğla(gaz beton,bims vs) döşenirken zemine belli aralıklarla 15-20 mm lik sağlamalar vidalanır ve gaz beton tuğlanın oyuğu bu saplama girer.Dolayısıyla tuğla ile ilk bir sıra arasında harç dışında fiziki bir bağlantrı sağlanır.

 

2--Zemine ilk sıra örülen tuğlanın üzerine normal iki sıra daha tuğla örülerek 3 sıralık tuğla boyuna erişilir.Bu sıra tuğlada,solda tuğla ile kiriş bir L ile çivi ile birbirine bağlanır.Ayrıca bu 3 sıra tuğlanın üzerine yanal kesitte z biçiminde paslanmaz çelik file boydan boya örtülüp,öyle sıva atılır.Yani yanal kesitte paslanmaz file tuğla üstüne oturup soldan aşağı 2 cm dikey,sağdan yukarı 2 cm dikey kıvrılır.Bu sistem her 3 sıra da bir uygulanır.Duvarın üstte kirişe 2 cm kala örülme bitirilir

 

3--Duvar ile kiriş arasına 3 adet kama çakılır ve marangoz köpüğü sıkılır.Aynı zamanda duvarın sağında duvar bitimi ile kolon arasına 2 cm boşluklu şekilde örülen duvarımızda araya yine marangoz köpüğü sıkılarak depremde duvarın yerinde patlaması önlenir.

 

7.14--Dış Duvarın Örülmesi:

 

1--Binaların ısı yalıtımında mantolama elemanı olarak 24 dansinite 5 cm EPS Strafor kullanıldığı gibi Strafor altına duvar örüldükten hemen sonra 2x1 cm perlitli sıva(ısı+su yaltımı sağlayan) yapılması uygun olacaktır.

 

1.1--Bu sıva nın yapılması halinde tüm binanın dış duvarlarını kabuk gibi saran bir ısı-su yalıtım mantosu sağlanmış olur.

 

1.2--Bu kabuğun üzerine de EPS Straforlu mantu yapıldığın dış duvarların ısı+su yalıtımı anlamında olması gereken uygulaması gerçekleştirilmiş olacaktır.

 

1.3--Perlitli sıva markası olarak Styronit -Termocoat-Ytong un sıvaper marka perlitli ısı yalıtım sıvaları kullanılabilir.

 

2--Perlitli sıvalar içte en fazla 2 cm,dışta ise en fazla 3 cam olarak 1 cm lik katmanlar olarak uygulanabilir.Yatay Delikli tuğlada 5 cm(içte 2,dış ta 3 cm),19 cm lik Ytong da ise toplam da 3 cm(içte ve dışta 1,5 cm ) yeterli olmaktadır.

 

3--Duvar örülürken,13,5 cm yatay delikli tuğla yatık olarak 19 cm olarak örülür,duvar örülmesi bitip duvar üst yüzeyi kirişe bitiştiğinde 2-3 adet tahta kama duvar ile kiriş arasına çakılır ve ardından köpük sıkılır.Böylece dış duvar stabil sağlam hale gelmiş olur

 

4--.Ayrıcadış duvar içten-dış tan yapılan sıva fileli olarak(paslanmaz veya 160 gr lık plastik file) yapılırsa depremde duvarın dağılması yada kirişle birlikte hareket etmesi sağlanabilir.

 

5--Dış duvarın iç tarafı ve iç duvarlarda kaba sıva yaptıktan sonra 1. Kat sıvası olarak sadece alçı sıva çekmeniz yeterli olacaktır ,bu durumda hem zamandan tasarruf edersiniz hem de ses yalıtımı yapmış olursunuz.

 

 

8--Yumuşak zeminler yer ivmesini büyütücü etki yapmaktadır.Örneğin; D= 7 km olan yörede hesaplanan maksimum yer ivmesi büyüklüğü –katı sıkı zeminde ay= 396.2 cm/sn2 iken , aynı uzaklıkta –yumuşak-gevşek zeminde- ay= 486.3 cm/sn2 olarak kestirilmektedir

---------------------------------------------------------------------------------

8.1.1--Bilgi Notu:

 

1--Zemin Islahı:

 

1--Bina kurulumunda sıvılaşma riski olan zeminlerden kaçınılması gerekir.Ve bu tür zeminlerde bina kurulması durumunda sıvılaşabilir zeminin ıslahı- iyileştirilmesi gerekir..


2--Zemin emniyet gerilmesi değeri 1.25--1,30 kg/cm2 değerini altında olan zeminlerde                     Genellikle 2.5 m ye kadar sıvılaşabilir bir zeminlerin mini kazık uygulaması iyibir uygulama olabilir. Not: dere kıyılarında bu değer 1.1-1.25 kg/cm2 değerine yakın çıkabilmektedir.Ve çakılan mini kazıklar binanın radyel temeli ile bağlantısı yapılarak,sıvılaşabilir zemininde binanın kayma riski minimize edilmiş olur.

 

3--Zemin Islahı Uygulamasında Yöntemler:

 

1--Radyel temel altına Yaklaşık 0.4 m yükseklikte beton zemine basılarak zemin ıslahı yoluna gidilebilir bu durumda 100 m2 bina tabanı için 40 m3 beton gider ve normal 50-60 cm radyel temeli bunun üzerine inşa edersiniz. Radyel temel hariç ; Zemin ıslahı için kullanılan 1 m lik beton maliyeti 32..000 TL tutabilir.Bu durumda radyel temelle birlikte betonarme temel yüksekliği 1 m ye ulaşırki binanın zemin üzerine yaptığı basıncı arttırır.

 

2--Radyel temel altına 5 katlı binalar için 30-40 cm çaplı 6-7 m derinlikli mini kazık çakılır kuyu temel olarak minimum 60 cm aralıklarla veya eğer kuyu temel olmayacaksa 1 m aralıklarla döşenir ve bina temeli bunun üzerine kurulur.Bu durumda 100 m2 bir bina tabanı için 30-40 cm aralıklarla mini kazıklar(yerin delinmesi+demirinin döşenmesi+betonunun dökülmasi dahil) (bir fore kazık maliyeti 300 TL/mx6 m=1800 TL ve 10 m lik cephede 30 cm aralıklarla yapılan fore kazık uygulamasında 10/0,,3=33 adet sonuçta 33adx1800=60.000 TL tutar ve/veya daha geniş aralıkla daha az mini kazık dikilerek maliyet daha da aşağı çekilebilir.

 

3--Bitişik nizam binalarda yan binaların kayma-ve çökme deformasyonuna karşı ,binanın bitişik nizan uzunluğu 5 m ye kadar ise kuyu temel, 5 m den büyük ise 30 cm aralıklarla fore kazık uygulaması yapılabilir..Bu suretle yan binaların kaymasına karşı en iyi risk azatlımı sağlanabilir.

 

4--Kuyu Temel Uygulaması için temel şartlar şunlar değerlendirilebilir: 1-Komşu binanın bodrumu yoksa 2-Zemin etüdünde toprak akma değeri 8MPa ve üzerinde ise 3-Komşu bina yeni deprem yönetmeliği öncesinde inşa edilmiş ise(kolonlar eski yönetmlikte olduğu gibi 25x50 cm vs ise) risk almamak için kuyu temel uygulamasına gidilebilir.


4--Bina Temelinin Su Alması:


1--Binada su yalıtımı temel altı seviyede yani temel grobetonu döküldükten sonra grobeton üzerine 2,5 cm kalınlıklı membran bina temel dış sınırlarını 1 m geçecek şekilde kesilir ve temel donatısı onun üzerine döşenir.Bu şekilde yapılan bohçalama ile binanın su yalıtımı yapılabilir.Temelden daha yukarıya doğru yapılacak membran kaplaması için,temelin dışına taşmış 1 m lik membran parçalarına ekleme yapılarak zemin kotuna kadar bohçalama yapılmalıdır.Bu şekilde temel ve bodrum perdelerinin demirlerinin sudan kaynaklanacak çürümeleri önlenmiş olur.

2--Ayrıca temelden sürekli su çıkıyorsa


2.1--Asansör kuyusu zemini temele değil grobetona dayanır.Bu nedenle binada temelde su alma problemi varsa ,binanın dört köşesine grobeton seviyesinde 2-3 m derinlikte 70-80 cm çapında yuvarlak   su kuyusu kazılır ve içine en üs kısmında aynı çapta betonarme bilezik oturtulur ve en alt kottaki kuyu içine şamandırası su kuyusu zemininden 50 cm yukarıda elektrikli şamandırası ile dalgıç pompa konulur ve dalgıç pompanın çıkışı yukarıdan 2 “ galvaniz boru ile çatal ile üstten binanın 150 mm lik pis su hattına bağlanır. Su seviyesi yükseldikçe pompa otomatik olarak kuyuyu boşaltır.Dört köşeye konmuş bu kuyular grobeton seviyesinde 200 mm lik delikli borular ile birbirine bağlanır ve üzerleri geotekstil keçe ile sarılır ve etrafı iri çakıl ile kapatılır..Dalgıçlı kuyu ise zemin seviyesine kadar devam ettirilir.

 

3--Bitmiş inşaatta asansör kuyusu içinde 2-3 m derinlikte 70-80 cm m çapında yuvarlak   su kuyusu kazılır ve içine en üs kısmında aynı çapta betonarme bilezik oturtulur ve kuyu içine şamandırası su kuyusu zemininden 50 cm yukarıda elektrikli şamandırası ile dalgıç pompa konulur ve dalgıç pompanın çıkışı yukarıdan 2 “ galvaniz boru ile çatal ile üstten binanın 150 mm lik pis su hattına bağlanır. Su seviyesi yükseldikçe pompa otomatik olarak kuyuyu boşaltır.

 

4--Binada bodrum kat da perdelerin su yalıtımında mebran yerine sikalı beton kullanılması halinde 5 katlı-100 m2 lik daireli bir binada normal beton ile sikalı beton arasında m3 de 6 TL fiyat farkı olduğu,bunun toplam maliyeti ise 400 TL fiyat farkı çıkarcaktır.


Kısaca membrenalı yalıtım yanında sikalı beton kullanmak hatta ve hatta temel botonunuda sikalı seçmek binanın ömrü diğer bir deyişle müteahhidin itibarı için ödenmesi gereken küçük bir bedel olarak görülebilir.

 

2--Eski Binalarda Hafriyat Sırasında Kayma Problemi:


1--Eski binalarda(yeni deprem yönetmeliği öncesi yada 1999 depremi öncesi binaların) yanında yeni bina kurulacaksa,hafriyat yapmadan önce kuyu temel yada mini fore kazı uygulaması uygun olacaktır.


2--Zira bu yapılmadığında,hafriyat sonrası eski bina mütemadi temelden dolayı veya zemini yumuşak olabileceği için binada kayma olayı vuku bulabilir.


3--Bu durumda eski binada kaymaya bağlı can ve mal kaybı olabiecektir.Eğer kayma olayı başlamış ise,bu durumda , binayı boşaltmak ve emniyet şeridi içine almak gerekir.


4--Binada kayma olup olmadığını anlamanın bir yolu kayan binanın kayma olduğu tarafta bina önüne derin bir kazık çakmak ve bu kazık ile kayan bina arasına yada komşu bina ile kayan bina arasına bir cam parçası yerleştirmek gerekekir..Sonuçta birkaç saat- gün içinde, camda esneme veya uç durumda kırılma olup-olmamasına bağlı olarak ,binanın kayıp kaymadığı net olarak anlaşılabilir.


5--Tüm bu problemlere karşı çözüm ,yumuşak zemine sahip,eski binaların yanında yapılacak binlarda,eski bina taraflarında olacak biçimde kuyu temel veya fore kazık uygulaması yapılmalısı olası yüksek birçok problemi önceden önleyecektir.

 

2-Zayıf Kat(yumuşak kat oluşumu);aynı kolon kesitinde kalınıp-zemin katların diğer katlarda daha yüksek olması hasar nedeni olup kaçınmak gerekir..

 

2 - Bina temeli yakınında yapılan fosseptiklerin temele su bırakmasına karşı kuyu sızdırmazlıkları sağlanmalıdır.

 

3 - Dökülen betonlarda vibratörün kullanılması şarttır. (gerekli beton sıkıştırmasının yapılması)

 

4 - Taşıyıcı perdelerin köşelerinde perde uç bölgesinin yapılması gerekir.

 

5 - Kiriş ve kolon demirlerinin ekleme kısımlarının kısa tutulmaması gerekir.

 

6-Kolonların kirişlerden daha güçlü ve rijit tutulmuş olması-kirişler genellikle narin etriyeli kolonlara oturtulmuş olması hasar nedeni olabilir.Bundan kaçınılmalıdır.

 

7-Pencere ara boşluğu ile merdiven ara sahanlık kirişleri arasına gevrek kırılmaya elverişli yetersiz etriyeli kısa kolonlar konulmaması gerekir.

 

8-Kolon en ve kesitleri arasında 3 katından fazla oran olması sonuçta kısa kenar doğrultusunda deprem bileşeninin taşıyamaz oluşuna yol açar.

 

9-Birçok binanın kütle merkeziyle ,rijitlik merkezleri arasındaki mesafenin,afet yönetmeliğinde belirtilen minimum değerden büyük olması durumunda yapılarda burulma hesabı yapılması gerekir.

 

10—Bazı Yapılarda büyük çıkmalar ve ağır çatılar mevcuttur.Bu durum ağırlık merkezinin yerden uzaklaşmasını getirmektedir.Bu durum depreme dayanıklı yapı ilkesine ters düşmektedir.Bundan kaçınılmalıdır.

 

11-Genellikle yeterli rijitlik verilmediğinde yanal yer değiştirmeler sınırlandırılmaz.

 

12-Kirişsiz yada asmolen döşemelere sahip yapılarda yatay yükü alan köşeden gibi eğik elemanlar ve betonarme perdeler mevcut olması uygun olur.

 

13-Bazı yapılardaki hasar durumuna binanın bazı özel peryotlarının pratik olarak zemin hakim peryoduyla çakıştığı dolayısıyla rezonansa bağlı olarak hasar görmeleri nedeniyle olacağı için binada rezonans tahkikinin yapılması uygun olacaktır..

 

14-Kalkan duvarı bulunan yapılarda genellikle stabilite bağlantıları yapılması gerekir.Bu imkan ile depremde bu duvarların hemen hepsinin yıkılmamasına yardım edecektir.

 

15-Bitişik düzende inşa edilmiş yapılar arasında yeterli genişlik-derz bırakılmadığında kat düzeylerinde bina katları arasında çarpışma ve hasar yaşanabilir.Bunu sağlayan mesafe için 5-10 cm arası bir değer önerilebilir.

 

16 - Betonun işçiliğini kolaylaştırmak için fazla su kullanılmaması gerekir.

 

17 - Zemin emniyet gerilmesinin ezbere alınarak proje yapılmaması gerekir.

 

18 - Kolon ve kiriş birleşim yerlerinde etriye sıklaştırmasının yapılmaması hasar nedenidir.

 

19 - Beton dökülmeden önce kiriş ve kolon diplerinin tozlu, kirli ve talaşlı bırakılması hasar nedeni olabilir.

 

20 - Kolon aplike yönlerinin bir üst katlarda değiştirilmesi uygun değildir . Ayrıca tek istikamette tasarımın yapılması uygun değildir.

 

21 - Beton döküldükten sonra yeteri miktarda ve sürede sulanmaması (özellikle yaz aylarında) hasar nedeni olabilir.

 

22 - Sıcak havalarda betonun ani su kaybını önlemek için gerekli ölçüde sulamanın yapılmaması. Rötre çatlaklarının oluşmasına neden olacaktır.

 

23 - Duvar, kolon ve kirişlerdeki işçilik hatasını örtmek için kalın bir sıva tabakasının oluşturulması uygun değildir.

 

24 - Kiriş olmayan döşemelere taşıyıcı veya bölücü duvarların örülmesi uygun değildir.

 

25 - Midyeli ve mıcırsız deniz kumunun kullanılması hasar nedenidir.

 

26 - Çok sulu ve deniz kumuyla dökülen betonun paslanmayı hızlandırması ciddi bir hasar nedenidir.

 

27 - Binaların çatısından gelen suların temele akması zeminde sıvılaşmaya neden olarak hasar nedeni olabilir.

 

28 - Kolon ve kiriş etriye bindirme paylarının kısa tutulması, bağ tellerinin kısa kesilmesi hasar nedeni olabilir.

 

29 - Yapılmış olan binaların yanlarında yapılacak bina harfiyatlarının temel altına kadar inmesi ve gerekli önlemlerin alınmaması hasara yol açabilir.

 

30 - Yapılmış olan veya yapılması gerekli olan kiriş ve kolonların iptal edilmesi hasar nedeni olacaktır.

 

31 - Kirişsiz balkonların üzerine sonradan duvar örülerek içeri alınması hasar nedeni olabilir.

 

32 - Mevcut binaların bodrum veya zemin katlarının sürekli olarak sulu bırakılması zemin altında sıvılaşmaya yol açacağı için hasar nedeni olacaktır.

 

33 - Bodrum veya zemin katlarda kolon ve kirişlerin kırılarak, hatta demirlerinin kesilmesi ciddi bir hasar nedeni olacaktır.

 

11-Bina Güçlendirmede Temel İlkeler:

 

1-Betonarme binalarda yük aktarım sistemi şöyledir.

Sabit+hareketli yükler…Kat Döşemesi ne…..kirişler(döşeme yükü+duvar yükü)...kolonlar-perde(kiriş yükü+kolon ağırlıkları)….Temel e…Zemine

 

1.1---Güçlendirme eksik veya zayıf imalata sahip genç binaya yapılırsa işe yarayabilir.Eski-betonu dağılmaya-ayrışmaya başlamış-demiri çürümeye başlamış binada bir işe yaramaz.Genç bina olarak yaşı 15 seneden az olan,yani denetime tabi süreye sahip bina kabul edilebilir.

 

2-Genelde Eski temeller mütemadi temel (50x50 cm vs) olup,bunlar Bodrum kat kolonlarını toprakta tutan ve toprağın üstüne oturan kiriş düzeninde betonarme bağlama sistemidir.

 

2.1--Mütemadi temelin yüzey alanı radyel temele göre çok zayıf olduğu için, Radyel temel , zemin emniyeti açısından en uygun temel sistemidir.

 

3--Not: Radye temel için yapılma gerekliliği:

a)-Zemin in taşıma gücü düşük

b)-Ağır veya çok katlı yapı

c)-Zemin koşullarından dolayı farklı oturmalar bekleniyorsa diğer temel sistemlerine göre daha iyi oturma imkanı sağlar.

 

3.1--Mütemadi temel ise öncelikle ekonomik olması nedeniyle düşünülebilir.

 

1-Radyel temel: binanın oturum alanı içinde tüm kolonların içine saplandığı yaklaşık 50-60 cm yüksekliğinde beton ile içi doldurulan,altına grobeton veya mıcır kaplı temel “


2-Zemin emniyeti (zemin in yırtılmaya karşı direnci)


4--Zira mevcut zemin emniyet gerilmesini değiştiremeyiz ancak kompaktörle sıkıştırmak suretiyle % 25-35 oranında da gerilme artışı sağlayabiliriz.Öte yandan yapacağımız uygun şey,Temel oturum alanı artırmak olacaktır ki bu da radyel temel ile mümkündür.


5--Mütemadi temelde,mütematidi temel kirişlerinin zemine bastığı yüzey kadar bir alanda,bina ,temel ile toprağa basar.Bu alanda,radyel temelin sahip olduğu tüm oturum alanından çok küçüktür.


5.1--Kısaca ,Zeminin binayı taşıma yükünü 1-Radyel(yekpare) temel yaparak 2-Zemini kompaktör ile sıkıştırmak suretiyle arttırabiliriz.Zemin binayı taşıyamaz ve yırtılır ise ,kolonlar sağlam olsa bile bina bir yana yatabilir veya sıvılaşmada varsa bir tarafa yatabilir.


6--Bütün bu nedenlerle Güçlendirmede ilk yapılacaklardan biri de herhalde mütemadi temellerin,radyel temel haline getirilmesidir.


7--Eski Binalarda Hafriyat Sırasında Kayma Problemi:


7.1--Eski binalarda(yeni deprem yönetmeliği öncesi yada 1999 depremi öncesi binaların) yanında yeni bina kurulacaksa,hafriyat yapmadan önce kuyu temel yada mini fore kazı uygulaması uygun olacaktır.


7.2--Zira bu yapılmadığında,hafriyat sonrası eski bina mütemadi temelden dolayı veya zemini yumuşak olabileceği için binada kayma olayı vuku bulabilir.Bu durumda eski binada kaymaya bağlı can ve mal kaybı olabiecektir.


7.2--Eğer kayma olayı başlamış ise,bu durumda , binayı boşaltmak ve emniyet şeridi içine almak gerekir.


7.3--Binada kayma olup olmadığını anlamanın bir yolu kayan binanın kayma olduğu tarafta bina önüne derin bir kazık çakmak ve bu kazık ile kayan bina arasına yada komşu bina ile kayan bina arasına bir cam parçası yerleştirmek gerekekir.

 

7.4--.Sonuçta birkaç saat- gün içinde, camda esneme veya uç durumda kırılma olup-olmamasına bağlı olarak ,binanın kayıp kaymadığı net olarak anlaşılabilir.


7.5--Tüm bu problemlere karşı çözüm ,yumuşak zemine sahip,eski binaların yanında yapılacak binlarda,eski bina taraflarında olacak biçimde kuyu temel veya fore kazık uygulaması yapılmalısı olası yüksek birçok problemi önceden önleyecektir.


8--Binada güçlendirme Temelden başlayarak bütün kolonlardan aynı anda başlar ve kata kat yukarı doğru , bütün kolonlar güçlendirilir.Kısaca GÜÇLENDİRME DE TEMEL YAKLAŞIM BİR ANDA BÜTÜN BİNANIN DEĞİL,GÜÇLENDİRMENİN KAT KAT YAPILARAK BİTİRİLMESİDİR.

 

8.1--Ayrıca katların güçlendirilmesinde,Bodrum kat a radye temel yapmak ve bodrum katı perde yapmak temel standardtır.Katlar güçlendirilirken,zemin kat dan itibaren kat kolon kesit alanları güçlendirme statik projesine uygun olarak en yüksek katda sıfır değil belli bir değerde olacak biçimde azaltılarak gidilir.


8.1.1--Şu hata yapılabilmektedir.En üs 1-2 katda güçlendirme yapılmamakta diğer katlarda yapılmaktadır.Bu yaklaşım bina bütünlüğü anlamında uygun bir yaklaşım değildir.


8.1.2--Katlarda güçlendirme zemin ile en üst kat arasında,zeminde maksimum,en üst kot da minimum olacak biçimde sürekliliği olan bir uygulama olmalıdır.


8.1.3--Kısaca bodrum kat da perde duvar ,zemin kat da statik hesaba uygun olarak maksimum perde sayısı her bir üst kat da azalan perde sayısı,en üst kat da minimum perde alanı veya sayısı şeklinde olmalıdır.


9--Bina statiğinde en önemli şeylerden birisi de uygulama ve projede mümkün mertebe simetrinin korunmasıdır.Depremde en zayıf statik yapı,simetrisi korunmamış yapıdır.(Kolon,mimari vs)


10--Eski binaların yeni deprem yönetmeliğine uygun olarak güçlendirilmesinde çürük kolonların zayıf(15 cm mantolama kalınlığı ile) mantolama ile mantolanacağına, uygun yerlerde kiriş arası perdeleme yapmak daha uygundur.


10.1--Perdeleme yerleri olarak,binada simetrikliğin sağlanması kuralı dahilinde ;

1-Merdiven ve/veya Asansör kovasında paralel iki perde atılabilir.(Eski binalarda, merdiven veya asansör kuyuları-kovaları şimdi olduğu gibi perde ile değil ,köşelere kolon yapılıp-aralarına duvar örülmekteydi.) .

 

2—Köşelere simetrik perde yapmak

 

3—Köşelere perde L yapmak.


4--Burada yapılacak perdelerin perde alanları toplamı,yeni yönetmeliğe uygun olarak tasarlanacak kolonların,toplan kolon alanının % 60 ına eşit olarak alınabilir.


5--Zira perdeden kolona geçişte toplam perde alanı,kolon alanının 4/7=0,6 kadar zayıflar.Bu nedenle toplam perde alanı,yeni yönetmeliğe uygun kolon alanı olarak alınmamıştır.


6--Eğer alınırsa,perdenin kolona göre daha rijit olmasına ileve olarak ayrıca kesit fazlası rijitliği gelecek bu durım sonuçta aşırı rijitleşmeye bağlı,depremde kirişlerim patlamasına neden olabilecektir.


11--Güçlendirmede Yöntemler:


1-Öncelikle bodrum temeli radye temel yapılmalıdır.


2-Bodrum katlar perde yapılmalıdır.


3-Zemin ve normal katlar


a)-Betonarme Perde yapılabilir  


b)-Kolonlar betonarme olarak(16 mm nervürlü demir filizi+BS25 beton) ile mantolanabilir


c)- Betonarme Perde ve mantolama paralel yapılabilir ki bunun metrakere birim fiyatı 100 TL/m2 civarında olabilir


d)-Kolonlar ,epoksi ile mantolanabilir.


12--Kolonların Çelik Levhalar ile Mantolanması ve Çapraz Kuşaklar Atılması Uygulaması:


1--Bu uygulamada , Kolonlar 10 mm kalınlıklı demir levhalar ile mantolandıktan sonra ,kolonlar birbirine yine 10 cm genişliğinde 1 cm kalınlığında çelik şeritler ile birbirine çapraz olarak bağlanacaktır.


2--Sonuçta bütün kolonlar çelik levha ile mantolandığı vede birbirine çelik levhalar ile birbirine çapraz bağlandığı için ( binada kolonlar rijit olarak birbirine bağlı olduğu için) deprem anında kolon kirişlerde bir yer değiştirme olmayacağı ve buna bağlı olarak da kolon kiriş bağlantıları da zarar görmeyecektir.


3--Kolonların çelik levhalarla mantolanması ,betaonarme mantolama+perde uygulmasına göre daha kolay bir uygulama olabilir.


4--Mantolama yapmak için kolonun üstü ve etrafı sıyrılır.Kolon köşelerine 10 cm lik L köşe profil atılır.4adet köşe profil birbirine kolon çevresi boyunca 10 cm lik çelik levhalar ile kirişe yakın yerlerde 20 cm aralıkla 2-3 adet,geriye kalan boşlukta 4-5 adet etriye aralığına uygun olarak kaynak ile birbirine bağlanır.


5--Ayrıca kolona matkap ile delindikten sonra kolona çakılan epoksili saplama ile bu 10 cm lil çelik levhalar birbirine kaynakları   yapılır.Ayrıca kolon kiriş bileşimlerine de içten 10 cm lik L köşe profil atılır.


6--Böylece muhtemel bir Depremde Kolon-kiriş kırılması engellenebilir.


7--Kolonlar çelik levhalar ile mantolandıktan sonra her kolon komşu kolona 10x1 cm lik çelik levhalar ile çapraz olarak bağlanır.


8--Kaynak yapılmadan önce çelik levhalar iki kat astar boya ile korozyona karşı boyanmalıdır.Mantolama sonrası kolon ve duvarlar alçı plaklar ile kapatılır-kaplanır.Duvarda çapraz atılmadan önce duvarın çapraz atılacak(çaprazların geçeceği) yerleri kırılır.


9--Mantolama sonrası çaprazların geçtiği yerlerde çelik levha üstü astar malzeme ve harç ile kapatılır.Kolonlar ise alçı levha ile kaplanabilir.


10--Yapılacak Kaynaklar da ; spiral taş ile 45 derece olarak önceden v kaynak ağzı hazırlandıktan sonra (alın kaynağı yerine ) köşe kaynağı yapılması tercih edilmelidir.


11--Kolonların güçlendirilmesinde öncelikle statik projeden yola çıkarak sadece kolon mantolaması yapılacak ise mantolama kalınlığının saptanması hedef olabilir ki bu kalınlık da 15 cm aşağı değildir.Kullanılacak demirlerde beton laboratuarı minimum dayanım değerleri:

Akma gerilmesi-Gak…420 MPa—Çekme Gerilmesi..Gç….500 MPa dan aşağı olmayacaktır.


11.1-Güçlendirme için , mevcut binanın , kullanılan beton sınıfının saptanması ve buna göre mevcut binanın statik açıdan kontrolü gerekir.beton sınıfının tayininde , genellikle kolonlardan karotla numune alıp, dayanım sınırının laboratuarda saptanması gerekmektedir. Beton sınıfının tayininde genellikle kullanılan yol budur.


11.2--Ancak öngörü yapmak amacıyla aşağıdaki bilgiden de yararlanılabilir:Yapılan bir çalışmada :Normal bir bastırma kuvveti ile 720W lık matkap ,darbeli çalışmada,8 mm lik beton uç ile 7 cm uzunluğu cep telefonun kronometresi ile yapılan ölçümde beton kalitelerine göre matkap ucu aşağıdaki ifade içinde,beton içindeki yolu süre olarak tamamlamıştır.


11.2.1--Beton sınıfı ile süre yaklaşık olarak birebir orantılıdır.”Bu anlamda, herhangi bir kolonun vs beton dayanımı için 720W lık matkapla-L=7 cm/ d=8 mm beton uç ve darbeli çalışmada Kronometre ile ölçüm yapıldığında ölçülen süre t=20 sn ide beton kalitesi C20 olarak yada eski binada t=14 sn ölçülmüş ise C14 olarak kabul edilebilir.


12-Aşağıdaki ifadeler Yeni Deprem Yönetmeliğine uygun sayılabilir ve bu anlamda önerilebilir.


12.1--Kolonların güçlendirilmesinde hem kiriş ve hem de döşemeden itibaren 2,8 m kat yüksekliği için alttan ve üstten 1 m mesafede max 10 cm aralıklar ile yani toplam 10 adet alta 10 adet kiriş tarafı olacak ve aradaki 0,8 m de ise 15 cm de bir etriyeler kullanılacaktır.


12.2--Statik güçlendirme projesinde komple sıklaştırma çıkan kolonlar ise ,komple sıklaştırılmalıdır.


12.3--Kullanılacak etriyeler 8 mm ve kullanılacak kolon filizleri en az 16 mm olmalıdır.


12.4--Etriyler kolona açılıp geçirilecek,80x80 cm gibi büyük etriyelerde 3 tarafı normal alet ile bükülüp,son kenar bu hali ile kolona geçirilip kolon üstünde bükülecektir.


12.5--Etriyeler hiçbir zaman 2 U şeklinde kolon üzerine bağlanma şeklinde düzene gidilmemesi uygun olacaktır.


12.6--Kolon filizi üzerine döşemeden itibaren 10 cm aralıklar ,tebeşirle işaretlenip, 16 lık kolon filizlerine demir tel ile bağlanacaktır.


12.7--Kurulacak kalıp,etriyenin dış ölçüleri üstüne 2,5 cm pas payı konulduktan sonra kalıp kat yüksekliği boyunca çakılacaktır.

 

12.8--Tahta kalıbın en altındaki bir tahta parçası çıkarılacak ve yukarıdan tutulacak hortumla hem kolon hem de kalıp içten yıkanıp,pislik ve toz çıkarılan bu tahta parçasının bıraktığı boşluktan atılacaktır.


12.9--Kolonların güçlendirilme öncesi temizliği anlamında a)-Çekiç ile döşeme-kiriş-temel ve kolon sıvasının ve boyasının atılması-bu suretle beton yüzeyine ulaşılması.


12.10--Yine bu suretle mevcut beton ile güçlendirme betonunun daha iyi kaynaşıp-yapışmasının sağlanmasıdır.


12.11--Hilti ile betonun daha iyi yapışması için üzerine çizgiler-derzler atılması olacaktır.Etriyeler ve kolon filizleri demir telle bağlantıları yapılacaktır.

 

12.12--Mantolama da Kullanılacak kolon filizleri ile Kolon boyutları arasındaki ilişki için aşağıdaki tablo önerilebilir.


12.13--Bitmiş Binalar İçin Kolonlarda ,Mantolu Kolon Boyutlarına Bağlı Olarak

Ortalama 16 mm lik Filiz sayısı:


Kolon Boyutu-a cm   Kolon Boyutu-b cm  16 mm lik Kolon Filizi Sayısı

                 25........................50......................................... 8

                30.........................50.........................................10

               40..........................50.........................................10

               50..........................50.........................................12

               30..........................60.........................................12

               40..........................60.........................................14

               50..........................60.........................................14

               60..........................60.........................................16

               60..........................80.........................................18

               80..........................80..........................................18

 

12.14--Temelin Güçlendirilmesi:

1--Güçlendirmede işe mütemadi temelin radyel temele değiştirilmesi ile başlanmalıdır.Bunun için kat planına göre mütemadi temelin dikdörtgen biçimindeki köşgenlerin kesişme noktasından temele doğru,mütemadi temel yüksekliği boyunca boyunca kırılıp temizlenmesi

 

2--Temel altı için toprak tesviyesi-mıcır veya grobeton dökmek

 

3--Alt hasır:

Mütemadi temelin düşeyde en alt noktasından 5 cm yukarıdan itibaren hitli ile en az 30 cm delip,16 demiri epoksi ile dışarıda 1 m cm kalacak biçimde yatayda çıkarmak.(3 cm mütemadi içinde epoksili –toplam boyu 130 cm lik Saplama ile hasırın 16 lık çubuğunu 2 uçundan demir telle bağlamak.Ve bunun üzerine proje değerine göre (15-20 cm) aralıklı dikdörtgen gözelere sahip 16 mm lik hasır döşemek.


4--Üst hasır ise yine 15-20 cm göze büyüklüklü kolon ve duvardan itibaren,mütemadinin üst demiri ile bağlantılı olacak şekilde döşeme seviyesinde döşenir.


5--Üst hasırın çökmesini ortadan kaldırmak-Alt hasırın üstünde ve alt hasır ile üst hasır arasına yine 16 lık demirden iki uçlu ters U şeklinde destekler koyup ve bağlamak.


6--Alt hasır ile üst hasır arasına,üst hasırdan pas payı kadar(en az 2,5 cm) yüksekte C25 radyel temel betonunu dökmek.


12.15--Kolonların Mantolanması yerine ,çevre kirişleri boyunca kirişi de saracak biçimde(25+10+10 cm) kolonlar arasına perdeleme yapılması daha uygun olabilir.


12.16--Kolon güçlendirilmesinde


1--Kolonun sıva ve boyasının çekiç ile kırılıp temizlenmesi 2-Kolon üzerinde Hilti ile derz çizgileri oluşturma


2--Temelde kolonun 15 cm çevresi boyunca 30 cm 16 mm lik hitli ile delmek ve buraya adet kadar 30+60=90 cm kolon filizini dikmek.


3--Tavanda-Zemin kat döşemesinde kolon etrafını 15 cm(örneğin mantolama kalınlığı 15 cm için) kiriş dışında kalan bütün döşeme betonunu hitli ile parçalamak(boşaltmak).Kirşin demirini de açığa çıkarmak.Mantolamanın düşey 16 lık filizi ile mevcut kirişin yatay filizleri demir telle bağlanmalı.


4--Bodrum katta Temelden çekilen 1 m lik 16 lık filizlerin üzerine kat yüksekliği kadar ,x adet 16 lık kolon filizini iki uçtan demir telle bağlamak.


5--Kolona Etriyeleri açıp geçirmek ve 10 cm aralıklarla 4 köşeden 16 lık kolon filizlerine bağlamak.


6--Tahta kalıbı pas payı kadar olacak şekilde çakmak.


7--Zemin katta kalıbın içine su tutup kolon içini temizlemek.


8--Kolona brüt beton(2 cm büyüklüklü mıcırlı-akışkan beton-en az C25) dökmek ve vibratör çubuğunu 5 sn aralıklarla betonun sütünün kalıptan çıkmasına izin vermeyecek kadar kısa sürede ,kolon çevresi boyunca çalıştırıp,kolonda düzgün dağılım sağlamak.

 

9--Kolonun yeni betonun prizini alması-betonun yanmaması için ertesi gün normal havalarda 1 defa, sıcak havalarda sabah-akşam kalıp üzerinde -sulanıp 4-5 gün sonra da kalıp sökülebilir.Eğer 4 günden evvel sökülürse,kalıp içindeki beton tam prizini almadığı için ortadan aşağı doğru çökme-sehim yapacaktır.Öte yandan 3 gün içinde sökülecekse,o zaman kalıpta ortada pas payı artırılmak suretiyle ters sehim verilmelidir.Bu suretle ters sehim ile çökmeler dengelenebilir.


12.17--Detaylar:


1--Mantolamada ,eski kolonların sıvası çekiç ile kırılıp-dağıtıldıktan sonra açığa çıkan donatı(demir) sert demir telli fırça ile fırçalanmalıdır.


2--Bu bölge lateks esaslı bir bulamaç ile(çimento+polimer+paslanmayı durdurucu katkı) ile tamir edilerek,mevcut donatının daha fazla paslanması engellenir.


3--Güçlendirme yapılırken


a)-Binanın yeniden yapılması maliyetinin örn %40 geçmesi-


b)-Ömrünün önemli bir kısmını tamamlamış (1970 yılı öncesi binalar)-


c)-Ağır hasarlı binalar-


d)-Tarihi değeri veya prestij değeri olmayan

binaların güçlendirilmesi yapılmayıp , yeniden yapılması daha uygun olabilir.


4--Mantolama Şartları:


4.1--Zemin+2 kat ve altı binalar sadece ,kolon mantolması ile güçlendirilebilir.


4.2--Zemin+3 katlı ve daha yüksek binalar için perde eklenmesi ile güçlendirme yapılması uygundur.


4.3--Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden Bengi AYKAÇ VE Hüsnü CAN tarafından , % 100 kesit ve donatı artışı sağlanmış güçlendirilmiş deney elemanlı ile yapılan deneysel bir çalışmada:


a)-Hasar verilmeden güçlendirilmiş deney elemanının ,referans (monolitik) eleman

rijitliğinin % 89 —sünekliğinin % 83 üne—dayanımın % 101 ine ulaştığı


b)-Hasar verildikten sonra mantolanmış deney elemanlarının, refarans eleman

rijitliğinin % 61-68 ine---sünekliğinin % 61-50 sine –dayanımının % 96-93 üne ulaştığı


c)—Ağır hasar sonucu yeniden onarılmış deney elemanının,referans eleman

rijitliğinin % 56 sına—sünekliğinin %59 una –dayanımının %90 ına ulaştığı saptanmıştır.


d)-Tüm deney elemanları,referans deney elamına yakın bir enerji tüketimi göstermişlerdir.


f)-Eleman bazında ;Deneysel ve Analitik sonuçların % 95 uyumlu olduğu saptanmıştır.


5--Detaylar:


a)-Mantolama işleminde,plandaki simetri korunmalıdır.


b)-Manto kalınlığı 12 cm den az yapılmamalı.


c)-Mantoya en az alanının % 1 i oranında ve betonun işlenmesine izin verecek çapta boyuna donatı konulmalı.Yönetmelikte öngörülen miktar ve sıklıkta etriye yerleştirilmelidir.


6--Yeni perdeler ,mevcut çerçeveler içine ve an az bir kolona komşu olacak şekilde yerleştirilecektir.Mevcut kolonun dayanımının yereli olması halinde mevcut kolon ile yeni perde dikiş donatıları ile bütünleştirlmesi aksi halde mevcut kolon,perde içinde kalacak şekilde mantolama yapılmalıdır.


7--Perde uç donatıları minimum 20 cm ,kolon ve kirşlerde ise min 30 cm donatı sağlanacaktır.


8--Perde alanı ve yeri için; her iki doğrultuda en az iki perde mümkün mertebe simeriyi sağlayacak ve burulma oluşturmayacak bir şekilde,katlarda perde alanları azaltmadan-aynen korunarak yerleştirilmelidir.


9--Perde filiz demirlerinin(donatı)(16 mm) ,çerçeve elamanlarına gömülme boyu, en az 15 cm(temel için en az 20 cm), delik çapıda filiz çapından 4 mm daha büyük(16+4=20 mm).Perde içine en az 60 cm uzatılmalıdır.Ve dübel çakma işleminde önce delik silindirik tel fırça ile temizlenmeli ve tozlar vakum süpürgesi ile alınmalı.


10--Filiz çubukları aralığı 25-40 cm aralığında seçilmelidir.


11--Zemin+3 kat ve da az katlı önem katsayısı 1 olan binalarda ,betonarme perdeler yerine duvarlar kaldırılmaksızın,ağır hasarlı ara duvarlar donatı ve hasırlı beton tabaka eklenerek(en az 5 cm kalınlıklı hasırlı beton tabaka) güçlendirilme yapılabilir.Hasır donatıların temele ve kat hatıllarına bağlanması gerekir.


12--Yığma binalarda, yığma taşıyıcı duvarlarda 2-25 mm kadar olan çatlaklar orta hasar göstergesi olup, güçlendirme sebebi olarak kabul edilebilir.Yığma duvarda , 25 mm den büyük yada kalıcı ötelenme durumu ise ağır hasar olarak addedilerek ,yığma duvar yenilenmelidir.


13--Binaların Güçlendirilmesinde yapılacak şeylerden biri de binanın 4 köşesine ,kolondan itibaren X ve Y ekseninde 1 m mesafeye kadar vizkoz beton ile pabuçlar atmak olmalıdır.


14--Kolon-Kiriş birleşim yerine ,donatılı şapka yapmak.


8.18--Sismik İzolasyon:


1--Geleneksel yöntemde amaç depremle binaya gelecek titreşim enerjisini tüketebilecek güçte taşıyıcı sistemi güçlendirmek iken sismik izolasyonda binanın tabanına konacak sismik izolatörler ile binanın rijitliğini azaltmak,periyodunu ve sönümünü arttırarak suretiyle binaya daha küçük deprem kuvvetlerinin gelmesini sağlamaktır.


2--Sismik izolasyon ABD,Japonya,Çin,Yeni Zelenda ve İtalyada vs gelişmiş ülkelerde uygulanmakta ikenYeni deprem yönetmeliğinde sismik izolasyona ABD deprem yönetmeliği kurallarına uyulmasının yeterli olduğu belirtilmek suretiyle yeşil ışık yakılmıştır.


3--Yapının sönümü arttırılsa yapıya gelen hem ivme hem de yapının yapacağı öteleme hareketi azalacaktır.Bu anlamda yapıların şiddetli depremlerde yatay yer değiştirmeleri 30-40 cm den büyük olmamalıdır.


3.1--Yapı periyodu ; bina kütlesi/rijitliğinin karekökü ile doğru orantılı olduğu için yapının kütlesi arttırıldığında veya rijitliği azaltıldığında yapıya gelecek deprem kuvveti azalacaktır.Bu anlamda yapı periyodunun 2-2,5 sn kadar arttırılması ile binaya etki eden deprem kuvvetlerinde önemli bir azalma sağlanabilir.


3.2--İzlasyonsuz yapıda binaya etki eden yer hareketi izolasyonlu binaya göre 3-6 kat daha büyüktür.İzolasyonsuz sistemde yapının yer hareketini büyütme oranı 0,9-1 civarında olup,yapı rijitliği artmış kütle hareketi yapmaktadır.


4--Sismik izolasyonlu bir binada deprem anında sadece tabanda ötelenme hareketi var iken,sismik izolasyonsuz binada deprem anında katlar arasında büyük ötelenmeler oluşur.Bu ise binada katların hasar görmesi anlamına gelecektir.


5--Yapıların periyodunun uzatılması yumuşak zeminler üzerine inşa edilmiş yapılar için zararlıdır.Yumuşak zeminlerde bina tabanına sismik izolasyon yapılırsa yapı periyodu arttırılması halinde binaya gelecek deprem yükü artacaktır.Bu anlamda bitişik nizam binalar ile yumuşak zeminde yapılmış binalar için sismik izolasyon uygun değildir.

 

6--Depremin pasif kontrolünde elestomerik mesnetler-kurşun/kauçuk mesnetler,metal sönümleyiciler,viskoelastik sönümleyiciler kullanılabilmektedir.Özellikle sismik izolasyonda kauçuk izolatörler kullanılabilmektedir.


7--İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı için yapılan çalışmada 252 kolonun her birine ve yolcu köprülerinin temeline 16 adet olmak üzere toplam 268 adet sismik izolatör yerleştirilmiş olup-ayrıca yeni terminalin tabanına uzunluğu 20 m ve çapı 60-80 cm lik yaklaşık 2500 kazık yerleştirildi.


8--Özellikle köprü,viyadük,itfiye binası,hastane binası,iletişim binası vs yapılarda sismik izolasyon yapılması şarttır.


Kaynakça:Sismik İzolasyon-Dr.Erdal Coşkun-İKÜ-İnş.Müh.Bl.



1.4--Kentsel Dönüşümde Bina Kontrol Yöntemleri:


1--Marmara Depreminde hasar durumu ve yüzdeleri şöyle:

Göçen bina oranı .....% 6   ,   Ağır Hasarlı Bina oranı....% 7,2 , Orta Hasarlı Bina oranı...% 14,5

Az Hasarlı bina oranı....% 16,5 , Hiç Hasarsız bina oranı....% 55,8


2--Yukarıdaki tabloya göre can kaybına neden olan göçük bina ve işyeri oranı % 6 olduğu için yapılacak en iyi şey göçecek binaları saptayacak bir yöntem bulmak ve bu binaları yıkıp yeniden yapmak.Bu anlamda:


a)--Binaların göçüp göçmeyeceği konusunda en etkili ve hızlı bilimsel yöntem olarak P25 Metodu kullanılabilir.P25 Metodu İTÜ İnşaat Müh.bir ekip tarafından 18 aylık bir süre içinde geliştirildi.

P25 metodu ile binayı bir saat içinde yani bina başına 750$ gibi düşük bir maliyet ile betonarme binanın göçüp-göçmeyeceğini karot numunesi almadan 3 kişilik bir ekip ile elektronik ultrasonografik yöntem ve bilgisayar programı ile % 95 kesinlikle tahkik etmek mümkündür.


b)--Yöntemde kolon-perde ve dolgu duvar boyutları,taşıyıcı sistem düzeni,bina yüksekliğiyönetmelikte tanımlanan çeşitli yapısal düzensizlikler,malzeme ve zemin özellikleri gibi parametreler ve ultrason ile elde edilen değer programa girilmekte P puanı 25 in altında ise depremde binanın kesin olarak çökeceği kesinleşmekte.


c)--Bu yöntem ile bina başına 750$ bir saat içinde kent genelinde ise 2 yıl içinde bütün binalar hızlı ve etkili olarak bu testten geçebilir.


e)-Yığma binalar için ise benzer amaçlı bir bilgisayar programı "MASON" kullanılmaktadır.


f)-Bu yöntem ile Türkiyede öncelikli iller taramasıda yapılabilir.Örneğin Antalya da 1998 den önce 85000 bina yapılmış bulunmakta.


g)-Prof.Naci Görür e göre Marmarada 2029 akadar en az 7.2 büyüklüğünde deprem olacak.Öte yandan yetkililer İstanbulda yap stokunun % 60 ının depreme güvenli olmadığı söylüyor.


Kaynakça:Yapı Denetim Dergisi-Ekim 2010/1


4--Bina Malzemeleri:


1--Türkiyede konutlarda çelik kullanım oranı % 0,5 iken,İngilterede % 54, İskandinav ülkelerinde % 40, Fransa ve Almanyada ise % 30 civarındadır.


2--Çelik ahşaptan 21,betonarmeden 10 kat daha esnektir.Deprem güvenliği açısından risk taşıyan zeminli bölgeler için uygun bir malzemedir.


3--Türkiyede özellikle kentsel dönüşümde hafif çelik yapı sistemleri ile lüks ve kalıcı konut üretilebilir.


4--Depreme en iyi karşılık veren malzeme çeliktir.Bu nedenle kentsel dönüşümde yenilene binalar için hafif çelik yapı kurulması bazı bölgelerde zorunlu kılınırken bazı bölgelerde teşvik edilmelidir.


5--10 cm lik ısı yalıtımlı duvar panelleri ve betopanlı bina iskletei ile bina ömrü 100 seneye çıkarılabilir.Prefabrike konutlarda bina imalat maliyeti 35.000 TL civarındadır.


6--Betopan iskeletli bir bina betonarme bina imalatının 4 aylık süreinden daha kısa bir sürede tamamlanabilmektedir.100 m lik konut 2 haftada teslim edilebilmektedir.


7--Binalarda gazbetonveya blok BİMS kullanımı ile sağlana hafiflik sonucu betonarme yapım maliyetlerinde % 22,tüm betaonarme maliyetinde % 8 tasarruf sağlanabilmektedir.






Makalenin İzlenme Sayısı : 1614

Eklenme Tarihi : 24.01.2020

Önceki sayfaya geri dön.