MAKALELER / Seracılık-Jeotermalle Isıtmak





Seracılık-Jeotermalle Isıtmak:

 

1—Örtü altı üretim (seracılık) konusunda Türkiye, Avrupa’da ikinci, dünyanın ise dördüncü büyük ülkesi konumunda.

 

1.1--Ticari anlamda ilk seralar 1950 li yıllarda Antalya’da kurulmaya başladı, sonrasında ise Ege ve Marmara’ya yayıldı. Ege’de İzmir ve çevresi, Marmara’da ise Yalova en önemli sera merkezleri olarak sivrildi.

 

1.2--Son dönemde jeotermal bölgeleri olarak öne çıkan Denizli Sarayköy, İzmir Bergama, Afyon Sandıklı, Şanlıurfa, Ağrı gibi ü ve ilçelerde de modern seralar kuruluyor.

 

1.3--Geleneksel seralar ise Balıkesir’den başlayıp İzmir, Muğla, Antal¬ya, Mersin, Adana ve Hatay’a kadar uzanıyor.

 

1.4--2019 sonu itibariyle Türkiye’de 790 bin dekar alanda örtü altı tarım üretimi yapılıyor. Bunun 13 bin dekarı modern sera denilen topraksız üretim yapan teknolojik seralardan oluşuyor. Seralardan elde edilen yıllık gelir ise 20 milyar TL’yi aşmış durumda.

 

2--Türkiye'de iki tip sera var. Klasik ve topraksız tarım yapılan teknolojik seralar. Her ikisinin maliyeti farklı. Antalya tipi de denilen klasik seralarda dekar maliyeti 70-150 bin TL arasında değişiyor.

 

2.1--Çelik konstrüksiyonlu seralar başlangıç maliyeti yüksek olsa da 30-40 yıl kullanılabiliyor. Sadece dış kaplama plastikleri 5-6 yılda bir yenileniyor. Seralarda dekar başına 22 ton civarında domates elde ediliyor. Seracıların hesabına göre dört yılda yatırım kendini amorti ediyor. Genelde aileler bu tip seraları tercih ediyor.

 

2.2--Teknolojik modern seralarda ise durum çok farklı. Büyük sermaye gerektiren bir yatırım. En az 30 dekarla bu yatırıma girilmesi tavsiye ediliyor. Türkiye'de 30 ile 850 dönüme kadar çıkan seralar mevcut.

 

2.2.1--Bunların metrekare maliyeti ortalama 55 dolar seviyesinde. Kullanılan teknolojiye göre dekar başı maliyet 100 dolara kadar çıkabiliyor.

 

2.3--Teknolojik seraya daha çok sermayesi olan işadamları tercih ediyor ve 25- 30 milyon TL ve üzeri fabrika büyüklüğünde yatırımlar yapılıyor. 100 kişinin üzerinde çalışan istihdam edilen bu tür seralarda dekar başına verim 100 tona kadar çıkabiliyor. Bu seralar "camdan fabrikalar" olarak da tanımlanıyor.

 

3—Ülkemizde Üreticiler bölgedelerindeki olanakları en iyi şekilde değerlendirmenin peşindeler. Bunun en somut örneğini Sandıklı ilçesinde görmek mümkün. Yerel yönetimin desteği ve yol göstermesi ile Sandıklı, sahip olduğu jeotermal kaynağı seracılıkta en iyi değerlendiren merkezlerden birisi. Sandıklıda konutların % 90’ıjeotermalle ısınıyor. Buradan dönen su ile seralar ısıtılıyor.

 

3.1--Türkiye'de yaklaşık 4.5 milyon metrekare jeotermal sera var. Bunun 1 milyon 300 bin metre.

 

3.2--Belediyenin katkıları ile büyük bir havuz yapıldı. Buradaki bütün seralar suyu bu havuzdan alivor. Her seranın kalorimetresi var.

 

3.2.1—Her seranın saati var. Seranın ısısı 40 dereceye çıkınca suyu kesiyor. Seradan havuza geriye dönüyor ve yeraltına enjeksiyon yapılıyor. Çünkü dışarıya verildiğinde çevreye zarar veriyor.

 

3.3-- Yatırımlar devam ederse 2 milyon metrekareyi ısıtacak kadar potansiyel var. Sera ısıtması için kalorimetresine 0.030 kuruş ödüyoruz. Sadece jeotermal nedeniyle buradaki üreticilerin maliyeti diğer seracılardan % 10-20 daha ucuzdur. Ayrıca verimlilikte de önemli avantajlar var. Antalya'da dekara 35-40 ton domates alınırken burada 50-55 ton almıyor, 60 ton alan davar.

 

3.4--Bugün ise pazar ve manavlarda her dönem bu ürünleri bulmak mümkün. Ürünlerin yaz ve kış aylarındaki fiyat uçurumları da eskisi gibi fazla değil. Bu ürünlere satın alınabilir fiyatlarla kış aylarında da ulaşılabiliyor. Yaz kış taze sebze tüketmenin yolu ise doğal olarak seracılıktan geçiyor. Seracılık sayesinde 12 ay boyunca taze sebze tüketimi mümkün oluyor.

 

3.5--Sera ürünlerine tüketicilerin ilgisi yüksek. Market zincirleri, manavlar ve ihracat piyasalarından güçlü talep var.Hatta birçok market zinciri seralarla yıllık bağlantılar yaparak alım garantisi veriyor. Böylece market kendi tedarikini sağlama alırken, sera yatırımı yapan bir üretici de ürününü kolayca pazara ulaştırıyor.

 

3.6--Bu da örtü altı üretiminde halen fırsatların olduğunu gösteriyor. Sera üreticileri son yıllarda kazançlarından hayli memnun. Geleneksel seracılığın başkenti Antalya Kumluca ile son teknoloji modern seraların sahiplerine kadar konuştuğumuz bütün üreticiler yatırımlarından hiç pişman değil. Hatta yeni sera yatırımlarının yapmakta olduğuna şahit olduk. Kazancı iyi olduğu için bazı bölgelerde narenciye bahçeleri sökülüp seraya dönüşüyor. Böylece sera alanları giderek artıyor.

 

3.7--Devlet de bu konuya özel önem veriyor. Sera A.Ş.’yi kurarak sektörü şekillendirecek önemli adımlar atılıyor. Daha modern ve teknolojik seraların kurulmasına öncülük edilecek. Böylece fiyat hareketleri kontrol edilerek tüketicinin daha uygun fiyatlarda sebze yemesinin önü açılacak.

 

3.8--Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre Türkiye örtü altı varlığı bakımından dünyada dördüncü, Avrupa’da ise Ispanya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Örtü altı işletmelerin % 72’si yüksek sistem (cam ve plastik sera, yüksek tünel) % 28’si alçak tünellerden oluşuyor.

 

3.9--Örtü altında gerçekleşen üretim 8.4 milyon ton olup, bunun 7.8 milyon tonu sebze, 622 bin tonu ise meyve ürünlerinden oluşuyor. Örtü altı süs bit¬kileri üretimi ise 1.2 milyar adete ulaşmış durum¬da.

 

3.10--2020 Şubat itibariyle Bakanlığın Örtü Altı Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 62 bin 587 üretici bulunurken, örtü altı üretim 72 ilde gerçekleşiyor. Ancak Antalya, Mersin, Adana, Muğla, Aydın ve İzmir illeri toplam örtü altı üretimin %91’ini gerçekleştiriyor.

 

3.11--Tarım ve Orman Bakanlığı için sera yatırımlarının özel bir yeri var. Bu nedenle desteklerde önemli avantajlar söz konusu. Ayrı ayrı veya tek ünite olarak toplam 500 metrekare ve üzeri örtü altı alanında bitkisel üretim yapan üreticiler, Örtü Altı Kayıt Sistemi’ne kayıt olmaları durumunda düşük faizli yatırım ve işletme kredisinden yararlandırılıyor.

 

3.12--Kontrollü örtü altı üretme koşullarına sahip en az 1 dekar büyüklüğündeki seralarda Örtü Altı Üretimin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak yetiştiricilik yapan üreticilere Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatiflerince % 25-75 arası indirim yapılmak suretiyle kredi kullandırılıyor.

 

3.12.1--Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi çerçevesinde, alternatif enerji kaynakları (jeotermal, güneş enerjisi) kullanılarak yapılan sera projelerine 2 milyon TL üst limite kadar % 50 hibe desteği sağlanıyor.

 

3.12.2--Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca teknolojik ve jeotermal sera yatırımı yapacak müteşebbislere, belirli kriterler çerçevesinde Hazine’ye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis edilebiliyor.

 

3.12.3--25/2/2011 tarih ve 27857 sayılı Mera Yönetmeliğinde Değişiklik

Ayrıca, 10 Temmuz 2019 tarih ve 30827 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10’uncu Sebze maddesinde 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 27’inci maddesinde değişiklik yapılarak, entegre tesis niteliğinde olmayan tarımsal amaçlı seralardan “yapı ruhsatı istenme” şartı kaldırıldı.

 

3.12.4--Yapılacak seralar için, yola cephesi olan komşu parsellerden süresiz geçiş hakkı alınmış ve bu konuda tapu kayıtlarına şerh konulmuş olmak kaydıyla sekizinci maddede belirtilen “yola cephe sağlama koşulu aranmaz” hükmü getirildi.

 

4--Seracılıkta önemli sorunlardan birisinin sera atıkları olduğunu anlatan Hakan Kozan, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerini söyledi.Seraların bitkisel atıklarından organik gübre ürettik. Bu sektör için çok önemli bir adım oldu. Çünkü, seraların atıklarını dışarıya atmanız hem çevreye hem de etrafındaki tarımsal alanlara zarar veriyor.

 

4.1--Çünkü, kullanılan kimyasallar, gübreler, zararlı böceklere karşı kullanılan ilaçlar nedeniyle'dışarıya atılan bitki yaprakları ve diğer atıklar tarım alanlarına zarar veriyor. Seraların da en büyük sorunlarından birisi bu. Bu nedenle bizim böyle bir proje ile seralardan atıkları toplamamız seraları da rahatlattı.

 

4.2—Sandıklı Türkiye’nin modern seracılık merkezi konumunda. Bu seralarda üretilen salkım domatesler hem iç piyasaya sunuluyor hem de ihraç ediliyor.

Hakan Kozan şu bilgileri verdi: “Burası jeotermalin merkezi. Termal kaynakla şehirdeki konutların neredeyse tamamı ısıtılıyor, tarihi kaplıcalarımız, termal otellerimiz var orada kullanılıyor.

 

4.3--Sandıklıdaki seraların tamamı domates üretiyor. Genelde iç piyasaya çalışılıyor Daha doğrusu tarla domatesinin yoğun olduğu dönem ihracat yapılıyor. Tarla domatesi piyasada azalınca iç piyasaya ürün veriliyor.

 

5—Sera Kurarken:

 

1--Isıtma ne ile yapılacak? Jeotermal mi, kömürle mi, doğalgazla mı ısıtacaksınız?Bu maliyetleri doğrudan etkileyen bir faktör.

 

2-İlk yatırım en az 25-30 bin metrekare olmalı. Bu büyüklüğün altındaki sera, ticari olarak kârlı değil. En önemlisi seradaki üretiminizin hasat yaptığınızda en az bir TIR'ı doldurması gerekir. Etrafta TIR'ı tamamlayacak ürün yoksa bu daha da büyük sıkıntı olur.

 

3-Seracılığı biliyorsa 50 bin metrekare olması daha doğru olur. Bu işi bilmiyorsa 25-30 bin metrekare ile başlamalı. Daha sonra bir 25-30 daha ilave edebilir.

 

4-Pazarlama yeteneği olmalı. Yani ürettiğini satabilmeli.

 

5-Devlet yatırım için % 25'ini size yaptırıyor. % 75'ini düşük faizli kredi ile destekliyor. Biz yüzde 5-6 faizle kredi aldık. Şimdi daha da düşük, yüzde 4-5 civarında.

 

6-Sera kurulumunda anahtar teslim sera yapanlar da var. İsterseniz tek tek kalem kalem alıp yaptırabilirsiniz.

 

7-Sera yatırımı için mutlaka fizibilite yapılmalı. Fizibilite yapmadan yatırım yapanların hepsi zarar gördü. Domates fiyatı 2.5 ile 4 lira arasında diyelim. Siz hesabınızı 4 liraya göre yaparsanız fiyat 2.5 lira olduğunda zarar edersiniz. Fizibilite orta ve kötü senaryoya göre yapılmalı.

 

8--Sera kurmak kadar işletmek, yönetmek çok önemli. Ticaretten anlıyorsa kendisi yönetebilir. Bilmiyorsa mutlaka bilen, profesyonel biri işin başına getirilmeli. Yanlış yönetim nedeniyle satılan, el değiştiren seralar var.

 

9-Jeotermal sera kuracakların yaptığı en büyük hata, sera suyunu çıkartmadan sera kuruluyor. Nasıl olsa su var diye düşünülüyor. Çok yanlış. Suyun derecesi, kullanılabilirliği, rezervi tespit edildikten sonra yatırım yapılmalı. Nasıl olsa su var diyerek önce serayı kurup suya sonra bakarsan, su yeterli sıcaklıkta değilse, rezerv düşükse yapılan yatırım boşa gider.

 

10-Sera kurulduktan sonra, ürün çeşidi, kaliteli fide, kaliteli yetiştirme, kültürel işlemler, seyreltme ve benzeri, doğru iklimlendirme, doğru gübreleme ve ilaçlama çok çok önemli. Bunlardan birisinde yapacağınız hata bütün ürünü olumsuz etkiler. Seyreltmeyi iki gün geç yaparsanız ürün olumsuz etkilenir."

 

Kaynak:

 

1--Dünya Gazetesi-Tarım Dünyası-Ali Ekber Yıldırım

2—Para Dergisi--5-11.07.2020

 




Makalenin İzlenme Sayısı : 67

Eklenme Tarihi : 03.05.2023

Önceki sayfaya geri dön.