Antidepresanların
Etkileri:
1-- Prozac, Paxil, Celexa,
Zoloft, Lexapro gibi ilaçlar kısaca SSRI (Seçici Serotonin Geri- alım
İnhibitörleri) adı verilen bir gruba giriyor ve gerek ABD'de, gerekse dünya
çapında en yaygın kullanıma sahip ilaçlar arasında yer alıyorlar. Bu tür
ilaçlar genelde depresyon ve kaygı bozukluklarına çözüm getirmek amacıyla kullanılsalar
da, kimi zaman süreğen ağrı, erken boşalma, bulimiya, huzursuz bağırsak
sendromu, âdet öncesi sendromu ve ateş bas¬ması gibi durumlarda da hastalara
öneriliyor.
1.1--ABD'de günümüzde her 10
erişkinden biri bu tür ilaçlardan birini kullanıyor. 40-59 yaşları arasındaki
kadınlarda bu oran dörtte bire yükseliyor. Uluslararası Pazarlama Servisi (IMS)
verileri de, Türkiye'de son dokuz yılda antidepresan kullanımında % 160
oranında arttı.
2--Kimi veriler SSRI türü
ilaçların beyinde korku ve daha başka duyguların denetiminden sorumlu olan
amigdala bölgesini yatıştırarak bireyin olumsuz yaklaşımlarını azaltabileceğine
de işaret ediyor.
2.1--Oxford Üniversitesi
psikofarmakoloji uzmanlarından Phil Cowen, depresyon ve kaygı bozuklukları olan
kişilerin genelde hoşa gitmeyen tatsız toplumsal ve çevresel koşullara aşırı
bir ilgi gösterdiklerine, bunun da kişilerin yaşadıkları deneyimleri yorumlama
biçimlerinde "olumsuz bir duygusal önyargıya" neden olduğuna dikkat
çekiyor.
2.1.1--Bu kişilerin amigdala
bölgelerinde aşırı bir etkinlik olurken, duyguları dizginleyen prefrontal
kortekste olağanüstü bir devinimsizlik oluyor. Beyin taramaları SSRI türü
ilaçların amigdalaya ket vurup, prefrontal korteks ile duyguların işlendiği
bölgeler arasındaki iletişimi güçlendirmek suretiyle bu olumsuz düşünceleri
azalttıklarını gözler önüne seriyor.
2.2--SSRI grubu ilaçlar en
çok beyinde, omurilikte ve sindirim yolunda bulunan ve duygu durum, iştah,
cinsel işlev ve uykunun düzenlenmesi gibi işlevleri gören serotonin adlı sinir ileteninin
bedende yeniden emilimini önlüyorlar. Söz konusu ilaçlar sinir hücrelerine
serotonin taşıyan ve SERT adıyla bilinen proteine ilişerek sinir ileteninin
hücreye geri dönmesini önlüyorlar.
2.3--Bedendeki etkin
serotonin miktarının artmasına neden olan bu kimyasal işlemin kişinin sağlık ve
mutluluğunu körüklediği varsayılıyor.
2.4--Ne var ki, SSRI grubu
ilaçların salt serotonin düzeylerini arttırmanın dışında bir işlev gördüğü
yönünde de birtakım ipuçları var. Öncelikle, insanların bu tür ilaçlara çok
farklı tepkiler verdikleri görülüyor. Araştırmalar bu ilaçların hafif-orta
dereceli depresyonda pek bir işe yaramadıklarını, ancak şiddetli depresyon
durumunda son derece etkili olduklarını ortaya koyuyor.
2.5--Depresyonun tek
sorumlusu düşük serotonin düzeyi olsaydı, SSRI türü ilaçların belirtilerin yok
edilmesinde sürekli aynı etkiyi yaratması gerekirdi. İkincisi, serotonin düzeyi
ilacın başlanmasından hemen sonra değişse bile, depresyon ve kaygı
belirtilerinin kaybolması gerekirdi.
3--SSRI türü ilaçların beynin
öğrenme ve bellekten sorumlu hipokampus bölgesindeki sinir gelişimini devinime
geçirdiklerine de tanık olundu. Beyin görüntüleme işlemleri depres- yonlu
kişilerde sinir hücreleri arasındaki bağlantıların daha az olabileceğini ortaya
koydu. Öyle ki, SSRI türü ilaçların sinir hücrelerinde gelişimi ve esnekliği
(plastisiteyi) sağlamak suretiyle depresyonu ortadan kaldırabileceklerine
inanılıyor.
3.1--Covven depresyonlu
kişilerde yeni sinirsel bağlantıların eski duygusal çağrışımlara daha olumlu
bir bakış açısıyla yaklaşmayı öğrendikçe oluştuğuna inanıyor. Bu öğrenme süreci
iyileşme için gerekli olabilir- SSRI türü ilaçların işe yaramalarının neden
uzun bir zaman aldıkları da yeni bakış açısının kazanılması için gerekli bu
süreyle açıklanabilir.
4--SSRI türü ilaçlar bedenin
başka bölgelerinde de çeşitli etkiler yaratıyor. Örneğin, bu ilaçlar kan
damarlarındaki gerilimi azaltıp cinsel uyarılmayı güçleştirdiklerinden cinsel
işlev bozukluğuna neden olabiliyorlar. Ancak ilacın bir kişide yarattığı
olumsuz yan etki, bir başkasının kurtuluşu olabilir: erken boşalmadan yakınan
erkeklere kimi zaman SSRI türü ilaçlar öneriliyor.
4.1--Bu ilaçlar bulantı ve
kilo alma gibi iki yaygın yan etkinin sorumlusu sayılan iştah sinyallerinde de
farklılıklara neden oluyor. Buna bağlı olarak, bağırsaklardaki serotonin
düzeyleri kasılmaları ve çeşitli salgılamaları tetikliyor. Bu da, SSRI türü
ilaçların huzursuz bağırsak sendromu ve başkaca sindirim bozukluklarının
giderilmesinde neden etkili oldukları konusuna olası bir açıklık
kazandırabilir.
5—Yorum:
5.1--Belli bir işlevi yürüten
bir nöral adada nörotransmiter aktivasyon hızı-x ile aktivasyon şiddeti-y
arasında çan eğrisi grafiği olabilir.Çan eğrisine göre nörotransmiter
aktivasyon hızı çan eğrisinin tepe noktasının solunda aktivasyon hızı düşük
olup buna bağlı grafiğe göre-çan eğrisi aktivasyon şiddetide düşüktür ki bu
durum depresyon durumu olarak
nitelenebilir.Geri alım blokerleri-antidepressanlar ile aktivasyon hızı tepe
noktasının sağına çekilmeye-artırılmaya çalışılır ki bu durumda aktivasyon
şiddeti artarak depresyondan çıkılarak sağlık haline ulaşılmaya çalışılır.
5.1.1--Aktivasyon hızı tepe
noktasının sağında ise aktivasyon hızı yüksek olup çan eğrisi grafiğine göre aktivasyon şiddeti yine düşüktür ki psikoz
olarak nitelenebilir Bu durumda nöroleptikler ile-blokaj ile aktivasyon hızı
sola tepe noktasına çekilmeye-aktivasyon hızı aşağı çekilmeye çalışılırak
aktivasyon şiddeti artırılmaya çalışılır.Bu durum ile psikozdan çıkılmaya
çalışılarak sağlık durumuna erişilmeye çalışılır.
5.1.2--Tepe noktası ise ideal
sağlık olarak nitelenebilir.
5.2—genel olarak hafif ve
orta şiddetli depresyonlarda sarı kantaron-çok şiddetli depresyonlarda anti
depressanlar doktorlar tarafından önerilebilir mi.
Kaynak:RİTA Urgan, Scientific American Online/ 12 Haziran
2014