MAKALELER / Bitkisel Sütler





Bitkisel Sütler:

 

1--Soya sütü:

 

1.1--İlk kullanımı yaklaşık 2.000 yıl önce Çin'de kayıtlara geçen soya sütü, hayvansal süt yetersizliği nedeniyle tüketilen ilk bitki esaslı süt alternatifi.

 

1.2--Soya, yaklaşık %35-40 protein, %15-20 yağ ve %30- 35 karbonhidrat içeren zengin bir ham madde.

 

1.2.1--Soya sütü, içerdiği kuru madde miktarına göre hafif, süt-benzeri (dairy-like) ve zengin konsantrasyonlarda; formülasyonuna göre şekerli, orijinal ve aramalı lezzette; vitamin ve minerallerce zenginleştirilmesine göre de klasik, zenginleştirilmiş ve karışım olarak farklı formlarda piyasaya sürülüyor.

 

1.3--İçerdiği soya konsantrasyonuna bağlı olarak hayvansal sütle yarışır miktarda protein, ayrıca önemli miktarlarda tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri, diyet lif, mineral (başlıca demir, kalsiyum ve çinko) ve B grubu vitaminleri içerir.

 

1.4--Soyanın sağlıkla ilişkisi yaygın olarak içerdiği izoflavon bileşikleri (genistein, daidzein, glycitein) üzerinden tanımlanıyor.Izoflavonların kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve kemik erimesi olarak bilinen osteoporoza karşı koruyucu özellikleri bulunduğu pek çok çalışmada belirtiliyor.

 

1.5--Diğer yandan izoflavonların östrojen benzeri etki göstermeleri nedeniyle erken ergenlik ve üreme bozuklukları riskini artırabileceği, bu yüzden özellikle gebelik ve çocukluk çağında dikkatli tüketilmesi gerektiği de bildiriliyor.

 

1.6--Soya sütünün en büyük dezavantajı ise soyanın kendisinin de önemli bir alerjen olması. İnek sütüne alerjisi olan bireylerin yaklaşık %14’ünün soyaya da tepki verdiği biliniyor.

 

2--Yulaf sütü:

 

2.1--Yulaf sütü yüksek besin değerinin yanı sıra içerdiği diyet lif ve bazı fitokimyasallar nedeniyle son yıllarda en çok dikkat çeken süt benzeri içeceklerden.

 

2.2--Yulafın sağlığa katkıları daha ziyade içerdiği beta-glukan adı verilen suda çözünür diyet liften kaynaklanır. Beta-glukanın kolesterol düşürücü ve kan şekerini düzenlemeye yardımcı özellikleri olduğuna ilişkin çok sayıda çalışma mevcut.

 

2.3--Ayrıca yulaf, amino asit kompozisyonu dikkate alındığında kaliteli bir protein kaynağı. Bununla birlikte yulafta büyüme ve gelişme için gerekli olan kalsiyum minerali yeterli miktarda bulunmadığından yulaf sütlerinin kalsiyum bakımından zenginleştirilmesi önerilir.

 

3--Badem sütü:

 

3.1--Badem, ceviz ve fındık beyin sağlığı ile ilişkilendirilen, özellikle mental zindelik, konsantrasyon, hafıza ve geri çağırma yeteneklerini pekiştirdiği için beyin gıdaları olarak bilinen yemişlerdendir.

 

3.2--Yaygın bir bitki esaslı süt kaynağı olan badem; %25 civarında protein, önemli miktarda yağ, diyet lif, E ve B grubu vitaminler ile kalsiyum, magnezyum, selenyum, potasyum, çinko, fosfor vb. mineraller içerir.

 

3.3--Besin değeri yüksek olan badem pahalı bir ham madde olduğundan, ticari badem sütlerinde oldukça düşük oranlarda kullanılır. Bununla birlikte vejetaryen ya da vegan olmadığı hâlde sadece tadını sevdiği için badem sütü tüketen bir tüketici grubu da mevcut.

 

3.4--Kuruyemiş alerjisi de tipik alerji çeşitlerinden biri olduğu için badem sütü tüketiminde göz önünde bulundurulması gerekir.

 

4--Hindistan cevizi sütü:

4.1--Hindistan cevizi sütü, Güneydoğu Asya mutfağında önemli yer tutan bir besin maddesi olup pek çok tatlı ve tuzlu gıda içerisinde bir bileşen olarak yer alır.

 

4.2--Yüksek yağ miktarına sahip Hindistan cevizi sütü, körili yemeklerde kıvam artırıcı olarak kullanılmasının yanında şekerlemeler, fırın ürünleri ve dondurma gibi ürünlerin tariflerinde de kullanılır.

 

4.3--Önemli miktarda C ve E vitaminleri içerse de kalsiyum bakımından fakirdir. Bununla birlikte, anne sütünde de bulunan, beyin gelişimi ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile ilişkilendirilen laurik asit (doymuş bir yağ asidi) içerir.

 

5--Pirinç sütü:

 

5.1--Pirinç, Güneydoğu Asya başta olmak üzere dünya nüfusunun neredeyse yarısı tarafından temel gıda maddesi olarak tüketilir. Pirinç sütü, hipoalerjenik (alerjik reaksiyona neden olma ihtimali çok düşük) olması ile öne çıksa da protein bakımından fakir bir kaynaktır, çünkü pirinç %90’a yakın bir oranda nişasta ve %10 düzeyinde de protein içerir.

 

5.2--Ayrıca, treonin ve lisin gibi vücutta üretilemeyen ve mutlaka dışardan alınması gereken esansiyel (vücudun kendi üretemediği ve mutlaka gıda ile dışarıdan alınması gereken) aminoasitlerce de fakirdir.

 

5.3--Kullanılan pirinç ham maddesine bağlı olarak besinsel kalite büyük ölçüde değişebilir. Kahverengi pirinç ya da tam tane pirinç olarak niteleyebileceğimiz pirinç kullanıldığında, pirincin üzerindeki kepek tabakasının içeriğe dâhil olma oranına göre; elde edilen üründeki protein, diyet lif, mineral (örneğin demir), vitamin (özellikle B grubu vitaminler) ve yağ gibi çok sayıda bileşenin oranlarında önemli ölçüde değişkenlik görülebilir.

 

5.4--Ancak pirinç kepeğinin içeriğe dâhil olması sütte istenmeyen lezzete neden olabilir ve üretim sürecinde ilave işlemlere ihtiyacı arttırır.

 

6--Kenevir sütü:

 

6.1--Kenevir sütü, a-linolenik asit ve linoleik asit gibi çoklu doymamış yağ asitleri bakımından son derece zengin bir kaynak olan kenevir tohumundan üretilir.

 

6.2--Kenevir tohumu tüm esansiyel amino asitler ve yağ asitlerinin yanı sıra %25-35 yağ,%20-25 protein, %20 -30 karbonhidrat, %10-15 suda çözünmeyen diyet lif, önemli miktarda E vitamini ile fosfor, magnezyum, kalsiyum, demir ve çinko içerir.

 

6.3--Hipoalerjenik ve besin değeri açısından oldukça zengin bu ham maddeden yapılan kenevir sütleri, bitki esaslı süt benzeri içecek kategorisinde hızla yükselen ürün gruplarından biridir

 

7-- Beslenme ve Sağlık Açısından Hayvansal ve Bitkisel Sütler:

 

7.1--Hayvansal sütler özellikle protein ve kalsiyum miktarı bakımından bitkisel sütlere kıyasla son derece zengindir. Örneğin pirinç sütünün protein miktarı oldukça düşüktür. Soya sütü, protein bakımından hayvansal süte eşdeğer kabul edilse de kalsiyum miktarı bakımından hayvansal sütlerin ancak beşte birini karşılayabilir.

 

7.2--Protein miktarı aynı olsa bile proteini oluşturan aminoasitlerin kompozisyonu vücudun o proteinden yararlanma oranını etkilediğinden birebir bir eşitlikten bahsetmek doğru olmaz.

 

7.3--Bitkisel sütler, proteinin ve kalsiyumun yanı sıra D vitamini, B12 vitamini, B2 vitamini, E vitamini, iyot ve folik asit gibi diğer besin elementleri bakımından da hayvansal sütlere kıyasla zayıftır.

 

7.3--Alınan kalori bakımından en düşük kalorili bitkisel süt alternatiflerinden biri badem sütüdür. Pek çok bitkisel süt, tadı iyileştirmek için ilave şeker içerir ancak bu durum markadan markaya göre değişkenlik gösterir. Genel olarak yulaf sütünün toplam şeker miktarının diğerlerine kıyasla daha yüksek olduğu söylenebilir. Yine de bitkisel sütlerden alman kalori tamamen formülasyona bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

 

7.4-- Diğer yandan bitkisel sütler, tripsin inhibitörü, fitile asit vb. bazı anti-beslenme faktörleri içerir. Bu faktörler insan vücudunun tüketilen protein veya minerallerden yararlanmasını engelleyebilir.

 

8--Çevresel Etki Açısından Hayvansal ve Bitkisel Sütler

 

8.1--2018 yılında en prestijli bilimsel dergilerden biri olan Science dergisinde yayımlandı. 119 ülkedeki 38.700 çiftlikte üretilen ve protein bazında küresel kalori tüketiminin yaklaşık %90’ını oluşturan 40 farklı gıda ürünü üzerinde yapılan bu çalışmada, aynı ürünün çevreye etkisinin 50 kat düzeyinde değişim gösterebileceği belirtiliyor.

 

8.2--Söz konusu çalışmada çevresel etki; arazi kullanımı, tatlı su kullanımı, sera gazı salımı gibi farklı ölçütler üzerinden değerlendirildi. Sonuç olarak, anılan tüm ölçütler bakımından hayvansal kaynaklı sütün çevreye maliyetinin tüm bitkisel süt çeşitlerinden daha yüksek olduğu tespit edildi

 

8.3--Küresel ısınmanın başlıca nedeni olan sera gazı salımı bakımından pirinç sütü bitkisel sütler içinde (hayvansal kaynaklı sütün neden olduğu sera gazı saliminin yarısından az olmakla birlikte) başı çekiyor.

 

8.4—Su içindeki pirinç tarlalarında yaşayan bakterilerin yaydığı metan gazı bu durumun en büyük gerekçesi. Yoğun pirinç üretimi ayrıca yetişme suyunda bulunan gübrenin drenajı ve yüksek düzeyde çözünmüş azot ve fosfor içeren bu suların sonunda nehir, akarsu ve okyanus gibi büyük su kütlelerine ulaşması su ekosistemini bozan ötrofikasyon denilen bir başka soruna da yol açıyor.

 

8.5--Yaygın olarak üretilen bitkisel sütler sera gazı salımı balamdan büyükten küçüğe doğru pirinç sütü, soya sütü, yulaf sütü ve badem sütü olarak sıralanır.Bitkisel sütler içerisinde en fazla arazi kullanım düzeyi yulaf sütüne ait olsa da hayvansal süt üretimi için gerekli alan, yulaf sütü üretimi için gereken alandan yaklaşık 12 kat daha büyük. Arazi kullanım miktarı bakımından yulaf sütünü soya sütü takip ediyor.

 

8.6--Arazi kullanımı ile ilgili çevreyi etkileyen bir diğer husus da giderek artan talebi karşılamak için ormanlık alanların tarım arazisine dönüştürülmesi gibi arazi niteliğinin ve ekosistemin değiştirildiği durumlar.

 

8.7--Su kullanımı bakımından ise doğaya maliyeti en yüksek bitkisel süt badem sütü olarak karşımıza çıkıyor. Badem, diğer pek çok yemiş gibi üretiminde yoğun su kullanımı gerektiren bir kaynak olup, hayvansal sütün yaklaşık %60’ı düzeyinde su ayak izine sahip.

 

8.8--Badem sütünü bu listede pirinç, yulaf ve soya sütü takip ediyor. Soya sütü üretimi için gerekli su miktarı hayvansal süt üretimi için gerekli su miktarının %5’i civarında.

 

Kaynak:Tübitak Bilim ve teknik Dergisi




Makalenin İzlenme Sayısı : 99

Eklenme Tarihi : 07.03.2023

Önceki sayfaya geri dön.