Kanser- Bol Yağlı Besinler
İçeren Diyetler Kanserin Yayılmasını Hızlandırıyor:
1--CD36 yağ asitlerinin hücre
içine alınmasında görev yapar. Araştırma, çocukların çok tükettiği popüler bir
gıdanın da hedef tahtasına yerleştirilmesine neden oldu.
1.1--Çünkü bu araştırmanın
sonucuna göre palm yağı kanserin yayılmasını artınyordu ve bahsettiğimiz ürün
de palm yağı içeriyor.
2--Araştırmada elde edilen çok önemli bir bulgu daha vardı. Deneyin ilk aşamasında vücutlarına kanser hücreleri ekilen farelerin bir kısmı bol yağlı diyetle beslenmişti. Kontrol grubuna yani dengeli, normal diyetle beslenen farelere kıyasla aşın yağlı diyetle beslenen bu farelerin kanserli hücrelerinin çok hızlı bir şekilde lenf bezlerine ve uzak organlara metastaz yaptığı çok açık olarak görüldü
2.1--Deneyin ikinci aşaması
da palm yağı ile gerçekleştirildi. Yine kontrol grubuna kıyasla palm yağı ile
beslenen farelerde kanserin diğer bölgelere yayılması çok fazla artmıştı.
Kanserden ölümlerin %80-%90’ı metastazlara bağlıdır.
3—Çalışmanın sonucunu
Salvador Aznar Benitah şöyle özetliyordu: “Metastazı başlatan hücreler
özellikle diyetle alman yağlara bağımlıdır, bu nedenle diğer bölgelere
yayılmayı onlar başlatır.” İşin sevindirici yönü CD36 alıcılarının bloke
edilmesi ile yeni bir tedavi umudu doğmuş olması.
4--Tartışmalann kaynağı olan
EFSA’nm raporunda ne söyleniyor? Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık rapora
ilişkin şunları söylüyor: “(...) EFSA raporuna göre, 200 derecenin üzerindeki
sıcaklıklarda rafine edilen bitkisel yağlar 3- Monochloropropanediol (3-MCPD)’,
‘2-Monochloropropanediol (2-
MCPD)’ yağ asidi esterleri
ile ‘Glicidyl (Glisidil) yağ asidi esterlerinin’ oluşumuna neden oluyor.
4.1--Bitkisel yağların
rengini gidermek ve kokusunu ortadan kaldırmak için yapılan rafinasyon
işlemlerinde böyle yüksek sıcaklıklar kullanılabiliyor.
4.2--Bu işlemler yukarıda
belirttiğimiz toksik kimyasalların oluşumuna neden oluyor. Raporda besinler
yoluyla vücuda alınan Glisidil yağ asidi esterlerinin ise sindirim sürecinde
Glycidol (Glisidol) adlı kimyasal maddeye dönüştüğü belirtiliyor. Uluslararası
Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) 3-MCPD esterleri ile Glisidol’u insanlar için
muhtemel kanserojen maddeler olarak sınıflandırıyor.
4.3—Ayrıca Elena Fattore ve
Roberto Fanelli tarafından 2013 yılında yapılan “Palm yağı ve palmitik asit:
Kardiyovasküler etkileri ve kanser üretkenliği üzerine bir değerlendirme”
başlıklı makale.(7) Uluslararası Gıda Bilimleri ve Beslenme dergisinde
yayımlanan çalışmada kısaca “görece yüksek derecede doymuş yağ asitleri,
özellikle palmitik asit içermesi nedeniyle, palm yağının koroner kalp hastalığı
riskini artırdığı, aynı zamanda yağ asitlerinin trigliserit yapısının
kolesterolemiye yol açtığı” belirtiliyor.
Kaynak:Bilim ve
Teknik-Şubat-2017- Prof. Dr. Gökhan Özyiğit -Hacettepe Üniversitesi, Tıp
Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı