Libido-Bilgi:
1--İnsanda doğal dürtülerle,
bu dürtülerin gelişim ve değişimini, davranışsal göstergeleri ile en iyi
gözlemleyen ve tanımlayan ekol psikanalitik ekoldür.
1.1--Libidonun tamamen bedene
bağlı kalmasının diğer bir görünümü de içe kapanma eğilimidir. Bu patolojik
görünümlerin ayrıntılı nörobiyolojik açıklamaları yapılabilmekle birlikte
davranışsal düzeyde, dinamik açıdan yukarda söylenenler uygun açıklamalardır.
2--Libido cinsel dürtü ile eş
anlamlı olarak kullanılmakla birlikte, anlamı onunla sınırlı değildir. Hatta
cinsel dürtünün libido kavramının küçük bir bölümü olduğunu bile
söyleyebiliriz.
2.1--Freud kuramının en çok
eleştirildiği konu bu kuramıdır. Kuramı nedeni ile Freud herşeyi cinselleştirmekle
suçlanmıştır. Oysa bu eleştiriler onun kuramını anlamamakla bağlantılıdır.
Gerçek bu değildir. Libido kavramı içine tüm olumlu dürtüler girmektedir. Diğer
bir deyişle tüm yaşamamız boyunca bizi her türlü üretime yönelten dürtü
libido’dur.
3--Libido insan gelişiminin
ilk aşamalarında tamamen kendi bedenine yönelmiştir. Bu dönemde beden tek doyum
kaynağıdır. Her davranış bedenin fizyolojik gereksinimlerini karşılamaya
yöneliktir. Başka davranışlar ise anlam taşımaz. Gelişim sürecinde çevredeki diğer
insanlar, bakım verenler ve nesneler tanındıkça çevre, insan için bir şey ifade
etmeye başlar.
3.1--Çevreye yüklenen anlam
ve değer, bedenden alınarak çevreye aktarılmış libido veya cinsel enerjidir.
Buna psikanalitik yazında nesne libidosu denmektedir.
3.2--İlgilerimizin artmasına
koşut olarak bedenimize yüklenen libido giderek azalır. Her zaman bir miktar libido
bedene bağlı olarak kalır. Çevreye aktarılmayan, bedene bağlı olarak kalan
cinsel enerji benlik saygısının da kökeni olur. Bu niteliği ile cinsel enerji
kendine güveni sağlayan bir işlev görür.
3.3--Gelişim sürecinde
çevreye cinsel enerjinin aktarılmasında sorunlar yaşanıyorsa erişkin bir
insanda bu enerjinin büyük ölçüde bedene bağlı olarak kalması olanaklıdır.
Böyle bir süreç tüm ilginin bedene bağlı kalmasına neden olur. Bu şekilde tüm
yatırım insanın kendi bedenine yönelir.
3.4--Başkaları bu insanlar
için bir yaşamın daha sonraki dönemlerinde çevreye yatırılan libidinal
enerjinin geri bedene dönmesi olasıdır. Bunu sosyal etkileşme bozuklukları
gösteren hastalıklarda sık olarak görmekteyiz.
4--Psikososyal gelişimle
birlikte libido, gelişip değişerek başka dürtülere dönüşebilir. Bu süreçte
kendini başarı güdüsü, öğrenme tutkusu, arkadaşlıklar, dostluklar, her türlü
paylaşımlar ve yakın ilişkiler biçiminde gösterir.
4.1--Libido aslında bu
niteliği ile tüm ilgilerimizin, anne çocuk ilişkisi de dahil olmak üzere her
türlü sevginin kaynağıdır. Aynı anda öğrenme ve bilme tutkusunun da kaynağıdır.
5--Belirtilen nitelikleri ile
cinsel enerji, libido, aslında yaşam enerjisi olmak anlamını da içinde
taşımaktadır. O olmasa işimiz bizim için bir şey ifade etmezdi. Okula gitmek,
birşeyler öğrenmek anlam taşımazdı.
5.1--Arkadaşlarımıza
kendimizi anlatmak gereksinimini duymazdık. Bir şeyleri paylaşmak bize zor
gelirdi veya paylaşamazdık. Ortaklıklar ve yakın ilişkiler kuramazdık. Bir
ekibin üyesi olamaz, ekip kuramazdık. Para kazanma isteği duymazdık, yaşamak
bize yük gibi gelirdi. Sık olarak depresyona girer, depresyondan çıkamazdık.
5.2--Kimse ile yarışmaya
girmek istemez, kendimizi geliştirmek istemezdik. Okumak istemez,
duyduklarımıza itibar etmezdik. Başkaları bizim için örnek alınabilecek
insanlar olmazdı.
Kaynak:Tübitak Bilim ve
Teknik Dergisi-- Prof, Nevzat Yüksel,
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı