Uzayda Tarım Yapmak:
1--Uzayda bitki yetiştirmekle
ilgili sorunları genel olarak birkaç başlık altmda toplayabiliriz:
1.1--Düşük Kütleçekim: Bitkiler, köklerinin ve gövdelerinin yöneliminden
yola çıkarak büyümelerine ilişkin bilgiyi kütle çekimi sayesinde elde eder. Bu
nedenle Ay ve Mars gibi kütle çekimi az olan yerlerde bulunmaları sıkıntılı bir
durum.
1.1.1--Bilim insanlarının öncelikli
araştırması da bitkilerin daha az kütleçekimi olan ortamlarda da düzgün
büyüyebilmesi üzerine olmuş. 19801er ve 19901ar boyunca fırlatılan hemen hemen
her uzay mekiğinde deneysel bitkiler vardı, ancak insan vücudunun düzgün
çalışmak için kütleçekimine ihtiyacı olduğu gibi bitkilerin de kütle çekimine
ihtiyacı olduğu düşünülüyor.
1.1.2-- “Mikro- çekim, hücre
biyokimyasını etkiliyor gibi görünüyor.” diyor Stankovic. Uzaydaki bitkiler
garip genetik mutasyonlar geçirmiş, öngörülmeyen ve istenmeyen şekillerde
büyümüş ve kimileri ya hiç yeşermemiş ya da büyüyememiş.
1.1.3--Ayrıca sürdürülebilir
uzay tarımında önemli bir rol oynayacak olan ikinci nesil döllenebilir tohum
üretilmesi de sorun olmuş.
1.2--Farklı Toprak Yapısı: Kütle çekiminin azalması bitkilerin toprakla
iletişimini de etkileyen bir faktör, hele ki Dünyadakinden farklı bir toprak
yapısı söz konusu ise. Dünyadakinden daha sıkı bir toprak yapısı düşük
kütle çekimi altında hava akışını engellerken, aşırı gevşek yapı da topraktaki
su ve nemin bitki köklerine ulaşmasında sorun oluşturabiliyor.
1.2.1--Bu nedenle, uzay
aracındaki bitkiler için toprak da götürülmesi ve insan atığının gübre olarak
kullanılması gerekiyor. Dünya dışında kolonileşme başlı başına bir konu, ancak
eğer bu koloniler bitki yetiştirmek ister ve ellerindeki her atığın her bir
atomunu geri dönüştürmeyi beceremezlerse, ek besinlere ihtiyaç duyulacağı
düşünülüyor.
1.2.2--Stankovicm ekibine
benzer şekilde Gainesvilledeki Florida Üniversitesinden Robert Feri ve
arkadaşları UUÎ nda Arabidopsis thaliana adında, yenilebilir ve genellikle bu
tür deneylerde model olarak kullanılan bir bitki yetiştirmiş. “Bitkiler Ayda
veya Mars toprağında zaten bulunan mineraller arasından ihtiyaç duyduklarını
almakta sorun yaşamayacağı için bu içeriğin götürülmesi gerekmeyecek. O nedenle
o toprakların bileşimini iyi bilmek, ihtiyaç duyulan ve eksik olan mineralleri
tespit edebilmek önemli.” diyor Feri.
1.2.3--“Her ne kadar Apollo görevleri sırasında, temelde bazalt ve diğer volkanik malzemelerden oluşan Ay regolitinde çeşitli deneylerde 10.000 marul üretiliyor. Fotosentez sürecinin de dikkatle kontrol altında tutulduğu ve her birinde 18 saksı bulunan toplam 16 katlı bu tarlada 17.500 LED ışık kaynağı kullanılıyor.
1.2.4--Bu ve benzeri yapay
ışıklı iç mekân tarlalar, uzay tarımında başarılı olabileceğimizin olumlu
işaretlerinden.
1.3--Kısıtlı Alan: iş daha da ileri götürülerek, ne yoğunlukta bir insan
nüfusunun uzayda kendi kendine yetebileceği bile düşünülmüş, işte bu noktada
asteroidler girmiş devreye, özellikle de organik bileşiklerle dolu olduğu
bilinen karbon yapılı C-türü asteroidler.
1.3.1--Yeni Zelanda, Lincoln
Üniversitesinden Michael Mautner, bu asteroidlerin bitkiler için hayli
besleyici özellikte olduğunu öne sürüyor. Kendisi,C-türü asteroidlerden Dünyaya
düşen meteoroidler üzerinde yenilebilir bitkiler yetiştirmiş.
1.3.2--Bu meteoroidlerin
besin içeriğini de analiz eden Mautner, asteroidin tamamında ne kadar besin
olacağını saptamış ve 200 km eninde bir uzay kayacının 10.000 kişilik bir
nüfusu bir milyar yıl idame ettirebilecek kadar gübre barındıracağını
hesaplamış.
1.3.3--Hava basıncını kontrol
etmeniz ve su sağlamanız gerekecektir, ancak gerekli besinler asteroidde
mevcut.” diyor. “Güneş Sistemindeki tüm karbon yapıdaki asteroidleri toplasak
bir milyarlık nüfusa bir milyar yıl yeter” diye tahmin ediyor.
1.4--Stankovic ve Madisondaki
Wisconsin Üniversitesinden meslektaşları, UUİ’nda iki nesil boyunca
tohumlanmayı mümkün kılan bir kapsül geliştirdi. Kapsül toprağın nemini, ışığı,
havanın sıcaklığını, rutubeti, karbon dioksiti ve bitkilerin olgunlaşınca
havaya saldığı bir hormon olan etileni kontrol altında tutuyor.
1.4.1--Bitkilerin köklerini
yayabileceği gübreli çakıllı-kumdan oluşan taban, tel bir örgü tarafından
tutuluyor. Astronotlar sistemi bir kez kurduktan sonra, gerisi Wisconsin
Üniversitesinden, uzaktan kumanda ile ayarlanıyor ve düzenli olarak kontrol
ediliyor.
1.4.2--Feri ve arkadaşları
gibi bu ekip de deneylerini A. thaliana üzerinde yapmış. Bitki uzayda tohum
üretmekle kalmamış aynı zamanda bu tohumların %92 si başarıyla çimlenmiş.
1.4.3--Bir kısmı UUİ’nda, bir
kısmı da Dünyada yetiştirilen iki grup bitki arasında ufak bir fark tespit
edilmiş: Uzaydaki tohumların protein depolaması Dünyadakilerden biraz farklı ve
bitkilerin dalları da biraz daha değişik yönlerde büyümüş. “Ancak bunlar küçük
detaylar” diyor Stankovic, “önceki başarısız girişimler büyük ihtimalle
uygunsuz yetiştirme koşullarından kaynaklanıyordu.
1.4.4--Mikroçekimin bu süreçte
etkin bir rolü olmadığına kanaat getirebiliriz.” diye ekliyor.Feri ve
arkadaşları ise bitkilerin çekimsiz ortamla başa çıkmak için, kök hücre
duvarlarını yeniden modellemek veya yapraklarındaki ışık algısıyla ilgili
genlerin proteine dönüşüm miktarını arttırmak gibi çeşitli uyum stratejileri
geliştirdiğini bulmuş.
1.4.5--“Bitkilerin bu uyum
stratejilerini anlayabilirsek, uzaydaki gelişimlerinin Dünyadakinden daha iyi
olmasını bile sağlayabiliriz” diyor Feri. Öte yandan buna gerek kalmayabilir
de, zira bitkiler kendi başlarının çaresine bakıyor gibi görünüyor. Stankovic
ise “Önümüzdeki beş yıl içinde Ayda yetişmiş bitkilerden tohum elde edeceğimize
dair iyimser bir inancım var” diyor
Kaynak:Tübitak Bilim ve
Teknik-Mayıs2015