Low Code (Düşük Kodlu)-No
Code (Kodlama Yapılmadan) Yazılımı:
1--Low Code (Düşük Kodlu) ve
No Code (Kodlama Yapılmadan) gibi yepyeni kavramlar firmaların yeni yeni
oturtmaya başladığı teknolojik iş yapış şekillerini bir kez daha değiştirecek.
1.1--Özellikle Endüstri
4.0’daki gelişmelerle birlikte Low Code ve No Code uygulama platformları daha
çok revaç görmeye başladı.
1.2--Low Code ve No Code?
Yazılımlar artık firmalar için olmazsa olmaz araçlar durumunda. Dijital
ortamlardaki işlerini halledebilmek için yazılım kullanmak ve kullandıkları
yazılım hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemli bir konuma geldi.
1.3--İşte, tam da bu noktada
birtakım farklılaşmalar başlamış durumda. Artık Low Code veya No Code adı
verilen sistem sayesinde, kod yazmayı bilmeden de kendi yazılımınızı yapmanız
mümkün.
1.3.1--Üstelik bu işi
yaparken yazılım bilen birisine ya da bir bilgisayar mühendisine bağlı olmak
zorunda değilsiniz. Low Code Teknolojisi sayesinde her şey internet üzerinden
halledilebiliyor. Bulut aracılığıyla yapılan bu işlemler şirket verilerinizi
saklamanıza ve üzerinde işler yapabilmenize olanak tanıyan bir sistem olarak
karşımıza çıkıyor.
2--Forrester, düşük kodu (Low
Code) 2020’ye kadar izlenebilecek en yeni teknolojilerden biri olarak görüyor.Gartner
ise, 2020 itibariyle yeni iş uygulamalarının en az yüzde 50’sinin düşük kod ve
kodsuz (No Code) uygulama geliştirme platformları gibi yüksek üretkenlik
sağlayan araç setleri ile oluşturulacağını belirtiyor.
2.1--Günümüzde düşük kod
kullanan işletmelerin oranı Forrester rakamlarına göre % 29, düşük kod
sağlayıcısı ile çalışma fikriyle ilgüenenlerin oranı ise
% 43.
3--Bu konuda ülkemizdeki öncü
firmalardan biri olan Octopod Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Balo konuyla ügili
olarak şunları söyledi: “Türkiye’de Low Code No Code pazarında henüz üretici
sayısı çok az. Var olan bir iki üreticinin yaptığı çalışmalar genel itibariyle
algı oluşturma evresinde.
3.1--Özellikle ABD ve
Avrupa’daki gelişmiş nitelikli eleman eksikliği sebebiyle ve dijital dönüşümde
gerekli olan hız sebebiyle hemen kabul gören ve ciddi pazar büyüklüğüne erişen
sektör, ülkemizde henüz doğum sancıları yaşıyor.
3.2--Şu an üniversitelerde
seminer ve ders olarak, özel etkinliklerde eğitim verilerek, kurumsal
şirketlerin ve yazılım sektörünün ihtiyaçlarına yönelik personel yetiştirmek
üzere verilen eğitimlerle sektör geliştirilmeye çalışılıyor.
3.3--Özellikle genç nüfusun
yoğun olduğu, yeni yazılım geliştirme dillerinin öğrenme eğrisinin çok uzun
olduğu bu sektörde, kısa eğitimlerle ileri seviye yazılımlar geliştirilebiliyor
olması Türkiye için çok büyük bir fırsat.
3.4--Türkiye’nin hem personel
maliyeti açısından ABD’ye göre beşte bir, Avrupa’ya göre yaklaşık altıya bir
oranında avantajının olması, Avrupa ve ABD için bir yazılım fabrikasına
dönüşebilme imkânı sunuyor. Low Code ve No Code yazılım dilleri bu konuda hızlı
aksiyon alabilmemizi sağlayacak.”
Kaynak:Para Dergisi-1-7.10.2017-Musa
Savaş