Disleksi de Yoğun Eğitim
Beyin Devrelerini Değiştirebiliyor:
1--İnsan beyni en çok
küçüklükte gelişir, böylece çocuğun (ve ileride yetişkinin) duygularını nasıl
ifade edeceğini, görevleri nasıl ele alacağını, yeni beceri ve kavranılan nasıl
öğreneceğini belirleyen nöral bağlantıların birçoğu bu dönemde oluşur.
1.1--Beynin mimarisi kimin
okumakta zorluk çekecek çocukları ve dislektik olanları önceden
belirleyebilir.Ne var ki Washington Üniversitesinin yürüttüğü bir araştırma,
öğretimin bunu değiştirebileceğini gösteriyor.
2--Beynin nöral
bağlantılarının, yani “beyaz maddenin” MR ölçümleri sayesinde UW araştırmacıları,
okumakta zorlananlarda sadece sekiz haftalık özel bir eğitimin ardından nöral
devrelerin güçlendiğini ve okuma performansının iyileştiğini gördüler.
2.1--Nature Communications ta yayımlanan bu çalışma yoğun eğitimsel müdahale sırasında beyaz maddeyi ölçen ve çocuklarda öğrenmeyi beyinlerinin esnekliğiyle ilişkilendiren ilk araştırma oldu
3--“Çocuğu eğitme süreci
aslında beyni fiziksel olarak değiştirmek demek” diyor UW Konuşma ve Dinleme
Bilimleri Bölümünde ve Öğrenme ve Beyin Bilimleri Enstitüsünde yardımcı doçent
olan Jason Yeatman. “Müdahale programının başlamasından birkaç hafta geçince
beyin bağlantılarındaki değişimi saptayabiliyoruz
4--Öğretmenlerin, okuma gibi
önemli akademik beceriler için çocukların yeni beyin devreleri oluşturmasına
yardım eden beyin mühendisleri olduğu göz ardı ediliyor.”Araştırma, beyaz
madde¬nin (nöral bağlantıların zengin olduğu bölgelerin) beynin dil ve görmeyle
ilgili bölgelerini birbirine bağlayan üç noktasına odaklanıyor
4.1--Araştırmanın eş yazarı
ve UWtie doktora sonrası araştırmacı olan Elizabeth Huber şöyle diyor; “Bu
bağlantıların sabit olduğunu düşünüyoruz ama aslında gelişim döneminde farklı
deneyimler beyni çok farklı yollardan biçimlendirebiliyor.”
5--Okumada güçlük çeken
katılımcılarda sekiz haftalık eğitim sonrasmda bu üç bölgenin ikisinde yapısal
değişimler görüldü. Beyaz madde yoğunluğu artmış, “bağlantılar” daha organize
olmuştu. Bu da bu bölgelerin değiştirilemez değil, çevrenin getirdiği
değişimlere açık olduğunu kanıtlıyor.
5.1--Çocukların sınıfta
yaşadıkları deneyimlere yanıt olarak bu bölgeler yeniden yapılanıyor.
6--Tahminlere göre dünya
nüfusunun %ıo-20 kadarında görülen, sözcükleri okuma ve yazma becerisini
etkileyen öğrenme güçlüğü disleksinin basit ve hızlı bir tedavisi yok Müdahale edilmezse,
disleksi hastası çocuklar okuryazarlık becerisine duyulan ihtiyaç arttıkça
okulda daha da zorlanıyorlar.
7--Deneyde çocuklara sekiz
hafta boyunca günde dört saat bire bir özel ders verildi. Bu eğitim
programından önce ve sonra okuma testleri yapıldı; sekiz haftalık dönemin
başında, ortasında ve sonunda dört MR taraması ve davranışsal değerlendirme
gerçekleştirildi.
7.1--Ancak eğitimden geçen
öğrencilerin okuma becerileri tam bir sınıf arttı. Ayrıca bunların çoğunda
beynin ilgili bölgelerindeki difüzyon oranları azaldı. Yeatman, MR da ciddi
difüzyon azalması görülmeyen çocuklar için, beyin esnekliğinin kişisel
sınırlarını belirleyen bileşik etkenler olabileceğini söylüyor.
7.2--Öğretmenler, her
öğrenciye özel eğitim sağlayacak kaynaklardan yoksun da olsalar, öğrencilerin
beyinlerini geliştirme potansiyeline sahipler.
8--Birçok anne baba ve
öğretmen disleksinin kalıcı olduğundan, beynin doğuştan noksanlarım
yansıttığından kaygılansa da, bulgular hedefli ve yoğun okuma programlarının
sadece okuma becerilerini hatırı sayılır biçimde artırmakla kalmadığını, beynin
okuma devrelerinin bağlantılarında da değişim yarattığını kanıtlıyor” diyor
bilim insanı
Kaynak:Popular Scıence