Şehirlerde Sosyal-Fiziki
İyileştirme Örnekleri-Dünya:
1--Brezilya’da, Sâo Paulo
yakınında büyük bir sanayi kenti olan Diadema’da nüfusun % 30’u gecekondularda
yaşıyordu. Devlet fikir için bölge sakinlerine danıştı, orada yaşayan işçilerin
çalışacağı yeni inşaatlar için önceliklerini sordu.
Bir arazi kullanım
programıyla 90 yıl kalma hakkı tanınan sakinler böylece evlerine bakmaya ve
mahallelerine yatırım yapmaya özendirildi. Sakinler sokakların genişletilip
kaplanmasına, sıhhi tesisatların döşenmesine yardım etti.
1.1--Smith’e göre bugün
Diadema’lılarm % 3’ü gecekonduda yaşıyor ve kamu düzeni ve sağlığının standart
ölçülerinden biri olan yıllık cinayet oranı 100 binde 14.3’e düştü. Bu rakam
1990’lardal40’du.
2--Kolombiya’nın Medellin
kenti de bir zamanlar uyuşturucu kartellerinin, cinayet ve umutsuzluğun dünya
başkentiydi. Yenilikçi siyasi liderler kabaca on yıl önce, başta akla aykırı
gibi görünen bir girişim başlattı. En berbat gecekondu bölgelerine en büyük
yatırımları yapmaya başladı ve çevre tepeleri kaplayan uzak, suçtan geçilmez
semtleri kent merkezine bağlayacak teleferik ağları kurdu.
2.1--Teleferik direklerinin
çevresine yeni kütüphane ve parklar, devlet okulları ve yaya yolları yapıldı.
Öyle ki, şehirdeki kamu mimarisine ait en güzel ve en gösterişli örnekler en
yoksul semtlere inşa edildi. Medellin’in çehresi değişti.
3--Senegal’in başkenti
Dakar’da semt temsilcileriyle birlikte çalışan tasarımcılar, Yoff adlı varoşta
atık suyu geri dönüştürecek bir sulama sistemi geliştirdiler.
4--Hindistan’da hızla gelişen
birçok kentten biri olan Pune’de işçiler, inşaat projelerinin peşinde,
aileleriyle bir kaçak yerleşimden diğerine taşınıyor. Dolayısıyla çocukları
çoğu zaman okulda okuyamıyor. Bu yüzden bir grup tasarımcı on yıl önce okulları
onların ayağına getirmeye karar verdi ve
otobüsleri 25 kişilik
derslikler halinde donatarak öğrencileri yaşadıkları yerlerden aldırdı.
4.1--Öğrencilerin bir defteri
var ve orada hem okuldaki gelişimleri takip ediliyor, hem de Pune çevresindeki
eğitim merkezlerinin telefon numaraları listeleniyor. Böylece çocuklar
taşındığında aileleri yeni semtlerinde onlara okul bulabiliyor.
5--Bangladeş’te de mimar
Muhammed Rıdvan yüzer okul, kütüphane ve sağlık ocağı olarak iş gören “cemiyet
filikaları” tasarladı. Denizin yükselmesiyle 2050’de ülkenin beşte birinin su
altında kalacağı tahmin ediliyor. Dünyanın en yoğun nüfuslu bölgesi olan alçak
rakımlı Ganj- Brahmaputra Deltası deniz olacak.
5.1--Yerel tekne
yapımcılarıyla çalışan Rıdvan, altı düz olan geleneksel bambu teknelerden aldı.
Onları su geçirmez çatı ve güneş panelleriyle donattı. İçine bilgisayarlar,
yüksek hızlı internet ve geri dönüştürülen gazyağı lambalarından taşınabilir
güneş lambaları kurdu. Geleneksel malzemeler, yerel yapım teknikleri ve
yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ortaya bir bağlamsal tasarım modeli
koydu.Bangladeş’te şu an Rıdvan’ın 54 teknesi 90 bin aileye hizmet veriyor.
6--Kenya’nın başkenti
başkenti Nairobi’de, Afrika’nın en kalabalık varoşlarından biri olan Kibera’daki
sorunsa farklıydı. Geleneksel odun ve kömür ocakları orada birçok solunum
rahatsızlıklarına yol açıyor. Sokaklar çöpten geçilmiyor. Bundan hareket eden
Nairobili bir mimar, çöp yakan bir mahalle ocağı tasarlıyor ve semt sakinleri
getirdikleri çöpe göre orayı belli bir süre kullanabiliyorlar.
7--Tayland’da Baan Mankong
Semt Düzenlemeleri adı verilen bir program, semt sakinleriyle resmi merciler ve
sivil toplum kuruluşlarını daha güvenli ve temiz yaşam alanları için bir araya
getiriyor. Ve bu çerçevede son sekiz yıldır ülkedeki 5 bin 500 varoştan
yüzlercesinin koşulları iyileştirildi.
7.1--Bangkok’un Bang Bua
Kanalı boyunca binlerce aile uzun süredir, kirli taşkın sularının üstünde
kazıklarla yükselen ve çürük yaya yollarıyla birbirine bağlanan derme çatma
evlerde yaşıyordu. Yakındaki Sripatum Üniversitesi’nden mimarlar, bölge
sakinlerinin istekleri doğrultusunda sıraevler, müstakil ve ya müstakil evler
tasarladı.
7.2--Yüzlerce harap yapı
yıkıldı ve oradaki çoğu kapı ve ağaç malzeme tekrar kullanılarak yeni evler
yapıldı. Üstelik insanlar ayrı düşmesin ve aileler bölünmesin diye eski
evlerinin olduğu suyun yakınında, sağlam toprak zeminde.
Bang Bua’daki strateji
yalnızca evlerin ve altyapının iyileştirilmesini değil, düşük faizli kredileri
ve uzatılabilir 30 yıllık kira sözleşmelerini de kapsıyordu.
7.3--Böylece sakinler o
mülklerde yasal olarak söz sahibi yapılıyordu. Bu sayede yoksulları hep çaresiz
ve umutsuz bırakan tahliye döngüsü de kırılabildi.