MAKALELER / 2008 Krizinde İstihdamı Artırıcı Politikaların Analizi





2008 Krizinde İstihdamı Artırıcı Politikaların Analizi:

 

1--Özellikle krizin hemen başlangıcında uygulamaya geçirilen bir takım tedbirler etkili oldu.

 

1.1--Sosyal güvenlik primi işveren payının azaltılması, genç istihdamına yönelik teşvikler, uzun süreli işsizler ve kadınlara yönelik istihdam teşvikleri ve özellikle yüksek vergi indirimi öngören ve daha az gelişmiş bölgelere yönelik hazırlanan yatırım paketleri istihdamdaki bu hızlı toparlanmanın alt yapısını oluşturdu.

 

1.2--Örnek olarak, Ekim 2008’de işverenlerin uzun vadeli sigorta kolları için ödediği prim oranı %19.5ten ı %14.5’e düşürüldü. Bu aradaki parasal fark ise devlet tarafından üstlenildi. Bu düzenlemenin etkisiyle 2009 yılında 61 bin, 2010 yılında ise 63 binden fazla yeni istihdam gerçekleşti.

 

1.3--Genç ve kadın istihdamına yönelik tedbirler önemli.Bu düzenlemelere ek olarak genç ve kadın yeni istihdamına yönelik beş yıl süreli, işveren payının devletçe üstlenilmesine yönelik düzenlemeler de olumlu sonuçlar verdi.

 

1.4--Yine ILO’ya göre, Türkiye’de bu önlemlerin sonucu olarak 730 bin yeni istihdam sadece 2011 in ilk iki ayında gerçekleşti. Bu rakam toplam imalat sektörü istihdamının %17’sini ifade etmekte. Daha da önemlisi bu süreçte yaratılan yeni istih¬damın daha fazlası kadınlar için yaratıldı. Cinsiyet

anlamında ayrımcılığın bulunduğu Türkiye işgücü piyasası açısından bu sonuç oldukça önemli.

 

1.5--Kayıtdışı istihdam oranı da 2001 yılındaki %53’lük orandan sonra 2011 yılında %40 seviyelerine geriledi.

 

2--Peki, bu politikalar kalıcı bir istihdam yapısı ortaya çıkarabilir mi?

 

2.1--ILO’nun bu tespitleri doğru olmakla beraber, asıl tartışılması gereken, bu politika setinin sürdürülebilir olup olmadığı. Nitekim ILO’nun da belirttiği ve bizim de katıldığımız temel endişe, bu politikaların kamu bütçesi üzerinde yeni yükler yaratacağı gerçeği.

 

2.2--Bu noktada ILO raporunda yer alan en ilginç tespit; “vergi oranları yükseltiLmezse istihdam artışının sürdürülemeyecek olması”. Ayrıca, bir diğer tespit de, uygulanan bu politikaların sosyal güvenlik sisteminin gelir - gider dengesini bozacağı yönünde.

 

2.3--Gerçekten de, sosyal güvenlik harcamalarının işveren primleri yerine genel kamu bütçesinden finanse edilmesi sosyal güvenlik gelir - gider dengesini bozacaktır. Ayrıca kısa vadede sosyal güvenlik primi işveren payının düşürülmesi işgücü talebini ve istihdamı arttıracak ancak uzun dönemde anlamlı bir katkı sağlayıp sağlayamayacağı da tartışmalıdır.

 

Kaynak:Prof.Dr.Cem Kılıç




Makalenin İzlenme Sayısı : 235

Eklenme Tarihi : 09.10.2022

Önceki sayfaya geri dön.