BM İklim Eylem Planı
Zirvesi:
1--BM İklim Eylem Planı
Zirvesi öncesi 66 ülke 2050 yılına kadar sera gazı salınımını sıfırlama
taahhüdünde bulundu.
2--Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri António Guterres'in ofisinden Pazartesi günü yapılan duyuruda ayrıca
10 bölge, 102 kent ve 93 şirketin de sera gazı emisyonunu sıfırlamayı taahhüt
ettikleri bildirildi.
3--Uluslararası İklim
Değişikliği Paneli‘ne (IPCC) göre küresel sıcaklık artışının 2050 yılına kadar
sanayileşme öncesi döneme kıyasla 1.5 dereceyle sınırlamak için ön koşul dünya
genelinde karbondioksit salınımının sıfırlanması.
4--Zirvede konuşan Başbakan
Merkel, Almanya'nın 54 milyar euro ayırdığı iklim politikasını tanıttı. Bu
bağlamda Almanya 2050 yılına dek karbondioksit salınımını sıfırlamayı
hedefliyor.
4.1--Merkel ayrıca,
uluslararası iklim giderleri için ayırdıkları 2 milyar euroluk katkı payını da
4 milyar euroya yükselttiklerini duyurdu.
5-- Rusya da Pazartesi günü
Paris İklim Anlaşması‘na katıldığını bildirdi. Başbakan Dimitri Medvedev
Moskova'da anlaşmayı imzaladıktan sonra Rusya'nın hava kirliliğini azaltma ve
ormanları genişletme çalışmalarına ağırlık vereceğini açıkladı.
6--BM İklim Zirvesi öncesi
yayınlanan rapora göre, son 5 yıllık dönem 2011-2015 arasındaki döneme göre
ortalama 0,2 santigrat derece daha sıcak geçti. Son beş yılın ortalaması
1850-1900 yıllarını kapsayan sanayi öncesi dönemden ise 1,1 derece daha yüksek.
6.1--Rapordaki bir başka
çarpıcı veri ise, son 40 yılda kuzey kutup bölgesinde yaz mevsiminde deniz
buzuyla kaplı alanın her 10 yılda ortalama % 12 küçüldüğünü ortaya koydu. En
fazla küçülme 2015-2019 döneminde gerçekleşti. Diğer yandan en fazla buzul
erimesi de bu dönemde kaydedildi.
7--Pazartesi günkü zirve
öncesinde konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, devletlerden sera gazı
salınımını azaltma hedeflerini yükseltmelerini istedi. Rapora göre mevcut
hedeflerle bile karbondioksit üretimi azalmadı, tam tersine arttı.
7.1--2018'de 37 milyar ton
ile rekor karbondioksit seviyesine ulaşıldığını ortaya koyan rapor, bu
seviyenin henüz tahmin edilen tepe noktası olmadığının altını çizdi.
7.2--Küresel ısınmayı ''iklim
krizi'' olarak tanımlayan Guterres, bir an önce harekete geçilmezse ''iklim
değişikliğinin her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden olacağı'' uyarısında
bulundu.
7.3--Guterres, 2015'te
varılan Paris İklim Anlaşması'nda belirlenen küresel sıcaklık artışını yüzyıl
sonuna kadar 2 derecenin altında tutma hedefine ulaşılabilmesi için liderlerden
zirveye "somut planlarla'' gelmesini istedi
8--Çevre Bakanı Schulze,
Almanya’nın kömür enerjisinden vazgeçilmesini hedefleyen kömür karşıtı ittifaka
katılacağını açıkladı. Schulze, kömür enerjisinden vazgeçilmesini “İklim
korunmasının temel unsuru”olduğunu söyledi.
8.1--Almanya, açıklanan iklim
koruma paketi ile bu hedeflere uyma yönünde bir adım attı. Koalisyon
ortaklarının üzerinde anlaşmaya vardığı yasal düzenlemeler, sera gazı
emisyonunun azaltılmasını hedefliyor.
8.1.1--Yasal düzenleme,
karbondioksit emisyonu için ek ücret alınmasını öngörüyor.Bu nedenle,
1--benzin ve dizelin litre
fiyatının ilk etapta 3 cent artması,
2--2026'ya kadar da bu
artışın litre başına 15 cente kadar yükselmesi bekleniyor.
3--elektrikli otomobillerin
satışının teşvik edilmesi,
4--binalarda 2026 yılından
itibaren mazotla çalışan ısıtma sistemlerinin döşenmesinin yasaklanması
planlanıyor.
9--Alman hükümeti Kömür
Komisyonu'nun 2038’e kadar Almanya’da kömür yakıtlı termik santrallerin
kapatılması kararını olumlu karşılarken, enerji şirketleri kaygılarını dile
getirdi.
9.1--RWE yönetim kurulu
başkanı Almanya'nın 2038 yılına kadar yüzde yüz oranında yeşil enerjiye
geçmesinin devletin aktif desteği ile başarılabileceğini ancak yine de termik
enerjiden vazgeçilmesinin anlamlı ve gerçekçi olup olmayacağının şimdiden
söylenemeyeceğini ifade etti.
10—Türkiye açısından
bakıldığında:
10.1--Öte yandan Türkiye, 22
Nisan 2016'da ise Paris İklim Anlaşması'nı, gelişmekte olan bir ülke olarak
imzaladığını duyurdu. Ancak Paris anlaşması, söz konusu ekleri referans
almıyor. Yardım alacak ya da yapacak ülke ayrımını ise "gelişmiş" ve
"gelişmekte" olan ülke ifadeleriyle yapıyor.
2.6.1--Türkiye de gelişmekte
olan bir ülke olmasına rağmen, UNFCCC'de gelişmiş ülke grubunda olduğu için
Paris Anlaşması’nın öngördüğü yardımlardan faydalanamıyor. Türkiye ile Paris
Anlaşması'nın tarafları arasındaki sorunun temelinde de bu durum yatıyor.
2.6.2--Paris İklim Anlaşması
halen TBMM'de onaylanmadığı için Türkiye henüz resmi olarak anlaşmanın tarafı
değil.
10.2--Brüksel merkezli Avrupa
İklim Eylem Ağı'nın (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları
Koordinatörü Elif Gündüzyeli ye göre
1--Türkiye'nin de üyesi
olduğu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinin en geç 2030'a,
daha yoksul ülkelerin ise en geç 2050'ye kadar kömür kaynaklı elektrik
üretimini sonlandırması gerektiğini söyledi.
2--Gündüzyeli, "Bu da
yeni termik santraller bir köşede dursun, mevcut santrallerin kapatılarak
herkes için adil olan, düşük karbonlu geçişi planlamanın şu an tam sırası
olduğu anlamına geliyor" diye ekledi.
2.1--Türkiye'de çıkarılan
yerli kömürün büyük çoğunluğu, düşük kaliteli linyit. Hem kalorifik değer
anlamında verimsiz, hem de çıkardığı kül ve nem yüzünden dünyadaki en kirli
yakıtlardan birisi" diyen Gündüzyeli, yatırımcıların "katı, sıvı ve
gaz atığın yüksek miktarı ve tehlikeli kirliliği yüzünden kurulacak bertaraf
üniteleri" nedeniyle karşılacakları yüksek maliyetleri de göz önünde
bulundurmak zorunda kaldıklarını söylüyor.
2.2--Gündüzyeli, "Bu
anlamda her ne kadar tonaj olarak Türkiye'nin yerli kömür kaynakları çok gibi
görünse de verimsiz, kirli ve maliyetli bir kaynak bu.
2.3--Aslında bu yüzden
yatırımcının iştahı da daha temiz ve yine yerli enerji kaynağı olan
yenilenebilir enerji kaynaklarına dönmeye başladı. Bunun en güzel örneğini
Eskişehir Alpu'da bulunan linyit rezervinin bir türlü alıcı bulamaması
oluşturuyor. Eskişehir Alpu termik santrali ihalesi, 2017 yılından beri beşinci
kez ertelenerek 2019 yılına kaldı" diyor.
2.4-- Türkiye'de şu an
elektrikte kurulu gücün yüzde 7,7’si rüzgar, yüzde 5,5’i ise güneşten
sağlanıyor.
2.5--Gündüzyeli, Türkiye'nin
yenilenebilir enerji potansiyelini kullanmaya başlamasını olumlu bulduğunu
ancak bu hamlenin gecikmesinden ötürü bir fırsat kaçırıldığını belirtiyor.
2.5.1--Güneş ve rüzgar enerjisi
kaynaklarına geçtiğimiz iki yıl içinde yapılan yatırımlar, desteklemek için
çıkarılan politikalar, daha önce yapılsaydı, şu anda bu potansiyelin ülke
kalkınması için faydaları çok daha net fark edilmiş olacaktı. Ve belki de
Türkiye, düşük karbonlu kalkınma politikalarını benimseyecekti.
3--Uludağ Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Pala, Türkiye’de fosil
yakıtlara yılda yaklaşık 2 milyar dolar doğrudan teşvik sağlanıyor ve başta
kömür olmak üzere fosil yakıtların sağlık maliyeti yaklaşık 20 milyar doları
buluyor.
3.1--Kömürlü santrallerin yakın çevresinde akciğer kanseri başta olmak üzere kanser görülme sıklığında kaydedilen artış, durumun ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor" diye ekliyor.
Kaynak:www.dw.com/tr