Prof. Dr. Michio Kaku nun
Konferansından:
1--Koç Üniversitesi, 10 Ekim
tarihinde kuruluşunun 20. yılı nedeniyle “Bilim 21. Yüzyılı Nasıl
Değiştirecek?” başlıklı bir konferans düzenledi. Konferansın ana konuşmacısı
olarak ülkemize gelen Prof. Dr. Michio Kaku, gelecekte bilimsel gelişmelerin
gündelik yaşantımızı nasıl etkileyeceği konusunda bir grup bilim gazetecisinin
sorularını yanıtladı.
2--Gündelik yaşantımız
bilim sayesinde nasıl değişecek-Kendini
bilimsel keşiflere adamış 300’den fazla bilim adamıyla yaptığım görüşmelerden
faydalanarak yaptığım tahminlere göre bilgisayarlar hem her yerde olacak, hem
de hiçbir yerde de olmayacak. Yani biz bilgisayarları görmeyeceğiz. Bu durum
zenginleştirilmiş gerçeklik olarak tanımlanabilir. Bilgiye duvarlara, lenslere
ve kâğıtlara yerleştirilecek cihazlar sayesinde ulaşabileceğiz.Evlerde ve
ofislerde iletişim duvar kâğıtları üzerinden gerçekleştirilecek. Herkes duvara
bakıp konuşacak ve duvarlardan yanıt bekleyecek.
2.1--Önümüzdeki yıllarda
robo-doktor, robo-avukat ve robo-profesör gibi kavramlar yaşantımıza girecek.
Böylece sağlık sorunlarımızı bize özel doktorumuz çözecek, hukukla ilgili
sorularımıza özel avukatımız yanıt verecek, öğretmenlerimiz bir tek bize ders
anlatacak.
2.2--Sürücüsüz araçlarla işe
gidip geleceğiz. Bunların bizim kullandığımız araçlardan daha güvenilir
olacağını şimdiden söyleyebilirim.
3--Dijitalleşme hangi boyutlara erişecek-Müzik, medya, telekomünikasyon, tıp, perakendecilik gibi alanlar tümüyle dijitalleşecek. Tüm sanayiinin dijitalleşeceğini söyleyebiliriz.Türkiye’nin altyapısının dijitalleşmesi gerekir. Bu şe-kilde eski yapılardan kurtulma gerekliliği ortadan kalkar. Ülkenizde bir diğer önemli alan da kablosuz bağlantının yaygınlaştırılmışıdır.
4--Teknoloji transferi
nasıl olacak-Avrupa gibi görece eski
uygarlıklarda teknoloji son birkaç kuşağın çabalarıyla yaşam bulmuştur. Oysa
Çin, internet sayesinde bu teknolojiye bir kuşak içinde sahip oldu. Bu şekilde
internet üzerinden teknoloji transferi çok büyük hız kazanacak ve
yaygınlaşacak.
5--ABD bilimde yine başı
mı çekecek-Dünyanın en kötü eğitim
sistemi şu anda ABD’de. Ama HİB* vizesi sayesinde ABD hâlâ bilimde öncü.
Amerikalılar, ülke dışından gelenlerin işlerini ellerinden alacakları
korkusuyla, pastadaki paylarının küçüleceğinden endişe duyuyorlar. Bence
korkmalarına gerek yok. Yeni gelenler daha fazla iş alanı yarattığı için
payları büyüyecek. Çünkü bilim ilerledikçe yeni bilimler yaratır. Dünyanın en
iyi beyinleri Amerikan üniversitelerine aktıkça ülke bilimde ilerlemesini
sürdürecek.
6--Yaşlanma
engellenebilecek mi-Yaşlanma bir
hatalar birikimidir. Gençken hatalar onarım sistemi sayesinde sürekli olarak
giderilir. Anca] bir noktadan sonra onarım sistemi de yaşlanır. Gelecekti
yaşlanmayı kontrol eden genler tespit edilecek. Hücreleriı motoru
mitokondridir, hücrelere enerji sağlar. Bu durumda; enerji üreten mekanizmalara
enerji sağlarsak yaşlanmayı yavaşlatabiliriz. Başka bir deyişle onarım sistemini
onara bilirsek, hatalar birikim yapmadan ortadan kaldırılabilir.
7--Uzayda canlı yaşam var
mı-Dünya’yı ziyaret etmiş olabilirler mi-
Uzayda canlı yaşam olduğuna
inanıyorum ama Dünya ile ilgilendiklerini ve geldiklerini hiç sanmıyorum.
Bunlar bizlerden binlerce yıl ilerde olabilir. Dünya’ya gelenler belki bunların
gönderdiği robotlardır.
8--Uygarlık hangi
aşamalardan geçecek-
Bir uygarlıktan diğerine
geçiş tümüyle enerji arz ve talebine bağlı bir süreçtir. İnsanoğlu başlıca üç
çeşit uygarlıktan geçecektir. Birinci tip gezegensel, ikinci tip yıldızsal,
üçüncü tip ise galaktik uygarlıktır. Şu anda içinde bulunduğumuz uygarlığın tipi
sıfırdır. İnsanlar bugün enerjiyi küresel kuvvetlerden değil, petrol, kömür
gibi toprağın altındaki ölü bitkilerden sağlıyor. Ancak şimdiden birinci
tip uygarlığın işaretleri görülüyor.
8.1--Gezegensel uygarlığın
dili (İngilizce, Mandarin Çincesi), gezegensel iletişim sistemi (internet),
gezegensel ekonomi (Avrupa Birliği, NAFTA), gezegensel kültür (TV, rok müzik,
Hollywood filmleri) yavaş yavaş varlığını hissettiriyor. Kardaşev de buna
benzer bir uygarlık sıralaması yapmıştır. Şu anda ulus devletler ve bunların
oluşturduğu uygarlıklar söz konusu. Halihazırda koşullar buna uygun.