MAKALELER / Kişilik Çözülmeleri-Çoklu Kişilikler-Kişilik Ruhun Elbisesimi






Kişilik Çözülmeleri-Çoklu Kişilikler-Kişilik Ruhun Elbisesimi

 

1--Bir bedene sahip olma duygusu, "yabancı el" denilen fenomende daha tuhaf bir şekilde ortaya çıkar. Bu durumda el, bilinçli arzunun aksi yönünde veya istem dışı hareket eder. Bu konuda gözlemler oldukça ilginçtir. Ellerden biri karşısındaki sevmek üzere uzanırken, diğer el vurmaya yeltenir.

 

2--Çözülme amnezisi veya füg olarak tanımlanan, kişisel belleğe ulaşamama durumunda, kişi aniden yeni bir hayatı, yeni bir ismi, hatta tümüyle yeni davranış şekillerini benimser. Eski “ben’i” tümüyle unutmuştur. Eski ben’in zamanında oluşmuş anılar bilinçten “çözülmüştür”; yani istemli olarak anımsanması olanaksızlaşmıştır. Bu anıların hâlâ beyinde varolduğunu, kişinin bilinçsizce yaptığı hareketlerden anlayabiliriz.

 

2.1--Sözgelimi geçmişi ile ilgili hiçbir şey anımsamadığım iddia eden bir kıza, telefonda gelişigüzel bir numara çevirmesi söylenir. Kız, tuşlara körlemesine bastığım iddia etse de, birkaç denemede kızın evinin numarasını çevirdiği görülür.

 

2.2--Kendi olma halinin en önemli unsurlarından biri de vücudunuz üzerindeki kontrol ve sahip olma duygusudur. Kendi vücudunuzda yaşıyor olma duygusunu sağlayan, fiziksel gerçeklik ile beyindeki zihinsel simge veya vücut şeması arasında varolan sürekli eşleştirmedir.

 

2.2.1--Eğer zihinsel simge, inme veya bunama nedeniyle hasar görmüşse veya bazı parçalan geride kalan kısımlardan kopuk hale gelmişse, o kısma ait vücut parçası artık size ait değildir. Bu durum konversiyon veya “histerik” felç denilen hastalıkta belirgindir.

 

2.3--Aracı olma duygusu da sahip olma duygusuna benzer. Bu duygu, eylemlerimizin arzularımız tarafından yönlendirildiğini varsayar. Bu duyguyu yitiren insanlar “de- personalizasyon-kişiliğini kaybetme” denilen bir çeşit çözülme yaşarlar. Bu hastalıkta bilinçli niyetler ve motor faaliyetleri kısmen birbirinden kopmuştur. Bunun sonucunda ortaya otomatizm (istem dışı hareketlerin meydana gelmesi) çıkar.

 

2.4--Jackie, ilk kişiliğini kaybetme krizini annesinin öldüğü gün hastaneden eve yürürken yaşadı. Jackie bu duygusunu şöyle anlatıyor: “Tahmin edileceği üzere çok üzgündüm. Ancak üzüntü sanki dışarılarda bir yerlerdeydi. Yani benim içimde değildi. Ve kendimi yolda yürürken ve karşıma çıkan bir komşuma gülümserken izledim. Ama ben orada değildim. Bambaşka bir yerlerdeydim. Yolda yürüyen kukla gibi bir şeydi, içi boşalmış bir bebek gibi...Bu arada düşünüyordum... Ancak düşüncelerim de altyazı gibiydi. Yani benim düşüncelerim değildi.”

 

2.5--Diğer insanlar da normal dış dünya algılarını yitirebilirler. Bu duruma “derealizasyon-gerçekle ilgisiz duygular algılamak” denir. 24 yaşındaki Joe ilk derealizasyon krizini buluğ çağında yaşadı. Hastalığı anksiyete ilaçlan yardımıyla kısman kontrol altına alınabildi. Ancak bazen dış dünyanın kendisine yabancı ve gerçek dışı gibi görüldüğü anlar oluyor.

 

2.5.1--Joe bu durumunu şöyle tanımlıyor:”Daha çok geceleri, çok parlak ışıkların olduğu gürültülü ortamlarda bu durum ortaya çıkıyor. Birdenbire tüm görüntü benden uzaklaşıyor. Eğer birileri ile konuşuyorsam, sanki onlar ayda, ben yeryüzündeymişim gibi sesleri çok uzaktan, bir tünelin içinden geliyormuş gibi duyuyorum. Bazen nesneler gözüme çok tuhaf görünmeye başlıyor. Hatta kollarım benden kilometrelerce uzaktaymış gibi görünüyor. Bu durumda olduğum zamanlarda tüm dünyayı bir film izler gibi izliyorum. Ve bu durumdan nefret ediyorum...Bazen çalışmayan bir TV cihazına vurur gibi kafama vuruyorum. Ancak resim düzelmiyor. Bu da çok korkutucu bir şey...”

 

2.6--Diğer taraftar kişilik çözülmelerinin orta şiddette seyrettiği vakalar büyük bir olasılıkla gözden kaçıyor. Örneğin, ”Ağrıları hissetmediğiniz anlar oluyor mu?” veya “Tanımadığınız insanların sizi tanıyormuş gibi yaklaştığı oldu mu?” gibi sorulara verilen yanıtları inceleyen psikiyatristler, insanların % 12'sinde orta dereceli çözülme yaşadıklarım ileri sürüyor

 

3--Worcester’deki Massachusetts Tıp Okulu’ndan terapist Marlene Steinberg, klinik araştırmalarına dayanarak Kuzey Amerika’da 30 milyon insanda kişilik çözülmesi bozukluğu olduğunu ileri sürüyor:' ‘Kişilik çözülmesi yaşayan insanlar ne yazık ki doğru teşhis edilmiyor. Eğer doğru teşhis konulmuş olsaydı, hastaların sayısında çok büyük bir artış olurdu.”

 

3.1--Bu salgının nedenleri çok açık değil. Steinberg, yetişkinlerde görülen patolojik çözülmenin nedeninin büyük ölçüde çocuklukta yaşanan taciz olduğunu söylüyor. Bu karama göre tacize uğrayan çocuk, kendisini hedef alan korkunç olaylara karşı ya kendisini kapatır, ya da uzaklaştırır. Bu bir kez öğrenildiği zaman, çözülme bir beyin alışkanlığı haline gelir ve yetişkinlik evre-sinde de devam eder.

 

4—Yorum:

 

1—Beyin davranışlarımızı otomatik olarak yapar.ve bu otomatik davranışa eşlik eden bir bilinçli izleme anı vardır.an beyinde şekillenen ve oluşan davranışı takip eder.bu iki olgu arasındaki kopukluk şizotipal bozukluklara neden olabilir.Bunun nedeni hipokamus bilgilerine ulaşamama durumunda ortaya çıkabilir.

 

2--Kişiliğimiz zaman içinde bir kalıp olarak otomatik davranış biçiminde gelişir.Kişiliğimizi oluşturan bilgiler hipokampusta yerini alır.Bilgiye ulaşılamadığında benliğin farklı katmanlarından baskın olan kişilikler ön plana çıkabilir.Bu kişilikler ruhun yaşamdaki elbisesi olabilir.Kısaca kişilik ruhun elbisesidir.

 

3--Ölüme yakın deneyimlerdede ortaya çıkan kişinin kendini tepeden seyretme hali ruhun-bilincin yeni yaşama geçmeden önceki evini-bedenini izleme durumudur.Olağanüstü durumlarda ortaya çıkabilir.Beyin bir bozukluk olarakda ruha bunu yaşatabilir




Makalenin İzlenme Sayısı : 154

Eklenme Tarihi : 25.04.2022

Whatsapp'ta paylaş
Facebook'ta paylaş
Önceki sayfaya geri dön.