Karbon Yakalama
Teknolojileri-Bilgi:
1--Carbfix projesi, Reykyavik
Enerji, İzlanda Üniversitesi, CNRS ve Columbia Üniversitesi tarafından 2007’de
hayata geçirildi. Bu tarihten sonra da pek çok üniversite ve araştırma
enstitüsü projede yer aldı. Projenin amacı karbondioksitin mineral depolamasını
kalıcı, güvenli, basit ve ekonomik şekilde uygulamaktı. İlk pilot çalışmalar
2012 yılında İzlanda’da yerin 500 m altında gerçekleştirildi.
1.1--Pilot çalışmaların
başarısının ardından proje 2014’te endüstriyel ölçeğe yükseltildi ve
Hellisheidi bölgesindeki j e otermal enerji santraline entegre edildi.
Santralin karbondioksit emisyonunun üçte birlik miktarı, diğer bir ifadeyle
yaklaşık olarak yıllık 10.000 tonu, yer altına gönderiliyor ve burada kararlı
karbonat minerallerine dönüştürülüyor.
1.2--Devam eden karbon
depolama projelerinin büyük bir kısmı toplanan karbondioksitin yerin altına
hapsedilmesini içeriyor.
Climeworks ve Carbfix
şirketleri tarafından İzlanda’daki projede geliştirilen yöntemle toplanan
karbondioksit suda çözülerek yer altına enjekte ediliyor. Burada kullanılan su,
kayaçlardaki kalsiyum, magnezyum ve demir gibi metallerin salımmı
hızlandırıyor.
1.2.1--Bu metaller ise
karbondioksit ile tepkimeye girerek çeşitli katı karbonat mineralleri
oluşturuyorlar ve bu sayede kalıcı bir depolama sağlanıyor
2--Günümüzde yalnızca küçük
ölçekli doğrudan hava yakalama tesisleri faaliyet gösteriyor. Climeworks ve
Carbfix ortaklığında açılan “Orca” adlı tesis, yıllık 4.000 ton karbondioksit
yakalayacak şekilde genişletilerek alanda faaliyet gösteren en büyük tesis
hâline getirildi. ABD’deki ilk büyük ölçekli tesisin ise Carbon Engineering ve
Occidental Petroleum ortaklığı ile 2024 yılı içerisinde faaliyete geçirilmesi
hedefleniyor.
2—Havadan Katı emici malzama
ile yakalama teknolojisinde Bunlar
arasında metal- organilc kafesler, zeolitler, aktif karbon ve silika
malzemeler, karbon nanotüpler, gözenekli yapıdaki organik polimerler ile karbon
moleküler elekler öne çıkıyor.
2.1--Katı emici malzeme
sistemlerinde, ille aşamada, kullanılan katı malzeme havadaki karbondioksit ile
doyuruluyor ve karbondioksitten arıtılmış hava vakum pompası yardımıyla
uzaklaştırılıyor. İkinci aşamada ise tutulan karbondioksit molekülleri katı
malzemeden ayrıştırılıyor. Vakumlama aşamasını takiben malzemeyi ısıtmak için
buhar kullanılıyor ve sıcaklığı 80-120 °C arasına yükseltiliyor.
2.2--Karbondioksit, su
buhanndan yoğuşturucu ile aynlıyor ve son olarak nakliye, depolama ve kullanım
amaçlarına uygun şekilde sıkıştırma işlemi gerçekleştiriliyor. Sıvı sistemlere
göre, katı malzeme kullanan sistemlerin re jenerasyon sürecinde daha düşük
sıcaklıklar gerektirmesi önemli bir avantaj
olarak görülüyor.
3--Günümüzde faaliyet
gösteren ve yılda 0,01 megatondan fazla karbondioksit yakalayabilen 19 tesis
bulunuyor. ABD’de yıllık kapasitesi 1 megaton olan bir tesis ise geliştirilme
aşamasında ve bu tesisin 2024 yılında faaliyete geçirilmesi bekleniyor .2050
yılma kadar gerçekleştirilmesi planlanan sıfır emisyon senaryosunda; doğrudan
hava yakalama sistemleri kullanılarak 2030 yılma kadar en az 85 megaton,2050 yılma
kadar ise en az 980 megaton karbondioksit yakalanması hedefleniyor. Bu hedefi
gerçekleştirmek ve benzer uygulamaları yaygınlaştırmak içinse geliştirilecek
yeni teknolojilerle maliyetlerin aşağı çekilmesi gerekiyor
4--2017’de ise İsviçre’nin
Hinwil kentinde dünyanın ille ticari doğrudan hava yakalama tesisi açıldı. Bu
tesis, yılda 900 ton karbondioksit yakalama kapasitesine sahipti. Climeworks,
aynı yıl içinde Carbfix ile iş birliği yaparak doğrudan hava yakalama
teknolojisini jeolojik depolama ile birleştirme çalışmalanna başladı
5--Sıvı çözücü sisteminde
yüksek oranda bağlayıcı özellik taşıyan sodyum hidroksit (NaOH) veya potasyum
hidroksit (KOH) bazları kullanılıyor. Bu bazlar havadaki karbondioksit ile
hızlı bir şekilde tepkimeye girerek su ve karbonata dönüşüyor. Rejenerasyon
bölümünde ise elde edilen karbonat yaklaşık 900 °C’a ısıtılarak yüksek saflıkta
karbondioksit elde ediliyor. Bu işlem için daha düşük maliyetli malzemeler ve
daha az enerji gerektiren yöntemler bulmak üzere çalışmalar devam ediyor.
5.1--Sıvı çözücü sistemler
temel olarak iki döngüden oluşur: Birinci döngüde yatay olarak geçmeye zorlanan
havadaki karbondioksit, potasyum hidroksit (KOH) ile tepkimeye girerek potasyum
karbonat (K2C05) çözeltisi elde ediliyor. Daha sonra bu çözelti tanecik
reaktörleri içerisine pompalanıyor ve burada bulunan kalsiyum hidroksit
(Ca(OH)2) ile gerçekleşen tepkime sonucunda potasyum hidroksit (KOH) tekrar
kullanım için yeniden elde ediliyor. Bu sırada, diğer bir ürün olan kalsiyum
karbonat (CaC03) ise önce buharlı kireç söndürme bölümüne almıyor.
5.2—Kurutulan malzeme daha
sonra kalsinatöre gönderiliyor. Burada 900 °C gibi yüksek sıcaklıklarda
gerçekleşen tepkime sonucunda elde edilen su buharı ve karbondioksit karışımı
daha sonra birbirinden ayırılıyor ve yüksek saflıkta elde edilen karbondioksit
sıkıştırılıyor
Kaynak:Tübitak Bilim ve
Teknik Dergisi-Nisan2022