MAKALELER / Sade Yağ-Bilgi






Sade Yağ-Bilgi:

 

1--Sadeyağ, kırsal bölgelerde her evde bulabileceğiniz bir yağken, sağlıklı beslenmeye önem veren insan sayısı arttıkça büyük şehirlerdeki evlerin de mutfaklarına girmeye başladı.

 

1.1--Son zamanlarda Avrupa ve ABD’de sağlıklı beslenme diyetlerinin içinde de sıkça yer alıyor. Kullanım alanı Hint tıbbına uzanıyor” açıklamasını yapıyor

 

2--İlker Sade Yağ, 1970’lerden bugüne sadeyağ üretimi yapıyor. Şanlıurfa’daki fabrikalarında üretim yaptıklarını söyleyen firma yetkilisi İbrahim Halil İlk, “Hammaddeyi yani sütü Harran Ovası etrafında bulunan köylerden temin ediyoruz.

 

2.1--Bu bölgede İveysi denilen bir koyun türü bulunur. İveysi koyunların eti ve sütü kaliteli ve lezzetlidir. Sadeyağı bu koyunların sütünden elde ediyoruz” diyor.

 

2.2--Sadeyağın iki şekilde elde edilebileceğini söyleyen İlk, “İlki, süt kaynatılarak tereyağına dönüştürülür. Daha sonra dinlenme kazanlarına alınır. Dinlenen yağ teknelere alınır. Sıcak su ile yıkanır. Alt tarafta biriken ayran ve tuz seperatör yardımı ile ayrıştırılıp tekrar aynı işlemler uygulanarak sadeyağa dönüştürülür.

 

3--Mutfaklarda kullanılan ve yemek ve tatlılarımızın olmazsa olmazlarından tereyağının en saf hali de mutfaklarımızda yerini almaya başladı. Hindistan kökenli tereyağının sadeleştirilmiş hali olan sadeyağ diğer bir ismiyle Ghee, bu dönemde sıkça tercih ediliyor.

 

3.1--Eskiden özellikle baklavacıların kullandığı bu ürün artık birçoğumuzun tercihi oldu. Sadeyağ her ne kadar Hindistan kökenli olsa da özellikle Anadolu mutfağında çok yaygın bir şekilde kullanılıyor.

 

3.2--Üretimin ana şehri ise Şanlıurfa. Normal tereyağının içinde bulunan su, süt ve katı maddeler buharlaştırılarak, sade yağ elde ediliyor. Yapımı zahmetli olan ve üreticilerinin talebi karşılamakta zorlandığı söz konusu geleneksel yağın kilogram fiyatı ise 70 ile 100 TL arasında değişiyor.

 

4--Nebyan Doğal beş yıldır faaliyette olan ve web sitesi üzerinden müşterilerine hizmet veren bir marka. Sadeyağın, tereyağını düşük ısıda kaynatılarak elde edildiğini ifade eden firmanın Kurucu Ortağı İbrahim Uyanık,

“Bu esnada tereyağın tortusu dibe çöküyor, köpüğü ise üste çıkıyor. Üstten köpüğü alıyor, dipten de tortuyu süzüyoruz. Kalan kısımlar ise kavanozlara  dolduruluyor.

 

4.1--Tereyağından su, süt ve katı madde kalıntılarını arındırarak besleyici, sağlıklı ve berrak bir yağ elde ediyoruz” diyor.

 

4.2--Üretimi Samsun, Bafra’da Tarım ve Orman Bakanlığı onaylı tesislerinde yaptıklarını söyleyen Uyanık, hammadde tedariğinin ise sözleşmeli üreticilerden fabrikasyon yem yemeyen, serbest gezen ineklerinin sütlerinden sağla¬dıklarını belirtiyor.

 

4.3--Sadeyağ fiyatları ürünün ve hammaddenin kalitesine ve bölgesine göre değiştiğini aktaran İbrahim Uyanık, sadeyağ fiyatının 350 gram kavanozlarda 58.5 TL olduğunu belirtiyor.

 

5--Hindistan’da "ghee" olarak adlandırılan bu yağ ülkemizde klarife tereyağı olarak adlandırılıyor. Tereyağından en büyük farkı tereyağından bulunan süt yağlarından süt proteinleri ve süt şekerinin uzaklaştırılması ve dolayısıyla protein ve şekerin olmadığı bir yağ elde edilmesidir.

 

6--Tereyağı ağırlıkça yüzde 80 süt yağı içerirken sadeyağ yüzde 99 süt yağı içerir.

 

6.1--Nem içeriği düşük olan bu yağın tereyağından ayrılan bir diğer özelliği de daha dayanıklı bir ürün olup daha uzun süreler saklanmasıdır.

 

7--Ülkemizde oldukça meşhur olan Antep baklavası ve kadayıf gibi tatlıların yapımımda sadeyağ kullanılır. Yemeklerde de kullanılır. Sadeyağ süt proteini ve süt şekeri olan laktozu tereyağına göre çok daha düşük miktarlarda içerir.


7.1--Bu nedenle süte (laktoza) karşı duyarlılığı olan ya da süt proteine ve süt şekerine alerjisi olan kişilerce tüketebilir. Tereyağı başta A vitamini olmak üzere D, E, ve K vitamini, konjige linoleik asit (CLA) içerir.

 

7.2--Sadeyağ bu vitaminleri ve CLA içermekle birlikte, tereyağına göre daha konsantre bir yağ oluğu için daha fazla miktarda A vitamini içerir. Bu besin öğesi ve bileşenlerinden dolayı antioksidan ve antienflamatuar etki gösterir.

 

8--1972’de Van’ın Erciş ilçesinde Hacı Mehmet Kartal tarafından kurulan Özoyunlu Sade Yağ, faaliyetlerine artık İstanbul’da devam ediyor. Koyun, keçi ve inek sütlerinin, su ve yağsız kuru maddelerden arındırılarak sadeyağ elde edildiğini söyleyen firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Kartal, “Sadeyağ, tereyağından daha yoğun yağ içerir ve çok sağlıklı bir yağ türüdür.

 

8.1--Vitaminler açısından zengindir. Bu nedenle sağlıklı beslenmek isteyenlerin hayatında önemli bir yer tutuyor” diyor. Sadeyağı, yağın en saf hali olarak ifade eden Kartal, “Tereyağmdaki süt yağı oranı % 80 iken sadeyağda bu oran yüzde 99’dur.

 

8.2--Tereyağı ishal, gaz, şişkinlik gibi sindirim şikayetleri oluşturan laktoz içerir, sade yağda ise çok düşük miktarda laktoz ve kazein içeriği bulunur” bilgilerini veriyor.

 

8.3--Sadeyağın taze tereyağlarından daha uzun süre raf ömrüne sahip olduğunu belirten Kartal, oda sıcaklığında iki yıl muhafaza edilebileceğini belirtiyor.

 

8.4--Pandemi döneminde sadeyağ talebinde artış yaşandığını aktaran Kartal, “İngiliz devlet televizyon kanalı BBC’nin uluslararası arenada sayılı doktor ve araştırmacılarla yaptığı araştırmalar sonucu dünyanın en sağlıklı 100 besini listesinde sadeyağ sekizinci sırada kendine yer buldu

 

9--Sadeyağ, yüzyıllardır farklı kültürlerin mutfaklarında yer alıyor. Aslında tereyağının saflaştırılmış halidir. Süt bileşenlerine alerjisi veya hassasiyeti olan kişiler için sadeyağ daha iyi bir alternatif olabilir.

 

9.1--Tereyağına kıyasla daha uzun süre bozulmadan muhafaza edilebilen ghee, yararlı yağ asitleri, A, D, E ve K2 vitaminleri yönünden zengindir. Laktoz ve oksitlenmiş kolesterol içermez, buna karşılık içeriğinde, kötü kolesterolü düşüren vaksenik asit ve vücudu kanserojen maddelerden arındıran linoleik asit bulundurur.

 

10--Sadeyağ doğal ve güçlü bir enerji kaynağıdır. Sporcu beslenmesinde rahatlıkla kullanılabilir. Bağırsak duvarını koruma işlevine sahip bütirik asit içeriğinden dolayı bağırsak sağlığını korumaya yardımcı olur.

 

11--Mide asidi salgı miktarını dengeleyerek sindirimi düzenler. Bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. İçeriğinde bulunan güçlü antioksidanlar sebebiyle düzenli tüketimi, kalp hastalıkları ve birçok kanser türüne karşı koruyucu etki gösterebileceği düşünülüyor.

 

11.1--Günlük 2-3 silme yemek kaşığını geçmemekte fayda var. Kötü huylu kolesterolü yüksek kişilerde veya kalp hastalarında tüketimine özellikle dikkat edilmeli

 

Kaynak:Para Dergisi-26.02-6.03.2021




Makalenin İzlenme Sayısı : 152

Eklenme Tarihi : 08.04.2022

Önceki sayfaya geri dön.