Çocuk Yetiştirme- Zeki Bir Çocuğa Sahip Olmada Okul Öncesi
Eğitimin Önemi:
1--Ankara- Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Toprakçı, çocukların zeki olmasında genetik
etkenlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de çok etkili olduğunu söyledi. Zeki
bir çocuğa sahip olmada okul öncesi eğitimin önemini vurgulayan Toprakçı,
1.1--çocuğun 3 yaşından
itibaren topluma uyum sağlamayı öğrenmesi, ilkokula daha donanımlı
başlayabilmesi için 3 yaşından itibaren çocukların anasınıfına, yuvaya
gönderilesi gerektiğini dile getirdi.
2—Çay demir eksikliğine neden
olduğu için Çocuklara çay içirmek zeki olmasını engelliyor
2.1--Özellikle demir
eksikliğinin zihinsel gelişimi, okuldaki dikkati olumsuz yönde etkilediğini
belirten Toprakçı, Türk toplumunda yaygın olan çay içme alışkanlığının
bebeklere, çocuklara da öğretildiğini ve bunun ciddi demir eksikliğine sebep
olduğunu ifade etti.
2.2--Demirin özellikle
kırmızı ette ve yumurtada olduğunu, et alamayan ailelerin yumurta ile bu
eksikliği giderebileceğini belirten Toprakçı, kuru baklagiller, pekmez, yeşil
yapraklı sebzeler de demir bulunduğunu söyledi.
2.3--Ailelerin çocuğun büyüme
ve gelişimini yakından takip etmesi gerektiğine dikkat çeken Toprakçı, düzenli
olarak doktor kontrollerinin de yapılması gerektiğini vurguladı.
3--Toprakçı, okul öncesi
dönemde çocuğun içinde bulunduğu ev ortamından etkilendiğini, kitap okumayan
bir ailede büyüyen çocuğun da kitap okumayı sevmediğini dile getirdi. Küçük
yaştan itibaren çocuğa evde kitap sevgisi aşılanması gerektiğini söyleyen
Toprakçı,
3.1--anne babası kitap okuyan
çocuğun okul döneminde dikkatini toplamasının, algılamasının daha kolay
olduğunu, evde kitap okunmayan bir ailede büyüyen çocuğun ise okula
başladığında kitaplara çok yabancı olduğunu, ödev yapmayı, ders çalışmayı bir
külfet olarak gördüğünü ifade etti.
3.2--Toprakçı, çocuğun zihinsel
gelişiminde beslenme ve genetik yapının yanında evdeki huzurunda önemli
olduğunun altını çizdi.
4--Toprakçı bebeğin
gelişimini desteklemek için ailelerin yapabileceklerini şöyle sıraladı: "
1--Yenidoğan bebeğinizle göz
teması kurun,
2--gözlerinin açık olduğu o
değerli anları kaçırmayın.
3--Bebekle konuşun, ona bir
şeyler anlatın.
4--Bebeğinizi emzirin. Anne
sütünün yararları yanında, beslenme seansları bebekle göz göze gelme, konuşma,
şarkı söyleme fırsatı yaratacaktır.
5--Bazı mimikler yapın,
yüzünüzü komik şekillere sokun. 1-2 günlük yeni doğan bebekler bile yüz
hareketlerini taklit edebilirler.
6--Aynada kendisini görmesini
sağlayın. Onu gıdıklayın, gülmesini sağlayın.
7--Birlikte yürüyüşlere
çıkın. Etrafta gördüklerinizi, duyduklarınızı ona anlatın. Onu markete,
alışverişe, parka götürün.
8--Ona şarkılar söyleyin. Bu,
sizin uydurduğunuz bir şarkı da olabilir. Ona müzik dinletin. Bazı
çalışmalarda, müzik ritimlerini öğrenmenin ileride matematik öğrenmeyi
kolaylaştırıldığı gösterilmiş.
9--Bir şey yapmadan önce, ona
ne yapacağınızı söyleyin (Şimdi ışığı kapatıyorum gibi) Böylece, neden-sonuç
ilişkisi kurmaya başlayacaktır.
10--Ona kitap okuyun,
resimleri gösterin, her şeyin adını söyleyin.
11--Değişik dokulu kumaşları,
giysileri ellemesini sağlayın, onları cildine değdirin.
12--Yiyecekleri ellemesine,
kendini beslemeye çalışmasına izin verin.
13--Hareketlenip emeklemeye
başladığında, yerde yastıklar, oyuncaklarla engelli bir parkur oluşturun.
14--Ona masal anlatın.
Televizyonu kapatın.
15--Banyo sırasında, plastik
kaplara su doldurup boşaltmasına, suyla oynamasına izin verin."
5-- çocuğunun sorgulayıcı
(zeki) olmasını isteyenler...
1--Çok erken yaşlardan
itibaren çevresini farketmeye, fark ettiklerinin üzerinde düşünmeye, kişisel
kararlarına ortak etmeye, kişiliğine değer vermeye ve onun yanında mutlaka
kitap okumaya özen göstermek durumundadır.
2--İlkokula başlayan
öğrencilerin kişisel ihtiyaçlarını (ayakkabı-giysi-okul malzemeleri vb) asla ve
asla ebeveynleri almamalı, seçimi çok hatalı da olsa çocuğuna bırakarak, ona
erken yaşlarda çok küçük hatalar yapmasına, insanı ve yaşamı tanımasına imkan
sağlamalıdırlar.
3--Çocuklarımızın eğitiminde
en büyük eksiğimiz, onları (günlük yaşamlarındaki sorunlarına karşı) aşırı
korumamızdır.