MAKALELER / Tüp Mide Ameliyatlarında-Obezite Cerrahisinde Son Durum





Tüp Mide Ameliyatlarında-Obezite Cerrahisinde Son Durum:


1—Obezite-Sınıflandırma-BKI:


1.1--BKİ-Beden-Kitle Endeksi(Vucut ağırlığı(kg)/boy(m)xboy(m) yani vücut ağırlığını ,boyun karesine bölündüğünde ortaya çıkan sayı yada kiloyu  boya  iki defa böldüğünüzde ortaya çıkan sayı olarak tanımlanıyor.


1.1—BKI ’ne göre  Sınıflandırma


<18.5…………………….Düsük kilolu                


18.5-24.9…………............Normal


25-0-29.9…………………Fazla Kilolu


30-35 arası ……………….I sınıf obezite;


35-40 arası ……………….II sınıf obezite;


40-50 arası………………. III Sınıf Obezite-morbid 

obezite;


50-60 arası……………….. IV. Sınıf Obezite-süper obezite ve


 >60’ın üstü………………. V. Sınıf Obezite-mega obezite ya da super-super obezite olarak adlandırılıyor.


2--Obezite, aşırı yağdan çok aşırı kilo olarak tanımlanıyor. Aşırı kilo ise beden kitle indeksi(BKİ ya da İngilizce adıyla BMl, body mass in- dex) dediğimiz bir formülle hesaplanıyor. 


BKİ, vücut ağırlığının boyun karesine bölünmesi ile kg/m2 cinsinden hesaplanıyor.


3--Önlenebilir ölümler arasında sigaradan sonra ikinci sırada yer alıyor. Şaşılacak biçimde Afrika ülkeleri ve uzak doğuda da obezite yükselişte. 


Bu durum epidemiyologların da dikkatinde  kaçmıyor. Muhtemele nedeni fast fot ve işlenmiş glikoz şuruplu bisküvi-kola,cips işlenmiş gıdalar olabilir.


4--DSÖ 2014 sonu verilerine göre Dünyada BKİ’I 30 dan büyük olan yaklaşık 1.9 milyar kişi bulunuyor. 600 milyon kişi ise morbid obez. Daha da kötüsü 5 yaşından küçük olanların 41 milyonu da fazla kilolu ya da obez.


4.1--Obezite Oranları-Türkiye:


DSÖ verilerinde ülkemize baktığımızda durum oldukça kötü. BKİ’İ 30’dan büyük olanların oranı erkeklerde  ve kadınlarda

1975 yılında sadece……….. %5.3……..%13

2014’de…………………… %22………%36


4.2--2010 yılında yapılıp 2014 yılında yayınlanan Türkiye Beslenme Sağlık araştırması verilerine baktığımızda ise durum daha da vahim: 


Nüfusumuzun %63’ü fazla kilolu, obez ya da morbid obez ve üstü. 


2.3 milyon kişinin BKİ’İ 40’ın üstünde.


Oran erkeklerde %20 kadınlarda %41.


4.3—Obezite Oranları-Dünya:


Bizim ergenlerimizin obezite oranına baktığımızda dünyadakinden çok da farklı değil.


Türkiye de………….. %8.2,


Amerikada………… %16.5


İngiltere’de…………. %18.3


Latin Amerika’da……… %36. 


Yani hem biz de hem de dünyanın bir çok yerinde gelecek kuşaklar da obez olmaya ve obezite artmaya devam edecek.


5—Obezite Cerrahisi:


5.1--Cerrahi işlemlerin tüm dünyada yaklaşık binde 2’lik bir ölüm oranı var. Bu oran daha küçük birçok cerrahi girişimde daha yüksek.Ülkemizde de her ne kadar her talihsiz ölüm olayı medyanın ilgisini çekip tartışma konusu yapılsa da, bu oran binde 2’den az.


5.2--Ülkemizde SGK verilerine göre {geri ödeme sistemine dahil olan hastalarla sınırlı, yani BKİ>40kg/m2 olan hastalar) 2015 yılında yapılan ameliyat sayısı 9417. 


2016 yılında ise bu rakam ilk 11 ayda 9976 yani yıllık yaklaşık 10.882. Yılda %15 dolayında bir artış var.


5.3--Özel kuruluşlarda yapılan ve/veya her hangi bir biçimde SGK geri ödeme sistemine dahil olmayan hastalar buraya eklendiğinde ve endüstri tarafından satılan ameliyat malzemeleri de dikkate alındığında bu rakam yaklaşık 15.000-18.000 bandında. Yani 2.4 milyon morbid obezimiz olmasına rağmen ameliyata erişim binde 6 dolayında


5.4--Bu nedenle hangi hastaya hangi yöntemin seçileceğinin iyi bilinmesi zorunlu. Daha da önemlisi bu cerrahiyi yapan kişilerin her yöntemi bilmesi gerekli! Bu konu basının odaklandığı ölüm olaylarından çok daha önemli ve öncelikli.


5.5--Uygun eğitim süreçlerinden geçmemiş, sadece bir tek yöntem bilen, volümü düşük merkezlerde çalışan kişilerin bu hasta grubunu ameliyat etmemesi lazım.


5.6--Her ne kadar 1950’li yıllarda başlamış olsa da son on yılda obezite cerrahisinde artış oranı %761.


5.7--Hangi hastaya hangi cerrahi uygulanacağı konusunda genel-geçer kural yok. Yani çok seçenek varsa ‘en iyi bildiğin cerrahi en uygun cerrahidir’ özürlü yaklaşımı obezite cerrahisini kesinlikle uygulanmamalı.


5.7.1--Her hasta ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmeli. Her bedene uyacak tek bir elbise olmadığı gibi tek bir yöntem de her hastaya uygulanamaz.


5.8--Ancak ülkemiz SGK verilerine baktığımızda dudağımız uçukluyor: Ameliyatların yaklaşık %90’ı tüp mide {sleeve gastrectomy). Evet, tüp mide uygulanma sıklığı tüm dünyada artan bir ameliyat ama %50 bandına yerleşmiş durumda. Oysa Bizdeki oranlar kabul edilemeyecek kadar yüksek (%90 bandında).


5.9--Yöntem kolay görünüyor, çabuk öğreniliyor ve ülkemizde bariatrik cerrahi henüz emekleme döneminden geçerken bir çok yeni başlayan arkadaşımız her hastaya geri ödeme sistemi o kadar az para ödüyor ki daha kompleks ameliyatlar için olan farkları ödeyemeyecek hastalar bu yöntemi tercih ediyor ya da sisteme dahil hastaneler masraf artmaması için uygulama seçeneklerini bu yöntemle kısıtlıyor olabilir.


6--Bu yöntemin metabolik etkileri diğerlerine kıyasla oldukça sınırlı. Üstelik bizim gibi karbonhidrat ağırlıklı beslenen ülkelerde tüp mide ameliyatının bu kadar yaygın kullanımı doğru değil. 


Kaldı ki tüp mide ameliyatının uzun dönem takipleri ile ilgili batı dünyasındaki çalışmalar da başarısız olunan hastalarda ikincil cerrahilerin zorunlu olduğunu gösteriyor.


Kaynak: HBTSayı-54 7 Nisan 2017-s:13 Obezite ve cerrahisine farklı bir bakış-- Prof Dr Mehmet Mahir Özfrien-Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Derneği Başkanı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi AD Tıbbi Direktör, LivHospital, ANKA




Makalenin İzlenme Sayısı : 167

Eklenme Tarihi : 21.10.2021

Whatsapp'ta paylaş
Facebook'ta paylaş
Önceki sayfaya geri dön.