MAKALELER / Sağlıklı Beslenme-5-Market ve Ekolojik Pazarlar







Sağlıklı Beslenme-5-Market ve Ekolojik Pazarlar:

 

5.1--Buğday Dernegi'nin girişimi, belediyelerin katkısı ve üreticilerin çabasiyla düzenli kurulan ekolojik pazarlar alışveris yapmak icin en güvenli ortamlardan birisi olarak düşünülebilir. 


5.1.1--Mevsimi dışında ürün bulamazsiniz, kendi kendilerini gerçekten denetler, zaman zaman da belediyelerden talep ederek denetlettirirler. Yakın zamanda kapatılmaya çalışılan semt pazarları da sağlıklı gıda temininde diğer bir seçenek olabilir.

 

5.2—Marketten alınan bir kg portakalın kabugunda ya da içinde yirmi çesit tarım ilaci kallıntısı saptandi. Artık Marketler "modern zamanların gıda mezarlıklarına dönüşmüş durumda.Bu durumun önlenmesi ancak ve ancak marketlerin sözleşmeli tarım yaptırması,İTU-iyi tarım uygulamaları yapan firamalardan tarımsal ürün satın alması ve alınan ürünlerini ayrı bir denetim firmasına kendisi için zaman zan peryodik analiz yaptırması ile en mümkün olabilir.

 

5.3--Bugün bazı büyük market zincirlerinin "güvenli tarim" konusunda güvence vermeye çahsmaları-sözleşmeli tarım-iyi tarım uygulamaları ile sebze vs üretmeleri önemlidir.

 

5.4--Gıdada doğalın iki ölçütü vardır; gıdanın dogal biçimde bozulması ve hayvanlar tarafından tercih edilmesi. Bu anlamda gıda tüketilmediğinde-bekletildiğinde doğal bir şekilde (ekşime, çürüme, kokuşma her ne ise) uğrayarak bozulmalı ve dogadaki diger canlılar tarafından gıda olarak tercih edilmeli. Yani sineğin tereyagina konmasi, arının reçele gelmesi, karıncaların kırıntıya üşüşmesi,kedinin kutu süt yerine günlük sütü içmesi gibi; 

 

5.5--Ama evde kediniz varsa, tarafsiz gözlemci durumuna getirip, onun verilen salam ya da sosisi yiyip yemedigine de bakabilirsiniz Kedi koydugunuz UHT sütü sadece koklayip gider, tadına bile bakmaz. Bu gözlem yumurtalar icin de geçerlidir. Bir kedi organik eski yumurtayı kırarsanız, çiğ yumurtayi iştahla yalar yutar.Endüstriyel yumurta için aynı şey söylenebilir mi.

 

5.6--Bugün marketlerde etin kilosu 25-3o lirayken, pilici 3-4 liraya yiyebiliyorsak, patates kilogram fiyati 1o kurusa düşmesine ragmen alıcı bulamıyorsa, meselenin nüfusun beslenmesinden çok ekonomik kaygılar oldugu kolaylıkla anlaşılacaktır.

5.7--İngiltere AB üyesi olmasına ragmen, aslında pek çok alanda dışında kalmış görünüyordu. Daha dogrusu İngiltere'de, bizim AB'ye girebilmek adına yaptığımız değişikliklerin pek azını geçekleşmiştir. Öyle ki para birimleri bile değişmemistir, tanmsal faaliyetlerde de endüstriyel üretim modelinden çok, köylüyü koruyan bir yaklaşım kendini açıkça hissettirmekte.

 

5.7.1--Marketlerde satılan ürünlerin çoğu kooperatif markasını taşımakta. Tüketmeye hazır sebze karışımları, salatalar vb. ürünler bir kaç günlük kısa raf ömrüne sahip, raflarda ,tüketilmediği takdirde bozulan ürünler bulunmakta.

 

5.7.2--Konserve ürün miktan çok kısıtlı, daha çok geleneksel olarak tükettikleri fasulye vb. ürünlerin konserveleri var. Bütün marketlerde ağır bir "dogal/organik" hassasiyeti hakim.

 

5.7.3--İngiltere adası ürünlerin bir kısmını ister istemez uzak coğrafyalardan alıyor mesele ispanya'dan karpuz, Türkiye'den kiraz, incir, ancak ithalat kurallari geregi organik olmak zorunda.

 

5.7.4--İngiltere'de UHT kutu süt denen bir mevhum yok. Homojenize edilmis olmasına ragmen bütün sütler birkaç günlük kısa raf omrüne sahip-günlük pastörize süt. ingilizlerin sütten elde edilen kremayi ayrıca ciddi miktarda tüketiyorlar.

 

5.7.5--Benzer durum raf ömrü kısa meyve suları için de geçerli, uzun ömürlü kutu meyve suyu diye bir kavram yok. İngiltere'de marketlerde satılan kısa raf ömürlü ürünlerin genele oranı ülkemize göre çok fazla.

 

5.7.6—İngiltere de bizdeki gibi çeşit çesit taze kaşar markasi yok. Ama bizim ülkemizde hiç vaki olmadigi üzere, satılan peynirin üzerinde "olgunlaşma derecesi"-(besleyicilik değerininde yüselmesi)açık bir biçimde yazıyor. Malum bizde peynir ya tazedir ya da eski.

 

5.7.7--Organik üretimin felsefesi "küçük işletmelerim desteklenmesi.

 

5.7.8--İngiltere'de bizdeki gibi çok sayıda pilic markasi da bulunmamakta. Üstelik onlarda satılan daha çok tavuga benziyor. (çünkü pişme süreleri ambalajlarının üzerinde "1 saat 4o dakikada piser" seklinde açıkça yazmakta.

 

5.7.9--Yumurtaların hemen hemen bütünu "serbest dolasan tavuk yumurtasi" ("free range") ibaresini tasiyor. Bu kavramda samimiler, bizdeki gibi fabrika ortamında daracık alanda voltaya çıkarılmış kafes mahkumu tavuklar söz konusu degil.

 

5.7.10--Omegali, selenyumlu yumurta gibi bir ceşitlilik sözkonusu değil.Ayrıca şu açıkça yazıyor: "Taze eriştirebilmek, dagıtımdaki enerji harcamasını azaltmak amacıyla yerel çiftliklerden temin edilmiştir.İngiltere de  Yumurtalık tavuklar gerçekten serbest dolasiyorlar.Ülkede küçük ciftlikler yerlesim bolgesinin hayli dışında olmasına ragmen, ürünlerini sadece kendi satış bölümlerinden aracısız pazarlayarak rahatlıkla ayakta kalabilmekteler.


5.7.11--Küçük, ama kendini geçindiren" çiftlik modeli, ülkemizde desteklenen ve özendirilmeye calışılan "büyük üretim birimleriyle" tamamen çelişmekte. Üstelik İngiltere'de marketler sattıklan ürünleri küçük çiftliklerden yerel olarak temin ediyor. Bu yaklaşım yerel üretimi teşvik etmekte.Yine ayrıca küçük çiftlikler ayrıca çiftlik turizmi yaparak gelirlerini artırabilmekte.

 

Kaynakça:Bilimsel Verilerle Gıda-Hastalik Ilişkisi-- Dr.Yavuz Dizdar—Hayy Kitap

 




Makalenin İzlenme Sayısı : 197

Eklenme Tarihi : 21.10.2021

Whatsapp'ta paylaş
Facebook'ta paylaş
Önceki sayfaya geri dön.