MAKALELER / Sağlıklı Beslenme-10- Tarımda Sahtecilik





Sağlıklı Beslenme-10- Tarımda Sahtecilik:

 

10.1--Çiftçiler buğday ekimi öncesinde toprağın ilaçlandığını, mısır yetistirilmesi sırasmda dort kez ilaç uygulandığını söylerken, üzümde ise yirmi kere ilaçlama yapılabilmektedir.

 

10.2—Tarımsal üretimde ,bazen üreticiler Kanser ilaçlarını bile kullanılabilmektedir.Bir vaka olarak aromataz inhibitorleri" sınıfından bir hormon ilacı ,hormon yapımını bozdukları bilinen- meme kanserinin ilerlemesini de durduran bir ilaç limon agaçlarına kökten veriliyormus.

 

10.2.1--İnsanda hormon yapımını durduran ilac; benzer mekanizmayla bitkide de olgunlaşmayı durdurdugundan, limonun dalda kalma suresini uzatıyormus, böylelikle üreticinin simsari beklerken, ürünü toplayıp depolama sorunu da ortadan kalkıyormus.Bu limonları yiyen insanların vucuduna bu kanser ilacı geçiyorsa etkileri neler olabilir.

 

10.3—Bir başka çalışmada araştırılan vaka da ,üretici muz agacına dogum kontrol hapını eritip gövdeden enjekte edebilmektedir.

 

10.4-- Mantar tedavisinde kullanılan ilaçların da hormon sistemini bozmak gibi bir özelligi oldugundan, bunlar hem olgunlaşmayi durdurabilir hem de dokunun içinde kalarak meyvenin küflenmesini önleyebilir, dolayisiyla iki mekanizmayla da marketlere sunulan meyvenin raf omrünu uzatabilirler. Küflenmeyen-çürümeyen meyvelerin nedeni bunlar olabilir.

 

10.5-- Bitki olgunlaşmasını durdurabilen ilaçlar ile bir bahçe parça parça olgunlastırılabilir.Bu mümkün.Bu durumda depolama sorunu ortadan kalakbilmekte. 

 

10.6--Bir meyveyi yeşil (ham) olarak toplayabilir, etilen oksit vererek rengini degiştirebilirsiniz. Bugün ülkemizdeki muz piyasasının neredeyse bütünüyle kontrol eden ithal muzlar da aynı şekilde ham olarak toplanır dünyanm bir ucundaki cografyalardan gemilere yüklenerek ülkemize getirilir.

 

10.6.1--Olgun bir muzun bu uzun yolculuğu tamamlamasmm mümkün olmadigi açıktır. Ayni şey rengi tutup tadi olmayan portakal, elma gibi diger ürünler için de geçerlidir.Aslında sağlıklı olarak etilen oksit üretmek yada muzu sarartmak için elma ile muz yakın kasalara konarak da sağlanabilir.

 

10.7—Yapılan bir çalışmada dalından koparılan meyvelerin röntgenleri çekildiğinde bu meyvelerin içinde soluk alma yolları olduğu ve meyvenin çürüyene kadar nefes almaya devam ettiği kanıtlanmıştır.

 

10.7.1--Bu bağlamda ,mumlama olasılıkla havayla temasi keserek meyvenin nefes almasmi durdurur, su kaybederek buruşmasmi da önler. Ama olgunlasmama, ayrı sorundur. Pek çok madde olgunlaşma özelligini etilen sentezini bozarak onleyebilir.Bu ise bunu sağlayan kimyasallar-ilaçlarla sağlanabilir.

 

10.8--Benzer ticari kaygılarıyla marketlerimiz sebze meyve reyonlarınında bulunan sebze ve meyveler sulu spreyler ile sulanırken,suyun içine ilaç katılarak reyondaki bitkinin olgunlaşması geciktirilerek çüresi önlenmekte-raf ömrü uzatılmakta.

 

10.9--Ambalajli bakliyat ve hububat,  ambalajlama öncesi gaz uygulamasıyla olası bütün hasarlar ortadan kaldırılabilir.Bu anlamda gıdada amblajlanmasında nötr gaz olan azotulu ambalajlama bitkinin çürümesini-bozulmasını önleyebilir.

 

10.10--Tarım ilaçları tarım zararlisi olarak adlandırılan böcek, ot gibi aslında doganın bir unsuru olan canlılarla mücadele edebilmek amacıyla geliştirilmiştir.Yani meyvenin sebzenin doğal ortağı olan böcekleri bitki zararlısı olarak adlandırmakta,ve onların ortaklığına kimyasal maddeler-tarım ilaçları ile son vermektedir.

 

10.11—Tarım ilaçlarının ,organik tarımda kullanılmalarıda belli kurallar çerçevesinde kabul edilir. Ilaç; usulune uygun olarak kullanılmalı ve ürünün alınmasından belli bir zaman önce kesilmelidir.Bu yapilmadigi takdirde ilaç kalıntıları bitkinin kabugunda ve içerisinde kalir. O nedenle, ilac kalıntılarının en vahimi "sistemik" olarak adlandırdığımız, bitkinin bünyesine geçen ilacın kullanımıyla oluşanlardir.

 

10.12--Çiftçi ilaci iyi bir şey zannederek bol bol kullanabilmektedir. Anadolu'dan aktanlan bilgiler, tarım ilacı satıcılarının aslında çogu ziraat mühendisidir çiftçiye "kendin mi yiyeceksin, yoksa piyasaya mi vereceksin?" sorusunun cevabına göre ilac; verdikleri dogrultusundadir.

 

10.13--Yanlış tanm ilaci kullanımının en ciddi sonuçlarından biri de toprağın verimini sağlayan solucanlar üzerindeki olumsuz etkileridir; bu etkiler ilaçtan ilaca değiskenlik gosterir. 

 

10.14—Tarımsal ilaç kalıntılarının insan ve doğal sistemle üzerindeki miktarları üzerine yapılan araştırmalara göre; Bir araştırmacı grubunca 1995-1996 yıllarmda Manisa'da  vatandaşların yag dokusu orneklerinde DDT miktarının azalmasına karşılık tarım ilacı kalıntısının sürdügüne işaret etmektedir.

 

10.14.1--Aynı ekip anne sütünde tarim ilaci düzeyine bakmis, tarim ilaçlarının anne sutunde de bulundugunu bildirmiş, makalenin yorumunu da "daha ciddi önlemler alınması gerekli" diye baglamislardir.

 

10.15—Yapılan bir bilimsel araştırmada, Su kuşları açısından dogal rezervuar olan bir havzada ,tarımsal kalıntılar aranmış, tarım alanları olmak üzere ilaç kalıntısı tespit etmişlerdir.Benzer şekilde Yukarı Sakarya Havzası su sistemi ve canlılarında tarim ilaci aranmış; su, zemin çokeltisi ve balık yag dokularmda bu atıklar bulunmuş ,bu bağlamda "tarim ilaçlan çevrede çok fazla olmasa da, besin zincirine girdiginde birikici etki yapabilmektedir.

 

10.15.1—Yine yapılan bir araştırma çerçevesinde ,İç Anadolu'da  baliklarda yüksek miktarda tarim ilaci depolandıgı ve hastaliga neden oldugunu belirtmistir. Yüksek miktarda DDT türevinin "hala" bulunmasını  ise "198o'lerde yasaklanmis olmasına ragmen olası illegal kullanımının devam ettigi" şeklinde yorumlamıştır.

 

10.16—Bir grup araştırmacı tarafından , Ankara bolgesindeki kadınların anne sütlerinde yaptiklan 2002 yılına ait analizde ise DDT türevi tarım ilaci miktarının azaldığını saptamişlar, ancak ilaç kalıntısının hiçbir zaman sifira inmedigini vurgulamislardır.

 

10.16.1--Benzer araştırmalara göre gerek kadın gerek erkek dokularında gerek havzalarda kalıntıların ciddi olarak bulunduğu anlaşılmaktadır.

10.17—Bir başka çalışmada erkek vatandaslanmizin yag dokularmda yapilan bir diger arastırma ise yine "dioksin" benzeri "poliklorlu bifenil" bulundugunu gostermektedir.

 

10.18-- Adana Adli Tip Morgu'ndaki 82 vakadan alınan doku orneklerine göre örneklerin hepsinde (%100) tarım ilacı kalıntısı saptanmış ve kadmlarda erkeklere gore anlamli derecede daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. yani kadınlar daha çok zehirlenmektedir.

 

10.19—Bir grup araştırmacı tarafından yapılan diger çalışmada ise kısırlık sorunu olan ve olmayan erkekler karşılaştırılmış, hepsi olmasa da bazı tarım ilacı kalıntıları açısından anlamlı fark bulunmuştur.Bu anlamda Kısır erkeklerde ilaç kalıntısı bulunması olasılığının daha yüksek olduğu düşünülebilir.

 

10.20--ülkemizdeki yaklaşık 6000 zirai ilaç bayinin 2117 si (%35) sadece okur-yazar ya da ilkoku düzeyinde egitime sahiptir.

 

10.21--Beşeri eczacilar egitimlerini 5 yılda tamamlarken, zirai eczacıların oluşturduklan riskin on kat daha fazla olmasına karşılık eğitimleri yetersiz gorünüyor.Türkiyede tarımda bu kadar kirlenme karşısında ,Kamu otoritesi, zirai ilaç bayiliği açmak için istenecek şartların arasına ziraat fak. mezunlarından,tıpta ecza için yüksek lisans yapan kişilerin bu işi yapması istenebilir-şart koşulabilir.

 

10.22--Ergene havzasında çok ciddi bir çevre kirliligi olup "bölgede yetişmiş Bugday ve pirinç örnekleri için yapılan agır metal analizi sonuçlarına gore  Numunelerin bir kısmında kabul edilebilir düzeyin 6-8 katı kurşun ve kadmiyum çıkmıştır.Sonuç olarak Tarım ilaçlarının yanlış kullanınımı bütün dünyanin sorunudur

 

10.23--Yapılan pek çok araştirma tarım ilacı kullanımı ve kanser arasmda da açık bir ilişki oldugunu göstermektedir.

 

10.23.1--Brezilya'da yapılan bir araştırmaya göre,ülkenin değişik  bölgelerinde kullanılan tarım ilacı miktarıyla kanser arasında kesin bir paralellik olduğu anlaşılmış olup,özellikle lenfomalarda bir artış bulunmustur.Ayrıca aynı ilişki ne yazik ki çocukluk çağı kanserleri için de gösterilmis.

 

10.24--Bugün marketlerde yılın her zamanında domates, biber, salatalik bulabiliyorsak , bunun nedeni hormonlarm kullanılmasıdır. Oysa mevsimi dışında yetiştirilen ürünlerin besleyicilik düzeyi çok düşüktür.Örnegin domatesin likopeni

ancak agustosta çoğalmaya baslar, yabanmersini için de aynı kurallar geçerli.

 

10.24.1--Bu tür mevsim dışı yetiştirmede kullanılan ,hormon benzeri ürünlerin bir kısmı ise raf ömrünün uzatılmasında kullanılır, işte bu durumda meyveye has koku ve tat oluşmaz.

 

10.24.2—Meyve vs has koku ve tadı verenler, yani besleyicilikle bire bir ilişkili unsurlar, dogal olgunlaşmayla artar. "Eski tadı, kokusu yok" diye diye tukettigimiz elma, armut, biber her ne ise, bütün bunların besleyicilik degerleri de sınıra yakındır.

 

10.25--Tarımda kullanılan bir üçüncü ilaç sınıfı var ki, kanser açısından göründügü kadarıyla en büyük riski oluşturan da bunlar, yani ot ilaçları (herbisidler) olarak bilinen sınıftır.Bunlardan  Glifosat dünyada 1970'lerden bu yana giderek artan miktarlarda kullanmıştır.

 

10.26--Aslında bitki bünyesine geçen bir tarım ilaci düşüncesi bile yanlış, ama glifosat için durum daha da kötü, zira GDO teknolojisinin büyük bir bölümü buna dayanır, çünkü glifosat geniş etkili bir ot ilacıdır, her tür otu öldürür. O nedenle ıspanak, roka gibi bitkilere atılamaz.

 

10.27--Endüstriyel tarımda ise özellikle soya, mısır, kanola ve pamukta kullanılır, çünkü bu bitkiler, genleriyle oynandığından glifosattan etkilenmezler. Dolayısıyla, glifosat genetigi değiştirilmis-GDO lu tarımın ana girdilerinden birini oluşturur. 1996-2006 arasmdaki dönemde dünya glifosat tüketimi tam 19 kat artmıştır.

 

10.28--Normal mısır ve soya üretiminde glifosat yüzeyden püskürtülerek kullanılır, bu uygulamada bile glifosat bitkinin içine geçip köküne dek taşınır.Oysa genetigi degiştirilmiş mısırda ilaç bitkinin içine geçse de (geçer), bitki etkilenmez.

 

10.28.1--Aynı şey glifosata dirençli soya için de söz konusudur, GDOlu soya ilaca duyarlı degildir, ama ilacı içine alır-bunlar bizim Biyogüvenlik Kurulu kararıyla hayvanlara yem olsun diye ithal ettigimiz soyalar.Bu soyanın yedirildiği hayvana da geçer, etine, sütüne de bulaşır.

 

10.29-- Bugün Arjantinde,GDO lu soya ekiminin ayrılmaz bir parçası olan ,ot yakıcı glifosatın kullanımına bağlı olarak oluşan , dirençli ot gelişimi nedeniyle işlenemez hale geldiği bilinmektedir.

 

10.30-- Glifosat, meyve bahçelerindeki otları kontrol etmek için de yaygın olarak kullanılmakta. Bu ilacin atıldığı bahçe gerçekten kavruluyor. Ozellikle gübrelemenin yapıldigi dönemlerde, otlar da coşmasin diye gübreye karıştırılarak verilir.

 

10.30.1—İTU-İyi tarım uygulamaları dışında kalan-sözleşmli tarım yapılmayan-Üretici markete gönderdiği tadı bozuk portakalı vs ,gübre ile glifosat karşıtırıp ağacın dibine döktüktükten sonra bu kimyasallar  ağacın bünyesine ve meyvesine geçmekte.Bu meyveler Avrupaya gönderilirse geri gönderileceği açık zira giren ürünlere ciddi analiz yapılırken,öte yandan bu meyveler yurtiçi tüketime verilebilmekte.

 

10.31--Meyve ağaçlan bitki sınıflamasında otların çok üzerinde olduklarından glifosata fazla duyarlı değiller--oysa uzun süreli kullanımında agaçların kuruduğu da aktarılıyor.Glifosat kökten ağacın dolaşımına geçer, yapraktan meyveye kadar her yerine taşınır.

 

10.32--Akdeniz Universitesi Tıp Fakultesi Onkoloji Bölümü tarafından da "bölüme başvuran lenfoma ve multipl miyelom hastalarının (kemik iligi ve bağışıklık sistemi kanserleri) hemen hemen bütünü, Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Kumluca bölgesinden gelmekteydi.

 

10.33-- Fransızların yaptığı bir araştırma, ilacın-glifosatın değisik formülasyonlarının insan plasenta (bebeği anneye baglayan arayüz), böbrek, embriyonik ve yenidogan göbek bağı hücreleri için zehirli olduğunu göstermiştir.

 

10.33.1--Bu arastirmada kullamlan dozlar ilacın normal uygulama sonrasında bitki ve hayvan yemlerinde bulunabilecek olası kalıntı düzeylerinin de altındadır. Dolayisiyla ağızdan verildiğinde ani zehirlenme belirtileri yaratmayan bir bileşiğin, vücutta parçalanması sonrasında ortaya çıkan bileşikler  ile birlikte çok daha zehirli olur.

 

10.34--Glifosat ve benzeri ot ilaçları bugün ülkemizde de meyve bahçeleri dahil yaygın olarak kullanılıyor. Tavuk üretiminde GDO'lu soyanın (tamami) ve hayvan besiciliğinde GDO'lu mısırın (kısmen) işlenmesiyle elde edilen yemlerin giderek daha yaygın olarak kullanıldığı bilinmekte. 

 

10.35-- Glifosat etki mekanizmasi geregi pek çok mikroorganizmanın üremesini de engeller—aşırı kullanımı topragi öldürür" denmesinin nedeni budur. Bir mısır ya da ayçiçeği tarlasında ot kontrolü yapmak zor olabilir, ama meyve bahçesinde ot kontrolünün esas yöntemi çapalayıp yolmak olmalıdır.

 

10.36--Tarim ilaçları ve çevre kirliligi butün dünyada büyük bir sorundur, ancak bizim ülkemize gelince durum çok daha farklidir. Tarım ilacı kullanımında Avrupa cok ciddi denetimli, "kalıntı var" diyerek sınırdan çevirdikleri ürün yine bizim pazarımıza sunuluyor. Bir oda başkanına göre ülkemizde kullamlan ilaç miktarını ithal ettigimiz şirketler dışında kimse bilmez.

 

Kaynakça:Bilimsel Verilerle Gıda-Hastalik Ilişkisi-- Dr.Yavuz Dizdar—Hayy Kitap




Makalenin İzlenme Sayısı : 175

Eklenme Tarihi : 21.10.2021

Whatsapp'ta paylaş
Facebook'ta paylaş
Önceki sayfaya geri dön.