MAKALELER / Nükleer Enerji-Santraller-Tipleri-Dezavanatajlar-Atıklar






1--Nükleer Enerji:

 

1--Ülkelerin Nükleer Enerjiden Elektrik Üretim Oranı-Ülkeler-%-2005:

 

Litvanya…………….%70

Fransa………………%78

Slovakya…………...%56


Belçika……………..%55

İsveç………………..%45

Ukrayna…………….%48


G.Kore………….......%45

Slovenya…………….%42

İsviçre……………….%32


Bulgaristan………….%44

Ermenistan………….%42

Çek.Cum………........%31


Almanya……….........%31

Japonya……………...%30

İspanya………………%20


İngiltere………………%20

Finlandiya……………%33

ABD…………………%20


Rusya………………..%16

Arjantin………............%7

G.Afrika……………...%6

 

Meksika……………....%5

Hollanda…………..….%4

Hindistan………..……%3


Kanada……….……...%15

Macaristan…………..%37

Romanya…………..…%9


Brezilya………………%3

Pakistan………………%3

Çin……………………%2

 

2—Nükleer Santral Sayıları-2006:


ABD…………..103

Fransa………….59

Japonya………...55


Rusya…………..31

İngiltere………..23

G.Kore…………20


Almanya……….17

Kanada…………18

Hindistan………16


Ukrayna………...15

İsveç……………10

Çin……………..10


İspanya…………8

Belçika………….7

İsviçre…………..5


Finlandiya………4

Slovakya………..6

Çek Cum……….6


Macaristan……...4

Meksika………...2

Pakistan………...2


G.Afrika………..2

Hollanda………..2

Brezilya………...2


Arjantin………...2

Romanya……….1

Litvanya………...1

Ermenistan……...1

 

2.1--İnşa halindeki nükleer ünite sayısı-2015:


Çin…………..26

Rusya………...9

Hindistan……..6


G.Kore………..5

ABD………….5

Japonya………3


BAE………….3

Pakistan……...2

B.Rusya……..2


Slovakya……..2

Tayvan…….....2

Arjantin……...1


Finlandiya…...1

Fransa…….....1

Brezilya…..…1

 


2.2--Nükleer Reaktör Sayıları-Üretilen Elektrik-Ülkeler:


1--Ülkelerin Nükleer Reaktör Sayıları-Üretilen Elektrik Oranı:


1—Fransa…….59 Reaktör……%77

2—G.Kore…….20 Reaktör……%35


3—Japonya..….55 Reaktör……%28

4—ABD.…….104 Reaktör……%19

5—Rusya…….31 Reaktör……%16


6—İngiltere….19 Reaktör……..%15

7—Hindistan...17 Reaktör…..…% 3

8—Çin..……..11 Reaktör…..…% 2


1.1—Türkiye,nükleer enerjide G.Koreyi yakalamalıdır.Bu teknolojiye sahip olmalı,yakın-uzak coğrafyaya nükleer santral kuracak düzeye gelmelidir.


Kaynak:National geographic-Şubat-2009

 


3—Reaktör Tipleri:


3.1—PWR:Yakıt % 2,5-3 zenginleştirilmiş uranyumdur.- Soğutucu ve yavaşlatıcı (moderator) normal sudur.

 

3.2—BWR:Yakıt % 2,5-3 zenginleştirilmiş uranyumdur.- Soğutucu ve moderator normal su

olup basınç altındadır.

 

3.3--PHWR – CANDU:Doğal uranyum yakıtlıdır.Ağır su moderatörlüdür. Ağır su soğutuculudur. Yakıt değişimi reaktör durdurulmadan yapılır. Yakıt değişimi reaktör durdurulmadan yapılır.


3.3.1--PWHR’lerin toryumla çalışan ileri çevrimlerine geçmek de mümkündür.Ilk önce Kanada ve Almanya’da geliştirilmiştir.


3.3.2--Halen Kanada’daki NGS’lerin hepsi (18) PHWR’dir. 14 adet Hindistan’da,G. Kore, Arjantin, Romanya,Pakistan’da mevcuttur.

 

3.4—GCR:Doğal uranyum yakıtlıdır.Grafit moderatörlüdür.CO2 gazı ile soğutulur.Yakıt zarf malzemesi Magnezyumdur.Ilk yatırım masrafı ve dolayısıyla birim enerji üretim maliyeti yüksek olan reaktörlerdir.

 

3.5--LWGR = RBMK:Düşük zenginlikteki uranyum yakıt kullanılabilir (%2). Eski SSCB yapımı güvenliğe fazla önem verilmemiş reaktörlerdir.

 

3.6—FBR:Pu-239 yakıt U-238 ile sarılmıştır.Moderatör yoktur. Fisyon olayı hızlı nötronlardır.Maliyeti çok yüksektir.Soğutucu olarak sıvı sodyum veya sodyum potasyum karışımı kullanılır.Yaktığından fazla plütonyum üretir

 

3.7—HTGR:Gaz soğutmalı reaktörlerin yüksek sıcaklıktaki çalışabilecek şekilde geliştirilmiş şeklidir.Düşük elektrik üretim maliyetli, Yüksek ısıl verimli, Elektrik üretiminden ziyade yüksek proses ısısı gerektiren, kömürün gazlaştırılması gibi, yerlerde kullanılmak amacıyla inşaa edilen reaktörlerdir.

 

4—Kullanılmakta Olan Reaktör Tipleri:Halen çalışmakta olan 31 Ülkedeki 437 NGS’nin


% 60 fazlası……………. PWR


% 20’ye yakını………….BWR


% 10 kadarı……………. PHWR


% 5 kadarı………………GCR


% 5 kadarı…………….. LWGR

Sadece 2 adet………….. FBR’dir. 


(Birisi  Fransa’da,birisi Rusya’da)

 

4.1—Dünya elektrik talebinin % 17'si nükleer enerjiden karşılanıyor.

 

4.2—Nükleer Enerjiye Talebin Kaynağı:

 

1--2020 yılına kadar Türkiye tüm enerji kaynaklarının tamamını kullanıyor durumuna gelse bile 400 - 500 Milyar KW/h elektrik üretebilecek kapasiteye ulaşamamaktadır.

 

2—Yapılan projeksiyonlara göre , Türkiye'nin enerji taleplerini karşılamak için 2015'te 60 bin megavat / gün,2020'de 96 bin megavat / gün kurulu güce ihtiyacı olacaktır.

 

2.1--Petrol, doğalgaz,hidroelektrik, jeotermal dâhil bütün kaynaklar harekete geçirilse de

2015'ten itibaren 5 bin megavatlık bir enerji açığı ile karşı karşıya kalınacaktır.

 

5—Nükleer Atıklar:

 

5.1--Orta boy bir NGS’nin yüksek aktiviteli atıklarının hacmi, yıllık 1-2 m3 kadardır.Ancak bahsedilen hacimdeki atık seviyesi, bu tip santralın 50 yıllık ömründe 50-100 m3 seviyesine ulaşır ki, bu hacimdeki atığın güvenli yollarla saklanması mümkündür.

 

5.2--Reaktörlerde kullanılan yakıtlar yeniden işleme tesislerine gönderilmeyecekse,soğutma reaktör binası yakınında hazırlanmış havuzların da 40 yıl bekletilmektedir.

 

5.3--Yüksek seviyeli atıklar Ispanya’da Asse tuz madenlerinde, Ingiltere ve Isveç’te kaya oyuklarında, ABD’de Yucca (Nevada) dağlarında sağlanmaktadır. Fransa ise yüksek seviyeli atıklarını fosfatlı,silikatlı malzemelerle camlaştırıp çelik kaplar üzerinde soğutulmuş depolarda geçici olarak depolamaktadır.

 

6--Yatırım Süresi:

 

6.1--Bu güne kadar çeşitli ülkelerde yapılmış 500 civarındaki NGS’inin inşaatı,minimum 6 yıl, maksimum 20 yılda tamamlanmıştır.

 

6.2--Yurdumuzda böyle bir santralin inşaata başladıktan işletmeye alıncaya kadar 15 yıldan daha kısa sürmesi beklenmemelidir

 

6.1--Yatırım Maliyetleri:


1--Bir NGS’nin yatırım maliyeti ile konvensiyonel santrallerin yatırım maliyetleri karşılaştırıldığında, aralarında oldukça büyük bir fark olduğu görülür.

 

1.1--NGS’lerin ilk yatırım maliyetinin yüksek olmasında, çevre ve halk sağlığının

korunmasına yönelik risk azaltıcı güvenlik önlemlerinin çok büyük payı vardır.

 

2--1000 ile 1200 MW gücündeki bir NGS’nin yatırım maliyeti ortalama olarak MW başına 3 milyon dolar civarındadır.

 

2.1--600 MW gücündeki bir NGS’nin yatırım maliyeti MW bazına 4 milyon doların üzerine çıkmaktadır.

 

7—Br Elektrik Üretme-Enerji Maliyeti:

 

1--İlk Yatırım: 2,28 cent / KWsaat..... % 63


2--İşletme-bakım : 0,90 cent / KWsaat ..% 25


3--Yakıt : 0,45 cent / KWsaat..... % 12


4--Toplam : 3,63 cent / KWsaat.... % 100

 

7.1--Ilk yatırım maliyeti ülkeden ülkeye ve seçilen teknolojiye göre değişmekle birlikte, maliyet 2000 - 2500 $/KW arasındadır.

 

7.2--Nükleer santrallerin fosil yakıtlı santrallere göre en önemli avantajı yakıt maliyetinin düşüklüğü (0,3 - 0,5 cent/KWh) ve üretim maliyetine olan etkisinin görece azlığıdır.

 

7.2.1--Şöyle ki; yakıt maliyetinin 2 misline çıkması, nükleerde üretim maliyetini % 10 etkilerken,

 

7.2.2--aynı durum doğalgaz santrallerinde yaklaşık % 60 - 80 artış getirebilmektedir.

 

8—Çevre-Radyasyon:

 

8.1—Radyasyon dozları:

 

Istanbul'da………..0,66 mSv / yıl,


Ankara'da……….. 0,9 mSv / yıl,


Erzurum'da………. 1,75 mSv / yıl ve


Altında toryum yatakları bulunan 


Sivrihisar'da…….3,74 mSv / yıl,


Rio de Janeiro plajlarında…………….6 mSv

 

8.1.1--ABD'nin tüm nükleer endüstrisinin bir kişiye yüklediği fazladan doz….0,001mSv / yıl, 


8.1.2--1000 MWe'lik bir kömür santralinin kişiye yüklediği doz………. 0,004 mSv/ yıl, 


8.1.3--Çernobil kazasında Türkiye'de kişi başına ilk yıl boyunca alım olan doz..0,6 mSv /yıl 


8.1.4--akciğer röntgeni çektirirken alınan doz. 0,8-1,2 mSv,


8.1.5--bilgisayar,TV vs çevre radyasyonunun dozu... 2,5 mSv / yıldır.

 

8.2—Mevcut dünyanın 349 bin MWe gücündeki kömür santralleri yerine ,nükleer santraller yapılsa

 

1--yılda; 872 milyon ton kömür israfına,


2—2.3 milyar ton CO2 gazının salgılanmasına,


3--42 milyon ton SO2 gazının salgılanmasına,


4--9 milyon ton NOx gazının salgılanmasına


5--210 milyon ton külün üretimine ve


6--70 milyar Becquerellik radyasyonun yayılmasına engel olunabilir.

 

9--Kurmanın Önemi:

 

7.1--Ilk NGS sadece Türkiye’nin elektrik gücüne büyük bir katkısı olacağı için değil,üretimin çeşitlendirilmesi, teknolojinin transferi, politik ve ekonomik amaçlarla kurulacaktır.

 

8—Nükleer Enerjinin Geleceği:

 

1—Nükleer enerjiyi geleceğe taşıyan teknoloji hızlandırıcı teknolojisidir. 1980'li yılların hızlandırıcı teknolojisi bu sorunları çözmeye uygun değildi. Artık uygun hale getirilmiş durumda.

 

2--Bu teknoloji-hızlandırıcı teknolojisi toryumu yakıt olarak kullanabiliyor.Genelde kullandığımız normal nükleer reaktörlerde ana madde uranyum 235'dir. Bu da toplam uranyumun % 1'inden daha azdır.

 

2.1—Uranyumu zenginleştirme tesisleri ile zenginleştirip 235 izotopunu % 5'e kadar çıkartırsak bunu nükleer yakıt olarak kullanabiliriz.

 

2.2--% 10'un üzerine çıkarırsak bomba olarak kullanabiliriz.Şimdi Iran'la ilgili problem de buradan,yani % 10'un üstüne çıkılmasından kaynaklanıyor.

 

3--Dünyadaki toryum rezervi, uranyum rezervinin 3 - 4 katıdır. Bugün uranyum 235'in bilinen rezervini kullanarak 350 yıl insanlığın bütün enerji problemini çözebiliriz. Fakat hızlandırıcı sürümlü sistemlerde uranyum 238 ve toryum da kullanabileceğine göre,

350'yi 400'le çarpmamız gerekiyor. Çıkan sonuç ile 10 binlerce yıl, insanlığın enerji problemi çözülmüş oluyor.

 

10--Nükleer Reaktörlerde Oluşan Atık Problemi:

 

1--Hızlandırıcı sürümlü sistemler, normal nükleer reaktörlerden üretilen atıkları yakma

imkânı verecektir.

 

2--Artık güvenilirlik problemi çözülmüştür. Çernobil gibi kazaların olması mümkün değildir. Atık problemi de çözülmek üzeredir: Bir çok ülke hızlandırıcı sürümlü sistemleri geliştirerek bu atıkların zararsız hale getirilip, yakılması için çalışıyorlar.

 

3--Mesela Fransa'nın ulusal programında 2010 -2020'li yıllardan itibaren her 8 - 10 normal reaktörün ürettiği atıkların yakılması için bir hızlandırıcı sürümlü reaktörün kurulması planlamaktadır.

 

4--Bir çok ülkede (Çin, Hindistan dahil) önümüzdeki on yıl içinde prototip hızlandırıcı sürümlü sistemler kurulacak.Bu sistem tam çalıştığı zaman seri üretim başlayacaktır.

 

5--Dünyanın asıl amacı normal santrallerden çıkan yakıtları yakmaktır. Ama bu sistem aynı zamanda toryumu da yakıt olarak kullanma imkânı vermektedir. Yani hem atık yok, hem de tam güdümlü süreç.Çünkü diğer reaktörlerdeki gibi zincirleme süreci yok. Burada patlama olması mümkün değildir.

 

6--Atık açısından ise birim enerji bazında normal kömür santralinden çıkanın % 1'i kadar bile radyoaktif atık çıkmayacaktır.

 

7—Öte dünyadaki toryum rezervlerinin % 20 - 30'u Türkiye'de bulunuyor.Türkiye'de MTA kurumunun 1979 yılındaki açıklamasına göre, 380 bin ton görünür toryum rezervi vardır. Ama bunun 700 bin ton potansiyele kadar büyüme imkânı olduğu söyleniyor

 

7.1—Kısaca gerek Türkiye  nin gerek diğer gelişmekte olan ülkelerin enerji sorunu toryum yakıtlı hızlandırıcılı nükleer reaktörlerle çözülebilir.

 

8—Yapılan bir bilimsel çalışmaya göre APLUS bilgisayar programı yardımı ile Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinin 2020’de devreye girmesi senaryosu çerçevesinde yapılan çalışmayla elde edilen sonuçlardan hareketle, nükleerin 2020 yılından itibaren yaklaşık %5’e varan bir paya sahip olacağı anlaşılmaktadır.

 

8.1—Akkuyu nükleer güç santralinin hayata geçirilmesi ile elektrik fiyatlarında düşme meydana gelmekle birlikte, beşinci yılda elektrik fiyatlarında az da olsa bir düşümde azalma meydana geliyor. Bu durum, yeni nükleer güç santrallerinin devreye alınmasının gerekliliğini

ortaya koymaktadır.

 

9—Nükleer Enerjide Ülke Politikaları:

 

9.1—Japonya:

 

1--Japonya sera gazları emisyonlarını kısıtlamak için nükleere büyük ölçüde ağırlık vermeyi planlıyordu.Bu doğrultu nükleerin payının %60’a çıkması anlamına geliyordu.

 

2--Fukuşima kazası sonrası Japonya’nın 50 reaktöründen 17’si devredeydi, ancak kazadan sonra reaktörler tamamen durdurulmuştur.

 

3--Kasım 2012’de göreve başlayan hükümet bu raporu dikkate almayarak güvenli raporu verilen santrallerin yeniden başlatılması ve durdurulan Ohma 1 ve Shimane 3’ün inşaatlarının yeniden başlamasına karar verdi. NRA-Nükleer düzenleyici kurul  santrallerde inceleme ve testleri yürütmektedir.

 

2—Almanya:

1--Mart 2011’deki Fukuşima kazası sonrası Başbakan Merkel, 1980 öncesi yapılan 7 nükleer santralle, uzun süredir bakımda olan Kruemmel Santrali’nin tamamen kapatılmasını, diğerlerinde stres testleri yapılması ve nükleer politikaların gözden geçirilmesi için kapatılmaları kararını verdi.

 

2-- Alman Hükümeti daha önce yürürlüğe konmuş olan “kapatma kararı”nı tekrar gündeme getirerek zaten kapatılmış olan 8 nükleer santralin dışındaki 9 santralin de 2022’ye kadar kapatılması için kanun hazırladı ve kanun Parlamentoda onaylandı.

 

3—İngiltere:

1--Hükümet 2025 yılına kadar 60 GW’lık yeni kapasitenin gerekli olduğunu, bunun 35 GW’ının yenilenebilir enerjiden karşılanacağını, geri kalan 25 GW’ın çoğunun nükleer enerji olacağını düşünmektedir.

 

2--Kasım 2014’te yürütülen bir kamuoyu yoklamasında halkın %45’inin yeni nükleer santral kurulmasını desteklediği ve sadece %20’sinin karşı olduğu ortaya çıkmıştır.

 

 

4—Fransa:

 

1--Fransa 2014’te ürettiği 541 TWh’lik elektriğin %75’ini nükleer enerjiden sağlamıştır. Ve olan 58 adet nükleer santral ünitesi vardır.

 

2--Fransa’da elektrik fiyatları düşük olduğundan, yılda ortalama 70 milyar kWh’in üzerinde ihracatıyla dünyanın en büyük elektrik ihracatçısıdır ve yılda elektrik ihracatından 3 milyar € kazanmaktadır.

 

3--2002’de EdF 900 MW’lık reaktörlerin işletme sürelerinin uzatılması için ASN (Nükleer Güvenlik Kurumu)’ye müracaat etti. Temmuz 2010’da çalışma sürelerinin 60 yıla çıkarılmasını değerlendirmeye aldı.Şubat 2014’te de Parlamentoya bu konuyla ilgili bütçesini sundu.

 

3.1--Bu arada EdF nükleer santrallerde güç artırma çalışmaları yapmaktadır. Örneğin 1.300 MW’larda güç %7 artırılmıştır.

 

4--Fransa IV nesil reaktör teknolojilerinden gaz soğutmalı hızlı reaktör, sodyum soğutmalı hızlı reaktör ve çok yüksek sıcaklıklı reaktör tipleri üzerinde çalışırken, Atom Enerji Komitesi, AR-GE çalışmalarının sodyum soğutmalı reaktör üzerine devam etmesine karar vermiştir. 2020’de start-up hedeflenmiştir.

 

5—Rusya:

1--Rusya nükleer kapasitesini genişletme planlarını sürdürmektedir ve 34 reaktörüyle toplam 25.164 MW gücündeki nükleer kapasiteyi 2020’ye kadar ikiye katlamayı planlamaktadır. Zaten şu anda da 9 reaktörün inşaatı sürmektedir.

 

2--Fukuşima kazası sonrası Haziran 2011’de Rusya tüm nükleer santrallerinde güvenlik kontrolleri yapmış,arkasından da reaktör ömürlerini 15 yıl daha uzatmak için bir program yürütmüştür.

 

3--Temmuz 2012’de Enerji Bakanı, santral kurulu gücünü 2020’ye kadar 83 GW artıracaklarını, bunun 10 GW’ının nükleer olacağını açıkladı.

 

4--Rusya’da nükleerin elektrik üretiminde payı 2012’de %17 olmuştur. En son Federal Hedef Programı (Federal Target Program)’na göre bu oranın 2030’da %25-30, 2050’de %45-50 ve asrın sonunda %70-80 olması öngörülmektedir.

 

5--İnşaatı süren 9 santrale ilaveten 31 santral planlanmıştır.

 

6—Çin:

 

1--Çin’in devrede olan 23 nükleer santralinin yanında inşaatı süren 26 nükleer ünite daha bulunmakta.

 

2—Çin , 2020’ye kadar 58 GW, 2030’a kadar 150 GW yapmayı planlamaktadır. Çin’in nükleer enerjiye bu kadar ağırlık vermesinin nedeni kömürden kaynaklanan hava kirliliğine

karşı açtığı savaştır.

 

3--Eylül 2014’te hazırlanan İklim Değişikliği Planı’na göre 2020’de karbon emisyonunun %40 azaltılması hedeflenmiştir.

 

7—Türkiye:

 

1--Türkiye, 12.05.2010 tarihinde Rusya Federasyonu ile Mersin-Akkuyu’da 4x1.200 MW’lık VVER 1200 tipi bir nükleer santralin tesisine ve işletimine dair bir işbirliği anlaşması imzalamıştır.

 

2--İnşaatın 2015’te başlaması ve birinci ünitenin 2021’de devreye girmesi beklenmektedir. Üniteler arası süre 1yıldır. Santral devreye girdiğinde 1. ve 2. ünite üretiminin %70’i ve 3. ve 4. üretiminin %30’u için 12,35 cent/kWh fiyatla alım garantisi vardır.

 

3--İkinci nükleer santral yeri olarak belirlenen Sinop’ta 2008 yılından beri çalışmalar sürdürülmektedir.

 

8--Güney Kore:

 

1--Fukushima kazası sonrası güvenlik kontrolleri yapıldıktan sonra nükleer santraller işletmeye devam etmiştir ve 2022’ye kadar %59 artışla 32,9 GW’a ulaşılması planlanmıştır.

 

9—İsveç:

 

1--Barsebeck 1 ve 2 santrallerinin kapatılması sonucu ortaya çıkan 1.200 MW’lık açığı kapatmak için diğer nükleer santrallerin kapasitesi 1.600 MW artırılmıştır.

 

10—Kanada:

 

1--Kanada nükleer teknoloji ihraç eden bir ülkedir ve yeni nükleer santraller kurarak önümüzdeki yirmi yılda nükleer kapasitesini genişletmeyi planlamaktadır.

 

11—İspanya:

 

1--Hükümetin nükleer enerjiye bakışı belirsiz görünüyordu, ancak Haziran 2014’te bir Kanunla Yenilenebilir Enerjiye verilen sübvansiyonların azaltılması nükleer lehine bir ortam doğurdu.

 

12—Hindistan:

 

1--Nükleer kapasitenin 2020’ye kadar 14,6 GW’a çıkarılacağı ve 2050’ye kadar elektrik üretiminin %25’inin nükleerden olması planlanmıştır.

 

Kaynak:ESAM-Şubat 2007

 

1--Dünyada nükleer güç santrallerinin başlangıcı ve bugünkü durumu-Prof. Dr. G. Gürcan YÜLEK

 

2--Türkiye’deki nükleer güç santrallerine yönelik faaliyetler ve unutulmaması gereken gerçekler-Prof. Dr. G. Gürcan YÜLEK

 

3—ICCI-2015 Bildiriler Kitabı-Nükleer Santrallerin Enerji Piyasasına Etkisinin İncelenmesi ve Ülkemiz Açısından Değerlendirilmesi-Mehmet ŞİMŞEK-A. Beril TUĞRUL-İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü

 

 

2--Nükleer Santrallerin Dezavanatajları:

 

1—Teknoloji-Genel Bilgi:

 

1.1—Bir Nükleer Santralın Kurulum Maliyeti  5 – 6 milyar dolar civarındadır.

 

1.2—TAEK(Türkiye Atom Enerjisi Kurumu), kendi uranyumumuza dayanan, yani, nükleer yakıt bakımından bağımsızlığımızı garanti edecek olan, tabii uranyum yakıtlı ve ağır su soğutuculu nükleer reaktör teknolojisini Türkiye’nin nükleer enerji politikasının temel ilkesi olarak kabul etmiştir

 

1.3--Doğal uranyumlu olsun, yada toryum kullansın ve biz daha sonraki nükleer santrallarımızı kendimiz kuralım yaklaşımlarıyla tariflenen teknoloji; Hindistan, Pakistan, İran,K.Kore’nin ve Çin’in atom bombası yapmak için tercih ettikleri CANDU tipi, doğal uranyum kullanan ve teknolojisi doğrudan veya dolaylı olarak transfer edilebilen nükleer santral modelidir.

           

2--Nükleer Santral Kazaları:

 

2.1--Japonya’da 1992 yılında tam 20 tane önemli kaza rapor edilmiştir.

 

2.2--İngiltere de ise gizlenen ve sonra ortaya çıkarılan 17 ciddi nükleer kaza yaşanmıştır.

 

 

2.3--30 eylül 1999 günü Japonya’nın Tokaimura nükleer santralı’nda radyasyon oranı normalin 15 bin katına çıktı güvenilir yüksek teknolojilere sahip çalışkanlıkları ve sorumluluklarıyla ünlü Japonlar bile, baştan savma işletme anlayışına sahip olduklarını itiraf ettiler.

 

2.4--ABD’de meydana gelen TMI kazasında ise, yaklaşık 2 gün içinde 900 bin kişi tahliye edildi ve bunun maliyeti yaklaşık 1 milyar doları buldu

           

2.5--1986 yılında meydana gelen Çernobil felaketi sonucunda 6000 kişinin öldüğü ve ölü sayısının 40000 e varacağını ayrıca nükleer santral kazaları kaçınılmazdır.

 

2.6--Bir milyon civarında irili ufaklı parçaya sahip bir nükleer santralda, en ufak bir arızada Sistemlerin devre dışı kalması,Birçok ciddi zincirleme aksaklığın ortaya çıkması muhtemeldir.

 

2.6.1--Sistem; ne kadar karmaşık ve yüksek teknolojiyle üretilmişse, risk ve kaza oranı azalmaz, aksine artar.Sistemlerin karmaşık ve yüksek teknolojiden ziyade alternatifli emniyet sistemlerine sahip olması önemli olabilir.

 

2.7--Bir Nükleer santraların civarında yaşayanlarda görülen kanser vakalarındaki yüzde 400 lük artış, genetik mutasyonlar sonucu normal olmayan doğumlar yaygın lösemili hastalıkları bunun bir bilimsel kanıtı olarak gösterilmiştir.

           

2.8--Reaktörleri soğutan suya radyasyon karışması mümkün.Soğutma durdukça radyasyon biriktirir. Bunun dışarı sızmaması gerekir.Reaktör güvenliğinde soğutmanın teknolojik birkaç yolla-tek yolla değil/ sağlanması gerekir.

           

3--Radyoaktif Atıklar:

 

3.1--Bu sorunu bizlere, gelecek kuşaklara karşı sorumluluk yükleyen ciddi bir sorun.Santral ihalesinde bu konun da çözümlenmsi gerekir.

 

3.2--Ortalama gücü 1000 Mw bir nükleer santralde, 27 ton yüksek düzeyli, 250 ton orta düzeyli 450 ton düşük düzeyli atıklar ve tükenmiş yakıt çubukları, 20-30 yıl reaktörün havuzlarında bekletilme yoluna gidilir.

 

3.3--Bir çok ülke son depolamayla ilgili olarak çok fazla ar-ge yapmışlarsa da, bu konuda uygulama henüz gerçekleşmemiştir.

 

3.4--Nükleer santralarla sahip bir çok ülke, bu atıklardan kurtulmak için yasal veya illegal yollardan, Türkiye , Rusya, Tayvan ve çeşitli Afrika ülkelerini depo olarak kullanmaya çalışıyor.

 

4—Santral ve Deprem Güvenliği:

 

4.1--Akkuyu Nükleer Santralı, 25 kilometre uzaklığındaki aktif Ecemiş fay hattı yakınına kurulursa, yaşanabilecek olası bir depremde, tam bir felaket yaşanabileceğini iddia ediliyor.

 

4.2--1991 yılında, Ecemiş Fayı’nın Akkuyu Körfezinin 25 kilometre güneydoğusundan geçtiğini, denizde devam ettiğini ve aktif olduğunu gösteren bir çalışma yayınlamıştır .

 

4.3--Akkuyu’daki Nükleer santralın 40 yıl çalışması halinde depreme bağlı hasar görme olasılığı en az %50’dir.Bu olasılığa karşı santralın deprem güvenliğinin ciddi anlamda sağlanması herhalde şarttır.

 

4.4—Nükleer Santrallerde Güvenlik ve lisanslama büyük önem taşımaktadır. Santralın yer seçiminden başlayıp, proje,inşaat işletme de dahil olmak üzere santralın sökülmesine kadarki bütün evreleri, tamamen bağımsız özerk bir lisans ve denetleme kuruluşunun denetimine tabidir.

 

4.5—Nükleer Santrallerde sorunlar genellikle santrallerin kurulmasından 25 sene sonra ortaya çıkmakta.

 

5—Yakıt Konusu:

 

5.1--Türkiye’nin sahip olduğu toryum nedeniyle istediği toryumlu kullanan nükleer  reaktörler günümüz itibariyle ticari anlamda kullanıma girememiştir.

 

5.2—%80 uranyum . %20 toryum kullanacak hibrid bir reaktör olacağı söylenen prototip santral, 2005 yılında ispanya ‘da üretilecekti.Dünyanın en zengin toryum kaynaklarına sahip kanada bile uranyum kullanıyor.

 

5.3--Ülkemizde nükleer santrallerimiz için kullanılacak yeterli uranyum yaklaşık 9000 ton civarında.Bu kaynak çok zengin ve ekonomik olmayan bir kaynak olup yurtdışında zenginleştirilmesi gereken bir rezerv durumunda.Kısaca ya yakıt zenginleştireceğiz önce yurt dışında sonra belki yurt içinde ancak belli süre için yurt dışından yakıt alma zorunluğu bulunmakta.

 

5.4—Öte yandan dünyada bilinen uranyum yataklarının 70 yıl bu ihtiyaca cevap verebileceği belirtiliyor.

 

5.5—Ülke olarak bu teknoljiye girilmesi önemli ve kendi reaktörümüzü yapacak düzeye gelmemiz çok daha önemli tıpkı G.Kore gibi.

 

 

6—Nükleer Santral Teknolojisi:

 

6.1--Teknolojiyi kurmak için gerekli takım kurulamazsa, reaktörler hiçbir işe yaramaz. Reaktörleri satın alırsanız ama eğer teknolojiyi transfer edemezseniz ve iyi bir kadro kuramazsanız hiçbir işe yaramaz . o zaman dışarıdan elektrik alın daha iyi .

 

6.2--Nükleer santral sözleşmesi yapmak gerçekten çok zor, yaptınız mı o sizi bağlar.Sözleşme uzun bir süre zarfında çok iyi hazırlanmalı-yurt içi ve yurt dışı uzmanlarca çok iyi analiz edilmeli ardından tam mutabakat ile imzaya açılmalı.

 

6.3--Termik ve hidroelektrik santralarımızın aksamlarının bile çok önemli kısmını , yurtdışından ithal etmek zorunda olduğumuz biliniyor.Nükleer santral yapımı için yerli yan sanayi katkısı; sağlamak için gereken bütün tedbirler alınabilir.

 

 

6.4—Nükleer Teknoloji ile elektrik üretme yanında ülkemizdeki şebeke kayıpları oranları 1996 yılında % 21,7 seviyesine çıkmıştır.Üretilen elektriğin beşte birinden fazlası kaybedilmektedir. Akıllı şebekeler ile bu konuda yol alınması zorunlu.

 

6.4.1--İletim ve dağıtım hatlarında yapılacak iyileştirmelerle, trafo ve enerji üretim santralarımızdaki birtakımTermik santralardaki kapasite artırımlarıyla ¼’ini yani 6-7 adet nükleer santralının üreteceği elektriği sağlanacağı oldukça önemli.Ve bunda maliyeti bir Nükleer Santral maliyetine yakın.

 

6.4.2--Basit, az maliyetli acil iyileştirmelerle ve bazı eski üretim teknolojilerinin modernizasyonuyla kullandığımız enerjinin %46 ‘sını tasarruf edebilir.

 

6.4.2.1—Bu anlamda 20-25 adet nükleer santralının üretim gücüne eş değer bir tasarruf potansiyelimiz mevcuttur

 

6.4.3--Aynı aydınlatmayı sağlayan, verimli kompak ampullerle değiştirmemiz durumunda , en az 2 adet nükleer santral tasarruf edebiliriz.Bu ampulleri üretmek 15-20 milyon dolara mal olurken , 2 adet nükleer santralın maliyeti 10-12 milyar dolara olacaktır.



6.1--Nükleer Santrallerin Dezavanatajları:

 

1--Tanesi 5 – 6 milyar dolar civarındadır.

 

2--TAEK, kendi uranyumumuza dayanan, yani, nükleer yakıt bakımından bağımsızlığımızı garanti edecek olan, tabii uranyum yakıtlı ve ağır su soğutuculu nükleer reaktör teknolojisini Türkiye’nin nükleer enerji politikasının temel ilkesi olarak kabul etmiştir

 

3--Doğal uranyumlu olsun, yada toryum kullansın ve biz daha sonraki nükleer santrallarımızı kendimiz kuralım yaklaşımlarıyla tariflenen teknoloji; Hindistan, Pakistan, İran,K.Kore’nin ve Çin’in atom bombası yapmak için tercih ettikleri CANDU tipi, doğal uranyum kullanan ve teknolojisi doğrudan veya dolaylı olarak transfer edilebilen nükleer santral modelidir.

        

4--Nükleer santral kazası olarak ,


1--Japonya’da 1992 yılında tam 20 tane önemli kaza rapor edilmiştir.


2--İngiltere de ise gizlenen ve sonra ortaya çıkarılan 17 ciddi nükleer kaza yaşanmıştır.

 

 

3--30 eylül 1999 günü Japonya’nın Tokaimura nükleer santralı’nda radyasyon oranı normalin 15 bin katına çıktı güvenilir yüksek teknolojilere sahip çalışkanlıkları ve sorumluluklarıyla ünlü Japonlar bile, baştan savma işletme anlayışına sahip olduklarını itiraf ettiler.

 

4--ABD’de meydana gelen TMI kazasında ise, yaklaşık 2 gün içinde 900 bin kişi tahliye edildi ve bunun maliyeti yaklaşık 1 milyar doları buldu

        

5--1986 yılında meydana gelen Çernobil felaketi sonucunda 6000 kişinin öldüğü ve ölü sayısının 40000 e varacağını ayrıca nükleer santral kazaları  kaçınılmazdır.

 

6--Bir milyon civarında irili ufaklı parçaya sahip bir nükleer santralda, en ufak bir arızada Sistemlerin devre dışı kalması,Birçok ciddi zincirleme aksaklığın ortaya çıkması muhtemeldir.

 

6.1--Sistem; ne kadar karmaşık ve yüksek teknolojiyle üretilmişse, risk ve kaza oranı azalmaz, aksine artar.

 

6.2--Bir Nükleer santraların civarında yaşayanlarda görülen kanser vakalarındaki yüzde 400 lük artış, genetik mutasyonlar sonucu normal olmayan doğumlar yaygın lösemili hastalıkları bunun bir bilimsel kanıtı olarak gösterilmiştir.

        

7--Reaktörleri soğutan suya radyasyon karışması mümkün.soğutma durdukça radyasyon biriktirir. Bunun dışarı sızmaması gerekir.

        

8--Radyoaktif atıklar sorunu bizlere, gelecek kuşaklara karşı sorumluluk yükleyen ciddi bir sorun.

 

9--Ortalama gücü 1000 Mw bir nükleer santralde,27 ton yüksek düzeyli, 250 ton orta düzeyli 450 ton düşük düzeyli atıklar ve tükenmiş yakıt çubukları, 20 30 yıl reaktörün havuzlarda bekletilir

 

9.1--Bir çok ülke son depolamayla ilgili olarak çok fazla ar-ge yapmışlarsa da, bu konuda uygulama henüz gerçekleşmemiştir.

 

10--Nükleer santralarla sahip bir çok ülke, bu atıklardan kurtulmak için yasal veya illegal yollardan, Türkiye, Rusya, Tayvan ve çeşitli Afrika ülkelerini depo olarak kullanmaya çalışıyor.

 

11--Akkuyu Nükleer Santralı, ısrarla 25 kilometre uzaklığındaki aktif Ecemiş fay hattı yakınına kurulursa, yaşanabilecek olası bir depremde, tam bir felaket yaşanabileceğini iddia ediliyor.


11.1--1991 yılında, Ecemiş Payı’nın Akkuyu Körfezinin 25 kilometre güneydoğusundan geçtiğini, denizde devam ettiğini ve aktif olduğunu gösteren bir çalışma yayınlamıştır .


11.2--Akkuyu’daki Nükleer santramlın 40 yıl çalışması halinde depreme bağlı hasar görme olasılığı en az %50’dir.

 

12—Bu kadar riskli bir yapıya sahip nükleer enerji yerine güneş cenneti olan ülkemize güneş enerjisi vs yönelmek daha iyi bir çözüm olabilir.

 

 

13--Türkiye’nin toryum kaynaklı toryumlu reaktörler günümüz itibariyle ticari olarak kullanıma girememiştir.

 

14—Nükleer Santrallerde Güvenlik ve lisanslama büyük önem taşımaktadır. Santralın yer seçiminden başlayıp, proje,inşaat işletme de dahil olmak üzere santralın sökülmesine kadarki bütün evreleri, tamamen bağımsız özerk bir lisans ve denetleme kuruluşunun denetimine tabidir.


15--Nükleer santral yapımın biraz daha erteleyip Alt yapı oluşturarak bu alana girmek daha emniyetli olur.Öncelikle araştırma reaktörlerini çoğaltmak,teknik elemanları yetiştirmek ardından bu zeminde santral yapımına girmek olabilir ki aksi halde santrali yapacak ülkenin her dediğini yapmaz zorunda kalabiliriz.

 

16--Sorunlar santrallerin kurulmasından 25 sene ortaya çıkmakta.

 

17--Teknolojiyi kurmak için gerekli takım kurulamazsa, reaktörler hiçbir işe yaramaz. Reaktörleri satın alırsanız ama eğer teknolojiyi transfer edemezseniz ve iyi bir kadro kuramazsanız hiçbir işe yaramaz . o zaman dışarıdan elektrik alın daha iyi .

 

18--Nükleer santral sözleşmesi yapmak gerçekten çok zor, yaptınız mı o sizi bağlar.

 

19--Termik ve hidroelektrik santralarımızın aksamlarının bile çok önemli kısmını , yurtdışından ithal etmek zorunda olduğumuz biliniyor olduğu için aynı zamanda Nükleer santral yapımı için yerli yan sanayi katkısı; çok fazla mümkün gözükmemektedir.

 

20--Ülkemiz rüzgar enerjisi teknik potansiyeli bile ülkemizde tüketilen toplam elektrik enerjisinin iki mislinden fazlasını üretebilecek düzeydedir.

 

21--Ülkemizde nükleer santraller için yeterli uranyumun Yaklaşık 9000 ton civarında çok zengin ve ekonomik olmayan kaynak olup yurtdışında yakıt için zenginleştirilmesi zorunlu olan bir uranyum rezervimiz bulunmakta.

 

22--%80 uranyum . %20 toryum kullanacak hibrid bir reaktör olacağı söylenen prototip santral, 2005 yılında ispanya ‘da üretilecekti.Dünyanın en zengin toryum kaynaklarına sahip

kanada bile uranyum kullanıyor.

 

23--Bilinen uranyum yataklarının 70 yıl bu ihtiyaca cevap verebileceği belirtiliyor.

 

24--Ülkemizdeki şebeke kayıpları oranları iç tüketim oranlı olup 1970 yılında %16 seviyesinden 1996 yılında % 21,7 seviyesine çıkmıştır. Üretilen elektriğin beşte birinden fazlası kaybedilmektedir. 25--2000 yılında 7,3 iken, Türkiye’de 24,2 olmuştur. Akıllı şebekeler ile bu konuda yol alınmaya başlandı.

 

25--İletim ve dağıtım hatlarında yapılacak iyileştirmelerle, trafo ve enerji üretim santralarımızdaki birtakımTermik santralardaki kapasite artırımlarıyla ¼’ini yani 6-7 adet nükleer santralının üreteceği elektriği sağlamış olacağız bu da en fazla 1 nükleer santral maliyetine mal olabilecektir.

 

26--Her ürettiği ürün için, aynı ürünü üreten OECD ülkelerinden tam 2,5 kat daha fazla enerji kullanıyor.Basi, az maliyetli acil iyileştirmelerle ve bazı eski üretim teknolojilerinin modernizasyonuyla kullandığı enerjinin %46 ‘sını tasarruf edebilir.

 

26.1—Bu anlamda 20-25 adet nükleer santralının üretim gücüne eş değer bir tasarruf potansiyelimiz mevcuttur

27--Aynı aydınlatmayı sağlayan, verimli kompak ampullerle değiştirmemiz durumunda , en az 2 adet nükleer santral tasarruf edebileceğiz , ampulleri üretmek 15-20 milyon dolara mal olurken , 2 adet nükleer santralın maliyeti 10-12 milyar dolara olacaktır.

 

28—Yabancı ülkeler Çimento fabrikalarını satın alarak, Çimentoları bizden ithal ediyor ve bize de bu fabrikaların kullandığı enerjileri üretmemiz için nükleer santral satmaya çalışıyorlarKısaca kirletme ihracatı yapıyorlar.

 

29--Nükleer santral anahtar teslimi alınca da, ülkemize yüksek teknolojiyi sokmuş olmayacağız.Teknolojik anlamda Yazılım, telekomünikasyon projeleriyle uğraşmak daha akılcı bir tercih olabilir.

 

30—Diğer Enerji Üretme Sorunları Olarak:


1--Mevcut hidroelektrik ve linyit santrallerinde işletme sorunları yaşanmaktadır.Bunların çözümlenmesi gereklidir.


2--Garantili projelerin payı aşırı oranda yüksektir.Oranı aşmamak gerekir.Devlet yönetimi oranlar üzerine kuruldur.


3--Elektrik tüketiminde ağırlıklı paya sahip özel kesimin, sektörün planlama ve yapılanmasında rolü ve etkisi bulunmamaktadır. Planlamaya özel sektör

% 45 oranında  katılmalıdır.


4--Doğalgazın enerji ve elektrik tüketimi içinde payı artmaktadır.Ciddi bir sorun.Çzüm fotovoltaik+rüzgar enerjisi


5--Elektrik dağıtımında yüksek kayıp ve kaçak oranları önemli bir sorundur.Çözüm akıllı şebekelerin kurulumu


6--Mevcut elektrik tarife sistemi sanayici lehine çalışacak biçimde düzenlenebilir. çalışmaktadır.

 

7--4628 sayılı kanun idaresi ve kontrolü zor. Karmaşık.kanun yeterli, sürekli ve düşük maliyetli elektrik’ amacını  gerçekleştirmekten uzak bir sistem getirmektedir.Kanunu basitleştirmek gerekir.Basitlikten uzaklaştıça işlevsellikten de uzaklaşmakta.


8--Ülke enerji politikalarının adresi-sahibi her konuda konsensus dahilinde enerji bakanlığı olmalıdır.Çok başlı yönetimden idare olmaz.


9--Elektrik  tarife formülasyonunda , kayıp – kaçak oranlarında değil, dağıtım maliyetlerinin esas alınması uygun olabilir.


10--Türkiye enerji planlamalarını eski teknolojilere, fosil yakıtlara göre değil, daha akılcı, verimli ,temiz ve çevreye uyumlu,daha az enerjili yeni teknolojilere göre tekrar düzenlemelidir.


11--Akkuyu nükleer santral projesi’nin, bugün benzer bir çalışma yapıldığı taktirde, artık lisans onayı alamayacağı öne sürülebilir ki Lisans verme kıstasları değişmiş sayılmalı ve yeniden vazedilmeli


—Diğer Santrallere lisans verirken şerh koyulabilir.Tek kriter güvenlik de değildir. Ekonomik,sosyal ve pyolitik etkenler yer seçiminde büyük rol oynarlar ……

 



2--Nükleer Atıkların Yeniden Kullanımı:

 

1— Nükleer enerji endüstrisi kurulmaya başlandığı zaman ABD hükümeti nükleer yakıtların devletin sorumluluğu altında olduğu kararını aldı. Nükleer atıkları saklamanın finansmanının sağlanması için de nükleer santral işletmelerinden özel bir vergi toplamaya başladı

 

1.1--Zaman içinde ve ülkenin nükleer yakıt konusundaki bilgi birikimi arttıkça ABD hükümeti atık depolanması için hazırlıklara başladı. Nevadadaki Yucca Dağının en ideal yer olduğuna karar verildi ve proje başlatıldı.

 

1.2--Ancak Yucca Dağı Nükleer Atık Deposunun proje şartları arasında, depo tasarımının radyasyon sızıntısına karşı bir milyon sene dayanıklı olması ve yakıtın erişebilir olması da vardı. Bu iki şart maliyeti çok artırıyordu.Sonuçta yüksek fiyatından dolayı bu projeden vazgeçildi

 

2--Nükleer atıklar ABD’de ciddi bir sorun olarak görülse de bazı ülkelerde yeniden kullanılarak azaltılabiliyor. Bu ülkelerde nükleer atık sorunu yaşanmıyor

 

3--ABD’de kullanılan nükleer reaktörlerin neredeyse tamamı su ile soğutuluyor. Su ile soğutulan nükleer reaktörler, yakıtı yalnızca sınırlı bir seviyeye kadar kullanabiliyor.

 

4--Fransa ise su ile soğutulan reaktörlerin yanı sıra başka teknolojiler de kullanıyor. Farklı malzemeler kullanan bu reaktörler ile hem nükleer atık tekrar yakılarak yakıttaki potansiyelin daha verimli kullanılması sağlanıyor hem de nükleer atığın radyoaktivitesi ve kütlesi de ciddi miktarda azaltılıyor.

 

4.1--Fransız nükleer enerji şirketleri nükleer atıkta kalan enerjinin %96’sını geri dönüştürdükten (%95 uranyum ve %1 plütonyum) sonra kalan %4 u de güvenli bir şekilde depoluyor.

 

4.2--Nükleer atıktan üretilen bu yeni yakıta MOX adı veriliyor. ABD’de MOX ile çalışan reaktörler çok az olduğu ve devletin nükleer silah üretimine karşı önlem olarak nükleer atığın geri dönüştürülmesine karşı olması nedeniyle nükleer atıklar ülkede sorun yaratıyor.

 

4.3-- Almanya’da 1972’den beri, Fransa’da ise 1987’den beri MOX yakıtlar kullanılıyor. Fransa’nın 21 nükleer reaktörü MOX ile çalışıyor (MOX ile çalışan bir reaktör, standart yakıt olan “U02” tipi yakıtla da çalıştırılabilir).

 

4.4--1980’lerden bu yana Belçika ve İsviçre’de de MOX yakıt kullanılıyor.

 

4.5--Fransız şirketleri yabancı ülkelere de nükleer atık çözümleri sunuyor. Hollanda’mn elektriğinin %4’tı, ülkenin 1973’te inşa edilen tek nükleer reaktöründen geliyor. Hollanda nükleer enerjiden vazgeçme kararı almış olsa da yakın zamanda bu kararı iptal etti. Ülkenin nükleer endüstrisi büyürken nükleer atık sorununun çözümü de Fransa’dan geliyor.

 

4.5.1--Fransa Hollanda’nın nükleer atığını alıp MOX’a çevirdikten sonra kullanıyor. Geriye kalan atık da Fransız şirketlerce işletilen COVRA Nükleer Atık Deposunda saklanıyor. COVRA halka açık bir depo, nükleer atıklardan rahatsız olan herkes gidip görebiliyor.

 

Kaynak:Tübitak Bilim ve Teknik-Mart 2014

  




Makalenin İzlenme Sayısı : 204

Eklenme Tarihi : 21.09.2021

Önceki sayfaya geri dön.