MAKALELER / Maden Kazaları-Durum Tespiti-Öneriler





Maden Kazaları:


1--Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nun (TEPAV) maden kazaları üzerine yaptığı bir çalışma Türkiye’nin yerini net olarak ortaya koyuyor.

 

1.1--Raporun özeti şu: Maden kazalarında Türkiye’nin durumu, işçilerin neredeyse kölelik koşullarında çalıştırıldığı Çin’den bile kötü.

 

1.1.1--TEPAV’ın araştırmasına göre 2000 yılı için çıkartılan her 1 milyon ton taşkömürü için  

 

Türkiye de…………..7.1                                                 

Çin de………………4.08

ABD de……………..0,03 işçi maden kazalarında hayatını kaybetmiş.

 

1.1.2--2008 yılına kadar Çin 1 milyon ton üretim başına ölüm sayısını 2000 yılının üçte birinin bile altına indirmeye başarmış. Zaten çok düşük bir orana sahip olan ABD bile durumunu daha da iyileştirmiş.

 

1.1.3--Türkiye ise 1 milyon ton üretim başına ölüm sayısını 7.10’dan 7.22’ye çıkarmış.

 

1.1.4--2000 yılında Türkiye’de 1 milyon ton üretim başına maden kazasında ölen işçi sayısı Çin’in 1.74 katı iken 2008’de 5.69 kata çıkmış.

 

1.1.5--Türkiye’de üretim miktarına göre ölümler 2000 yılında ABD’nin 236.67 katı iken 2008’de 361 katına çıkmış.

 

2--Çin örneği gösteriyor ki maden kazalarını ve kazalardaki yaralanma ve ölümleri düşürebilmek mümkün. ABD örneği gösteriyor ki kömür madenlerinde ölümleri sıfıra yaklaştırmak, teknolojik olarak mümkün.

 

2.1--Maden kazaları da ölümler de kader değil, kaçınılmaz değil.

 

2.2--Başta taşeronlaştırma olmak üzere hastalıklı rödovans sistemi kazalar için ortamı daha uygun hale getiriyor.

 

2.3--Nitekim TEPAV’ın araştırması, özel işletmelerdeki ölümlerin kamuya göre çok daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 

3--2000 yılında üretilen her 1 milyon ton taşkömürüne karşılık maden kazalarında


Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) İÇİN...3.98 can kaybı olmuş.  .


                                


Özel işletmelerdeki ölüm sayısı…...59.25 ile kamunun yaklaşık 15 katı.

 

3.1--2008’de 1 milyon ton taşkömürü üretimi için ölen işçi sayısı


TTK’da………………….. 4.41’e çıkarken,                                                                                      

özel işletmelerde………..... 11.50’ye çıkmış. 


Buna rağmen özel işletmelerdeki ölümler TTK’nın 2.6 katı.

 

3.2--Bu arada TTK’daki ölümlerin artmasında kiralama uygulamalarının ne kadar etkili olduğu da bir başka soru işareti.

 

4--Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Avrupa Birliği üyesi olmak için müzakerelere devam eden Türkiye’yi 2012 yılının işçi ölümleri açısından dünyanın en kötü üçüncü ülkesi olarak belirledi.

 

4.1--Madencilik sektöründe sadece 2012’de 61 işçinin hayatını kaybettiği belirtilen ILO verilerine göre 2002-2011 yılları arasında Türkiye madenlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı bini aştı.

 

4.2--ILO verilerine göre, 2011 yılında Türkiye ölümlü maden kazaları listesinde Çin’i bile geride bırakarak ilk sıraya oturdu.

 

4.3--Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, ILO’nun verilerine göre 100 bin maden işçisinden iş kazalarında ölen

 

Çin’de……………. 106 iken, 

Türkiye’de ………..133 olduğunu ifade etti.

 

4.4--Maden kazalarında ölüm yoğunluğunda dünyada ilk üç sırada Türkiye, Kore ve Çin’in yer almakta..

 

4.5-- TTK verilerine göre ise Türkiye’de 1941’den itibaren maden kazalarında 3 bin 759 kişi öldü, 400 bin 173 madenci yaralandı. 1992’de 263 madencinin hayatını kaybettiği Kozlu’daki grizu faciası, önceki güne kadar, Türkiye’de en büyük iş kazasıydı.

 

5--Bu arada dünyada maden kazaları ve buna bağlı ölümlerin en çok olduğu Çin’de, alınan önlemlerle maden kazalarındaki ölümlerde üçte bir azalma görüldü.

 

6--İsviçreli doğa ve mühendislik bilimleri enstitüsü Paul Scherrer Ensitütüsü (PSI) verilerine göre 1970’lerden bu yana

 

kömür madenciliğinde……………. ...30.000 


petrol sektöründe…………………... 20.000                                     

doğalgazda ise…………………….. 1500 kişinin 


hayatını kaybettiği belirtilmekte.

 

7-- Bu ülkede yerin altındaki madenlere verilen değerin yüzde 1'i yerin üstündeki tarıma verilse bu kadar can kaybı olur muydu?

 

8--kömür madenlerinin özel sektöre açılması işlemlerini Özelleştirme İdaresi yapmıyor. Kömürde özelleştirme uygulamasını Türkiye Kömür İşletmeleri gerçekleştiriyor. 


8.1--Kömür sahaları, rödovans, yani kömür payı karşılığında devrediliyor.En ucuz fiyatı verene ihale ediliyor.İhaleyi alan firma kar edebilmek için işgüvenliği vs uygulamalarda zayıf kalabiliyor.

 

8.1--Bu nedenle kömür sahalarının ihalesine en ucuz teklif yerine devletin belirleyeceği fiyattan ihaleyi vermek daha uygun çözüm olabilir.Bu değer örneğin 23.49 dolar yerine 50 dolar olabilir.


8.1.1--Bu durumda iş güvenliği uygulamaları İLO katkılı Bağımsız denetçiler(oluşturulmalı) ve kamu kaynaklı denetçilerle oldukça ciddi olarak uygulanabilir. 

Kamuda birçok imalatın kalitesizliği ihaleyi en ucuz teklif verilmesi yüzünden nedeniyle olmadı mı.

 

9--İLO istatistiklerine göre toplam iş kazalarından ölümlerde 2009-2012 yılları ortalamasına göre Türkiye dünyada 6. sırada bulunuyor.

 

9.1--Toplam çalışan sayısına göre ölüm oranlarında ise Türkiye Kore ve Yeni Zelanda’dan sonra 3. sırada. (Gelişmiş bir ülke olarak Yeni Zelanda’nın 2. sırada olması ilginç.

 

10--Madencilik kazalarına gelirsek. Türkiye’de madencilik kazalarında 2009-2012 arasında (istatistiklere yansıyan) ortalama işçi ölümü 47 olmuş.

 

10.1--Rusya, ABD, Ukrayna ve Brezilya’dan sonra Türkiye 5. sırada.

 

10.2--Madencilikte çalışan işçi başına ölümlerde ise Türkiye ABD ve Ukrayna’dan sonra 3. sırada.

 

10.3--ABD pek çok diğer iş kolunda olduğu gibi madencilikte de yüksek sermaye verimliliği ile çalışıyor. Bu nedenle ABD’nin çok yüksek miktarda madencilik üretimi olmasına rağmen toplam çalışan işçi sayısı sadece 88 bin.

 

10.4--Türkiye’de bu sektörde çalışan işçi sayısı ise 105 bin civarlarında.

 

10.5—Ayrıca linyit en verimsiz kömür tipi. Taş kömürüne göre karbon salınımı çok yüksek. Bu nedenle (Almanya dışında) gelişmiş ülkeler tarafından ya hiç, ya da çok az miktarda üretiliyor.

 

10.5—Linyit,Verimsizliği değerine göre taşıma maliyetini yüksek kıldığı için çoğu ülkede sadece madenlerin çok yakınında bulunan termik santrallarda kullanılmakta

 

10.6--Türkiye Dünya linyit rezervlerinin sadece binde 2’sine sahip olmasına rağmen, 2010 rakamlarına göre yaklaşık Dünya üretiminin %7’sini gerçekleştirmekte. (Almanya, Endonezya ve Rusya’dan sonra 4. sırada).

 

10.7--Bu durum çok da övünülecek bir durum değil, aksine Türkiye’nin enerji açığı konusundaki çıkmazlarının bir yansıması. Yoksa, açıkçası linyit bu üretimi hak edecek değerde bir enerji kaynağı değil.Türkiye enerji açığını yoğun güneş enerjisi ve nükleer ile kapatabilir mi.

 

11--Türkiye’de sektör 2005 yılından sonra iyice özel sektöre açılmış. 2005 yılında 91 olan linyit işletmesi sayısı 2012 yılı itibarıyle 117’e yükselmiş.

 

11.1--Buna karşılık aynı dönemde yaklaşık 60 milyon ton olan senelik üretim de 85 milyon tona yükselmiş. Ancak, gene de katma değer olarak bakıldığında taş kömürü de dahil (ki taş kömürü sadece 5 milyon ton civarında üretilmekte) toplam kömür üretiminin milli hasılaya oranı sadece binde 2.

 

11.2--Bu kadar düşük katma değer üreten ve bu kadar büyük riskler içeren bir sektörün devlet eliyle desteklenmesi ne kadar doğru acaba?Bunun yerine maden bölgelerinde tarıma ayrıcalıklı teşvikler verilse çözüm olabilir mi

 

12--Türkiye'de ise durum farklı. Elektrik üretimindeki kurulu güç içinde kömürün payı yüzde 19 ile dünyadaki pek çok ülkeye göre düşük. Yerli kömürün payı yüzde 6'larla sınırlı.

 

12.1--Oysa Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılıktan kurtulabilmesi için yerli kaynakları devreye sokması şart. Kendi petrolünü kendi doğalgazını çıkarmak için keşfedilmiş ciddi sahalar yok.

 

12.2--Geriye kömür kalıyor. Bu yüzden Türkiye, yerli kömür kaynaklarından yeterince yararlanmadığından hareketle, yerli kömüre dayalı elektrik kurulu gücünün payını yükseltmeyi hedefliyor.

 

12.3--Uzun vadede elektrik üretiminde kömürün payının yüzde 40'lara ulaştırılması planlanıyor. Ve bu amaçla bir yandan yerli kömüre dayalı elektrik santrallerini özelleştirirken, bir yandan da henüz işlenmemiş kömür sahalarını, elektrik santrali kurma şartıyla özel sektörün işletmesine açıyor, açmaya çalışıyor.

 

13--Bu arada kömüre ilgili "kirli yakıt" algısını değiştirmek için de, kömürün temiz kullanımı için girişimcileri gelişmiş teknoloji kullanımına yönlendiriyor.En yaygın bilineni ise atmosfere çok çok az zararlı partikül bırakılmasını sağlayan akışkan yatak teknolojisi.

 

14--Dünkü faciaya ilişkin önümüze gelen ilk haberler, trafo patlaması kaynaklı bir yangın çıktığı yönündeydi. Aklıma ilk gelen şey "trafo hangi şartlarda ve niçin patlar" sorusu oldu.

 

14.1--Bu soruya, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu'ndan gelen bir mesaj yeterli cevabı veriyordu. Ama Sevaioğlu'na göre işin özeti, bu tip riskli ortamlarda, hastanelerde vs. daha pahalı ama daha güvenli trafoların kullanılması gerekiyor.

 

14.2--Ama bir iş güvenliği uzmanı, Türkiye'deki iş güvenliği ve iş sağlığı mevzuatında çalışma ortamlarında pek çok standart uygulanmasına rağmen, maden ocaklarında kullanılacak trafoların bir standardının bulunmadığını söyledi.

 

14.3--Trafolar riski daha az-havalandırması çok daha güzel-ocak dışı olan yerde konumlandırılabilir mi.Zira ocaktan gelecek kaçak bir grizu akımı ile trafoda kıvılcım çıkması ile trafo patlayabilir.

 

14.4--Ayrıca trafo patlasa bile asansörleri ve ışıkları çalıştıracak kadar bağımsız jeneratör tesisatı çekilmiş mi.

 

14.5--Ocaklardaki gaz alarm sensörleri çalışır durum da mı

 

14.6--Ocakların denetlenmesi yapan teknik denetçi mühendislerin parasının ocağı işleten firma yerine kamu tarafından yada sendika tarafından ödenmesi daha uygun olabilir mi.

 

15—Ayrıca ocakların havalandırması seri olarak sağlanmakta ki bu doğru değil.Her ocak ayrı ayrı havalandırma bacası açılsa riskler parçalanmış olacaktır.


14.6.1--Bu durumda kaza olsa sadece bir ocakta olacak.diğer ocaklara kaza riski çok daha az olabilecektir.Kısaca riskleri parçalamak-uygun işgüvenliği sistemleri ile riskler eşik değerin altında kalacak biçimde minimize edilebilmekte.Almanya,ABD bunu sağlayabilmekte ve uzun yıllara kaza bu ülkelerde olmamakta.

 

15.1--İçerideki yangının nasıl çıktığını kesin olarak bilmiyoruz. Sözü edilen olasılıklardan birisi elektrik trafosunda çıkan bir yangının kömüre sıçramış olması. Öyleyse örnek madenimizde, yangın sızdırmayan güvenlikli trafolar kullanılmamış demektir.

 

15.2--Sözü edilen ikinci olasılığa göre yangın, içeriye pompalanan aşırı oksijen nedeniyle çıktı. Bu iddiaya göre içeriye aşırı oksijen pompalanmasının nedeni, madende kapasitenin çok üzerinde işçi çalıştırılması.

 

15.3--Felaketten sağ kurtulabilen işçilerin anlattıklarından çıkartıyoruz ki örnek madenimizde zehirli gaz ve yangını haber verecek yeterli bir uyarı sistemi yok.

 

15.4--Yine işçilerin anlattıklarına göre kurtulmak için yol arayan işçiler panik halinde farklı yerlere yönelmişler. Üstelik amirleri onları yanlış yönlendirmiş. Bu da gösteriyor ki örnek madenimizde çalışan yeterli güvenlik eğitimi almamışlar

 

15.5-- Madenlerdeki rödovans sistemi ve özellikle de taşeronluk uygulaması ilk değiştirilmesi gereken nokta. Madencilik yapacak şirketlerde ve iş yerlerinde aranan standartlar, can güvenliğini sağlayacak şekilde yükseltilmeli. Denetim ve yaptırımlar güçlü ve etkin hale getirilmeli. Bunun için mevcut yasalar değiştirilmeli.

 

15.6--İş kazalarını önlemenin en iyi ilacı, güçlü ve gerçek sendikacılık olabilir. İş güvenliğine ilişkin yasalarda, sendika ve meslek odalarına etkili ve belirleyici rol veren düzenlemeler en etkili çözüm olacaktır.

 

16--Riskli yapı olan maden ocaklarında Uygulamada ILO veya Alman Standartlarına yaklaşmak.Standartlardan kesinlikle taviz vermemek.

 

17--Ocaklarda Çin malı ekipman yerine Çin in kendi ocaklarında kullandığı Alman malı ekipman kullanmak.

 

18--İşçilerin sendikalı olmasını sağlamak ve iş yönetim sürecine katmak.

 

19--Maden ocağı girişini derme çatma yapma yerine bir ibadet giriş yeri gibi düzenlemek

 

20--Standartları belirlemek ve Standartlara uymayan ocakları kapmak.

 

21--İşçilerin Şilide günlerce kalacağı sığınma yerlerini yapmak ve bu konuda kesinlikle taviz vermemek.

 

22-TKİ nin maden kazaları kaza kırım raporları,maden ocaklarında çalışacak işgüvenliği uzmanlarının bilmesi gereken temel çalışma olmalıdır.


22.1--Öneri olarak İşgüvenliği uzmanlarını 4 yıllık üniversite bitirmiş mühendisler arasından hızlandırılmış eğitimle sertifika vermek yerine üniversitelerde makina,elektrik,kimya,maden,inşaat mühendisliklerinde normal mühendislik eğitimine ek olarak 1 yıl işgüvenliği eğitimi alınarak makina iş güvenliği mühendisliği,elektrik iş güvenliği mühendisliği sertifikası verilebilmelidir.

 

22.1.1--Sadece tanımlandıkları dallarda işgüvenliği mühendisliği yapabilmelidirler.Ayrıca küçük işyerleri berber vs ayrı işgüvenliği uzmanı yerine işyeri sahiplerine yaşanmış pratik güvenlik önlemleri doğrultusunda 6 ay işgüvenliği eğitimi verilebilir.

 

22.1.3--Mevcut sertifika verilenler çeşitli araçlarla test edilerek sertifikaları yeterli olanlara belgelerinin sertifika süreleri uzatılmalı.Fabrika varidya mühendisleri 1 yıllık işgüvenliği eğitiminin ardından fabrikalarında işgüvenliği mühendisi olarak görevlerine devam edebilmelidirler.


23--İş Kazalarında İşçi Müfettişliği Sistemi:


1--İngiltere’nin maden kazalarını azaltma yolundaki tecrübesinde, işçi müfettiş uygulamasının tayin edici bir rolü var.


1.1--İngiltere’deki işçi müfettiş uygulaması 1872 yılına kadar uzanıyor ve 1911’de oturmuş bir sistem haline geliyor. Bu sistem 1954, 1977 ve 1995’te çıkartılan yasalarla hem yaygınlaştırıldı hem güçlendirildi.


1.2--İşçi müfettişler, doğrudan o madendeki işçiler tarafından sendikanın düzenlediği seçimlerle belirleniyor.


1.3--İşçi müfettişlerin 5 yıllık nadencilik tecrübesine sahip olması gerekiyor. İşçi müfettişler, raporlarını doğrudan devletin resmi müfettişlerine iletiyorlar.


1.4--Maden işçileri sendikası, iş güvenliğinin gelişmesi için en iyi maden mühendisleriyle çalışarak işçi müfettişlerinin güvenlik alanında daha da yetkinleşmesini sağladı.


1.5--1946’da kömür sektörü millileştirildiğinde Ulusal Kömür Kurulu oluşturuldu. Bu kurumun bir görevi de işçi sendikaları ile iş güvenliği, sağlığı konuları ile diğer sorunları birlikte ele almaktı.


1.6--Bu çerçevede maden ocağı düzeyinden, ulusal düzeye kadar her aşamada iş güvenliği komiteleri oluşturuldu.


1.8--Bunlar sayesinde 1946’dan itibaren İngiltere’de Kazalar, yaralanmalar ve ölümler hızla azaldı. 1970’lerin sonlarında İngiltere dünyada madenciliğin en güvenli olduğu ülke konumuna yükseldi.


1.9--İşçi müfettişleri sistemi başka ülkelerde de çok etkili oldu.


1.9.1--Avustralya’da da eyaletler bazında İngiltere’dekine benzer bir sistemle başarı sağlandı. İşçi denetimi maden ocağı ve bölge düzeyinde müfettişlerle sağlanıyor.


1.9.2--Maden ocağındaki işçi müfettişleri doğrudan orada çalışan işçiler tarafından seçiliyor.


1.9.3--Bunların en az üç yıl aynı maden ocağında veya benzer bir maden ocağında tecrübe sahibi olması gerekiyor.


1.9.4--Bölge düzeyindeki işçi müfettişleri ise sendika tarafından atanıyor ve bütün mesailerini bu işe ayırıyorlar.


1.9.5--İşveren, işçi müfettişlerinin çalışmasına yardımcı olmak ve mesai saatlerinde denetim görevini yapmalarına yeterli zamanı vermek zorunda.


1.9.6--Maden ocağındaki işçi müfettişi tehlikeli bir durum tesbit ettiğinde, o bölümdeki amir, durumu anında işyeri baş müfettişine bildirmek zorunda.


1.9.7--Buna uyulmadığı takdirde bölge işçi müfettişinin maden ocağındaki çalışmayı askıya alma yetkisi var.


1.10--Yeni Zelanda’da da benzer bir sistem başarıyla işliyor. Yeni Zelanda’da 1992, 2002 ve 2003 yılında çıkan yasalarla işçi müfettişlerin hakları tanımlanmış durumda.


1.10.1--İşçi müfettişler, sendikaların düzenlediği seçimler yoluyla doğrudan işçiler tarafından seçiliyor. İşçi müfettişler bakanlık tarafından düzenlenen kurslarda eğitiliyorlar.


1.10.2--İşçi müfettişler, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda işverene öneri ve uyarılarda bulunabiliyor.


1.10.3--İşveren bu önerileri ya yerine getirmek ya da neden yerine getirmediğini gerekçesiyle açıklamak zorunda. İşçi müfettişler, tehlike uyarıları yapabiliyor ve tehlikeli durumda işçilere o işi yapmayı reddetme tavsiyesinde bulunabiliyor.


1.11--Son olarak Çin bile işçi müfettişi sistemine yöneldi.  İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda eğitimden geçirilen işçi müfettişler, madenlerde görev yapmaya başladı.


1.11.1--ILO verilerine göre daha 2006 yılında Çin’deki işçi müfettiş sayısı 100 bini bulmuştu.


1.11.2--Bunun sonucunda devlete ait maden işletmelerinde kaza, yaralanma ve ölüm oranları, gelişmiş Batı ülkeleri düzeyine indi. Çin’deki ölüm oranlarının Türkiye’nin beşte birine kadar inmiş olmasının sırrı da işte burada yatıyor.

 

24-Diğer Öneriler:


1--Türkiye (ekonomik olarak kullanılabilir) kömür rezervleri bakımından fakir bir ülke.


2--Nitekim 1999 yılında 65 milyon tona ulaşan linyit üretimi aradan geçen 15 yıla rağmen bugün de 75 milyon tonun altındadır. (Taş kömürü üretimi ise sadece 2.5 milyon ton.)


3- Dünyada linyit üretiminin %90’dan fazlası açık madenlerde yapılmaktadır. Haiz olduğu riskler ve yüksek maliyetler nedeniyle kalan bir kaç yeraltı madeni de zaman içinde kapatılmaktadır.


4- Kamu (TKİ ve EÜAŞ) üretiminin neredeyse tamamı açık madenlerde gerçekleştirilmektedir.


5--Toplamın yüzde 10 kadarını oluşturan yeraltı madenciliği rödovans ve hizmet alımı yoluyla özel sektöre bırakılmıştır.


5.1--Son yıllarda, dünyadaki gelişmelerin aksine Türkiye’de Devlet sonsuz alım garantisi vererek özel sektörü yeraltı linyit madenciliğine teşvik etmiştir.


5- Linyit sadece çok yakınında bir termik santral bulunması durumunda ekonomik olarak bir değer ifade etmektedir. Böyle bakıldığında, büyük havza madenciliğine uygun olan linyit yatakları sadece Afşin-Elbistan ve bir ölçüde de Soma bölgesinde mevcuttur.


6- Kaldı ki, bahsi geçen bu bölgeler bile sorunludur. Örneğin, Afşin-Elbistan Çölollar’da 2011’de meydana gelen heyelan nedeniyle yıllık 20 milyon ton üretim beklentisi bir anda sıfıra inmiştir.


7- Halihazırda bile, linyitle çalışan santraller toplamda tepe (peak) üretimlerinin oldukça altında çalışmaktadır.


7.1--Çıkarılan linyitin tamamı santrallerde kullanılmıyorsa (ki kullanılmıyor), neden zaten kısıtlı rezervlere sahip olan yeraltı linyitlerini çıkarmak için bu kadar ısrar ediliyor.


8- Türkiye diğer fosil yakıtlar gibi, ülkemizin linyit konusunda da oldukça fakir olduğu söylenebilir. Hele, linyit çıkaracağım diye derin yeraltı madenciliğini teşvik etmek riskler dikkate alınırsa uygun olmayabilir

8.1--Öte yandan, ABD’nin kaya gazı çıkarmaya başlaması, Çin’in büyümesinde görülen yavaşlama ve navlun fiyatlarındaki gerileme ile birlikte Dünya fiyatı oldukça düşen ithal kömür önemli bir alternatif olarak ortaya çıkmış bulunuyor.



9--Yapılan projeksiyonlar 2020 yılında güneş enerjisinden elektrik elde etme maliyetinin linyitin maliyetinin de altına inebileceğini gösteriyor. Nitekim Çin bu konuya (PV panel üretimi) çok büyük yatırımlar yapmakta. Türkiye ise ne panel üretiminde, ne de güneş santrali inşasında bir adım bile yol alabilmiş değil

 

Kaynakça:http://www.dunya.com/ 




Makalenin İzlenme Sayısı : 205

Eklenme Tarihi : 21.09.2021

Önceki sayfaya geri dön.