MAKALELER / Enerji Üretim Santrallerinin Çevreye Etkileri






Enerji Üretim Santrallerinin Çevreye Etkileri:

 

1—Fosil Yakıtlı Santraller(Doğalgaz-Kömür-Dizel-Fueloil)-1:

 

1--Doğalgaz kombine çevrim santrallerinde (DKÇS) yakıt olarak genelde doğalgaz kullanılmaktadır. 

 

2--Kojenerasyon santralleri likit petrol gazı (LPG) fuel oil nafta ve bunların kombinasyonu motorin kok, kömür , atık ısı, jeotermal enerji ve hidrolik enerji ile de çalıştırılmaktadır.

 

3--Doğal gazlı sistemlerde daha düşük baca gazı sıcaklığına ulaşılması mümkündür.Baca gazı ile atılan ısının kısmı ısıtma sistemleri vs kullanılarak-kazanılarak verimde artış görülmektedir

4—fuel-oil alternatif yakıtlar içerisinde naftadan sonra en uygun olanıdır.

 

5--Dizel yakıtın üstün tarfları ; daha yüksek elektrik verimi, daha iyi kısmi yük verimi ve doğalgaz hattının varlığından bağımsız olmasıdır. Sakıncaları ise SO2 emisyonu . baca gazı çiğ noktasının yüksek olması ve yüksek yatırım maliyetidir.

 

6--Kömür Yakıtlı Termik Santrallerin Çevreye Etkileri :


6.1—Üretilen Birincil kirleticiler COx,NOx,SOx,PbOX,TSP


6.2--Yanma dışı reaksiyonlar ve güneşin uv ışınları ile ikincil kirleticilere-Aerosollar, aldehit ler, olefinler, PAH, nitrosamin, oksidantlar vb. kirleticiler bulunmaktadır


6.3--iklim değişikliğine neden olmakta, bazıları biosferi zehirlemektedir.(dioksin ve furan-kanserojen maddeler,


6.4--Radyoaktif elementler,yağmur suları ile sonucunda çevre sularına karışarak kirliliğe neden olur


6.5--Atık ısının çevre nem miktarının yükselmesi turizm ve tarım potansiyeli yüksek alanlarda yer aldıklarını ,kirleticilerin yayılmasını engelleyici önlemlerin başlangıçta alınmadığını , baca desülfirizasyon tesislerinin yeni yapılmakta olduğunu,


6.6--yeni inşa edilen santrallerde akışkan yatak gibi yeni yakma yöntemlerinden yararlanılmadığını—santrali besleyen kömürlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin santralın kazan – ocak tasarım değerleri ile uyuşmadığını göstermektedir. 


6.7—Yakma sistemlerinde


6.7.1--Yakıtların verimli kullanımı ile toplam kirletici emisyon miktarlarının azaltılması


6.7.2--Yakıtların çevre ile uyumlu hale getirilmesi-doğal çevreye uygun yakıt kullanılması


6.7.3--Hava kirleticilerin yanma odasında tutulması-yakılması(turbo(fazla hava) kompresörle yakma-yan gazların tekrar yanma odasına geri gönderilmesi) gerekir.


7--Yanma sonucu oluşan ve yakıcıda kalan kül ve ermiş kül ise hava kirletici olarak değil , toprak ve su kirletici olarak düşünülür.

 

7--Doğal Gazın Çevreye Etkileri:


1--Serbest kükürt yoktur.Kükürt oksitler meydana gelmez.


2--Tam yanma kolaylıkla sağlandığında kurum , is gibi katı partiküller ve ara oksidasyon olmadığından ,bacanın daha uzun süre ile temiz kalmasını sağlar sık sık temizleme gerektirmez .


3--Doğalgazda kül yoktur.Kül-Kurum-İs Isı transfer yüzeylerini kaplayan ısı aktarımına engelleyerek  ısı transferini düşürmektedir.


4-NOX ler 1300°C besleme havasındaki moleküler azottan kaynaklanır.Bunlar Monoksit ve azot dioksit dir.%95  ini azot monoksit %5 ini ise azot dioksit oluşturmaktadır.Atmosferdeki oksijenle tepkimeye gererek azot dioksiti oluşturur.


4.1--Bunlar Su ile tepkimeye girerek asit oluştururlar.Kalma süreleri yaklaşık bir haftadır; büyük bir kısmı asit veya nitratlar halinde çökerek kirliliğe neden olur.Akciğer tahriş edicisidir.Akciğer kanseri ve anfizem karaciğer şişkinliği gibi çok Hemeglobinle birleşerek kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürür.


5—Emisyonda SO2 miktarı Yakıtın yanar kükürt içeriği ile doğru orantılıdır.Kömürün yakılması sonucu Kükürt oksit yayınımı olmaktadır.SO2 nin havada kalış süresinin 2 ile 4 gün olabileceği ve bu sürede SO2 kirliliği, uluslar arası bir boyut kazanır.


5.1--Kükürt oksitleri su ile birleşerek sülfürik asit oluşturur.sudaki çözünürlükleri yüksek olduğu için yağmur damlacıkları ile birleşerek asit yağmurları olarak yeryüzüne ulaşırlar

 

2—Hidroelektrik Santraller-1:

 

1--Ülkemizdeki HES ların %95,7 düzeyinde biriktirmeli olduğu ve puant güç üretmekle yükümlü oldukları ;


2--Ülkemiz sahillerinde Med-Cezir genlikleri çok küçük değerlerde olduğu için pratik olarak hiçbir anlamı yoktur ve dolayısıyla üzerinde durulmayacaktır


3--Ülkemizde 500 TWh/yıl düzeyinde elektrik enerjisinin ekonomik olarak rüzgardan sağlanabileceğini belirtmektedir. 131TWh civarında.


4—Hidroelektrik Santrallerde büyük miktarlarda enerjinin depolanıp, saklanabilmesi yöntemler bilinmemektedir. Bu sorunu biriktirmeli veya pompajlı hidroelektrik santrallara su (fotovoltaik güneş panelli DC su pompaları ile) pompalanması ve depolanmış su ile puant-pik enerji üretmek suretiyle çözüm getirilmeye çalışılmaktadır.


5--Ülkemizdeki HES ların %95,7 sinin biriktirmeli olduğu gözü önünde tutulduğunda, bu çözümün ülkemiz koşuları bakımından çok uygun olduğu da görülmektedir.

 

3---Rüzgar Santralleri-1:


1-- Rüzgarın hızı yükseklikle gücü ise hızının kübü ile orantılı olarak artar . Santralin sağlayacağı erenji , gücüne ve estiği süreye bağlıdır.


2—Rüzgar Santralleri ,Rüzgar çiftlikleri biçimindedir.


3—Santral Çevredeki engellerin rüzgarı kesemeyeceği yükseklikte bir kule ile bunun üzerine yerleştirilmiş türbin ile Enterkonnekte sistemi beslemek amacıyla elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır.


4--Türbin açısından 700 -1000 m2/mw düzeyinde bir yoğunluk olabilir..


5--Parazit oluşturması ise 2 – 3 km lik alanda sınırlı kalmaktadır.


6—Rüzgar çiftliklerinde gürültü düzeyi 85 dB düzeyindedir. İçerisindeki gürültü ise 80 – 90 dB kadardır.


7--Rüzgar santralarının çalışma süreleri 1500 – 3000 saat / yıl ( kapasite faktörü: %17 – 34 ) 2500 saat /yıl (%23 – 29 ) ve güvenilir olarak 1800 sat / yıldır.(%20 ) .


8—RES lerde kapasite kullanımının sadece %18,8 düzeyinde olduğunun ve bunun yeterli görülmekte olup çeşme – germiyandaki RES ınını kapasite kullanım faktörü ise %32,8 ve

% 33,6 civarında.


9--Çiftçilik veya hayvancılık yapılan arazilere rahatlıkla kurulabilmektedir. Tarım alanlarında hemen altında çiftçilik yapılabilmektedir. Kırsal bölgelerdeki enerji gereksinimlerinin , tasarımı ve bakımı oldukça kolay olan bir rüzgar türbinleri ile karşılanması uygundur .


10--Dağıtım şebekesine bağlantısız  uygulama : genellikle küçük güçlü türbinlerin kullandığı ve akümülatör boyutunda depolamanın yeterli olduğu hallerdir.


11--Dağıtım şebekesine bağlantılı uygulama büyük güçlü türbinlerin kullanıldığı ve genellikle rüzgar tarlalarının kullanıldığı hallerdir .


12—RES ler 3 – 6 senede kendilerini amorti edebilmektedirler.


13—Türkiye rüzgar atlası değerlendirildiğinde mevcut potansiyelimizin 88GW olduğu belirtilmiştir.Marmara ve doğu Akdeniz bölgelerimizin yüksek potansiyele sahip olduğu bu bölgeler dünya üzerinde rüzgar gücü en yüksek olan ilk %30 alan girmektedir.


14—Rüzgar enerjisi hesaplarında enerji, rüzgar hızının küpü ile orantılıdır. Ve rüzgar hızı arttıkça rüzgar enerjisi maliyetleri azalmaktadır.


15—Tarife fiyatları Almanya : 5,6 cent / kWh(1997 ) İngiltere 5,7 cent / kWh

 

4-- Jeotermal Enerji-Türkiye de:

1--Jeotermal potansiyel bakımından dünyada 7 inci durumda olup,sıcak su kaynakları 

Düşük entalpili (<70 cal / gram ;20 – 70 °C)  

orta entalpili (70 - 150 cal / gram ;70 – 150 °C) ve 

yüksek entalpili (>150 cal / gram >150 °C) gruplara ayrılır.


2--Düşük entalpili kaynaklar sera ısıtımacılığında kullanılmakta


3--Batı anadoludaki sahalar yüksek sıcaklıklı ; kuzey, orta ve doğu anadoluda  bulunan sahalar ise orta ve düşük sıcaklıklı jeotermal akışkan içeren sahalardır.


4--Dokuz eylül üniversitesi tıp fakültesi, hastane ve fakülte binalarının 2,2 MWt kapasite ile ısıtıldığını ve yatırımın kendisi fuel – oil e göre 6 ayda geri ödediğini


5--Jeotermal pyotansiyelini 31 500 MWth olduğunu (5,5 milyon konutu 1 milyon konutun jeotermal enerji ile merkezi olarak ısıtılabileceğini;  bunun ise 2,5 – 3 milyon ton fuel – oil ile sağlanabileceği.


6--jeotermal enerji ile ısınma için doğal gaz ile karşılaştırıldığında 3 yılda kendisini ödediğini  doğal gaza göre4 – 5 misli daha ucuza ısıtma yaptığını


7--Jeotermal enerji sistemlerindeki ısı satış bedelinin 1 - ,5 cent /kWh-25 – 30 milyon TL / ay düzeylerinde olduğunu belirtmektedir.


8--2001 yılı itibariyle jeotermal potansiyelimizin sadece % 3 ünü kullanmakta olduğumuzu

halen 52 bin konutun jeotermal enerji ile ısıtıldığını


9--1995 yılında dünya genelinde 11 sırada iken, 2000 de 5 nci sıraya yükseldiğini


10--2010 yılında doğrudan kullanımda dünyada ilk 3 e girmenin hedeflendiğini belirtmektedir.


11—Türkiye de Su sıcaklığının 150 °C üretimine uygun 5 saha bulunmaktadır.


12—Jeotermal enerji için yeraltından dışarı alınan sıcak su ,işlem gördükten sonra dış ortama verildikleri takdirde olumsuz etkileri gözlenmektedir.Reenjeksiyon yöntemi (enerjisi alınarak nisbeten soğumuş olan akışkanın tekrar alındığı tabakaya pompalanması) kullanıldığından bu sakınca ortadan kalkmakta ise de ;Atık akışkanın sulama kaynağı olarak yararlanılan nehirlere veya yer altı sularına karışması halinde, bitki örtüsüne ve diğer canlı hayata zararlı etkileri olmaktadır.


12.1--Yaz aylarında debisi çok azalan , buna karşılık sulama suyu olarak kullanılan büyük menderes nehrinde bor konsantrasyonu ekolojik olarak zararlı düzeyler çıkabilmektedir.





Makalenin İzlenme Sayısı : 623

Eklenme Tarihi : 22.07.2019

Önceki sayfaya geri dön.