MAKALELER / Alzehimer Hastalığında Tedavi Önerileri






Alzehimer Hastalığında Tedavi Önerileri:

 

1--Vücut sağlığı kadar akıl sağlığını korumak da önemli. Akıl sağlığının en büyük düşmanı Alzheimer hastalığı. Bu hastalık, düşünce, bellek ve davranış fonksiyonlarında azalmaya neden olur.

 

1.1--Bütün dünyada 47 milyon Alzheimer hastası olduğu, 2050'de bu rakamın üçe katlanacağı tahmin ediliyor.

 

2--Hastalığın tedavisi yok. Ancak geciktirici etkisi olan ilaçlarla tedavi yapılabiliyor. Doğal çareleri, egzersiz yapmak, sigara kullanmamak, yeteri kadar uyumak, sosyal olarak aktif olmak, her gün yeni bir şeyler öğrenmek, sağlıklı beslenmektir.

 

3--Hastalığın önlenmesi için en iyi diyet, Akdeniz, DASH ve MIND diyetlerinin karışımını uygulamak. Şanslı bir coğrafyadayız. Akdeniz diyetini hepimiz uyguluyoruz. DASH diyeti tuzun azaltıldığı bir diyettir. MIND ise, Akdeniz ile DASH diyeti karışımıdır.

 

3.1--Akdeniz diyeti, sebze/meyve tüketimine ağırlık verir.Kırmızı eti azaltır. Süt ve süt ürünleri tüketilmesini, başta balık olmak üzere deniz ürünleri yenmesini, tam tahıl ürünlerinin seçilmesini tavsiye eder. Bu diyetin vazgeçilmez ürünü ise, elbette ki zeytinyağıdır.

 

3.2—DASH-Hipertansiyonu Önlemek için Diyet Yaklaşımları), beslenmede tuz, yağ, şeker, kırmızı et miktarlarını azaltir. Meyve, sebze, düşük yağlı süt ve süt ürünleri, balık, kümes hayvanları ve kuruyemişi önerir.

 

3.3—MIND-Akdeniz/DASH Nörodejeneratif Gecikme Müdahalesi), zihinsel fonksiyonlarda düşüş riskini azaltacak özelliklere sahip bir diyettir. Menüsünde kepekli tahıl, salata, sebze, fasulye, kümes hayvanı, az kırmızı et, zeytinyağı, balık, fındık bulunur. Tam olarak uygulayanlarda Alzheimer'e yakalanma riski % 53 oranında azaldığı iddia edilmektedir.




Alzheimerde Risk Faktörleri:

 

1--Alzheimer ve demans gibi hastalıkların oluşmasında çevresel faktörlerin daha etkili olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Selen Gür Özmen Dünyada ve Türkiye’de yaşlı nüfusun çoğalmasıyla birlikte, Alzheimer ve demans gibi hastalıklarda artış görüldüğünü söyledi.

 

1.1--Çevresel faktörlerin bu hastalıkların artışına neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, içme sularında bulunan alüminyumun Alzheimer’a neden olacağını ifade etti.

 

1.2--Açıklanan son rakamlara göre, Türkiye’de yaşlı nüfusu son 5 yılda yüzde 16 oranında arttı. İlerleyen yıllarda bu oranın daha da yükseleceği uzmanlar tarafından belirtilirken, bunama hastalıklarının da hızla artmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

 

1.3--Öğrt. Üyesi Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, Alzheimer’da genetik faktörden ziyade çevresel faktörlerin daha etkili olduğunu söyleyerek uyarılarda bulundu.

 

2--Vücuda çeşitli yollarla alınan alüminyumun Alzheimer’a neden olacağını ifade eden Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, "Alzheimer’ı oluşturan iki protein yapı var. Bu protein yapıların oluşumunda vücuda giren alüminyumun etkisi olabileceği düşünülüyor.

 

2.1--Bu yapının oluşum mekanizması tam olarak anlaşılmamış olsa da bu durum ‘bu protein yapılarının oluşumunda alüminyumun etkisi var mı?’ sorusunu akıllara getiriyor.

 

2.2--Biz hep bu hastalıklar ‘genetik mi?’ diye düşünüyoruz fakat genetik kısmı çok düşük. Çevresel faktörler Alzheimer’ı daha çok tetikliyor" dedi.

 

2.3--Uzm. Dr. Özmen, "Üç sene önce Killin ve arkadaşları tarafından BMC Geriatrics dergisinde bir sistematik derleme yapıldı. Bu derlemede şimdiye kadar yapılmış, demansa sebep olduğu söylenen çevresel bütün faktörlerin tüm analizleri toplandı ve sonuçların kanıt derecelerinin ne ölçüde güvenilir olduğu incelendi.

 

2.3.1--Bu derlenen 60 çalışmanın sonuçlarına göre ‘orta’ ve ‘yüksek kanıt’ derecesine sahip olan çevresel faktörlerden demanstan korunmak adına uzak durulması gerektiği sonucuna varıldı.

 

2.3.2--Alüminyum ise ‘orta’ grupta yer aldı. Alüminyumun beyinde toksitli içerik oluşturup Alzheimer’a yol açabileceği özellikle kanıtlanmış" diye konuştu.

 

3—Risk Faktörleri:

 

1--Çevresel faktörleri sıralayacak olursak, bunlardan biri alüminyum. Aynı şekilde silikanın da içme suyunda fazla olması nedeniyle Alzheimer riskini arttıracağı yönünde yüksek kanıt oranında çalışmalar var.

 

1.1--Buna dikkat edebilmenin en önemli yolu içtiğimiz suyun analizindeki alüminyum ve silika değerlerine bakmak. Bu nedenle kaynak suyundaki silika ve alüminyum değerlerinin 0.1 mg az olmasına dikkat etmek uygun olabilir.

 

1.2--Güney-Batı Fransa’da yapılan ve 4 bin yaşlı yetişkini içeren bir çalışmada içme suyunda günde 0.1 mg’ı aşan alüminyum miktarı varsa, demans riskinin iki kat, özellikle Alzheimer tipi demans riskinin ise üç kat arttığı gösterildi" dedi.

 

1.3--Koltukaltı roll-on’larında alüminyum bulunuyor. Bazı roll-on’ların altında ‘alüminyum içermez’ yazıyor. Eğer bir roll-on gerçekten terlemeyi önleyecekse içinde alüminyum olması gerekiyor ve koku oluşmuyor. Çünkü alüminyum, ter bezlerini tıkıyor bu sayede terlemiyorsunuz. Fakat şimdi çok az bir alüminyumun bile nörotoksik olabileceği kanıtlandı. Alüminyum barındırmayan roll-on tercih etmeniz doğru olacaktır.

 

1.3.1--Bir diğeri de maalesef çok korunamayacağız hava kirliliği. Hava analizlerinde yüksek oranda hava kirliliği olan bölgelerdeki kişilerde Alzheimer görülme riski iki kat ve bazen daha fazla yükseldiği görülmüş.

 

1.3.2—Hava kirliliğine karşı yaşam mahallerine havayı süzen geniş yapraklı-palmiye vs çiçekler konulabilir.

 

1.4--Bunun yanı sıra bazı mide koruyucu anti-asit ilaçlarda alüminyum bulunuyor. Bazı araştırmalarda görülmüş ki çok sık mide ilacı kullanan, mide problemleri yaşayan insanlarda Alzheimer ve demans riski artıyor. Mide ilaçlarını almadan içinde alüminyum olup olmadığına dikkat etmek gerekiyor."

 

2--Uzm. Dr. Özmen, "Birçok hastalıkla ilişkilendirilen D vitamini eksikliğinin Alzheimer’la da bağlantısı çıktı. Ülkemizde güneş bol olmasına rağmen D vitamini eksikliği çok var.

 

2.1--Ve D vitaminli yiyecekleri de çok tüketmiyoruz. Senede bir kez D vitamini düzeyini kontrol ettirmek ve gerekli besin, güneş ya da en kötü ihtimalle D vitamini damlasıyla bu durumu toparlamak gerek.

 

3--Hastalığı etkileyen bir diğer etmen ise elektromanyetik alan. Özellikle elektromanyetik antenlere, yüksek gerilim hatlarına ve baz istasyonlarına yakın yaşayan insanların, demans geliştirme riski maalesef daha fazla.

 

3.1—Baz istasyonu zazarına karşı çatı veya duvarı içten 60x40 cm çinko levha ile kaplayıp bunları bakır tel ile birbirine sonrada bina topraklama hattına bağlamak-levhaların üstünüde duvar kağıdı ile kaplamak oluşacak radyasyondan korunmayı sağlayabilir.

 

3.1--Bunların daha düşük dozları wifi, cep telefonu gibi şeyler de sayılabilir. Bunlar da düşük fakat daha sık maruz kaldığımız şeyler. Bunların hepsi kanıtlandı" diye konuştu.

 

3.2—FCC nin yaptırdığı bir araştırmaya göre cep telefonlarında sınır radyasyon değeri olan 1.6-2 w/kg dğerinin 4 katı 8 w/kg değerleri saptandı.Bu nedenle yüksek model cep telefonlarında bu risk ciddi anlamda önemli.Cep tlf bu etkisine karşı cep tlf ile yatakta yatmamak-vucutta etkisi en az olabilen arka cebe koymak olabilir-tlf ilk çaldığını ekrandan görüp 3-5 sn sonra tlf açmak-uzun süre konuşulacaksa kablolu kulaklık ile göreşme yapmak-zazarına karşı organik-sebze-meyve ağırlıklı beslenmek

 

3.3—Yapılan bir araştırmaya göre yatakta tablet yada laptop ile film izlendiğinde laptop ekranın yaydığı beyaz ışık beyindeki anti kanser bir uyku hormonu olan melatonin salınımı baskılanmakta.Bu etki 1 m uzakta seyredilen tv de oluşmamakta.Bu nedenle geceleri özellikle yatakta laptop ile film izlemek uygun değil.

 

4--Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, tıp dünyasında Alzheimer’ın bir çeşit diyabet hastalığı çeşidi olarak da görüldüğünün altını çizerek beslenme konusunda şunları söyledi:,

 

"İki çeşit diyabet vardır. Tip 1 ve tip 2 diyabet diye geçer. Şimdi Alzheimer hastalığına da tip 3 diyabet deniyor. Yani sanki beynin üçüncü çeşit bir diyabeti gibi düşünülüyor.

 

4.1--Çünkü beyinde kronik insülin direnci, insülin eksikliği, bir glukoz artışı ve bilişsel becerilerde kayıp oluyor. Yani beynin şeker regülasyonu bozuluyor diyebiliriz. Bu tip 3 diyabetin görüldüğü kişilerde obezite ve tip 2 diyabet sıklığı da daha fazla.


5--Kişilerin haftada en az 150 dakika-günde 20 dk orta hızda yürümek- düzenli egzersiz yapması, beslenmelerine dikkat etmesi, normal kilolarını muhafaza etmeleri gerekir. Böylelikle hem tip 2 diyabet hem de onun yol açtığı Alzhimer’a neden olan tip 3 diabetten de korunmuş olurlar.

 

5.1--Fazla şekerli yiyeceklerle beslenmemek gerekiyor. Şeker değerleri yüksek olan besinler çok enerji veriyor, çabuk yok oluyor ve acıktırıyor. Hem kalorisi yüksek hem de tok tutma oranı az. Bunları az tüketmek lazım.

 

5.2--Yulaf, buğday ruşeymi, kinoa, çiya, ceviz, fındık, badem, kabak çekirdeği gibi doğal ve fazla işlenmemiş ve glisemik indeksi düşük besinleri ve her renk sebze ve meyveleri sık ve kararında tüketerek beslenmek çok önemli."

 

Kaynak:www.milligazete.com.tr


3--Alzheimer Hastalığında Beslenme:

 

1-- Alzheimer Hastalığı, tüm bunamalar arasında en sık görülen, dejeneratif doğada bir hastalıktır.

 

1.1--Hastalık, genellikle ileri yaşlarda başlarve hangi yaşta başlarsa başlasın, klinik ve patolojik olarak benzer bir seyir izler; ancak yaşın ilerlemesiyle başka morbiditelerde eklenmektedir.

 

2--Yaşlılık olarak kabul edilen 65 yaşın üzerindeki idrak fonksiyonlarında bozulmanın en yaygın nedeni Alzheimer Hastalığı'dır.

 

3--65 yaş üstü kişilerde karşılaşılan bunamanın %50-60'nın Alzheimer Hastalığımdan kaynaklandığı düşünülmektedir.

 

3.1--Bu popülasyonun yaklaşık %6-8'inde Alzheimer Hastalığı görülmekte, yaşla orantılı olarak artış göstererek 85 yaşın üzerinde %30'lara kadar çıkmaktadır.

 

3.2--Toplumda yaşlı oranı arttıkça “Alzheimer Hastalığı"da giderek artan bir sorun haline gelmektedir. Hastalık süresi ölüme değin yaklaşık 3-20 yıllık birseyir izlemektedir.

 

4--Alzheimer Hastalığı, sinir dokusun bozulumu ile ilgili olup, yaşlı insanlarda bunamanın önde gelen nedeni olarak kabul edilen hastalıktır.

 

4.1--Bu hastalığın ana karakteristik özellikleri yaşlılıkta rutin ev yaşantısı faaliyetlerinde zorluklar ile idraksal ve duygusal düzensizliklerdir.

 

5--Alzheimer Hastalığı'nın patofizyolojisi kompleks olup, çok sayıda iz yolu ile alakası bulunmaktadır. Bu izyolları arasında, kusurlu beta-amyloid (Abeta) protein metabolizması, glutamaterjlk anomalileri, adrenerjik, seratonerjik ve dopaminerjik nörotransmisyon bulunmaktadır. Bunlar arasında hormonal, oksidatif ve inflamatuvar izyolları dayeralmaktadır.

 

5.1—Alzheimer hastalığı konuda hastalığın uygun bünyelerde simlex herpes türü uçuk virüslerinin sinir yollarına geçmesiyle,vücudun hastalığa karşı beta-amyloid plakaları oluşturarak hastalıktan korunmaya çalıştığı şeklinde yaklaşımlar bulunmakta.

 

6--Alzheimer Hastalığı ile ilişkilendirilen başlıca semptomların arasında idrak kabiliyeti bozukluğu ve hafıza kaybı yer almaktadır. Dil bozuklukları, depresyon, davranışsal problemler (galeyana gelme, ajitasyon dahil), ruh hali dengesizlikleri ve psikozdaAlzheimer Hastalığı'nın ileri evreleri ile ilişkilendirilen durumlardandır.

 

7--Beslenme ve Alzheimer Hastalığı

 

7.1--Yakın tarihli bir çalışmada, meyve-sebze, balık ve omega-3 bakımından zengin yağların sık ve yeterince tüketiminin, bunama ve Alzheimer Hastalığı riskini azaltabilir etkilere sahip olduğu bildirilmiştir.

 

7.2--Akdeniz Diyeti, Alzheimer Hastalığı riskinin düşürülmesi ile ilişkilidir. Bu diyet türünün karakteristik özellikleri arasında, antioksidanlarca zengin sebzelerin, baklagillerin, meyvelerin, tahılların ve doymamış yağ asitlerinin yüksek düzeyde alımı bulunmaktadır.

 

7.2.1--Ayrıca Akdeniz Diyeti, hafif düzeydeki idraksal bozukluğunun gelişme göstermesi ve Alzheimer Hastalığı'na dönüşmesi riskinin azaltılması ile de ilişkili olduğu çeşitli araştırmalar sonucu bildirilmiştir.

 

7.3--Orta yaşlarda diyetsel yağ aliminin, yaşamın ileriki yıllarındaki idrak performansı ve hafif düzeyli idrak bozukluğunu etkilediği görülmektedir.

 

7.3.1--Düşük düzeyde doymuş ve trans yağ tüketimi ve çoklu doymamış yağların, doymuşlara oranla yüksek oranda alımının, tip 2 diyabetli bireylerde bilişsel yeteneklerin düşüşünü yavaşlattığı belirlenmiştir.

 

7.4-- Antioksidan maddelerce zengin bir diyet ve antioksidan özellikler taşıyan diğer diyetsel bileşenlerin--kafein, epigallokateşin galat esterleri (yeşil çay), resveratrol içeren kırmızı şarap, ginkgo biloba gibi hayvan modellerinde beta amyloid veya amyloid aggregasyonunu inhibe ettiği ve idrak yetmezliğini azalttığı belirlenmiştir

 

7.5-- Çin, Japonya ve Nijerya gibi düşük yağ ve kalori alımı (1600-2000 kalori/gün) gerçekleştirilen ülkelerde Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa gibi daha yüksek düzeyde kalori ve yağ alımı (2500- 3000 kalori/gün) gerçekleştirilen ülkelere oranla, Alzheimer Hastalığı'nda yaklaşık %50 oranında düşük insidans belirlenmiştir.

 

7.5.1--Kemirgenler ile yapılan çalışmalarda, düşürülmüş kalori alımı ile beslenenlerin, kontrol örnekleriyle yapılan karşılaştırmalarında kalori kısıtlamasının ortalama ömrü uzattığı ve nörodejeneratif sorunların insidansını düşürdüğü belirlenmiştir.

 

7.5.2--İndirgenmiş kalori aliminin enerji metabolizması hızını azalttığı, bunun da vücut sıcaklığında düşüşe, dolayısıyla oksijen tüketim hızında yavaşlamaya ve en önemlisi reaktif oksijen türleri üretiminde azalmaya neden olduğu belirlenmiştir

 

7.6--B grubu vitaminlerinden folik asit, B6 ve B12 vitaminleri, homosisteinin metilasyonu ile ilişkilidirler. Düşük alım, yüksek talep veya enzimlerin (MTHFR, GCPII) polimorfizimi, hiperhomosisteinemi ile sonuçlanır.

 

7.6.1--Serum toplam homosistein düzeyinde yükselme, kardiyovasküler hastalık riski oluşturur.

 

7.6.2--Hiperhomosisteinemi öğrenme ve hafıza kapasitesini azaltmakta ve nörodejenerasyon üzerinde etkili olmaktadır. Farelerin B grubu vitaminlerce eksik olarak 10 hafta boyunca beslenmesi sonucunda hiperhomosisteineminin indüklendiği belirlenmiştir

 

7.7--Özellikle trans-yağlar başta olmak üzere, yüksek doymamış yağ tüketimi Alzheimer Hastalığı riskini arttırır.

 

7.7.1--Gerçekleştirilen epidemiyolojik bir çalışma sonucunda da, yüksek düzeyde omega-3 yağ asitleri içeren balık tüketiminin Alzheimer Hastalığı riskini azalttığı belirtilmiştir.

 

7.7.2-- Sonuç olarak daha düşük trans yağ ve daha çok omega-3 yağ asitleri tüketimi yönünde diyet stratejisinin değişimi vasküler hastalıkta olduğu gibi Alzheimer Hastalığı'nın önlenmesi yönünde de potansiyel sahibidir

 

7.8--Plasma E vitamini konsantrasyonu düşük kişilerde yüksek Alzheimer riski bulunmaktadır

 

7.9--Yüksek kalori içerikli diyet, Alzheimer hastalığı riskini arttırmakla ve yavaş hastalık gelişim süresi için düşük kalori alımı önerilmektedir

 

7.10--Yüksek kalori ve yağ alımı, apolipoprotein Ee4 allele taşıyan breylerde yüksek Alzheimer hastalığı riski oluşturur

 

7.11--Kalori kısıtlaması ve aralıklı oruç ile yapılan perhiz, idrak fonksiyonlarındaki yaşa bağlı eksiklikleri (amyloid-(5 peptid veya tau patolojileri ile ilişkili olabilen veya olmayabilen) iyileştirebilir

 

7.11.1--Kalori kısıtlaması dokuları fibrozis ve oksidatif hasardan korumakladır.

 

Kaynak: Gıda Müh.Dergisi-S:34-Nevzat Konar 1--Iraz Haspolat Kaya2 -Ender Sinan Poyrazoğlu 1-Koksal Demir1--1Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi--2 Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü Sosyoekonomik Gelişme Ve Biyoteknoloji Anabilim Dalı


3--Bunama Riskine Karşı  Daha fazla Eğitim:


1--İngiliz ve Finlandiyalı bilim adamlarının yaptığı araştırma, her bir yıllık fazladan eğitimin bunama olasılığını %11 oranında azalttığı gözlendi.


2--Daha fazla eğitimin beyindeki hasarın iyileşmesiyle ilişkisi olmadığını, yalnızca daha fazla öğrenim görenlerin bu hasarla daha iyi başa çıktıklarını söyledi.


3--Dünyada 35 milyon kişinin bunaklıktan muzdarip durumda.


 

4--Alzeheimer-Bunaklık ta Bazı Nedenler ve Çözümler:


1—PNAS Dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre gıdayla alınan bakır beyin damarlarında birikerek, alzeheimer in nedeni olarak kabul edilen beta-amiloid tabakalarının üretimini ve iltihap reaksiyonunu güçlendirmiş.Bu anlamda gıdalarda bakır alımı önemli:


1.1--Bakır içeren yiyecekler :Zeytin, badem, fındık, ceviz, taze ve kuru üzüm, arpa, tam ekmek, bal, kuzu ciğeri, sarımsak, portakal, pancar, pekmez, brokoli, fasulye ve bezelye, fındık, ceviz, mantar, çavdar.bol miktarda bakır içeren besinler arasındadır.


1.2--Bakır Fazlalığı ve Bakırın Zararları: Bakırın aşırı dozda alınması, vücutta bakır fazlalığı oluşmasına neden olur. 


Bakır Fazlalığı ise kanser riskini büyük oranda arttırmasının yanı sıra depresyon, şizofreni, bunaklık, hipertansiyon gibi ciddi zihinsel ve bedensel rahatsızlıklara yol açar.


2--Dede sakalı mantarı olarak bilinen Hericium Erinaceus mantarı,sinir hücrelerinin yeniden oluşmasını sağlayarak alzeheimer hastalığı tedavisinde kullanılmakta.Bir ay boyunca bu mantarı tüketen hastaların % 60 kavrama yeteneğini tekrar kazanmakta.


3—Aynı mantar sindirim kanalı iltihap-ülser ve tümörlerini de tedavi etmekte kullanılabilmekte.


4—Alzeheimer ciddi bir beyin hastalığı olup,çok ciddi depresyonlardan sonra ortaya çıkabilmekte. Alzeheimer,yaşlanmaya bağlı unutmak ile çoğu kez karıştırılmakta.


Her yaşlılık unutmasını alzeheimer olarak değerlendirme yanlışlığından uzak durmak,aynı zamanda aile içi vs ciddi kayıplar vs sonra anti depresan tedavi alarak,alzeheimer riskini en aza indirmek uygun olabilir.


Kaynakça:Dünya Gazetesi




5---Yaşlılıkta Zihinsel Egzersiz Yapmak Kişi Bunamadan Koruyor

 

1--Finlandiya,italya ve Hollanda’da 10 yıl süreyle yürütülen bir çalışma, yaş ilerledikçe artirilan egzersiz süresinin yaşlıların zihinsel yapılarını korumalarına yardımcı olmakta.

 

2--Günlük egzersize ayrılan zamanı bir saat ya da daha az olan yaşlılarda  zihinsel gerilemenin, düzenli egzersiz yapanlara oranla 2,6 kat fazla olduğu belirlenmiş.

 

3--Günde 5 kilometreden daha az yürüyen yaşlılarda zihni gerilemeninse,hareketlerini azaltmayan gruba göre 3,5 kat olduğu saptanmış.

 

4-- Yürümek, bisiklete binmek, bahçe ve tarımla uğraşmak, spor yapmak, işte çalişmak ya da hobilerle meşgul olmak türünden hareketleri yeterli sürede yapanlardaysa zihinsel gerileme görülmemiş.

 

5--Araştirmacılara göre egzersiz,beyne kan akişini artırarak inme, bunama ve zihinsel gerileme risklerini azaltiyor. Ayrıca hareketin, beynin bellekle ilgili işlevleri yöneten bölgesi olan hipokampusta yeni nöron oluşumunu-hafıza kaybına karşı sağlıyor olabileceği de düşünülüyor.

 

Kaynakça:Bilim Ve Teknik-TÜBİTAK-- Ocak 2005/21


 




Makalenin İzlenme Sayısı : 237

Eklenme Tarihi : 21.08.2021

Önceki sayfaya geri dön.