Çiftlik Balıklarının Yetiştirilmesi:
1-- Marmara'daki müsilaj
felaketi, balığın tadını kaçırdı. Özellikle Marmara'dan çıkan balıklara yönelik
ciddi bir endişe söz konusu.
1.1--Alternatif ise Ege ve
Akdeniz'de deniz çiftliklerinde yetiştirilen levrek ve çipura. Peki, çiftlik
balığı nasıl besleniyor? Balıklarda antibiyotik ya da ağır metal kalıntısı var
mı?
1.2--Tüm bu sorulara yanıt
aramak için geçen hafta İzmir de Türkiye'nin ilk balık çiftliğindeydim.
1.3--Çamlı AŞ'nin açık
denizdeki 33 kafesinde yetiştirilen levrek ve çipuraların hayat yolculuğu
aslında karada başlıyor.
1--Kuluçkahanedeki tanklarda
anaç balıklardan doğan yüz binlerce yavru, ilk iki-üç gün kendi yumurtalarıyla
besleniyor, üçüncü günden sonra ağızlarının açılmasıyla tanka konulan
mikroskopik canlıları (rotifer ve artemia) yiyor.
2--Tanktaki gece gündüz
dengesi de ışıkla sağlanıyor. Floresanlar yavruları strese soktuğu için led
aydınlatmaya geçilmiş. Anaçları da yine tesisteki sürüden seçtiklerini anlatan
yetkililer, doğadan anaç toplamanın yasak olduğunu söylüyor.
3--Tanklardaki
yaşam 4 ay kadar sürüyor. Burada beslenerek 2 gram ağırlığına ulaşan yavrular,
denizle ön besleme kafeslerinde tanışıyor. 6 ay süresince günde 5-7 kez
yemlenerek 40-50 grama kadar büyütülen balıklar, bu aşamada aşılamaya tabi
tutuluyor.
4--Çiftlik yetkilileri, viral
ve bakteriyel hastalıklara karşı 2 çeşit aşının balıklara tek tek bayıltılarak
enjekte edildiğini anlatıyor. Sonrasında eğer hastalık yoksa yavrulara başka
hiçbir müdahalede bulunulmuyormuş.
5--Balıkların bir sonraki
adresi ise büyütme kafesleri. Yaklaşık 30 metre çapındaki kafeslerde binlerce
balık, 10-24 ay boyunca günde 2 kez besleniyor.
5.1--Beslenme ünitesi adeta
denizin üzerindeki petrol istasyonu gibi. İstasyonun ambarında tonlarca yem
var. Bu yemler bir tuşa basılarak borular aracılığıyla kafeslere ulaştırılıyor.
Kafeslerdeki su altı kameralarından gelen görüntülerle de yemleme süresine
karar veriliyor.
6--Dalgıçlar da günde iki kez
kafeslere dalarak gözle balık ve kafes kontrolü yapıyor.Tesiste 2'si kadın 21
dalgıç çalışıyor. Dalgıçların işlevi önemli, çünkü kafeslerin delinip
balıkların firarı sektörün en büyük korkusu. Bu durum en çok da dişli olmaları
nedeniyle çipuraların kafeslerinde yaşanırmış.
7--Tesiste günde 60 ton yem
kullanılıyor. Zaten en büyük maliyet de yem. Yemin içeriği balık ve buğday unu
ile soya ve mısırdan oluşuyor. Soya diğer tüm hayvan besiciliğinde olduğu gibi
GDO'lu. Yemlerin boyutu ise balığın boyuna göre değişiyor.
8--Bir levrek ya da çipuranın
600 grama ulaşıp sofraya gelebilmesi için en az 18 ay gerektiğini söylüyor tesis
çalışanları. 1 kiloyu aşan balıklar, iki buçuk yıl boyunca beslenen
balıklarmış.
9--Antibiyotik var mı? Tesisi
bize açan İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği Genel Sekreteri Demir
Alpay, antibiyotiğin hastalık oluşursa veteriner hekim reçetesiyle yeme
katılarak verildiğini söylüyor.
10--Ancak kalıntı konusunda
çok emin konuşuyor:"Sofraya ulaşan balıkta antibiyotik kalıntısı
kesinlikle olmaz.
10.1--Olsa Avrupa ve ABD'ye
balık satamayız. Öyle sıkı denetim var ki, bırak antibiyotiği herhangi bir ilaç
ya da ağır metal kalıntısı çıksa Türkiye'nin 1 milyar doları bulan ihracatı
sona erer.
10.2--O yüzden çok hassas
çalışır sektör. Şu an sağlık açısından meyve sebzeden bile güvenilirdir çiftlik
balığı.
11—Yorum:
1—kg et için kırmızı ete göre
8 de 1 balık yemi tüketilmekte.Bu anlamda gelecekte beslenmede balık en önemli
protein kaynağı olacağa benziyor.Bu anlamda çiftlik balıkçılığı-aquaponik
balıkçılık en önemli alanlar olabilir.
2--Gelecekte İnsan
beslenmesinde balık-kültüre göre böcek-tavuk eti ve vegan-vejeteryan beslenme
ön plana çıkabilir.
Kaynak: www.milliyet.com.tr-Gürkan Akgüneş