MAKALELER / D Vitaminin Sağlığa Faydaları2






D Vitaminin Sağlığa Faydaları:

 

1--D vitamini terimi genel olarak D3 ve D2 olarak birbirine çok benzer iki molekül için kullanılır.

 

1.1--D3 cilt hücreleri tarafından üretilirken, D2 bir bitki sterolünden elde edilir. Bazı yiyeceklerde bulunan D2 vitamini, benzer bir bitki sterol molekülünden elde edilir.

 

1.2--İster deri tarafından üretilsin, ister sindirim sisteminden kaynaklansın, hem D3 hem de D2, sonunda kan dolaşımına girer.

 

1.3--Kan dolaşımı içinde dolanan D3 ve D2 karaciğere ulaştığı zaman, enzimler tarafından kimyasal olarak 25- Hidroksivitamin D’ye (25D) dönüştürülür. Vitaminin 25D şekli daha sonra yeniden kan dolaşımına girer

 

1.4--Karaciğer tarafından yapılan 25D, vücudun D vitaminine ihtiyaç duyduğu an, yeniden bir değişim geçirerek 1.25 D denilen şekle dönüşür.

 

1.5--Faal durumdaki 1.25D, büyük ölçüde böbreklerde üretilir. 1.25D molekülü genleri “açık” veya “kapalı” hale getiren bir anahtar gibi çalışır.

 

2—D Vitaminin Sağlığa Faydaları:

 

2.1--1980 yılından bu yana D vitamininin kansere karşı koruyucu rolü biliniyor. Çok sayıda epidemiyolojik çalışma güneş ışığına maruz kalmakla bazı kanser türlerindeki görülme sıklığı arasındaki ters orantılı ilişkiyi ortaya çıkardı.

 

2.2--Hayvan çalışmaları ve hücre kültürleri bu ilişkiyi doğruluyor. Örneğin sıçanlarda baş ve boyun kanserlerinde, 1.25D'nin sentetik bir versiyonu olan bir bileşimin (EB1089) tümör gelişimini %80 oranında gerilettiği görüldü.

 

2.3--Benzer sonuçlar hayvanlarda meme ve prostat kanserlerinde de elde edildi. Bu tepkileri ortaya çıkarmak amacıyla yapılan araştırmalarda EB1089'un, farklı genlerin faaliyetlerini değiştirerek, hücrenin çoğalma yeteneğini baskıladığı ortaya çıktı.

 

2.4--1.25D'nin kanser hücreleri üzerindeki gelişmeyi önleyici etkisi bu bulguların ışığı altında da anlam kazanıyor, çünkü aşırı UVB'ye maruz kalınması sonucu cilt hücrelerinin DNA'larının hasar gördüğü ve kanserleştikleri biliniyor.

 

2.5--Bakterilere karşı doğal antibiyotik-Son yıllarda pek çok araştırma merkezlerinde vücu-dun tüm genomu taranarak D vitamininden etkilenen genlerin saptanmasına çalışılıyor. Örneğin Montreal Üniversitesi'nden Sylvie Mader ve ekibi 1.25D ile beslenen bağışıklık hücrelerinin bazı bakterileri öldürdüğünü keşfetti

 

2.6--Enflamasyonu engelleme-Diğer çalışmalarda da 1.25D'nin bağışıklık hücresi etkileşimlerini değiştirerek anti-enflamatuvar ajan olarak çalıştığı saptandı. Örneğin, bağışıklık hücrelerinin farklı alt türleri sitokin adı verilen faktörler salgılayarak haberleşirler. Burada amaç spesifik bir bağışıklık tepkisini başlatmaktır. D vitamini, sitokinin gereksiz haberleşme faaliyetlerini baskılayarak aşırıya kaçmış enflamasyon tepkilerini düzene sokar.

 

2.6.1--D vitamininin enflamasyonu engellemedeki doğal rolüne ilişkin ilk bulgular 1990'lı yıllardaki hayvan çalışmalarından elde edildi. Bu çalışmalarda 1.25D'ye maruz kalmış sıçanların normal olarak yaralanmalarda ortaya çıkan enflamasyona karşı korunmuş oldukları fark edildi.

 

2.6.2--Oysa D vitaminine maruz kalmamış sıçanların bu tür yaralanmalara karşı aşırı hassas oldukları saptandı. D vitamininin bu özelliğinden yararlanılarak otoimmün hastalıkların tedavi edilme olasılığı ortaya çıktı. Çünkü bu tür hastalıkların ortaya çıkış nedeni aşırı sitokin tepkileridir

 

2.6.3—D Vitamini tedavisi MS hastalığında önemli olabilir.MS hastalığının seyrinde görülen dalgalanmaların da mevsimsel olması bu nedenden kaynaklanıyor olabilir. Hastalık faaliyetleri ilkbaharda artarken (kışı izleyen bu dönemde 25 D düzeyi genellikle en düşüktür), belirtilerin en az olduğu mevsim sonbahardır (Yaz aylarını izleyen bu dönemde D3 düzeyi en yüksektir).

 

2.6.4--MS ile aynı çizgiyi takip eden diğer otoimmün hastalıkları Crohn hastalığı, otoimmün diyabet ve kanser olarak sıralayabiliriz.

 

2.6.5--Örneğin mesane, meme, kolon, yumurtalık ve rektum kanserlerinin görülme sıklığının ABD'de güneyden kuzeye ilerledikçe katlanarak arttığı izleniyor.


2.7--D Vitamini İçeren Besinler

1--Çipura

2--Palamut

3--Lüfer

4—Sardalya

5--İstavrit

4--Yumurta

5--Barbunya

6--Keçi peyniri

7--Yoğurt

 

3—D Vitaminin Ölçümü:

 

3.1--Vücuttaki D vitamini miktarının ölçümü, kan dola-şımında bulunan 25D yoğunluğunun ölçülmesiyle yapılır. Vücutta ne kadar D vitamini olduğunu serum içindeki 25D yoğunluğunu ölçerek anlarız.

 

3.2--Mililitrede 30-45 nanogram düzeyi kemik sağlığı içim minimum istenilen yoğunluktur. Ancak yararlı hücresel tepkiler için daha yüksek yoğunlukların gerektiği biliniyor.

 

3.3--30 ng/ml'nin altında sağlık riskleri artar; 150ng/ml'nin üzerinde kanda ve dokularda kalsiyum birikimi ortaya çıkar; zehirlenme belirtileri görülebilir

 

3.4--Genel olarak kabul edilmiş sağlık standartlarına göre kemik oluşumu için gereken minimal 25 D düzeyi 30- 45 ng/ml'dir.

3.5--Serum D vitamini yoğunluğu 21 ve 29 ng/ml'nin altına inerse yetersiz sayılır ve genellikle kemik yoğunluğunda azalmaya yol açar.

 

3.6--Raşitizm semptomları ve kolon kanseri riski yoğunluğun 20ng/ml inmesiyle artar.

 

3.7--İşin kötü yanı bu düşük yoğunlukların, başta kış ay¬ları olmak üzere, çok yaygın olmasıdır

 

3.8—Ölçüm Aralığına göre:

 

30-60ng…………Arzulanan aralık.

 

20-29 ng…………Yetersiz kalsiyum emilimi bozulur.

 

0-19ng…………….Had safhada yetersizlik Raşitizm belirtileri görülür. Kanser riski artar Antimikrobiyal peptid tepkisi baskılanabilir.

 

150ng'nin üzeri………Zehirlenme belirtileri ve hiperkalsemi

 

Kaynak:CBT-1082-14.12.2007

 




Makalenin İzlenme Sayısı : 190

Eklenme Tarihi : 21.08.2021

Önceki sayfaya geri dön.