Bitkilerin Toprak Kardeşliği ve Tarımı Anlamak:
1--Fasulye nitrojeni
artırdıkları için diğer bitkilerin gelişimini hızlandırır. Avrupalılar
15.yüzyılda Amerika’ya ayak bastıklarında Yerlilerin mısır ile fasulyeyi
birlikte aynı tarlada yetiştirdiği gördü; mısır bitkisi fasulyeler için sarılacak
bir doğal sırık vazifesi görüyordu.
2--Tek bir zararlı mantar
veya bakteri genetik olarak benzer bitkilerin ekili olduğu koca bir tarlayı
silip süpürdüğü zaman, çiftçiler genellikle bol miktarda böcek ilacından yararlanır.
Oysa bunun yerine birbirlerinin zararlılarını kovacak bitki kombinasyonu
havadan ve toprak altından haberleşerek doğal yoldan bu mücadeleyi başlatabilirler.
3--Bitkilerin toprak altında
kurdukları sıkı ağlardan yararlanarak yaşlı ve genç bitkilerin birlikte
yetiştirilmeleri gerektiğini düşünüyor. Örneğin yaşlı ağaçların hemen
temizlenmemesini, genç filizlerin büyükbabalarının toprak altında kurduğu
ağlardan yararlandığını düşünülüyor.
3.1--Ayrıca çiftçilerin
agresif bir sulama ve gübreleme faaliyetinden uzak durmaları gerektiği açık.Biedrzycki
bu değişikliği şöyle özetliyor: “İnsan çok uzun süredir bitkilerin toprak
üzerinde öyle, sabit durduğunu sanıyordu.
3.2--Ancak sandığımızın aksine
hayatta kalmak için büyük bir mücadele veriyorlar. Bu da bitkilerin, kimyasal
iletişim yoluyla çevrelerindeki koşulları değiştirme yeteneğine sahip oldukları
anlamına geliyor.
3.3--Tek hücreli
organizmaların bile birbirleriyle etkileşim içinde oldukları bilinirken,
bitkilerin karmaşık bir iletişim ağına sahip olmaları insanları niçin insanları
şaşırtıyor.
4--Bitkiler gece kulüplerine
gitmezler, sinema izlemezler. Ama zengin bir sosyal ağları vardır” diye konuşan
Kanada’daki University of British Columbia’dan orman çevre uzmanı Suzanne
Simard, “Birbirlerine destek oldukları gibi, birbirleriyle kavga da ederler.
4.1--Bitkilerin işaret
dilleri ve iletişim yolları hakkında bilgimiz arttıkça öğrendiklerimiz bizi
büyülüyor” diyor.
5--Orman arazisinde taze bitmiş
filiz ve fidanların köklerine yer açmak için verdikleri uğraş artık adım adım
izlenebiliyor. Yere düşen yaşlı ağaçlar, genç fidanlar için besin kaynağı
oluyor. Sarılacak bir kütük arayan sarmaşıklar, büyük bir telaş içinde önüne
gelen her ağaca saldırıyor.
5.1--Bir düzineden fazla ağaç
kökünü uzantılarıyla birleştirdiği ortaya çıkıyor. Bazen bu birleştirilen
bitkiler, aynı türden olmayabiliyor. Ayağımızın altındaki bu ağ gerçek bir
sosyal ağdır.
5.2--Bunların üzerindeki
radyoaktif karbon izotoplarının hareketlerini izleyen Simard, su ve besinlerin
“kamı tok ağaçtan”, “aç ağaca” doğru aktığını keşfetti.
5.3--2009 yılında yayımlanan
bir çalışmaya göre bir cins çam türünde, daha yaşlı ağaçlar karbon ve nitrojen
içeren moleküllerini aynı türün fidanlarına aktarıyor. Böylece fidanlar daha
sağlıklı bir gelişim gösterebiliyor
6--Çin, Guangzhou’daki Güney
Çin Ziraat Üniversitesi’nden Yuan Yuan Song ve ekibi, benzer kimyasal alarm
çağrılarının, havadan olduğu gibi yerin altından da yol alıp almadığmı
araştırdı. Deneyde bir grup domates bitkisine hastalık yaratan mantar bulaştırıldı
ve bunların yeraltmdaki kökleriyle bağlantısı olan ikinci bir domates grubunun
tepkileri ölçüldü.
6.1--Hastalıklı bitkinin
toprak üzerindeki kısmı plastik torbalarla sıkı sıkıya örtülerek havadan
iletişim kurması engellendi. Bütün buna karşın sağlıklı domates grubunun
savunma amaçlı kimyasal maddeler salgılamaya başladığı tespit edildi. Bu da bitkilerin
alarm uyanlarını yeraltında da(yoksa kuantum iletişim-6 his gibi mi) yürüttüğü
anlamına geliyordu
7--Bazı bitkilerin kendi
türünden gelenleri tanıyabilmesi ve ortak çıkarları için birlikte hareket
etmeleri. Fort Collins’teki Colorado State University’den Amanda Broz, söğüt
otu ile çimeni yana yana olduğu ortamda söğüt otuna bir kimyasal madde ile methyl
jasmo' nate olarak bilinen bir kimyasal püskürttü.
7.1--Bitkiler yara aldıkları
zaman bu kimyasal maddeyi salgılarlar. Söğüt otunun tepkisinin komşularına
bağlı olarak geliştiği görüldü. Kendi türünün üyeleriyle yan yana büyüyen söğüt
otu, savunmasını güçlendirmek için yaprak toksinleri üretti. Ancak komşusu
çimen olan söğüt otu, yaprak ve gövdesinin gelişimine odaklanmayı tercih etti.
8—Bu tür bir ayırım
anlamlıdır, çünkü söğüt otu, doğal ortamında, tek bir bitki türü olarak yoğun
bir biçimde kümelenmiş olması durumunda, çok sayıda zararlı böceği kendine
çeker. Ancak diğer söğüt otlarıyla işbirliği içinde savunma yaparlarsa,
böcekleri uzaklaştırmaları kolaylaşır.
8.1--Oysa söğüt otları normal
çim bitkisi ile kuşatılmış ise en doğru strateji, savunmayı komşulara bırakmak
ve kendi büyümesine öncelik tanımaktır.
9—Yapılan bir çalışmada bir
bitkinin aile değerlerine ne kadar bağlı olduğu, 2007 yılında yapılan bir araştırmada
tüm yönleriyle açıklık kazanmıştı.
10--ABD’de Göller Bölgesi’nde
yetişen turpgiller sınıfından eğri büğrü bir otu incelendi. Çalışmada farklı
türde bitkilerle birlikte yetişen bitkinin köklerini olabildiğince uzağa
uzattığı, alabildiği kadar suyu ve besinleri emmekte tereddüt etmediği ortaya
çıkmıştı.
10.1--Ancak Dudley aynı alana
aynı türden bitkileri ektiği zaman bitki köklerini bu kadar uzatmıyor ve besin
ve suyu paylaşıyordu.
11--Bitkiler sürekli olarak
bir diğerinin kimyasal “gevezeliğine” kulak verirler. Bunu bazen bencillikten,
bazen de yardım amacıyla yaparlar.
11.1--İskandinavya’ya özgü
orman gülü bitkisinde olduğu gibi bazı bitkiler, sınırlı kaynaklarını
paylaşarak komşularına destek olur. Diğerleri yakın akrabalarını tanır ve
onları yabancılar karşısında kayırır.
12—Bitki
psikolojisi-ekolojisini anlamak için öncelikle öncelikle işe yeraltındaki
rizosfer (bitki köklerini doğrudan doğruya çepeçevre saran ve fiziksel,
kimyasal, biyolojik özellikleri bitkiden bitkiye değişen ekosistem) başlamak
gerekir.
12.1--Orman tabanının
altındaki her avuç toprak milyonlarca minik organizma içerir. Bu bakteri ve
mantarlar bitkinin kökleriyle sembiyotik bir ilişki kurarlar. Bu şekilde bitkinin
su ve yaşamaları için gerekli olan nitrojeni emmesini kolaylaştırırlar.
Kaynak: CBT-Derleyen: Reyhan Oksay-Kaynak: New Scientist, 26 Mart
2011