Küresel Gıda İhtiyacı İçin Çözüm Sürdürülebilir
Aquakültür Uygulaması Olabilir mi:
1--Akuakültür Çevreye Zarar Veriyor Mu?
1--Balık yetiştiriciliği
tekniklerinin sürdürülebilir olmasını nasıl garantileyebiliriz?
2--Biyolog Arpad Ferincz
yaptıkları çalışmayı, "Doğal balık faunasını ve balık çiftliği havuzlarına
giren ve çıkan suların kalitesini inceliyoruz. Daha sonra elde ettiğimiz
bulguları karşılaştırıyoruz. Bu çalışma balık havuzlarının doğal balık
topluluklarını ve doğa rezervinin etrafındaki suyun biyoçeşitliliğini nasıl
etkilediğini anlamamıza yardımcı oluyor" diye anlatıyor.
2.1--Doğa rezervi su
akıntısının akuakültür faaliyetlerinden nasıl etkilendiğini daha iyi görebilmek
için birçok noktadan numuneler toplanıyor.
2.2--Deniz biyoloğu Lilianna
Pap, gezici laboratuvarın nasıl kullanıldığını şu şekilde açıklıyor:
1--"Bu teçhizat suyun
geçirgenliği, sıcaklığı, oksijen oranı gibi parametrelerini ölçmemize olanak
sağlıyor. Ve bu gezici kimya donanımını nitrat, nitrit, fosfat ve amonyum
değerlerini ölçmek için kullanıyoruz."
2--Elde edilen veriler
Avrupalı bir araştırma projesi kapsamında diğer bilim insanlarıyla
paylaşılıyor. Avrupa genelinde Norveç'teki somon çiftlikleri de dahil olmak
üzere 7 tatlı su ve tuzlu su balık çiftliğine ait değerler gözlemleniyor.
3--Biyolog Trine Dale,
projenin önemine ilişkin şu ifadeleri kullanıyor:
"Balık çiftliklerinden
çıkan herhangi bir maddenin, balıkların ürettiği organik atıkların veya havuzlarda
kullanılan ilaçların çevreyi nasıl etkilediğini gösterecek modeller
geliştirmeye çalışıyoruz. Balık çiftliklerinin çevreyi nasıl etkilediğini
görmek için bu incelemeler oldukça önemli. Ayrıca, bu sayede balık
çiftliklerini nereye koymak gerektiğne dair de ipuçları elde etmiş
oluyoruz."
4--Araştırmacılar,
akuakültürün dünyanın en hızlı büyüyen gıda üretim sektörü olduğunu söylüyor.
Ancak etkinlik ile sürdürülebilirliğin bir arada ilerlemesi gerek.
5--Avrupa'da tüketilen
balığın %70'i ithal ediliyor. Akuakültürle uğraşan Robert Szabo, bu sektörün
gelişmesi için sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaşması gerektiğine vurgu
yapıyor:
3--"Bilim insanları bu
havuzlardaki balık yetiştiriciliğinin çevre dostu olduğunu doğruladı.
Havuzlardan çıkan sudaki verilerle, havuzlara giren sudaki veriler birbirine
çok yakın. İzlememiz gereken yol kesinlikle bu."
4--Araştırmacılar
çalışmalarının 2020 yılına kadar Avrupa'da sürdürülebilir balık çiftliklerinin
%25 oranında artması için yeni stratejiler geliştirilmesine katkıda bulunmasını
umuyor.
5—Yorum:
1--Sürdürülebilir aquakültür
uygulamaları balık yetiştiriciliği için çok önemli.
2--Yukarıdaki analiz bu
yöntemin çevre açısından temiz bir yöntem olduğunu ifade etmekte.
3--Öte yandan küresel protein
ihtiyacı için 1 kg et- kırmızı et üretimi için 8 de 1 kadar balık yemi
gerektiği dikkate alınırsa çevre açısından en iyi yönten balık yetiştiricili ve
bunun çiftlik balıkçılık uygulamaları-aquakültür uygulaması.
2—Vejeteryan Balık Yemleri:
2.1-- vejeteryan yemlerin kullanılarak denizde bulunan kaynakların korumasını
sağlamak.”
3--Frederic Terrier, Deneysel
Balık Çiftliği Müdürü: “Amaç balık proteini yerine kullanılabilen bitkisel
bazlı proteinleri bulmak. 10 sene önce balık yemlerinde % 30, 40 oranında yine
balık eti kullanılırdı. Şimdi bu oran % 15-20 civarına düştü. Biz de bu oranı
daha da azaltmaya çalışıyoruz.”
3.1--Bu Avrupa araştırma
projesi balık yemi konusunda geniş çaplı testler yapıyor. Bu yemlerde bulunan
balık eti ve yağı oranı Avrupa’daki çiftliklerde en çok üretilen beş balık türü
için azaltılmaya çalışılıyor. Bu türler alabalık, Atlantik somonu, çupra ve
levrek. Balıkların boyu, kalitesi, üretim kapasitesi, besin değerleri çok geniş
çaplı bir araştırmaya tabi tutuluyor.
3.2--Sadasivam Kaushik,
ARRAINA Proje Koordinatörü: “Şimdiye kadar yaptığımız araştırmalarda balık
türleri her alanda kalitelerini büyük oranda korudu ve büyümeye devam etti.
Ancak bazı durumlarda yemlerdeki balık ürünü miktarını sıfıra indirdik ya da
çok azalttık. İşte o zaman bazı yan etkiler gözlemledik.”
4--100’de yüz bitkisel yem
kullanıldığı zaman INRA araştırmacıları çok farklı sonuçlar elde etmiş. Örneğin
bazı balık türleri hayatta kalmış ancak büyüme oranları ve protein değerleri
düşmüş. Ancak bilim insanları bu durumun da bazı çözümleri olduğunu belirtiyor.
5--Genevieve Corraze, Balık
yemi Uzmanı, INR: “Bitkisel yemler sebebiyle balıklardaki Omega 3 yağ asitleri
azalıyor. Ancak bu sorunun çözüm yöntemi zaten biliniyor. Örneğin balığı
yakalamadan bir hafta ya da bir ay önce onu hayvansal yemle besliyorsunuz ve
istenilen besin değerlerine yeniden ulaşıyor. Diğer bir çözüm yöntemi de
genetik seçim. Çünkü bazı balık türleri bitkisel şekilde beslenseler dahi Omega
3 yağ asitlerini korumayı başarabiliyor.”
6--Dünyanın en büyük balık
yemi üreten firmalarından biri de projeye destek oluyor. Şirket, bitkisel bazlı
protein içeren balık yemlerinin sektörün vazgeçilmezi olacağına inanmış
durumda. Şu anda buğday, koza yağı, mısır diğer mineral ve vitaminler balık eti
ve balık yağı tanecikleriyle harmanlanıyor.
6.1-- Yemlerdeki hayvansal protein oranının azaltılması
mümkün olursa, sektörde bazı farklı uygulamalar da açığa çıkabilir.
6.2--Michel Autin, Deniz
Ürünleri Uzmanı, Biomar: “Yemlerde sadece yüzde 2 ila yüzde 5’lik bir balık eti
ya da balık yağı kullanımıyla, alabalıklar sağlıklı ve lezzetli bir şekilde
üretilebiliyor. Ancak sektörde bazı alışkanlıklar da var. Balık üreticileri
yemlerde belli bir miktarda balık eti ya da balık yağı kullanılırsa,
kendilerini daha güvende hissedeceklerini söylüyor. Evet bu daha doğal bir
yaklaşım olabilir ancak, yemlerdeki hayvansal içerik oranı giderek azalıyor.”
6.3--Şunu söylemeden
geçmeyelim. Balık yemleri için üretilen proteinler artık yosun ve bazı
böceklerden elde ediliyor.
7—Yorum:
1—Çevre-küresel ısınma
açısından ve insanlığın gıda ihtiyacı için çözüm balık eti tüketimi-kinoa
üretimi-vejeteryan beslenme-böcek proteini olabilir mi
Kaynak: https://tr.euronews.com/