Marmara
Denizinin Bağışıklığı Düştü- Müsilaj Oluşumu-Öneriler:
1—Marmara
Denizinde Müsilaj Oluşumu:
1—Marmara Denizi çevresinde yaklaşık olarak 25
milyon insan yaşamakta.Bu nüfusa bağlı atıklar ile endüstriyel atıkların tamamı
doğrudan veya dolaylı olarak Marmara Denizi’ne bırakılmaktadır.
1.1--Bu atıklar yüksek oranda azot ve fosfor
içeriyor. Bundan dolayı denizin besin elementleri ve besin tuzlarının miktarı
artıyor.Azotu ve fosforu tüketmek için çoğalıyorlar. Bunların çoğalması
sonucunda ortaya salgılar salınmaya başlıyor. Bu salgılar bakteriler için çok
uygun bir ortam oluştururlar. Bu nedenle bir kümelenme gerçekleşiyor ve müsilaj
dediğimiz olay ortaya çıkıyor.
1.1.1--Sümüksü kaygan bir yapı olan müsilaj, deniz
salyası olarak da bilinir. Yüzeyden başlayarak 30 metre derinlere kadar devam
ediyor. Denizin derinlerinde yüzeyden daha fazla bulunuyorlar. Bir kısmı
parçalanarak yüzeye çıkarlar, bir kısmı da dibe çökerler.
1.1.2--Müsilaj oluşumunda 3 temel faktör vardır.
1-- Deniz sıcaklıklarının ortalama sıcaklıkların
üzerinde olması.
2--Denizdeki kirlilik oranının artması.
3--Denizin durağan olması.
Bu üçünün olması durumunda bazı plankton türleri
daha hızlı çoğalmaya başlıyorlar.Kısaca Azotu ve fosforu tüketmek için
çoğalıyorlar. Bunların çoğalması sonucunda ortaya salgılar salınmaya başlıyor.
1.1.3--Müsilaj takabası deniz sıcaklığında yaşanan
artış, deniz şartlarının durağanlaşması ve denizdeki fosfor ve azot yükünün
artması sonucunda meydana geliyor.
1.1.3.1--Son 40 yıllık ortalamaya bakıldığında
Marmara Denizi'nin sıcaklığı 2,5 derece yükseldi. Ege ve Karadeniz arasında
sıkışan ve durağan bir yapısı olmasından ötürü zaten müsilaj oluşumuna
elverişli olan Marmara Denizi, kentsel atıkların yarattığı kirlilik nedeniyle
deniz yüzeyini kaplıyor.
1.1.4--Özellikle balıkçılık, denizcilik, turizm
sektörleri müsilajdan olumsuz etkileniyor.
1.1.5--Diğer yandan organik bir madde olan müsilajın
varlığı, Marmara Denizi'nden çıkan deniz ürünlerinin tüketilmesini olumsuz
etkilemiyor. Yine de uzmanlar vatandaşları müsilaj ile temas ederken dikkatli
olmaları konusunda uyarıyor.
1.2--Marmara Denizi'nde bir
taraftan müsilaj sorununa çözüm aranırken diğer taraftan uzmanlar müsilajın
denizin en dip noktalarındaki etkileri üzerine incelemelerini sürdürüyor.
2--Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi
(MARMOD) Projesi'nde görev alan ve salya oluşumları ile ilgili elde edilen
verileri analiz eden Doç. Dr. Mustafa Yücel, Marmara Denizi'nde henüz hidrojen
sülfür tehlikesine rastlanmadığını belirtti.
3--Doç. Dr. Yücel, euronews'e yaptığı açıklamada,
İzmit Körfezi'nde hidrojen sülfürün 34 metre derinliğe kadar çıkmasıyla ilgili
gelişmelerin şaşırtıcı olmadığını belirterek "Orada (İzmit Körfezi) zaten
yaz aylarda bu olmaktadır. Şaşırtıcı bir durum değil, müsilaj ile ilgili
değil." dedi.
4--Marmara'da şu ana kadarki çalışmalarda hidrojen
sülfür bulgusuna ulaşmadıklarını belirten Doç. Dr Yücel, Marmara Denizi'nin
yine de hidrojen sülfür tehlikesine açık olduğuna dikkat çekiyor:
4.1--"Marmara bu tehlikeye müsait bir yer. Bu
nedenden dolayı aşırı üretken bir yer. Böyle olduğu için de aşırı üretimin
sonradan bozulmasıyla Marmara'nın oksijeni önemli ölçüde azalmış durumda. Balık
sadece 25 metre derine inebiliyor. Marmara'nın genelinde 1980'lerde 60-70 metre
olan oksijenli yaşanabilir alan şu an iyice sıkışmış durumda."
4.2--1,5 haftalık çalışmada Marmara'da müsilajın
nasıl yayıldığını ortaya koyduklarını söyleyen Yücel, "Salya denilen
yapılar yapışkan, görünür köpükler olabiliyor. Denizin ilk 30 metresi bununla
kaplı. Denizin tabanına düşmüş mü onu da bulmaya çalışıyoruz. Şu an için henüz
30 metrenin altına düşmediği yönünde.
4.2.1--Neden 30 metre derseniz, Marmara'nın üst suyu
Karadeniz orijinlidir. Daha derindeki sular Akdeniz sularıdır. Aradaki yoğunluk
farkı bir bariyer görevi görür. Müsilajın daha derine indiğini görmedik"
diyor.
5--Müsilaj (deniz salyası) sorunuyla ilgili olarak
R/V Alemdar II araştırma gemisiyle Marmara Denizi’ne açılan İstanbul
Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü uzmanları İzmit
Körfezi'nde 34 metre derinlikte canlı yaşamını tehdit eden hidrojen sülfür gazına
rastladıklarını belirtmişti.
5.1--Milliyet Gazetesi'ne konuşan İstanbul
Üniversitesi Oşinografi Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nuray
Çağlar, İzmit Körfezi’nin Karamürsel açıklarındaki ölçüm istasyonunda
yaptıkları araştırmalarda 34 metreden itibaren hidrojen sülfür belirlediklerini
belirterek “İzmit Körfezi’ne yabancı olmayan bu gazın 110 metrelerden
şimdilerde 34 metreye kadar çıkması bizi düşündürüyor. 34 metrede litrede 2
miligram olan hidrojen sülfür 157 metreden sonra 4,5 miligrama kadar çıkıyor”
şeklinde açıklamada bulundu.
5.1.1—Yorum:Hidrojen sülfürün İzmit
Körfezi kirliliği kaynağı dışında karadeniz kökenlide olabilir.
5.2--Çınarcık Çukuru ve Karamürsel ölçüm
istasyonlarında müsilaj tabakalarının da yüzeyden dibe doğru çökeldiğini
gözlemlediklerini de kaydeden Prof. Dr. Çağlar “Organik madde yani müsilaj
çözülürken sudaki çözünmüş oksijeni tüketiyor.
5.2.1--İzmit Körfezi, Marmara denizi sularıyla
yenileniyor ama hidrojen sülfür ortadan kalkmıyor. Henüz yazın başında olmamız
ilerleyen süreçte bozulmanın hızlanacağını işaret ediyor. Oksijensizlik
artabilir hatta kalıcı olabilir” uyarısında bulundu.
6--Müsilaj temizliğine ara vermeden devam
ettiklerini belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum sosyal medya
hesabından yaptığı açıklamada toplamda 4 bin 202 m³ müsilajın temizlenerek
düzenli depolama sahalarına gönderiliğini belirtti.
7--Müsilajın Nedenleri-Sonuçları:
1--Bölgemiz özellikle iklim
değişimden ciddi biçimde etkileniyor, Akdeniz ve Karadeniz yüzey suyu
sıcaklıkları son 30 yılda 1-2 °C arttı. Bu iki denizin kesişim noktasında
bulunan ve bir iç deniz olan Marmara Denizi de bu değişimlerden etkileniyor.
1.1--Yapılan çalışmalar
Marmara Denizi alt tabaka suları geçen 20 yılda daha da oksijensiz hale
geldiğini gösteriyor.
2--2016, 2019 ve 2020
yıllarında yapılan deniz araştırmalarında 600 m’nin altındaki derin sularda
tamamen oksijensiz koşulların artık kalıcı hale geldiği gözlendi.
3--Ayrıca, son 10 yıllık
dönemde Karadeniz kaynaklı besin tuzu yüklerinin azalım eğilimi gösterdiği ve
Marmara Denizi’ne karasal kaynaklardan giren yüklerdeki “artış” eğiliminin devam
ettiği, daha da kötüleşen Marmara’nın biyo-kimyasal özelliklerinden ve yapılan
ölçümlerden görülüyor.
4--İklim değişimi artan insan
kaynaklı kirlilik, aşırı ve plansız avlanma, plansız
kıyısal yapılaşma, artan
deniz trafiği gibi etmenler hem ekosistemin ciddi biçimde yıpranmasına hem de
büyük ekonomik kayıplara sebep oluyor.
5--Yanlışlıklar 1980-1989
zaman aralığında yapıldı. Tüm itirazlara rağmen, “Marmara’nın alt akıntısı
Karadeniz’e güldür güldür gidiyor” dendi, “atıkları Karadeniz’e taşıyacağız”
dendi, hatta zamanında İstanbul Kanalizasyon projesi revizyonuna karşı
çıkanlara “bu kadar büyük bir proje gerçekleştirilirken mikroskobik canlıların
ne önemi var” bile dendi. Gel gör ki bu gün başımıza dert olan sorun mikroskobik
fitoplankterler kökenli!
5.1--İlk önce Haliç kuzey ve
güney kıyılarından ku-şaklama kolektörleri ile sarmalandı. Kolektörler devasa
toplayıcı borular. Atıkların Halice girmesi en-gellendi. Sonra bu atıklar
Yenikapı’da kurulan terfi istasyonu yolu ile ve denize döşenen borular ile
Marmara Denizi’ne 63 metre derinliğe olduğu gibi basıldı.
Haliç by-pass edildi,
atıkların niteliği değişmedi sadece yer değiştirdi
5.2--Aynı eylemleri yapıp,
farklı sonuçlar beklemenin anlamı yok. Bizi çevreleyen denizler içinde en
yüksek biyo-çeşitliliğe sahip ve bakir kalabilmiş alan Saros Körfezi ve hatta
FSRU yapımı planlanan denizel alan.
5.3--Dünyanın en kirli
akarsularından biri olarak kabul edilen Ergene Nehri yine Haliç’te uygulanan
yöntemle, derin deniz deşarjı adı altında Marmara Denizi’ne basılacak olursa
siz esas felaketi o zaman görün
6—Bu süreç Marmara’daki balık
stokunu kötü etkileyebilir.Öte yandan Marmara’da balıkda kalmadı.89 öncesi olup
da şimdi olmayan ticari öneme sahip 124 adet balığı bulunamıyor.
6.1--Balık istihsali dramatik
bir şekilde düşmüş durumda zaten bu süreç içinde. Tüm Marmara balıkçılığı
birkaç göçmen balık türü ile ayakta durmaya çalışıyor.Küresel ısınma
sardalya-istavir-hamsi daha kuzeye göçe yönlendirip soylarının marmarada
yaşamasına izin vermez ise artık balıkda bulamayabiliriz.
7.1—Diğer
Araştırmalar:
7.1--Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu
Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Rektör Prof. Dr.
Mümin Şahin'in görevlendirmesi ve desteğiyle ellerindeki diğer projeleri
bırakarak müsilaja (deniz salyası) yönelik çalışma başlattıklarını belirtti.
Daha önce de atık suyun arıtılması ve geri dönüşümü konusunda "reaktif
oksijen türleri ve soğuk atmosferik plazmalar" üzerinde çalışmalar
gerçekleştirdiklerini ifade eden Şahin, "Geliştirdiğimiz teknolojiyle
Marmara Denizinde oluşan müsilajın temizlenmesi, giderilmesi ve bertaraf
edilmesiyle ilgili çalışmalara başladık. İlk etapta umut verici sonuçlar
karşımıza çıktı." dedi.
7.2--Soğuk atmosferik plazmayla ürettiğimiz reaktif
oksijenin deniz suyuna enjekte edilmesiyle çözüm olacak bir aşamaya geldik.
Litre başına 0,8 miligram çözülmüş oksijene sahip deniz salyası örneğini içeren
suyu çok kısa bir sürede reaktif oksijen uygulamasıyla yaklaşık 13-14 miligram
seviyesine getirdik. Bu ancak tatlı sularda görülebilen bir seviyedir. Deniz
salyasının organik kısmını parçalayarak elimine ettik ve dibe çökelmesini
sağladık."
7.2.1--Marmara Denizi'nden aldıkları su
numunelerinde litre başına 0,8 milimetreküp oksijen ölçtüklerini, bu birimin 2
milimetreküpün altına düşmesinin yaşamsal faaliyetleri durdurduğunu ifade etti.
7.3--Laboratuvar koşullarında sınırlı miktardaki
suyla yaptıkları bu uygulamanın reel ölçekte, Marmara Denizi içerisinde nasıl
uygulanacağına ilişkin çalışmanın devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Tecer,
sözlerini şöyle sürdürdü:
7.4--"Aslında üniversite olarak bu konuda
desteğe ihtiyacımız var. Yani derin deşarj şeklindeki oksijenlendirme çalışması
mı, gemilerle deniz araçlarıyla oksijen kazandırılması mı şeklinde olacak? Ne
miktarlarda reaktif oksijen verebileceğiz, bunun maliyeti ne olacak, bununla
ilgili çalışma yapmamız gerekiyor."
8—Müsilajı Yararlı Bakteriler İle Temizlemek:
1--İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi,
Marmara Denizi'nde oluşan müsilajı doğal ortamında deniz bakteri izolatları ile
temizlemek için çalışma başlattı.
2--İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi
Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ ve ekibi
tarafından müsilajın doğal ortamında yararlı bakterilerle yok edilmesi için
pilot proje başlatıldı.
3--Bu kapsamda, Prof. Altuğ'un hazırladığı pilot
çalışma Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı onayına
sunuldu.
4--Bakanlıkların pilot projeyi onaylaması üzerine
Prof. Dr. Altuğ ve ekibine İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çevre Koruma ve
Kontrol Daire Başkanlığı onayı ile Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından
Yenikapı'da müsilajın olduğu yerde bariyerli bir alan oluşturuldu.
5--Altuğ ve ekibi tarafından bu alanda
multiparametre ile değişken çevresel parametrelerin başlangıç değerleri
ölçüldü, ortamın doğal bakteri düzeyini belirlemek amacıyla deniz suyu ve
müsilaj örneği alındı.
6--Bariyerle oluşturulan müsilajın olduğu doğal
ortama üniversitedeki bilim insanlarının daha önce denizlerdeki çalışmalarında
elde edilen yararlı bakteri karışımları verildi.
6.1--Pilot projeyle Marmara Denizi'nde görülen
müsilajın doğal ortamında yararlı bakterilerle temizlenmesi amaçlanıyor.
9--Müsilaja
karşı Çözümler-İspanyada Posidonia Maps Uygulaması:
1—Neptün otu-Posodonia , Dünyanın en eski
organizmalarından olan bitkinin yaşının 100 bin yıldan fazla olduğu
düşünülüyor.
2--İklim değişikliği ile mücadele ve deniz ortamını
koruma çalışmalarında çok önemli bir role sahip.
2.1--Çünkü bu deniz otunun sadece bir metrekaresi,
Amazon yağmur ormanlarının bir hektarı kadar oksijen üretiyor.
2.2--Aynı zamanda, çok önemli miktarda emilimini
sağladığı karbon dioksiti bitki maddesine dönüştürerek iklim değişikliğiyle
mücadelede önemli bir rol oynuyor.
3--Suudi Arabistan'daki Kral Abdullah
Üniversitesi'nden bir deniz biyoloğu olan Carlos Duarte'nin Mart ayında
yayınladığı Unesco raporuna göre, bir hektar deniz yosunu 15 hektar yağmur
ormanı kadar karbondioksit emme kapasitesine sahip.
4--Deniz yosunun diğer bir özelliği de Akdeniz'in
kirli sularının temizlenmesine yardımcı olup Formentera ve diğer adaların
plajlarını koruması.
4.1--Fakat bu değerli su bitkisi, Avrupa Birliği'nin
yürürlükteki mevzuatına rağmen, insan kaynaklı çevre kirliliği, iklim
değişikliği ve lüks yatların çapaları nedeniyle tehdit altında bulunuyor.
5--Posidonia'yı kurtarmak için yaklaşık otuz yıldır
kampanya yürüten deniz biyoloğu Manu San Felix, Formentera'da ilk dalışını
yaptığı 1993 yılında Posodonia'nın kendisini "büyülediğini"
belirtiyor.
5.1--“Posidonia süper bir bitki, yani birçok amacı
var. Deniz yosunu çayırları bir ekosistem oluşturur. Üretilen yüksek oksijen
miktarı nedeniyle Akdeniz'in akciğerleri gibi olurlar.
5.2--Suyun temizlenmesine katkıda bulunurlar"
diyen deniz biyoloğu, Posidonia'nın hem birçok yaşam türüne ev sahipliği
yaptığını hem de çok önemli miktarda karbondioksiti yok ettiğini belirtiyor.
5.3--Posidonia çayırlarının kalınlığının sahili
dalgalardan da korumaya yardımcı olduğunu söyleyen San Felix, böylece adaların
"muhteşem" sahillerinin yavaşça akıp yok olmasının engellediğini
söylüyor.
5.4--Milyonlarca yaratığın iskeleti de plajların
oluşmasına yardımcı olan Posidonia çayırlarında korunuyor.
6--Tüm bu olumlu yanlarına rağmen Neptün Çim'i iklim
değişikliği, deniz sularının ısınması ya da çevre kirliliği nedeniyle büyük bir
tehdit ile karşı karşıya bulunuyor.
6.1--San Felix, Nature'da 2015'te yapılan bir
araştırmaya atıfta bulunarak, Akdeniz'deki Posidonia'nın yaklaşık % 30'unun yok
edildiğini söylüyor. Çalışmaya göre deniz otu her sene yüzde 1,5 oranında
küçülüyor ve bu da 1879'dan beri neredeyse % 29 oranında yok olduğunu işaret
ediyor.
6.2--Bu duruma bir son vermek amacıyla Avrupa
Birliği Habitatlar Direktifi, Akdeniz'de tehdit altındaki bin 120 Posidonia
çayırını koruma altına aldı.
6.3--İspanyol hükümeti, yat sahiplerinin tüm
itirazlarına rağmen, Balear Adaları'ndaki belirli bölgelere demir atılmasını
yasakladı.
6.4--San Felix'e göre sorunun kaynağı hem gemi
sayısındaki artış hem de aynı yerlere defalarca demir atılarak zarar verilmesi:
"Birkaç yıl önce, Formentera veya Ibiza'ya yalnızca yaklaşık 400 yat
gelirdi" diyen bilim insanı şu anda sayının 4 bini aştığını ifade ediyor.
"Denizin dibi çok büyük zarar görüyor. Çapalar geniş çim alanlarını yok
edebilir" diyerek uyarı çanlarını çalıyor.
6.5--Tekne sahiplerinin deniz yosunlarının bulunduğu
alanlara demirlemelerini engellemek için ise bir uygulama gerçekleştirilmiş.
Cep telefonlarına bedava indirilen Posidonia Maps adlı aplikasyon, deniz
çayırının gemilerin altında olması durumunda uyarı mesajı gönderiyor ve
çimlerin yok edilmesini engelliyor.
6.6--İlk etapta Formentera ve Balear Adaları'nı
kapayacak uygulamanın, ilerleyen yıllarda tüm Akdeniz'deki deniz yosunu
haritasını kapsaması hedefleniyor.
7—Yorum:
7.1--Turizm Bakanlığı ilgili kurumlarla
ege-marmara-karadeniz kıyıları için Cep
telefonlarına bedava indirilen Posidonia Maps adlı aplikasyon ülke şartlarında
oluşturup kullanıma girmesine neden olabilir mi.
7.2--Deniz çayırlarının korunması ile
denizlerimizdeki oksijen yüzdesi artacağı için müsilaja karşıda çözüm olabilir.
7.3--Zira müsilajın ciddi bir nedenide ortamdaki
oksijen yokluğu olabilir.
2—Tarihsel
Süreçte Müsilaj Olayları:
1--Marmara Denizi'ni kaplayan ve bütün dünya
basınının gündemine oturan deniz salyası (müsilaj) aslında yeni bir sorun
olmamakla birlikte artan kirlilik ve iklim değişikliği sonucu daha sıklıkla
görülmeye başladı.
2--Zararlı alg (deniz yosunu) patlaması sonucu
yaşanan olayın farklı türleri dünya tarihinde birçok farklı bölgede
gözlemlendi.
3--Özellikle bahar aylarıyla birlikte havaların
ısınması denizlerdeki mikroorganizmaların kontrolsüz şekilde çoğalmasına neden
oluyor. Zararlı alg patlaması olarak ifade edilen bu olay sudaki oksijen
seviyesini azaltarak, içinde yaşayan canlıların da ölümüne neden olabiliyor.
3.1—Yorum:
İnsanların nasıl bağışıklığı düştüğünde koronavirus oluyorsa denizlerin-havanın-toprağın-bitkilerin bağışıklığı düştüğünde bunlar hasta olabiliyor.Virutik kaynaklı hastalıklara yakalanabiliyor.Bağışıklığı düşürmede en önemli paramatreler
1—oksijen seviyesinin düşmesi
2-bünyeye temizleyebileceğinin üstünde kirletici girmesi
olarak nitelenebilir.Bu anlamda müsilaja karşı izmit körfezi vs müsilaj
temizliği dışında temizleme gemilerine konacak vantilatörler ile denizin 15 m
altına hava basılaması işe yarar mı
3.2--Tarım faaliyetleri, aşırı gübre kullanımı,
sanayi atıkları ve evsel atıkların deniz ya da tatlı sulardaki nitrojen ve
fosfat seviyesini arttırmasına yani ötrofikasyona neden oluyor ve bu da zararlı
alg patlamasını tetikliyor. Küresel ısınma da sorunun daha sık ve yoğun yaşanır
hale gelmesinde büyük rol oynuyor.
4--Deniz salyası, çoğunluğunu bitki planktonlarından
oluşan mikroorganizmaların aşırı çoğalarak yapışkan, salyamsı bir madde
salgılaması sonucu oluşuyor. Bu mikroorgannizmalar stres altında daha fazla
yapışkan madde salgılıyor; başka atık ve maddelerle birleşerek yayılıyor ve
giderek deniz yüzeyini kaplıyor.
4.1--Deniz salyası özellikle Akdeniz bölgesinde
zaman zaman görülen alg patlamalarının bir türü. Oluşum nedeni ne olursa olsun,
deniz müsilajı sosyo-ekonomik sonuçları nedeniyle endişe yaratıyor.
5--Marmara Denizi'nde yaşanan olayın haricinde
dünyadaki en büyük müsilaj olayı Adriyatik Denizi'nde yaşandı.Adriyatik
Denizi - 1988-1991
5.1--Bitki planktonları ve su altı alg
patlamalarından oluşan yapışkan organik madde en yaygın olarak özellikle
Adriyatik Denizi'nin kuzey kıyılarında görüldü.
5.2--Tarihi kaynaklarda jelatin benzeri bir maddenin
yaz aylarında su yüzeyinin hemen altında toplanması şeklinde gözlendiği
müsilajın 1972 ve 1905 tarihlerinde en ağır şekilde seyrettiği belirtildi.
5.3--Daha sonra hafifleyen ancak 1988'de yeniden
ortaya çıkan sorun 1991'den sonra İtalya'nın batısındaki Tiran Denizi
açıklarında da görülmeye başladı.
6--İtalya
– 2003:
6.1--İtalya ile Korsika Adası areasındaki Liguria
Denizi'nde 2003 yılı Haziran ayında gözlenen anormal mmisilaj hem turzim
sektörünün çok güçlü olduğu kıyı kent sakinlerini hem de bilim insanlarını
meraklandırdı. Konuyla ilgli yapılan bilimsel çalışmalar bu tarihte gözlenen
müsilajın önceki yıllarda Tiran Denizi'ndeki müsilaja neden olan mikro
organizmalardan farklı olduğunu tespit etti.
6.2--Bazı su altı canlılarının ağır şekilde
etkilendiği bu müsilajın daha fazla zarara yol açmadan dağılmasının sebebinin
temmuz ayında yaşanan büyük fırtına olduğu tahmin ediliyor. Daha sonra yapılan
çalışmalar da fırtına sayesinde derinlerdeki çöküntünün de temizlendiği
belirtiliyor.
6.3--Bu anormal msilajın sebebinin 2003 yılında
Avrupa'yı kavuran sıcak dalgasıyla aynı döneme gelmesine dikkat çekiliyor.
Yapılan çalışmalarda sıcak hava ile deniz suyu sıcaklığının yükseldiğinin ve
aynı zamanda kuruyan nehir ve tatlı su kaynaklarından denizlere daha az su
geldiğinin altı çiziliyor.
7--Kuzey
Denizi - 1970'lerden günümüze
7.1--İngiltere ve İskandinav ülkeleri arasında yer
alan Kuzey Denizi'yle ilgili yapılan araştırmalarda 1973-1985 yıllarından
itibaren giderek artan düzeyde alg patlamasının gözlendiği belirtiliyor.
7.2--1989 tarihli bir araştırma Kuzey Denizi'nde
giderek artan ötrofikasyon yani nitrojen ve fosfat artışına dikkat çekerek, son
derece doğal olan alg patlamalarının ötrofikasyon sonucu yoğunlaştığına ve
oksijen azalması yaratarak birçok balık ve canlı türünün ölümüne yol açtığını
kaydediyor.
7.3--Tarım faaliyetleri, hidrolik ve atık su
yönetimini sudaki nitrojen artışının başlıca sebebi olarak gösteriliyor. Sudaki
nitrojen ve karbon fazlalığı nedeniyle artan alg patlamalarının ve müsilajın
giderek daha çok görüldüğünü belirten 2001 tarihli başka bir araştırma da bu
durumun deniz canlıları kaynaklı zehirlenmeler ve ölümlere yol açtığını
vurguluyor.
8--Meksika
Körfezi - 2010
8.1--Meksika Körfezi'nde BP tarafından işletilen
Deep Horizons petrol arama platformunda meydana gelen petrol sızıntısının
yarattığı ekolojik sorunlar saymakla bitmiyor. Deniz salyası da bu sorunlardan
biri.
8.2--Olay sonrasında bölgeyi araştıran bilim
insanları bitki planktonlarının platformdan yayılan sızıntıya maruz kaldıkları
için stres altında daha fazla yapışkan madde salgıladıkları ve böylece
normalden daha yapışkan bir halde önlerine çıkan canlı ve diri bütün mikro
organizmaları toplayarak yayıldıkları görüşünde.
8.3--Daha sonra,belki de petrol parçacıkları
nedeniyle daha da ağırlaşarak hızla deniz tabanına çöken bu maddelerin deniz
karı oluşturduğunu belirtiyor.
8.3.1--Normalde deniz dibine çöken planktonlar deniz
tabanına besin sunarak yeniden hayat katıyor, ancak araştırmacılar petrol
parçacıklarının da etkisiyle deniz canlılarının aç kaldığı ya da zehirlendiğini
tahmin ediyor.
8.4--Olay sonrasında bilim insanlarının endişe
ettiği üzere sızan petrolün müsilaj yoluyla kilometrelerce öteye daha hızla ve
kolayca yayılmadığı, aksine yıllar içinde beklenenden çok daha fazla petrolün
deniz dibine çöküntüğü belirtiliyor.
8.5--Faciadan bir yıl sonra deniz tabanında çalışma
yapan araştırmacılar deniz salyası olarak bağlayan yapışkan bir maddenin dibe
çökerek kahverengi topaklanmalar oluşturduğunu gözledi. Bilim inanları
bakterilerin petrolle beslendiği, daha sonra ağırlıktan dolayı dibe çökerek bu
topaklanmış maddeyi oluşturduğu görüşünde.
8.6--Temizleme çalışmalarının da ortaya çıkan
felaketi daha da kötü hale getirdiği dile getirliyor. Petrolün yakılması sonucu
ortaya çıkan partiküllerin deniz salyasına daha kolay yapışmasına neden
olduğunu ve daha fazla çöküntüye yol açtığı belirtiliyor. Petrolü dapıtmak için
kulanılan maddelerin de aynı etkiyi yaptığı kaydediliyor.
8.7--Alg patlamaları ve müsilaj aslında
ekosistemin doğal süreçlerinden biri. Ancak araştırmacılar insanlığın yarattığı
çevre sorunları nedeniyle bu olayların günümüzde daha sık ve yoğun yaşandığına
ve bir sorun olarak karşımıza çıktığına dikkat çekiyor.
9--Kıyı uzunluğu 175 kilometre olan Marmara
Denizi'nde çevresel şartlara bağlı olarak meydana gelen yoğun müsilaj ve deniz
yüzeyinde bulunan katı atıkların temizlenmesi amacıyla Balıkesir Büyükşehir
Belediyesi tarafından kiralanan 17 metrelik Deniz Yüzeyi Temizleme Teknesi Başaran-2
her gün düzenli olarak çalışmalarını sürdürecek. Günde ortalama 20 ton ve üzeri
müsilaj temizlenerek BASKİ'nin vidanjörleriyle Büyükşehir Belediyesi'ne ait en
yakın arıtma tesisinde bertaraf edilecek.
3—Öneriler:
1--Sorunun artan boyutuyla başedebilmek için daha
uzun vadeli tedbiler gerekiyor. Çevre kirliliğinin önüne geçecek etkin arıtma
tesislerinin-ileri biyolojik arıtma tesislerinin faaliyete geçmesi, gerekiyor
bu anlamda İstanbul, İzmit,Bursa Büyükşehir Belediyeleri ve ilçe Belediyeleri
tarafından hiçbir anlamı olmayan ön arıtma yerine ileri biyolojik arıtma
tesislerinin hızla kurulması ve işletilmesi gerektiği ve atık su arıtımında
ileri biyolojik arıtma oranın %95 lere çıkarılması düşünülebilir.
1.1--Merkezi hükümet ise yerel yönetimlerebu
tesislerin kurulması için gereken finansmanın temini ve gerentisi konusunda
yardımcı olması düşünülebilir.
2—Özellikle tarımda ve sanayide zararlı, özellikle
de nitrojen ve fosfatı arttıracak kimyasalların kullanımının önüne geçilmesi
oldukça önemli.Bütün belirli ölçekte olan sanayi tesislerinin atıksu arıtma
ünitelerinin scada sistemi ile İSKİ-BUSKİ vs bağlanması ve buradan takibi
önemli.
3—Tarımda nitrojen ve fosfat kullanımını düşürecek
gübre kullanımı ve damlama sulama sistemlerinin otomasyon ile kontrolü için
ciddi anlamda tedbir alınabilir.Marmaraya gelen tarım kaynaklı nitrojen ve
fosfat ölçümleri bütün bölgeler dahilinde yapılabilir ve tedbir alınabilir.
4--iklim değişikliğiyle mücadeleye öncelik verilmesi
bu anlamda bambu-flavunya gibi az su isteyen hızla büyüyen ağaç türleri ile
yoğun ağaçlandırma çalışmaları bölgede yeniden başlatılabilir.
5—Konutlarda atık yağların lavabolara dökülmesine
karşı belediyeler evlere atık yağ bidonu dağıtabilir.
6—Son olarak Marmara denizinin artan kirlenmeyle bağışıklığı
ciddi anlamda düştü.Mikroorganizmalar marmaranın bünyesinde hızla çoğalmakta.Bu
kirlenmeye karşı ileri biyolojik arıtma tesisleri kurmak gibi ciddi tedbirler
almak,marmara da yüzeyde müsilaj temizliği yapmak-oksijenin çok düştüğü
bölgelere-dokulara gemiden vantilatör
ile deniz altına hava basmak(işe yarar mı) gibi tedbirler düşünülebilir.
Kaynak:
1--https://tr.euronews.com/2021/06/19/-Marmara
Denizi'nde müsilaj sonrası yeni tehlike hidrojen sülfür gazı mı?
2--https://www.cevremuhendisligi.org/index.php/86-haberler/yazar-snc/1596-musilaj-deniz-salyasi
3--http://www.gazetevatan.com/musilaj-deniz-salyasi-nasil-temizlenir-musilaj-problemi-cozumu-1395113-gundem/
4--https://www.dunya.com/yasam/musilaj-nedir-neden-olur-musilaj-nasil-temizlenir-haberi-623891
5--Kaynak: https://tr.sputniknews.com/bilim/