MAKALELER / Alternatif Yakıtlar






Alternatif Yakıtlar:


1—Genel Bilgiler:


1--Günümüzde Taşıma sektörü için temiz ve doğal alternatif yakıtlara olan ilgi giderek artmaktadır. Etil alkol, metil alkol, bitkisel yağlar, LPG, doğalgaz, hidrojen ve elektrik gibi alternatif yakıtların araçlarda kullanımı kirletici emisyonları azaltmaktadır.


1.1--Üstelik, bu yakıtların birçoğu yurtiçinde ve yenilenebilir kaynaklardan üretilebilmektedir.


2--Çeşitli enerji sistemlerinde petrol ürünlerinin giderek artan bir şekilde kullanılması, bölgesel kirlilik problemleri ve küresel iklim değişikliklerini de beraber getirmiştir.


3--Taşıma sektörü karbon monoksit (CO), azot oksit (NOx) ve hidrokarbonların (HC) en büyük kaynağı olarak gösterilmektedir.


3.1--Taşıtlar ayrıca kükürt oksitler (SOx), zehirli bileşikler (1,3 bütadien ve benzen) ve birçok kanserojen partiküllerin de kaynağıdır.


3.2--Halkın büyük çoğunluğunun yaşadığı büyük şehirlerde emisyon limitleri aşılmakta ve bu durum insan performansını ve hayat kalitesini azaltmaktadır.


3.3-- Bu durum dünyanın bir çok yerinde emisyon seviyelerini sınırlayan yasaların çıkarılmasına sebep olmuş ve kirletici emisyon seviyelerini azaltan etkili yöntemlerin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır.


3.4--Ancak buna rağmen küresel araç sayısındaki artış geliştirilen yöntemlerin başarısını sınırlamıştır. Dünyadaki araç sayısının 2010 yılında 900 milyon olması beklenmektedir.


4--Sonuç olarak, hem hafif hem de ağır vasıtalarda kullanılan geleneksel yakıtlara olan bağımlılığı azaltabilecek ve çevre dostu olan yakıtların üretilmesi gerekmektedir.


4.1--Üzerinde çalışmaların sürdürüldüğü alternatif yakıtların bazıları kirletici emisyonlar açısından, bazıları ise kaynak ve üretim potansiyelleri açısından ümit vericidir.


4.2--Günümüzde yüksek maliyetleri, üretim ve dağıtım altyapısındaki sorunlardan dolayı, bu yakıtların hiç biri çok büyük miktarlarda kullanılamamaktadır.


2--Alternatif Yakıtlar:


2.1—Alkoller:


1--Kurşun katkılı benzinin vuruntu direnci daha yüksektir, fakat kurşun ilavesi zehirli kurşun bileşenlerinin oluşumuna sebep olmaktadır.


2--Kurşun katkısı kullanmanın diğer bir mahsuru ise emisyon kontrolü için kullanılan katalitik cihazların aktif materyallerindeki zararlı etkileridir.Bu sebeple dünyanın birçok yerinde kurşunsuz benzin kullanımına geçilmiştir.


3--Yakıtın vuruntu direncini artırmak için kullanılabilecek diğer bir yöntem ise yüksek oktanlı diğer bazı bileşiklerin kullanılmasıdır. Bu kapsamda alkoller (etil alkol C1H5OH veya metil alkol CH3OH) kullanılmaktadır.Günümüzde ise etil alkol alternatif yakıtlar arasında gösterilmektedir.


4--Alternatif yakıt olarak etil alkolün en önemli üstünlüğü, şeker pancarı ve mısır gibi doğal kaynaklardan veya çeşitli atıklardan üretilebilmeleridir.


5--Günümüzde saf yakıt olarak kullanılmasından ziyade, benzin katkısı olarak kullanılması üzerinde durulan ve Brezilya ve ABD gibi bir çok ülkede kullanılmaya başlayan etil alkol, metil alkole nazaran biraz daha pahalı, çok daha temiz ve daha az koroziftir.


6--Ülkemizde son günlerde bu kapsamda çeşitli alt yapı çalışmaları yapılmakta ve yakın gelecekte etil alkolün benzin ile karışım halinde kullanılmak üzere piyasaya verilmesi planlanmaktadır.


7--Etil alkolün benzin ile karışım (E85 veya yüzde 85 benzin-yüzde15 etil alkol) halinde kullanılması durumunda daha az CO ve HC, ancak eşit miktarda NOx emisyonu üretilmektedir.


8--Metil alkol doğal gaz, ham petrol, biyokütle ve organik atıklardan üretilebilmektedir.


9--Metil alkol kullanan motorlarda yüksek oktan sayısı sayesinde sıkıştırma oranı artırılabilir ve bu durumda genel ısıl verim yüzde 10-20 oranında artırılabilir.


10--Bunun yanında yüksek buharlaşma gizli ısısı, volumetrik verimde artışa neden olmakta ve yakıt hava karışım yoğunluğu artmaktadır.


11--Kükürt ve kompleks organik bileşikler içermez ve yüksek hidrojen karbon içeriğine sahiptir, dolayısıyla daha az CO ve CO2 emisyonu üretilir.


12--Düşük alev sıcaklığı sayesinde daha düşük miktarda NOx üretilir.


13--Tüm bunların yanında metanol oldukça zehirli, korozif ve depodaki buharı daha fazla patlayıcı olup düşük setan sayısı yüzünden dizel motorlarında kullanılması zordur.


2.2-- Bitkisel Yağlar:


1-- Rudolf Diesel, 1900’lü yıllarda ilk motorunu yerfıstığı yağı ile çalıştırmıştır.


2--Kolza yağı, ayçiçeği yağı, keten tohumu yağı, pamuk yağı, Hindistan cevizi yağı, yerfıstığı yağı, hurma yağı veya soya yağı gibi çeşitli bitkisel yağlar günümüze kadar dizel yakıt alternatifi olarak denenmiştir.


3--Bitkisel yağların en önemli üstünlüğü yenilenebilir kaynaklara sahip olmalarıdır.


4--Yapılan çalışmalarda ham bitkisel yağların doğrudan dizel yakıtı olarak kullanılması durumunda performansta azalma, CO ve HC emisyonlarında artma, ancak NOx emisyonunda bir miktar azalma olduğu görülmüştür.


5--Bunlara sebep olarak yüksek viskoziteye sahip olmaları ve dolayısıyla gerçekleşen kötü atomizasyon ve eksik yanma gösterilebilir.


6--Ayrıca depolama esnasında polimerize oldukları için yakıt sistemlerinde tıkanmalara yol açmaktadırlar.


7--Bitkisel yağlar esterleştirilmesi (transesterifikasyon) işlemine tabi tutularak yakıtsal özellikleri çok daha iyi hale getirilmektedir.


8--Transesterifikasyon, bir katalizör eşliğinde trigliseridlerin tepkimeye sokularak gliserol ve yağ asidi esteri üretilmesi işlemidir.


9--Bu tip bir esterin moleküler ağırlığı, bitkisel yağın üçte biri, bunun yanında viskozitesi dizel yakıtının iki katı kadardır.


10--Oysa bitkisel yağların viskozitesi dizel yakınınınkinin yaklaşık 10-20 katı kadardır.


11--Biyodizel, bu tip ester bazlı oksijene yakıtlara verilen isimdir.


12--Bu işlem sayesinde tutuşma sıcaklığı arttığı için, dizel yakıtından daha güvenli hale gelen esterlerin setan sayısı dizel yakıtının setan sayısına eşit veya daha yüksektir.


13--Kütlesel bazda esterlerin üst ısıl değerleri dizel yakıtınkinden yaklaşık yüzde 11 daha düşüktür.


14--Kolza yağı metil esteri ile yapılan çalışmalarda yüzde 20-75 oranında daha az HC, yüzde 10-50 oranında daha az CO, yüzde 5-40 oranında daha az partikül madde yayıldığı ancak NOx seviyesinin yaklaşık yüzde 20 arttığı görülmüştür.


2.3—LPG:


1--Büyük oranda propan ve bütandan oluşan LPG (Liquefied Petroleum Gas-Sıvılaştırılmış Petrol Gazı), ham petrolün ekstraksiyon ve rafinasyon işlemlerinin yan ürünüdür.


2--Bu nedenle LPG alternatif yakıtlar arasında gösterilmeyebilir.


3--Ancak günümüz petrol bağımlılığı düşünüldüğünde, petrol dışında en yaygın kullanılan yakıt LPG’dir.


4--Global Autogas Industry Network’e göre dünyada günümüzde 9 milyondan fazla araç LPG ile çalışmaktadır.


5--LPG benzinden daha yüksek oktan sayısına sahiptir, dolayısıyla daha yüksek sıkıştırma oranlı motorlarda kullanılarak ısıl verim artırılabilir.


6--Hava ile çok kolay karıştığı için fakir şartlarda kullanılabilir. Daha düşük karbon içeriğine sahip olduğu için CO2 emisyonu azalır, çok az miktarda CO emisyonu oluşur, partikül madde oluşmaz ve HC ve NOx emisyonları nispeten daha azdır.


2.4—Doğalgaz:


1--Büyük oranda metandan oluşan doğalgaz, yüksek oktan sayısına sahip olup (125-130) araçlarda sıkıştırılmış gaz (CNG) veya sıvı (LNG) halde depolanarak kullanılmaktadır.


2--CNG’nin enerji yoğunluğunun düşük olması ve düşük yeniden doldurma mesafesi dezavantajı LNG kullanılarak ortadan kaldırılabilmektedir.


3--Çok yüksek oktan sayısı sayesinde yüksek sıkıştırma oranlı motorlarda rahatlıkla kullanılabilir ve emisyonları çok daha azdır.


4--Metan en basit hidrokarbon olduğu için hava ile çok daha üniform bir şekilde karışarak CO ve HC emisyonlarının azalmasını sağlar.


5--Soğukta ilk hareket durumunda, emisyonlar çok daha azdır, çünkü doğalgaz kullanan motorlarda yakıt zenginleştirmesine gerek yoktur.


6--Partikül ve SOx emisyonları benzin ve dizel motorundan daha az olmasına rağmen, NOx emisyonu daha fazla olabilmektedir.


2.5—Hidrojen:


1--Renksiz, kokusuz, saydam ve tatsız bir yapıya sahip olan hidrojen doğadaki en hafif elementtir.


2--Hidrojenin içen yanmalı motorlarda yakıt olarak kullanılmasını destekleyen en önemli özelliklerinden birisi tutuşma sınırlarının çok yüksek olmasıdır.


3--Hidrojen hava içerisinde hacimsel olarak yüzde 4 ile yüzde 75 oranları arasında bulunduğunda tutuşabilmektedir.


4--Benzin-hava karışımlarında, hava fazlalık katsayısı 0.3-1.7 aralığında tutuşma sağlanabilmekteyken hidrojen hava karışımları için bu sınır 0.14-4.35 değerlerine ulaşmaktadır .


5--Hidrojenin minimum ateşleme enerjisi diğer yakıtlara göre çok düşüktür. Bu durum emniyet açısından bir dezavantaj olduğu gibi, hidrojen motorlarında görülen erken tutuşma ve geri tutuşma ihtimallerini de artırmaktadır.


6--Ancak kendiliğinden tutuşma sıcaklığının yüksek olması hidrojeni buji ateşlemeli motorlar için uygun yakıt haline getirmektedir.


7--Stokiyometrik karışım oranlarında hidrojen hava karışımının yanma hızı, benzin hava karışımınınkinin 7-8 katıdır.


8--Hidrojenin kütlesel ısıl değeri, mevcut yakıtlardan çok daha yüksek ancak hacimsel ısıl değeri çok daha düşüktür.


9--Hidrojenin yakıt olarak kullanıldığı içten yanmalı motorlarda CO ve HC emisyonları oluşmaz (yağlama yağının çok az miktarda yanması durumu hariç). Ancak artan yanma odası sıcaklığı, NOx emisyonu oluşumunu da artırır.


10--Şayet hidrojen enerjisi yakıt pilinde kullanılırsa, NOx emisyonu dahil hiçbir emisyon üretilmez.


11--Yakıt pilileri, tamamen elektrokimyasal (yanma olmayan) süreçlerin gerçekleştiği, yüksek verimliliğe sahip ve sessiz çalışan aygıtlardır.


12--Yakıt pilleri, elektrokimyasal olarak kimyasal enerjinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü sistemlerdir. Elektron taşınımı reaktantlar tarafından değil, harici bir yol üzerinden gerçekleştirilir.


12.1-- Otomotiv alanında dünyanın neredeyse tüm gelişmiş firmaları yakıt pilleri üzerindeki çalışmalarını yoğun bir şekilde devam ettirmektedirler. Özellikle son on yılda artan çalışmalar sonucu DaimlerChrysler, Toyota, Ford, Honda, Hyundai ve Nissan gibi otomotive yön verici firmalar yakın gelecekte seri üretime geçme planları yapmaktadırlar.


2.6--Elektrik ve Elektrik araçları:


1--Elektrik araçları, şayet bataryaları güneş, rüzgar veya hidro-elektrik santraller gibi temiz kaynaklardan şarj edilirse kirletici değildirler.


2--Gerekli enerji ihtiyacı için üretim ve dağıtım alt yapısı günümüzde mevcuttur ve gece kullanım fazlası olan elektrik, batarya şarjında kullanılabilir.


3--Ancak gerekli elektrik, hidrokarbon yakıtlarından elde edilirse elektrik araçları bu üstünlüklerini kaybetmektedirler.


4--Elektrik araçları için söz konusu en büyük engel, ağır ve büyük batarya gereksinimleridir.


5--Bu yüzden melez (hibrid) araçlarda kullanılarak performansları artırılmaya çalışılmaktadır.


6--Bu teknolojide, araç üzerinde hem içten yanmalı motor, hem de batarya kaynaklı elektrik enerjisi kullanılmaktadır.Yapılan uygulamalar oldukça iyi sonuçlar vermiştir ve kullanımları giderek artmaktadır.


7--Ümit verici bir diğer uygulama ise içten yanmalı motor-yakıt pili melez araç teknolojisidir. Bu tip araçlar oldukça iyi emisyon karakteristiklerine sahiptir. Üstelik batarya şarj süreleri de çok daha uzundur.


Kaynakça:M. Akif Ceviz-Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, 25240, ERZURUM 




Makalenin İzlenme Sayısı : 383

Eklenme Tarihi : 21.05.2021

Önceki sayfaya geri dön.