Kompozitlerin Aşınma ve Mekanik
Özellikleri:
1--Bu çalışmada son zamanlarda duyulan
alternatif malzeme ihtiyacını gideren kompozit malzemelerden değişik partikül
takviyeli kompozitlerin aşınma ve mekanik özellikleri üzerinde çalışılmıştır.
1.1--Bu amaç doğrultusunda matriks olarak
kullanılan AlSi12CuNiMg alüminyum alaşımına ağırlıkça yüzde 4 silisyum karbür,
yüzde 4 alüminyum oksit ve yüzde 4 titanyum oksit olmak üzere üç ayrı partikül
takviyesi yapılarak, döküm yöntemiyle üretilen partikül takviyeli kompozit
numuneler üzerinde sertlik, çekme ve basma dayanımı ve aşınma dayanımı
araştırılıp, birbiriyle karşılaştırılmıştır.
1.2--Elde edilen sonuçlar üretilen
numunelerdeki takviye elemanlarının aşınma ve mekanik özellikleri nasıl
etkilediği yönünde bir sonuç çıkarmamızı sağlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Partikül, Kompozit
Malzeme, Aşınma, Mekanik Özellik
1--Enerji, iletişim, ulaşım, havacılık, uzay
gibi sivil ve askeri amaçlı sektörlerde ortaya çıkan yeni malzemeler karbon ve
metal matriksli kompozitlerdir.
2--Bu malzemelerin ileri teknoloji gerektiren
askeri ve uzay uygulamaları göreceli düşük hacimli, ve oldukça pahalıdır.
3--Ancak bu malzemelerin, ulaşım ve enerji
sektörlerinde daha büyük hacimde üretim ve düşük maliyet gerektiren otomobil,
diğer motorlar ve elektro-mekanik sistemlerdeki uygulamaları ticari hale
gelmiştir. Yakın dönemde önemli gelişmeler beklenmektedir.
4--Metal matriks kompozit malzemeler
üzerindeki ilk çalışmalar, Al ve Ti matriksleri üzerinde olmuştur.
5--Bu malzemeler fiberlerle takviye edilmiş,
üstün özellikli melez (hybrid) kompozitlerdir.
6--Bu tür kompozitlerin maliyetleri oldukça
yüksektir.
7--Bu gibi kompozitlerin kullanımları askeri
uygulamalarla sınırlandırılmıştır .
8--Bunun yanında, whisker takviyeli MMK’ler,
partikül takviyeli kompozitlere göre daha üstün özellikler vermelerine rağmen
pahalılıkları ve kanserojen etkilerinden dolayı fazla tercih edilmemektedirler.
9--Takviye malzemesi olarak kullanılan
seramik partiküller çok daha düşük fiyata sahiptirler ve birbiri yerine
kullanılabilen çeşitli tipte takviye malzemesi elde edilebilir.
10--Metal esaslı kompozitler; yüksek elastik
modülüne, yüksek çekme-basma ve kayma mukavemetine, yüksek çalışma sıcaklığına
sahip olmaları ayrıca, metallerin süneklik ve tokluğunu, seramiklerin yüksek
mukavemet ve yüksek elastik modül özelliklerini birleştirmelerinden dolayı son
derece önemli mühendislik malzemeleri olmuştur.
11--Bu üstünlüklerinin yanında tekrar
üretilebilir mikroyapı, mekanik özellikler ve düşük yoğunluk değerleri
vermeleri açısından daha da önem kazanmışlardır.
12--Hava-uzay ve otomotiv endüstrisi
alanlarında yeni malzemelere duyulan ihtiyaç metal matriksli kompozit (MMK)
malzemelerde hızlı bir gelişmeye yol açmıştır.
12.1--Doğru dizayn ve yöntem ile yüksek
dayanım ve sertlik gibi üstün özelliklere elde edilerek üretilebilirler.
13--MMK üretiminde pek çok metal ve
alaşımlarının kullanılmasına rağmen alüminyumun yeri başkadır ve pek çok
özelliğinden dolayı tercih sebebidir. Alüminyum’ un dışında en fazla kullanılan
metal ve alaşımları da şöyle sıralanabilir: Ti, Mg, Cu, Ni, Pb, Ag, Zn, Fe, Nb,
bronz, süper alaşımlar (demir esaslı) ve intermetalikler.
14--Takviye malzemelerini ise temel olarak
şöyle sıralayabiliriz; sürekli fiberler, süreksiz fiberler, whiskerler, teller
ve partiküller . SiC, bor, grafit, alüminyum oksit, tungsten, titanyum ve
molibden gibi değişik malzemeler kompozitlerde kullanılan takviye elemanlarına
örnek olarak gösterilebilir.
15--Takviye elemanlarının temel fonsiyonu
gelen yükü taşımak ve matriksin rijitlik ve dayanımını arttırmaktır. Matriksin
fonksiyonu ise takviye elamanı ve matriksi bir arada tutarak yük ve gerilim
transferi sağlamak ve bunun yanı sıra çoğu takviye elemanının gevrek ve
kırılgan olmasından dolayı onların yüzeylerini dış ve çevresel etkilere karşı
korumaktır.
16--Belirgin mukavemet, rijitlik, aşınma
dayanımı, kırılma, sönümleme gibi mekanik özellikler bilinen diğer malzemelere
göre MMK’lerde daha yüksektir.
17--Kompozitler aynı zamanda monolitik malzemelere
nazaran daha iyi termal, mekanik yorulma ve sürünme dayanımı sergileyebilir.
18--MMK’ler kontrol edilebilir termal
iletkenlik ve düşük termal genleşme katsayısına da sahiptir.
18.1--Bu nedenle bu malzemeler piston
segmanları, silindir hatları bağlantı rotları, direksiyon mili ve motor
parçalarında uygulama alanı bulmaktadır.
19-- MMK’lerin özellikleri matriks türüne ve
takviye elemanına göre belirlenir; böylece çok çeşitli dizayn edilip
üretilebilirler, ancak matriks elemanı olarak genellikle SiC ve Al2O3 takviyeli
alüminyum alaşımı veya kısa fiber kullanılır.
20--MMK’lerde üretim çeşidi olarak genellikle
likid metodu kullanılır. Bu yöntemle çeşitli parçaların üretiminde döküm sistem
ve teknolojisinde sahip olunan avantajlar kadar pek çok avantajlara
rastlanmaktadır.
21--Eğer erimiş metalin döküm işlemi
takviyeli erimiş haldeki Al matriks’ e direkt uygulanırsa, takviyeli komplike
formda MMK parçalar üretilebilir.
21.1--Ancak takviye elemanındaki yoğunluk
farkından dolayı üniform olarak dağılmış olan takviye elemanlarından oluşan bir
ürün elde etmek oldukça zordur.Bu yüzden günümüzde genel olarak bu yöntem
kullanılmaktadır.
22--Silisyum karbür partikül takviyesi ile
üretilmiş olan metal matriksli kompozit malzemeler (MMK) özellikle caziptir, çünkü
bu malzemeler takviyesiz temel alaşım’a göre oldukça belirgin özellikler
sergilerler.
22.1--Bu SiC takviyeli MMK’lerin artan bir
oranda piston malzemeleri, bağlantı rotları, fren rotorları olarak otomobil
endüstrisinde, kullanımına yol açmıştır.
22.2--SiC takviyeli MMK’lerin sürtünme ve
aşınma davranışlarının üzerinde farklı kişilerce geniş çalışmalar yapılmıştır.Genel
olarak SiC takviyeli MMK’lerin aşınma dayanımı partikül boyutuna, partikülün
hacimsel oranına ve matriksi oluşturan alaşımın özelliklerine bağlıdır
23--Kompozit malzemeler ile kendisini
oluşturan elemanlardan tek başına elde edemeyeceğimiz özellikleri bir malzemede
toplarız. Kompozit malzeme üretilmesi ile aşağıdaki bazı özellikler
sağlanabilmektedir.
23.1--Sürekli gelişen kompozit üretim
süreçleri ve alaşım tasarımındaki gelişmelerle özellikle süreksiz katkılı metal
matriks kompozitler yakın gelecekte yüksek performans ve düşük maliyetleri ile
önem kazanacaktır.
23.2--Bu kompozitler temel üretim teknikleri
ile üretilebilmekte ve hem enerji hem de malzeme tasarrufu gerektiren
uygulamalarda kullanılmaktadır.
23.3--Bu bağlamda yatak malzemeleri,
pistonlar, silindir gömleği ve hatta motor blokları gibi daha basit ve temel
uygulamalar ile öncelikli olarak güneş enerjisi pilleri, yarı veya süper
iletkenlerin de içinde bulunduğu enerji, barınma ve ulaşım sektörlerinde metal
matriks kompozitleri özel bir yer edinmektedir.
23.4--Bilhassa dökümle üretilen partikül
takviyeli MMK’ler özellikle sürtünmenin ve aşınmanın istenmediği alanlarda
küçümsenmeyecek oranda endüstriyel uygulama alanına sahiptirler. Örneğin,
Al-Grafit ve Al-SiC MMK pistonlar, yüksek aşınma dayanımı vermeleri ve yakıt
tüketimini düşürmeleri açısından kayda değerdirler.
24--Bu kompozit sistemleri
şekillendirilmelerini, tahribatsız muayene metotlarının etkinliğini ve
tasarımda en yüksek etkinlik için gerekli olan çeşitli yüklere karşı davranışlarının
anlaşılmasını engelleyen çok karmaşık bağımlılıklar içermektedir.
25--Bu nedenle MMK’lerin özelliklerinin ve
performanslarının öngörülmesi ve tasarımı ile ilgili bilim alanları da önem
kazanacaktır. Bu çalışmada AlSi12CuNiMg alüminyum matriksli yüzde 4 Al2O4, SiC
ve TiO2 partikül takviyeli ve takviyesiz kompozit malzemelerin aşınma ve
mekanik özellikleri incelenmiş ve birbiriyle karşılaştırılmıştır.
25.1—Deneysel çalışmaya göre Üretilen
kompozitlerde matriks malzemesinin (AlSi12CuNiMg) sertlik değerinin, Al2O3, SiC
ve TiO2 partikülleri takviyesiyle arttığı gözlemlenmiştir.
1--Daha önceki yıllarda yapılan benzer
çalışmalara göre ağırlıkça yüzde 20 oranında SiC takviyesi sonucunda sertliğin
iki kat arttığını gözlemlemişlerdir.
2--Alüminyum oksit takviyesinin, ağırlıkça
aynı oranlardaki silisyum karbür takviyesine nazaran sertlik artışında daha da
etkili olduğu gözlemlenmiştir.
3--Kompozit içindeki ağırlıkça yüzde leri
aynı olan A2O3, SiC ve TiO2’den oluşan 3 ayrı numuneye baktığımızda sırasıyla
sertlik artışına katkılarının en fazla alüminyum oksitte ardından titanyum
oksitte ve sonrasında silisyum karbürde olduğu görülmektedir.
25.2—Çalışmaya göre Çekme dayanımı 200 N/mm2 olan matriks
malzemesine (AlSi12CuNiMg) yapılan partikül takviyesi sonucunda çekme
dayanımında azalma meydana gelmiştir.
1--Kompozit içindeki ağırlıkça yüzdeleri aynı
olan Al2O3, SiC ve TiO2’den oluşan 3 ayrı numuneye baktığımızda silisyum karbür
takviyesinin çekme dayanımını, alüminyum oksit takviyesine göre daha çok azalttığı
görülmüştür, titanyum oksitli kompozitte ise alüminyum oksitten düşük, silisyum
karbürden daha yüksek bir çekme dayanımı göstermektedir.
25.3-- Çalışmaya göre matriks malzemesi AlSi12CuNiMg alaşımının
basma dayanımının partikül takviyesi ile arttığı görülmektedir.
1--Kompozit içindeki ağırlıkça yüzdeleri aynı
olan Al2O3, SiC ve TiO2’den oluşan 3 ayrı numuneye baktığımızda silisyum karbür
takviyesinin basma dayanımının en düşük olduğu, alüminyum oksit ile
takviyelendirilmiş kompozitin silisyum karbür takviyeli olandan daha yüksek
ancak titanyum oksit takviyeli kompozitten daha düşük olduğu görülmüştür.
25.4-- Çalışmaya göre
1--AlSi12CuNiMg alaşımına eklenen AL2O3 yüzde
4, SiC yüzde 4 ve TiO2 yüzde 2 partikül takviyelerinde meydana gelen ağırlık kaybının
takviyesiz AlSi12CuNiMg alüminyum alaşımına göre düşük olduğu yani aşınma
dayanımını geliştirdikleri görülmüştür.
2--Bir çalışmada, Al matrikse alüminyum oksit
partikül takviyesi yapılmış ve takviye elemanının aşınma dayanımı üzerinde
olumlu bir etki yaptığı sonucuna varılmıştır.
25.5-- Ağırlıkça yüzde 4
takviyelendiricilerle üretilen kompozit numunelerinin çekme deney numunelerinin
kopma yüzeylerinden çekilmiş olan SEM görüntüleri genelinde partikül elemanı
ile matriks malzemesi arasında iyi bir arayüzeyin sağlanamadığı görülmektedir.
Ayrıca, parlak kopma yüzeyi görüntülerinden ise sünek bir kırılma gerçekleştiği
görülmektedir.
26--AlSi12CuNiMg alüminyum alaşımına ilave
edilen yüzde 4 Al2O3, SiC ve TiO2 partikül takviyesinin çekme dayanımını azalttığı,
sertliği ve basma dayanımını arttırdığı belirlenmiştir.
26.1--Çekme dayanımında meydana gelen bu
azalma, partiküllerin çekme anında matriks içinde bir boşluk gibi davranmasının
bir sonucudur. Bunun yanı sıra SEM fotoğraflarından da bu durum matriks ile
partikül takviye elemanları arasında iyi bir bağlantı sağlanamamış olduğu
anlaşılmaktadır.
26.2--Yüzde 4 partikül takviyeli
kompozitlerin aşınma dayanımları sırasıyla Al2O3, SiC ve TiO2 takviyeli
kompozitte olduğu belirlenmiştir.
26.3--TiO2 ile matriks malzemesi olarak
kullanılan Al alaşımı arasında iyi bir bağlantının sağlanmadığı görülmüştür. Bu
nedenle TiO2’in aşınma dayanımını geliştirici bir etki sağladığı gözlemlenmemiş
olup sürtünme katsayısı üzerinde olumsuz bir etkiye neden olmuştur.
26.4--Sert seramik partikül olan TiO2’in, Al
alaşımlarında özellikle aşınma dayanımını arttırıcı bir takviye elemanı olarak
kullanılabilmesi için; TiO2 ve Al alaşımı yüzeyine iyi bağlanan bir ara yüzey
geliştirilmelidir.
Kaynakça:Al2O3-SiC-TiO2 Takviyeli AlSi12CuNiMg
Kompozitinin Aşınma ve Mekanik Özelliklerinin Karşılaştırılması--Bekir Sadık
ÜNLÜ, Enver ATİK, Onur ŞEN--Celal Bayar Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü
2--Kompozit Malzemelerde Burkulma:
1—Genel
Bilgi:
1.1--Farklı özelliklerdeki iki ya da daha
fazla malzemeyi, istenen özellikleri sağlayacak duruma getirmek için, fiziksel
olarak belirli oranlarda makro yapıda bir araya getirilerek elde edilen,
kullanışlı üçüncü malzemeye kompozit malzeme denir.
1.2--Kompozit malzemelerin en büyük özelliği,
mukavemetinin yüksek olması, kolay şekillendirilebilmesi, elektriksel, kimyasal
etkilere ve korozyona karşı dayanıklı olmasıdır.
1.3--Kompozit malzemeler, diğer tüm
malzemelere oranla, ağırlığına göre, en dayanıklı malzemedir.
1.4--Kompozit malzeme, fiber ve matrix olmak
üzere iki malzemeden oluşmaktadır.
1.5--Fiber malzeme, kompozit malzemenin
mukavemetini ve yük taşıma özelliğini sağlayan bileşenidir. Diğer bileşen ise,
matrix malzeme olup, fiber malzemelerini yük altında bir arada tutan, yükü
fiberler arasına homojen dağıtan, sürekli bir fazdır.
1.6--Fiber malzemesinin kompozit malzeme
içerisindeki uzunluğu, tipi ve oryantasyon açısı, kompozit malzemenin aşağıdaki
özelliklerini değiştirmektedir
1.7--Fiber malzemesi olarak karbon, çelik,
cam lif, kevlar, grafit gibi mukavemeti yüksek olan malzemeler seçilir.
1.8--Matrix malzeme olarak da, thermoset
reçineler (epoxy, polyester, vinylester, phenolics, polyurethanes,
bismaleimides, polyimides, polybenzimidazoles), thermoplastikler (Nylon 6,
polycarbonate, polyacetals, polyamide-imide), metaller (alüminyum, titanyum,
magnezyum alaşımları, bakır bazlı alaşımlar, nikel bazlı alaşımlar), seramikler
(slicon carbide, alüminyumoksit) kullanılabilir.
1.9--Kompozit malzemelerde, polyester ve
epoxy en çok kullanılan reçinelerdendir. Bu çalışmada da fiber malzeme olarak
cam lifi kullanılırken, matrix malzemesi olarak epoxy, polyester ve vinylester
malzemeleri kullanılmıştır.
1.10--Kullanılan matrix malzemelerin en büyük
özelliği, pek çok alanlarda kullanılabilmesi, düşük üretim maliyeti ve imalat
işleminin kolay olarak yapılabilmesidir.
1.11--Bu malzemelerin mekanik özellikleri
oldukça iyidir. Kullanılan matrikse bağlı olarak kompozit malzemeler, polymer
matrix kompozitler, metal matrix kompozitler ve seramik matrix kompozitler
olmak üzere sınıflandırılabilirler.
1.12--Ticari olarak kullanılan kompozitlerin
çoğunluğu, polymer matrixli kompozit malzemelerdir. Ancak, metal matrix
kompozitler ve seramik matrix kompozitler; büyük oranda, yüksek sıcaklık
uygulamalarında kullanılmaktadır.
1.13--Kompozit malzemeler, insanlar
tarafından üretildiği gibi, doğada da bulunmaktadır. Buna örnek olarak; ahşap,
kaya ve kemik verilebilir. Ahşap, selüloz fiberlerinin oluşturduğu hücreler ve
bu hücreler, lignin adı verilen doğal yapıştırıcı ile bağlananarak, bir
kompozit yapı oluşturmuşlardır.
1.14--Kompozit malzemelerin kullanımdaki
temel avantajı, yüksek rijitlik ve dayanımın hafiflikle birleştirilebilmesidir.
Kompozit malzemelerin ağırlıklarının düşük olması, hafif konstrüksiyonların
oluşturulması için büyük bir avantaj sağlar.
1.14.1--İmalat Snayinde yüksek dayanımlı
malzemelerin ve robot dizayn metodlarının kullanımıyla, pekçok makina elemanı,
ince ve daha narin olmuştur. Bu narin makina elemanları, burkulmaya karşı daha
dayanıksız hale gelmişlerdir.
1.15--Bu nedenle, kompozit malzemelerin
kullanım alanı oldukça geniştir. Günümüzde fiber takviyeli polymer matrix
kompozitleri, uzay, askeri ve sivil alanlarda, farklı amaçlar için kullanılmaktadır.
1.15.1--Kompozit malzemelerin; uçak, otomobil
sanayi ile demiryolu ve denizaltı araçlarında, spor malzemelerinde, bisiklet
çerçevelerinde, balık oltalarında, basınçlı kaplarda, güç transmisyon
şaftlarında ve ortopedik uygulamalarda da kullanımı giderek artmaktadır.
2—Teknik
Bilgiler:
2.1--Kompozit
Malzemelerin İmalatı
1--Kompozit malzemelerin imalatında, pek çok
üretim tekniği geliştirilmiştir. Bu imalat tekniklerine örnek olarak; hand
layup, compression molding, pultrision ve filament winding verilebilir.
2—Kaynakça tarafından bağlı yapılan
çalışmaya,Hand Layup” tekniğine göre 70 adet cam lifi, aralarına reçine (epoxy,
polyester, vinylester) sürülerek üst üste konmuştur.Cam liflerin herbirinin
kalınlığı 0,45 mm’dir.
2.1--Ayrıca, değişik fiber oryantasyon
açılarında kompozit malzeme imal etmek için, cam lifler 0, 45 ve 90º’lik konuma
getirilmiştir.
2.2--Bu konumdaki malzemeler, 12 MPa basınç
ve
2.3--Bu sürenin sonunda, değişik fiber
oryantasyon açılarına sahip, glass/epoxy, glass/polyester ve glass/vinylester
kompozit malzemeleri imal edilmiştir.
2.4--Fırından çıkan kompozit malzemeler levha
şeklinde olup, dairesel enine kesit çubuk formuna getirmek için torna
tezgahında işlenmişlerdir.
2.2--
Analitik İnceleme:
1--Basmaya zorlanan çubukların kritik
burkulma kuvvetleri, dört yataklama durumu için, 1744 yılında Euler tarafından
sabit enine kesit kabulü altında hesaplanmıştır.
2--Bası kuvveti etkisi altında kalan bir
çubuğun, kritik burkulma kuvvetinin hesaplanmasında, çubuk davranışı
diferansiyel denklem olarak ifade edilmektedir.
3--Diferensiyel denklemi elde etmek için,
basmaya zorlanan bir çubuğun serbest cisim diyagramı incelenmelidir. Elde
edilen diferensiyel denklemin çözümü ile, değişik yataklama durumları için,
kritik burkulma kuvveti hesaplanabilir.
4--Denkleme göre Bası kuvvetine çalışan narin
makina elemanlarında güvenlik, kritik burkulma kuvveti tarafından sınırlanır.
5-- Denge konumunda sistem kararlı değil ise,
bu konumdan oluşacak çok küçük bir değişiklik, sistemde çok büyük şekil
değiştirmelere yol açacaktır. Gerilme probleminde aşırı gerilmeler; stabilite
probleminde ise denge konumunun kararsızlığı yapıyı kullanılamaz hale
getirmektedir. Sistemde kararlı dengeyi sağlayan bir kritik burkulma
kuvvetinden söz edilir. Sistemde meydana gelen kuvvetin, daima, bu kritik
burkulma kuvvetinden küçük ya da en fazla eşit olması istenir.
6--Bu çalışmada, “Hand Layup” tekniği ile
imal edilen, değişik fiber oryantasyon açılarına sahip Glass/Epoxy,
Glass/Polyester, Glass/Vinylester kompozit malzemelerin kritik burkulma
kuvvetleri, değişik fiber oryantasyon açıları için, analitik ve deneysel olarak
bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar; ankastre-ankastre yataklama durumu için
belirlenmiştir.
7--Sonuçlar incelendiğinde,
7.1--Fiber oryantasyon açısı arttıkça, kritik
burkulma kuvveti de azalmaktadır.
7.2--En büyük kritik burkulma kuvveti, sıfır
fiber oryantasyon açısında oluşmaktadır.
7.3--Ayrıca, en büyük kritik burkulma kuvveti
Glass/Epoxy’de,
7.4--en küçük kritik burkulma kuvveti ise
Glass/Polyester’de oluşmaktadır.
7.5--Analitik ve deneysel olarak bulunan
kritik burkulma kuvvetleri, birbirlerine çok yakındır.
7.6--Eğilme rijitliği, yani EI değeri büyük olan
malzemeler, burkulmaya karşı daha dayanıklı olmaktadır.
7.7--Kompozit çubukların sabit enine kesite
sahip olmaları nedeniyle, EI değeri, yalnızca malzemenin elastisite modülüne
bağlı olarak değişecektir. Elastisite modülü büyük olan malzemenin kritik
burkulma kuvveti de büyük olacaktır.
7.8--Dolayısıyla, en büyük kritik burkulma
kuvveti elastisite modülü en büyük olan Glass/Epoxy kompozit malzemesi için ve
sıfır fiber oryantasyon açısında meydana gelmiştir.
7.9--Uygulanan yükün fiberler tarafından taşınması
nedeniyle, fiber oryantasyon açısının sıfır derece olması, kritik burkulma
kuvvetini diğer açılara bağlı olarak oldukça fazla değiştirmiştir.
7.10--Ayrıca kompozit malzemenin özellikleri,
fiber oryantasyon açısına bağlı olarak değiştiğinden, kompozit malzemeye
etkiyen kuvvetin yönüne bağlı olarak, fiber oryantasyon açısı düzenlenmelidir.
Kaynakça:Kompozit Malzemelerde Oryantasyon
Açısının Burkulma Yüküne Etkisi--Yeliz PEKBEY*, Aydoğan ÖZDAMAR*, Onur SAYMAN**
*Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi--Makina Mühendisliği Bölümü **Dokuz
Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü