Maden Kazaları:
1--Türkiye Ekonomi Politikaları
Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) maden kazaları üzerine yaptığı bir çalışma
Türkiye’nin yerini net olarak ortaya koyuyor.
1.1--Raporun özeti şu: Maden
kazalarında Türkiye’nin durumu, işçilerin neredeyse kölelik koşullarında
çalıştırıldığı Çin’den bile kötü.
1.1.1--TEPAV’ın araştırmasına göre 2000 yılı için çıkartılan her 1 milyon ton taşkömürü için
Türkiye de…………..7.1
Çin de………………4.08
ABD de……………..0,03 işçi maden kazalarında hayatını
kaybetmiş.
1.1.2--2008 yılına kadar Çin 1
milyon ton üretim başına ölüm sayısını 2000 yılının üçte birinin bile altına
indirmeye başarmış. Zaten çok düşük bir orana sahip olan ABD bile durumunu daha
da iyileştirmiş.
1.1.3--Türkiye ise 1 milyon ton
üretim başına ölüm sayısını 7.10’dan 7.22’ye çıkarmış.
1.1.4--2000 yılında Türkiye’de
1 milyon ton üretim başına maden kazasında ölen işçi sayısı Çin’in 1.74 katı
iken 2008’de 5.69 kata çıkmış.
1.1.5--Türkiye’de üretim
miktarına göre ölümler 2000 yılında ABD’nin 236.67 katı iken 2008’de 361 katına
çıkmış.
2--Çin örneği gösteriyor ki
maden kazalarını ve kazalardaki yaralanma ve ölümleri düşürebilmek mümkün. ABD
örneği gösteriyor ki kömür madenlerinde ölümleri sıfıra yaklaştırmak,
teknolojik olarak mümkün.
2.1--Maden kazaları da ölümler
de kader değil, kaçınılmaz değil.
2.2--Başta taşeronlaştırma
olmak üzere hastalıklı rödovans sistemi kazalar için ortamı daha uygun hale
getiriyor.
2.3--Nitekim TEPAV’ın
araştırması, özel işletmelerdeki ölümlerin kamuya göre çok daha yüksek olduğunu
da ortaya koyuyor.
3--2000 yılında üretilen her 1
milyon ton taşkömürüne karşılık maden kazalarında
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) İÇİN……… 3.98 can kaybı olmuş.
Özel işletmelerdeki ölüm sayısı………………………
59.25 ile kamunun yaklaşık 15 katı.
3.1--2008’de 1 milyon ton
taşkömürü üretimi için ölen işçi sayısı
TTK’da………………..............….. 4.41’e çıkarken,
özel işletmelerde……….. 11.50’ye ÇIKMIŞ. Buna rağmen özel
işletmelerdeki ölümler TTK’nın 2.6 katı.
3.2--Bu arada TTK’daki
ölümlerin artmasında kiralama uygulamalarının ne kadar etkili olduğu da bir
başka soru işareti.
4--Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO) Avrupa Birliği üyesi olmak için müzakerelere devam eden Türkiye’yi 2012
yılının işçi ölümleri açısından dünyanın en kötü üçüncü ülkesi olarak
belirledi.
4.1--Madencilik sektöründe
sadece 2012’de 61 işçinin hayatını kaybettiği belirtilen ILO verilerine göre
2002-2011 yılları arasında Türkiye madenlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı
bini aştı.
4.2--ILO verilerine göre, 2011
yılında Türkiye ölümlü maden kazaları listesinde Çin’i bile geride bırakarak
ilk sıraya oturdu.
4.3--Türkiye Maden İşçileri
Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, ILO’nun verilerine göre 100 bin maden
işçisinden iş kazalarında ölen
Çin’de……………. 106 iken,
Türkiye’de ………..133 olduğunu ifade etti.
4.4--Maden kazalarında ölüm
yoğunluğunda dünyada ilk üç sırada Türkiye, Kore ve Çin’in yer almakta.
4.5-- TTK verilerine göre ise
Türkiye’de 1941’den itibaren maden kazalarında 3 bin 759 kişi öldü, 400 bin 173
madenci yaralandı. 1992’de 263 madencinin hayatını kaybettiği Kozlu’daki grizu
faciası, önceki güne kadar, Türkiye’de en büyük iş kazasıydı.
5--Bu arada dünyada maden
kazaları ve buna bağlı ölümlerin en çok olduğu Çin’de, alınan önlemlerle maden
kazalarındaki ölümlerde üçte bir azalma görüldü.
6--İsviçreli doğa ve
mühendislik bilimleri enstitüsü Paul Scherrer Ensitütüsü (PSI) verilerine göre
1970’lerden bu yana
kömür madenciliğinde……………. 30 bin
petrol sektöründe…………………... 20 bin,
doğalgazda
ise…………………….. 1500 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmekte.
8--kömür madenlerinin özel sektöre açılması işlemlerini Özelleştirme İdaresi yapmıyor. Kömürde özelleştirme uygulamasını Türkiye Kömür İşletmeleri gerçekleştiriyor. Kömür sahaları, rödovans, yani kömür payı karşılığında devrediliyor.En ucuz fiyatı verene ihale ediliyor.İhaleyi alan firma kar edebilmek için işgüvenliği vs uygulamalarda zayıf kalabiliyor.
8.1--Bu nedenle kömür sahalarının ihalesine en ucuz teklif yerine devletin belirleyeceği fiyattan ihaleyi vermek daha uygun çözüm olabilir.Bu değer örneğin 23.49 dolar yerine 50 dolar olabilir.
8.2--Bu durumda iş güvenliği uygulamaları Bağımsız
denetçiler(oluşturulmalı) ve kamuca oldukça ciddi olarak uygulanabilir. Kamuda
birçok imalatın kalitesizliği ihaleyi en ucuz teklif verilmesi yüzünden
nedeniyle olmadı mı.
9--İLO istatistiklerine göre toplam
iş kazalarından ölümlerde 2009-2012 yılları ortalamasına göre Türkiye dünyada
6. sırada bulunuyor.
9.1--Toplam çalışan sayısına
göre ölüm oranlarında ise Türkiye Kore ve Yeni Zelanda’dan sonra 3. sırada.
(Gelişmiş bir ülke olarak Yeni Zelanda’nın 2. sırada olması ilginç.
10--Madencilik kazalarına
gelirsek. Türkiye’de madencilik kazalarında 2009-2012 arasında (istatistiklere
yansıyan) ortalama işçi ölümü 47 olmuş.
10.1--Rusya, ABD, Ukrayna ve
Brezilya’dan sonra Türkiye 5. sırada.
10.2--Madencilikte çalışan işçi
başına ölümlerde ise Türkiye ABD ve Ukrayna’dan sonra 3. sırada.
10.3--ABD pek çok diğer iş
kolunda olduğu gibi madencilikte de yüksek sermaye verimliliği ile çalışıyor.
Bu nedenle ABD’nin çok yüksek miktarda madencilik üretimi olmasına rağmen
toplam çalışan işçi sayısı sadece 88 bin.
10.4--Türkiye’de bu sektörde
çalışan işçi sayısı ise 105 bin civarlarında.
10.5—Ayrıca linyit en verimsiz
kömür tipi. Taş kömürüne göre karbon salınımı çok yüksek. Bu nedenle (Almanya
dışında) gelişmiş ülkeler tarafından ya hiç, ya da çok az miktarda üretiliyor.
10.5—Linyit,Verimsizliği
değerine göre taşıma maliyetini yüksek kıldığı için çoğu ülkede sadece
madenlerin çok yakınında bulunan termik santrallarda kullanılmakta
10.6--Türkiye Dünya linyit
rezervlerinin sadece binde 2’sine sahip olmasına rağmen, 2010 rakamlarına göre
yaklaşık Dünya üretiminin %7’sini gerçekleştirmekte. (Almanya, Endonezya ve
Rusya’dan sonra 4. sırada).
10.7--Bu durum çok da
övünülecek bir durum değil, aksine Türkiye’nin enerji açığı konusundaki
çıkmazlarının bir yansıması. Yoksa, açıkçası linyit bu üretimi hak edecek
değerde bir enerji kaynağı değil.Türkiye enerji açığını yoğun güneş enerjisi ve
nükleer ile kapatabilir mi.
11--Türkiye’de sektör 2005
yılından sonra iyice özel sektöre açılmış. 2005 yılında 91 olan linyit
işletmesi sayısı 2012 yılı itibarıyle 117’e yükselmiş.
11.1--Buna karşılık aynı
dönemde yaklaşık 60 milyon ton olan senelik üretim de 85 milyon tona yükselmiş.
Ancak, gene de katma değer olarak bakıldığında taş kömürü de dahil (ki taş
kömürü sadece 5 milyon ton civarında üretilmekte) toplam kömür üretiminin milli
hasılaya oranı sadece binde 2.
11.2--Bu kadar düşük katma
değer üreten ve bu kadar büyük riskler içeren bir sektörün devlet eliyle
desteklenmesi ne kadar doğru acaba?Bunun yerine maden bölgelerinde tarıma ayrıcalıklı teşvikler verilse çözüm olabilir mi
12--Türkiye'de ise durum
farklı. Elektrik üretimindeki kurulu güç içinde kömürün payı yüzde 19 ile
dünyadaki pek çok ülkeye göre düşük. Yerli kömürün payı yüzde 6'larla sınırlı.
12.1--Oysa Türkiye'nin enerjide
dışa bağımlılıktan kurtulabilmesi için yerli kaynakları devreye sokması şart.
Kendi petrolünü kendi doğalgazını çıkarmak için keşfedilmiş ciddi sahalar yok.
12.2--Geriye kömür kalıyor. Bu
yüzden Türkiye, yerli kömür kaynaklarından yeterince yararlanmadığından
hareketle, yerli kömüre dayalı elektrik kurulu gücünün payını yükseltmeyi
hedefliyor.
12.3--Uzun vadede elektrik
üretiminde kömürün payının % 40'lara ulaştırılması planlanıyor. Ve bu
amaçla bir yandan yerli kömüre dayalı elektrik santrallerini özelleştirirken,
bir yandan da henüz işlenmemiş kömür sahalarını, elektrik santrali kurma
şartıyla özel sektörün işletmesine açıyor, açmaya çalışıyor.
13--Bu arada kömüre ilgili
"kirli yakıt" algısını değiştirmek için de, kömürün temiz kullanımı
için girişimcileri gelişmiş teknoloji kullanımına yönlendiriyor.En yaygın
bilineni ise atmosfere çok çok az zararlı partikül bırakılmasını sağlayan
akışkan yatak teknolojisi.
14--Dünkü faciaya ilişkin
önümüze gelen ilk haberler, trafo patlaması kaynaklı bir yangın çıktığı
yönündeydi. Aklıma ilk gelen şey "trafo hangi şartlarda ve niçin
patlar" sorusu oldu.
14.1--Bu soruya, ODTÜ Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu'ndan gelen bir mesaj yeterli cevabı veriyordu.
Ama Sevaioğlu'na göre işin özeti, bu tip riskli ortamlarda, hastanelerde vs.
daha pahalı ama daha güvenli trafoların kullanılması gerekiyor.
14.2--Ama bir iş güvenliği
uzmanı, Türkiye'deki iş güvenliği ve iş sağlığı mevzuatında çalışma
ortamlarında pek çok standart uygulanmasına rağmen, maden ocaklarında
kullanılacak trafoların bir standardının bulunmadığını söyledi.
15—Ayrıca ocakların
havalandırması seri olarak sağlanmakta ki bu doğru değil.Her ocak ayrı ayrı
havalandırma bacası açılsa riskler parçalanmış olacaktır.Bu durumda kaza olsa
sadece bir ocakta olacak.diğer ocaklara kaza riski çok daha az
olabilecektir.Kıasacaı riskleri parçalamak-uygun işgüvenliği sistemleri ile
riskler eşik değerin altında kalacak biçimde minimize edilebilmekte.Almanya,ABD
bunu sağlayabilmekte ve uzun yıllara kaza bu ülkelerde olmamakta.
Kaynakça:http://www.dunya.com