MAKALELER / Hava Durumunu Sayısal Hale Getirecek 3 Boyutlu Program






Hava Durumunu Sayısal Hale Getirecek 3 Boyutlu Program:

 

1--Araştırmacılar için iklimdeki değişimini anlamak oldukça önemli.Maryland Üniversitesi’ndeki uzmanlar da bununla ilgili çalışmalara katkı sağlama çabasında.

 

1.1--Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi ve NASA ile birlikte çalışan araştırmacılar hava durumunu ölçecek 3 boyutlu, sanal teknolojiye dayanan bir program geliştiriyor.

 

1.2--Maryland Üniversitesi’nden Eric Lee, “Atmosferle ilgili veriler doğal olarak 3 boyutludur. Bulutlar 2 boyutlu değil mesela. Rüzgar sadece doğu batı yönünde ya da yukarıdan aşağıya doğru esmiyor” diye konuştu.

 

1.3--Aynı üniversiteden Mason Quick de, “Sanal teknoloji sayesinde verileri gerçekte olduğu gibi 3 boyutlu olarak düzenliyoruz. Umuyoruz ki bu sayede verilerin incelenmesi daha da kolaylaşmış olacak.”

 

2--Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) fonuyla yürütülen proje sanal gerçeklik aracılığıyla hava durumunun ölçüldüğü ender programlardan biri. Tam da vaktinde kullanılmaya başlanacak.

 

2.1--NOAA’da fizik uzmanı Scott Rudlosky, “Sensör teknolojisini, bu alandaki bilimsel birikimimizi kullanıp ilgili kişilerin bundan yararlanarak harekete geçmesini sağlarsak, büyük orman yangınlarını da önceden belirleyip engelleyebiliriz” dedi.

 

2.2--Proje henüz başlangıç aşamasında ancak tamamlandığında yaratacağı uzun vadeli etkisi uzmanlara heyecan veriyor.

 

2.3--Maryland Üniversitesi’nden Eric Lee, “Böyle bir sistem hava durumu tahminini meteorologlar için oldukça kolaylaştıracak ve olası bir doğal afet ya da şiddetli bir hava koşulu karşısında daha çabuk ve daha iyi kararlar alınmasını sağlayarak hayat kurtaracak” ifadesini kullandı.

 

3—Bu proje dışında dünya ikliminde tahmin çabaları olarak:

 

3.1--Büyük ve küçük çevresel ve toplumsal sorunların çözümünde kullanılan yapay zekâ uygulamalarının sayısı giderek artıyor. Washington Üniversitesi, deniz suyu sıcaklıklarındaki artışları izlemek ve daha doğru tahminler yürütebilmek amacıyla yapay zekâdan faydalanmayı planlıyor.

 

3.2--Tanzanya’da Doğayı Koruma Kaynakları Merkezi, yaban hayatı ve insan faaliyetlerini havadan izleyip yapay zekâdan faydalanarak hayvan-insan karşılaşmalarını önlemeyi planlıyor.

 

3.3--Boston Belediyesi, yeşil alanların korunmasına yönelik gerekli önlemlerin alınabilmesi için şehirdeki ağaçların sayısını ve sağlık durumlarını kontrol etmek amacıyla Green City Watch tarafından geliştirilen yapay zekâ tabanlı ağaç envanterini test etti.

 

3.4--Tarım sektörü de yapay zekânın avantajlarından yararlanıyor. Microsoft’un bulut tabanlı platformu Azure FarmBeats, tarım sektörünü izlemek ve çiftçilerin iklim değişikliğine uyum sağlamasına destek olmak amacıyla sensör, kamera, traktör ve İHA’lardan alınan verileri bir araya getirip birleştirilmiş veri kümelerine dayanan makine öğrenimi modelleri geliştiriyor.

 

3.4.1--Microsoft Azure Global baş mühendisi Ranveer Chandra, “Üreticiler, mahsullerinin ne zaman ekileceğini, sulanacağını ve toplanacağını belirlerken hava durumunu göz önünde bulunduruyor” diyor. “Fakat kullandıkları hava tahminlerini meteoroloji istasyonundan ediniyorlar, kendi çiftliklerinden değil.

 

3.4.2--Yapay zekâ algoritmalarımızdan biri, ayrıntılı hava durumu modellerini ve meteoroloji istasyonundan alınan verileri çiftlikteki sensörlerden alınan verilerle birleştirerek çiftliğe özel hava tahminleri sunulabilmektedir. Çiftlikten alınan verilerdeki belirsizlikleri tamamlayabilen bu çözüm sayesinde çiftçinin daha doğru kararlar verebilmesi sağlanmaktadır.”

 

4—Yapay Zeka Teknolojinde Sınırlar:

 

1--Atmosferik ve Çevresel Araştırmalar (AER) mevsimsel tahmin direktörü ve MIT’de iklim bilimcisi olarak görev yapan Dr. Judah Cohen, bu konudaki görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Uyduların yaygınlaştığı 1979’dan beri toplanan verilerden faydalanıyoruz; fakat buna rağmen elimizde yapay zekâdan optimum sonuçlar alabilmemize yetecek kadar bilgi bulunmuyor. Belki oluşturduğumuz modeller temelinde yapay veriler oluşturabiliriz; fakat bu verilerin geçmişe dayalı gerçek veriler kadar sağlıklı olup olmayacağı konusu belirsiz.”

 

2--Ayrıca, Dr. Rolnick’in de ifade ettiği gibi, yapay zekâ iklim fiziği ve dinamiklerinin yerini alamaz. Avrupa Uzay Ajansından Dr. Mathieu, “Yapay zekânın belirli sınırları var” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Veriler arasında ilişki kurmak her zaman mümkündür. Fakat bu bulgular gerçek bir ilişkiye işaret etmeyebilir. Bu nedenle, iklim dinamiklerine ilişkin açıklamalar getirebilecek uzmanların görüşleri de şarttır.”

 

3--ECMWF’den Dr. Düben’e göre aynı şey hava tahmin modelleri için de geçerli. “Birkaç saat sonrasında dair hava tahminleri ve hatta birkaç yıllık hava tahminleri üretmede yapay zekânın ve makine öğreniminin geleneksel yöntemleri gölgede bırakabileceğine dair iddialar mevcut. Fakat makine öğrenimi teknolojisi çoğu uygulamada diğer yöntemlere kıyasla gerekli doğruluk oranını sağlayamayacağından dolayı, makine öğrenimi tek başına mevcut hava tahmini modellerinin yerini alamaz.Ancak uzman desteği ile daha iyi sonuçlar üretilebilir.

 

4--Yapay zekâ sistemlerinin yalnızca öğrendikleri konularda iyi sonuç vermeleri, beraberinde farklı zorluklar doğuruyor. “Yapay zekâ, sadece öğrendiği konularda kullanılmalıdır” diyen Dr. Peuch, aksi takdirde yanlış ve yanıltıcı sonuçlar alınabileceğini belirtiyor. Belirli nitelikte verileri işlemesi için oluşturulmuş bir algoritma, bu verileri doğru bir şekilde yorumlayabilir. Fakat aynı algoritmaya farklı niteliğe sahip verilerin verilmesi durumunda hatalı sonuçlar doğabilir.

 

4.1--Fakat iklim araştırmaları söz konusu olduğunda, değişen tek şey verilerin niteliği değil, aynı zamanda iklimin kendisidir. CAMS direktörü Dr. Peuch, “İklim değişikliğinden bahsediyorsak, kullanılan algoritmalar son derece ayrıntılı olmalıdır; çünkü iklim değişmeye devam ediyor.

 

5--Yapay zekânın geleceğe dair tahmin üretirken yalnızca geçmişe ait veriler kullanmamasına çok dikkat edilmelidir” diye uyarıyor. İlkim değişikliği araştırmaları söz konusu olduğunda hangi algoritmaların kullanılması gerektiği de zor bir seçim.

 

5.1--Dr. Cohen, “Elimizde birçok yapay zekâ tekniği mevcuttur ve iklim tahminleri için en uygun olanını bir menüden seçermiş gibi belirlemek uygun olmayabilir” diyor. “Bence mevcut iklim tahmini yöntemlerinden çok daha verimli sonuçlar verebilecek bir yapay zekâ algoritmasının seçilmesi ve optimize edilmesi, gerçekten kolay olmayacak.”

 

6--Yapay zekâ teknolojisi, ayrıca verileri ne şekilde edindiğimiz ve nasıl işlediğimiz konusunda da soru işaretlerine neden oluyor. Dr. Düben, “Geleneksel hava durumu izleme kaynaklarına yönelik veri gizliliği konusunda fazla kaygı bulunmasa bile, hava tahmini amacıyla günümüzde pek kullanılmayan ‘Nesnelerin İnterneti’ (IoT) diye adlandırılan konsept gelecekte bu yönde çok faydalı olabilir” diyor. “Örneğin, akıllı telefonlardan ve diğer ‘kitle kaynaklı’ veri ürünlerinden edinilen bilgiler, hava tahminlerini ciddi ölçüde geliştirebilir.

 

6.1--Fakat bu durum, beraberinde veri gizliliği konusunda da sorunlar yaratır.” Bu konuya değinen Dr. Tkachenko, karar verme formüllerinde kullanılan ham veriler üzerinde oynanması durumunda olumsuz sonuçlar doğabileceği konusunda uyarıyor. Dr. Tkachenko, “Tıpkı tükettiğimiz hazır yemeklerde kullanılan malzemeleri bilmek istediğimiz gibi, kullanılan yapay zekânın nasıl tasarlandığını ve hangi veri kaynaklarından faydalandığını da bilmek isteyebiliriz” diyor.

 

7--İklim ve çevre bilimcileri diğer sektörlerin yapay zekâyı kullanma yöntemlerinden neler öğrenebilir? Dr. Rolnick, “Yapay zekâ, yalnızca yapay zekâ kullanılmasını gerektiren mevcut bir sorun olduğunda kullanılmalıdır” diye uyarıyor: “Gösterişli teknolojiler, insanı etkileyerek dikkatini kolayca dağıtma potansiyeline sahiptir. Yapay zekâ, her türlü çalışmada mevcut yöntemleri sadece destekleyen bir araç olarak tutulmalıdır.

 

7.1--Yapay zekâ kullanılarak yürütülen çalışmalar, yapay zekânın nihai etkisi göz önünde bulundurularak bu teknolojiyi kullanacak ve ondan faydalanacak kişiler tarafından geliştirilmelidir.

 

8--” Dr. Rolnick şöyle devam ediyor: “Yapay zekânın tüm sorunları sihirli bir şekilde çözeceği düşüncesine kapılmak büyük bir tehlike teşkil ediyor. Yapay zekâ, güçlü bir teknolojidir; fakat bununla beraber iklim değişikliği stratejilerinde kullanılabilecek çeşitli araçlardan sadece biridir.”

 

5—Yorum:

 

1—Dünya iklimini 3 boyutlu olarak bir sanal kürede ansal olarak temsil etmek çabası oldukça önemli.Süper bilgisayarların sağladığı bu imkan ile ansal olarak hava olayları gözlemlenebilir.Bu küre kullanılacak teknoloj ve yazılım ile aynı zamanda geçmiş küresi yada gelecek hava olayları küresi olarakda yararlanılabilecektir.Bu imkan ABD ye büyük bir teknoloji kabiliyeti getirebilir.

 

2—Atmosfer için oluşturulacak bu sanal küre aynı zamanda dünya ekonomisi içinde gerçekleştirilebilecektir.Bu imkan dünya ekonomisinde paranın akışı daha somut olarak incelenebilecektir.Bir sonraki versiyon tarım-enerji üzerine olabilecektir.

 

3—Ayrıca yapay zeka teknolojisi kabul edilmelidir ki bir yöntem-araç olarak Ancak uzman desteği ile daha iyi sonuçlar üretilebilir.


Kaynak: https://www.amerikaninsesi.com/

 




Makalenin İzlenme Sayısı : 346

Eklenme Tarihi : 15.11.2020

Önceki sayfaya geri dön.