New Yorkun Yenilenebilir
Enerjiye Geçme Çabaları:
1--Stanford Üniversitesi’nden
Profesör Mark Jacobson, Amerikalı ünlü talk-show ustası David Letterman’ın
programına konuk olan belki de tek mühendistir. Geçen Ekim ayında Amerika’nın
CBS kanalında yayınlanan talk-show programına katılan Jacobson, çalışmalarını
anlattı.
1.1--Rüzgar, su ve güneş
enerjisinin dünyada ve Amerika’da neredeyse tüm fosil yakıtların yerini
alabileceği öngörüsünde bulunan Jacobson, bu şekilde çevre ve insan sağlığını
korurken istihdam da yaratılabileceğini söyledi.
1.2--Jacobson’ın Cornell
Üniversitesi’nden meslektaşlarıyla hazırladığı ve Enerji Politikası dergisinde
yayınlanan son rapor, New York’ta 2030 yılına kadar rüzgar, su ve güneş
enerjisine geçebilme planını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.
1.3--Mühendislerin yaptığı
hesaba göre, New York eyaletinde, elektrikli olmak kaydıyla tüm arabaları
çalıştırmaya yetecek kadar yenilenebilir enerji üretilecek.
2--Stanford ve Cornell
Üniversitesi profesörlerinin yenilenebilir enerjiye geçişle ilgili yol haritası
çoğunluğu Atlas Okyanusu kıyılarında olmak üzere binlerce rüzgar türbini
kurulmasını, güneş ve foto-voltaik elektrik santralları inşa edilmesini, beş
buçuk milyon binanın çatısına özel sistemler kurulmasını, okyanustaki gel-git
ve dalga gücünü algılayan aygıtlar kullanılmasını, jeotermal santrallar ve yeni
hidroelektrik santral yapımını gerektiriyor.
2.1--Bunları gerçekleştirmek
içinse New York’un toplam arazisinin sadece % 1 nin kullanılması öngörülüyor.
2.2--En iyi, en temiz ve en
sürdürülebilir enerji teknolojileri üzerinde çalıştıklarını söyleyen Profesör
Jacobson, bu teknolojilerin insan sağlığı, su kaynakları, iklim değişikliği
gibi alanlarda olumlu etki yapmasının yanında, enerji fiyatlarında istikrarı da
sağlayacağını söylüyor.
2.3--Sonuçta rüzgar ve güneş
ışığının hiç bir maliyeti yok, yani tek maliyet altyapının inşa edilmesi
olacak.
3--Jacobson ve meslektaşları
bu projenin önündeki engelin teknolojik değil siyasi olduğunu söylüyor.
3.1--Stanford Üniversitesi
profesörü “Bu projeden yararlanmayan ve dolayısıyla projeye olumsuz bakan çok
sayıda sektör var. Gaz, kömür ve petrol gibi fosil enerji sektörlerinin yanında
nükleer ve biyoyakıt teknolojilerini de dışlıyoruz. Çünkü bunlar bizim
odaklandığımız enerji kaynakları kadar temiz değil” diyor.
3.2--Profesör Mark Jacobson,
madenciliğin ve yenilenemeyen bir kaynak olan uranyumun rafine edilmesinin
artan maliyeti nedeniyle nükleer enerjiyi araştırma dışında tuttuklarını
söylüyor. Ayrıca bu enerji türü nükleer silah geliştirme riskini de arttırıyor.
3.2.1--Mevcut olan tüm
nükleer reaktörlerin yüzde bir buçuğunda tehlikeli düzeylerde erime meydana
geldiğini ve bunun da daha başka felaketlere neden olabileceğini belirten
Jacobson “Rüzgar veya güneş enerjisi böyle bir risk yaratmıyor” diyor.
3.3--Jacobson ve
yenilenebilir enerji raporunun diğer yazarları, New York için yaptıkları
çalışmanın bir benzerini California için de yayınlamışlar. Önümüzdeki aylarda uzmanlar,
araştırmalarını Amerika’nın tüm eyaletlerine taşımayı planlıyor.
3.4--Columbia Üniversitesi
Çevre Mühendisliği bölümünden Vasilis Fthenakis, Jacobson’un araştırmasına
benzer bir değerlendirme yapmış. Fthenakis’in önerisi rüzgar enerjisine Jacobson’a
göre daha az odaklanırken, Amerika’nın en güneşli bölgelerine yüksek voltajlı
akım hatları kullanan ve güneş enerjisiyle çalışan elektrik santrallar
kurulmasına ağırlık veriyor.
3.4.1--Jacobson’ın projesinin
teknolojik açıdan gerçekçi olduğunu söyleyen Fthenakis, ancak kıyılara rüzgar
türbinleri inşa etme fikrinin sahil kasabalarında direnişle karşılaşabileceğine
dikkati çekiyor.
4—Yorum:Newyork ABD için Ne
ise İstanbul da Türkiye için odur.Bu nedenle
İstanbulda İBB-Valilik ve Bakanlık şehrin yenilenebilir enerjiye geçişi
için yol haritasını hazırlayabilir.
4.1--Almanya çatılarına GES
leri çoktan yerleştirip yenilenebilir enerjide payını %40 getirirken ABD hala
geride.
4.2--Ayrıca Almanya
endüstri4.0 ile birçok ucuz emeğe dayalı sektörü kendi ülkesine çekebilir.
Kaynak: https://www.amerikaninsesi.com/