MAKALELER / Enerji Santrallerinin Çevre ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri








Enerji Sistemlerinin Çevre ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri:

 

1-Termik Santrallerin Çevreye Etkileri:

Termik santrallerin baca atıkları ile atmosfere  H2S, SO2, sülfirik asit aerosolleri, ve diğer aeresol formundaki sülfat tuzlarını salınır. Bu kirleticilerden en önemlisi kükürt dioksittir. Termik santrallerde yanma ile  oluşan kükürt oksitler, kullanılan yakıttaki  kükürt miktarının bir fonksiyonudur.Baca gazlarında olan   Azot oksitler ise yanmaya bağlı olarak havanın yükseltgenmesiyle  yüksek sıcaklıkta oluşur Askıdaki partikül maddeler ise termik santraldeki kömür ve külden kaynaklanan ince toz ve duman içerir.

1.1)-Termik santrallerde yanmaya bağlı oluşan Azot oksitler ve kükürt oksitler asit yağmurlarını oluşmasında önemli rol oynarlar.Oluşan asit yağmurları (SO2+H2S+NOX+Yağmurlar) toprağın üstünde varolan ve toprağın derisine karşılık gelen üst kaymak tabakayı yok edip(bu tabaka gelen güneş ışınımına karşı bir ısı yalıtım(ısıl geçirgenliği düşük ve su tutan bir tabaka) tabakası oluşturmakta)-toprağın çatlamasına-kuraklaşmasına ve hayat veren özelliğini kaybetmesine yol açmaktadır.

1.2--Termik santrallerde çevre koruması anlamında; Hava kirliliğine karşı kullanılan gelişen teknoloji ile çevresel etkiler en aza indirgenebilmektedir. Özellikle baca gazları ile atmosfere verilen atıklar %90’a varan verimlilikle arıtılabilmektedir.

 

1.3--Bununla birlikte yakma sisteminde yapılan bazı değişiklerle de tam yanmanın sağlanması sonucu baca atıkları bir miktar daha önlenmiş olur.İkincil olarak verilen(turboşarj-fazla hava basmak)verilen hava ile tam yanma sağlanabilir. Bu şekilde böylece alev sıcaklığı düşürülür ve NOX emisyonu yarı yarıya azalır.Ayrıca kömür santrallerinde kömür ile  kireç taşı ile beraber yakıldığı sistemlerde

 

1.4--Bu suretle ; kükürt dioksitlerin ocakta tepkimeye girmesi de sağlanmış olur.Bu sistemlerde yakma sırasında oluşan baca gazı, kül parçaları ihtiva etmektedir.Bu Atık gaz atmosfere verilmeden önce bu küllerden arındırılmalıdır. Bu işlemler için verimliliği %95-99 arasında olan elektrostatik çözelticiler kullanılmaktadır.Yine aynı şekilde  Atık gazdaki partikül maddeler filtre veya siklonlar kullanılarak da arıtılabilir.

 

1.5--Termik santrallerde atık suların temizlenmesi içinde çeşitli  atık su arıtma yöntemleri ile yüksek verimle atık su arıtması yapmak mümkündür

 

2)-Jeotermal Enerji Üretiminin Çevreye Etkileri:

Jeotermal enerji üretimine bağlı olarak:

 

1-Hava kirliliğine neden olabilecek ,atmosfere , amonyak, borik asit, partiküller ve bazı radyoaktif elementler salınmaktadır.

 

3--Hidroelektrik  Enerji Üretiminin Çevreye Etkileri:

3.1-Akarsu akış düzeninin değişmesine yol açarak, baraj göllerinin büyük alanlarını sular altında bırakmakta ve yer altı su seviyelerinin yükselmesine neden olabilmektedir.

 

3.2-Baraj çevresinde yer alan tarımsal alanlarda oluşan tuzluluk ve toprağın bazik karaktere kaçması yani toprağın doğal Ph değerinin bazik tarafa kaçmasına neden olabilmektedir.Bu da sonuçta baraj kurulmadan önce varolan  iyi topraklarda,baraj sonrası  toprak verimini azaltmaktadır.

 

3.3-Baraj gölünün altında:

 

1--Verimli topraklar su altında kalmakta bu da tarımsal verimi düşürmekte-(Özellikle çok büyük barajlar için)-Diğer yandan göç eden insanlara daha verimsiz topraklar verilmektedir.

 

2--Ormanlar kalabilmekte bu da sonuçta daha önce havaya oksijen veren-yağışı dengeleyen unsurun yok olması ve buna bağlı yağış rejiminin bozulması ve kirlenmiş havanın temizlenmemesi ve çevresel sanayi-ulaşıma  bağlı gürültünün absorbe edilememesi

 

3--Köyler kalmasına bağlı sosyal değişim-göç problemleri oluşabilmektedir.

 

4--Tarihi eserler kalabilmekte ve turizm ve tarih anlamında  büyük bir kayıp oluşturabilmektedir.(Urfanın Halfeti ilçesinde tarihi alanların sular altında kalması)

 

4-Nükleer Enerji Üretiminin Çevreye Etkileri:

1--Nükleer santraller için fizibilite ve etüd safhasında deprem-çevre açısından vs oldukça iyi bir çalışma yapılmış olması gerekir.Aksi durumda

 

2--Depreme bağlı bir nükleer sızıntı veya

 

3--Bir turizm alanının nükleer santralın atık suları ile yaşanamaz duruma gelmesi çok ciddi konulardır.

 

4.5-Nükleer Santraller olağanüstü emniyet tedbirleri alınması sağlanan ve hiçbir nükleer sızıntı olması için gereken bütün teknik tedbirlerin alınmaya çalışıldığı yerlerdir.

 

4.6--Nükleer Santrallerin kurulmasına karşı çıkan muhalif akımın iki önemli dayanağı vardır.Bunlar:

 

1--Nükleer Santrallerde her ne kadar  bir uçak kadar emniyet tedbirleri alınmış isede sistemi insanlar işletmekte ve insan hataları doğal olarak oluşabilmekte ve oluşan hatanın toplumsal maliyeti büyük olmaktadır.Örneğin çernobilde olduğu gibi  sistemi işleten insanların-yada bir teknisyenin temizlik sırasında kapatılmaması gereken  bir vanayı kapatması ve buna bağlı kaza ve sızıntının oluşması. sonucunda o bölgede yaşayan halk üzerinde de ciddi sağlık problemlerinin nesiller sürecek şekilde ortaya çıkmasına sebep olur.

 

2-Nükleer Santrallerden  çıkan radyoaktif atıkların nereye depolanacağı veya nasıl imha edileceği.Kimse özellikle batı ülkeleri kendi atıklarının vatandaşların tepkisini dikkate alarak-başka ülkelerde depolamak için yoğun çaba sarfetmektedirler.Bu ahlaki bir davranış değildir.

 

3-Nükleer yakıtı,atık bırakmadan kullanabilecek oturmuş bir teknoloji halen mevcut değil.Bu yüzden batı ülkeleri çok mecbur kalmadıkça Nükleer santral kurulumuna sıcak bakmamaktadırlar.

 

4-Nükleer santralleri savunan lobi,bu santrallere karşı çıkan lobilerin petrol lobisiyle bağlantılı olduğunu ve aynı zamanda i santrallerin enerji üretmede oldukça ciddi önemi olduğunu ve teknolojik donanımın bir uçağın emniyet sistemleri kadar olduğu tezine yer vermektedir. , Nükleer santrallere karşı çıkan ise  Santralleri üreten firmaların son yıllarda talep olmamasına bağlı olarak ekonomik olarak zor durumda olduğunu tezini savunmaktadır.

 

5-Nükleer Santraller ,artan enerji tüketiminde önemli bir araçtır.

 

4.7-Nükleer Santraların İmalatı-ve kazalarla ilgili  Olarak:

 

1-Doğru yer seçimi yapılması ve

 

2-işletiminde çıkabilecek bütün problemlerin çözüm talimatları,tıpkı bir askeri hiyerarşi –yönetmelik belgesi tarzında olması gereken kadar esneklikte,  santralleri yapan ülkenin teknik kültürüne uygun olarak tek tek yazılmış ve aynı zamanda

 

3-teknik personel en iyi personelin arasından seçilmiş ise işletiminde ortaya çıkabilecek riskler en aza inebilir.

 

4-Atık nükleer yakıtı berteraf edecek ve depolayacak yerlerin seçimi için santralin imalatından evvel uzun bir araştırma süreci sonunda saptanmış olması gerekir.Yine ayrıca

 

5-santralin kaza yapması durumu dikkate alınarak(mevcut kaza simülasyonları dahilinde) yapılacak simülasyonlar(atmosferik-deniz-çevre insan yerleşimleri vs) ve buna bağlı alınacak çevresel tedbirler(radyoaktif serpintiyi emen kaynaklarının(orman,maden yatakları vs bunların araştırılması-en iyi radyoaktif serpintiyi hangi ağaç türler-jeolojik alanlar emiyor vs) araştırılması ve kaza durumu talimat yönergesi hazırlanmalıdır.Kaza

 

6-kriz merkezi yöneticisi ve diğer teknik adamların seçimi-deneyimi ek eğitimleri oldukça ciddi konulardır.Yine aynı bağlamda

 

7-santralın yapımında radyoaktif serpintiyi tutan yapı malzemelerinin kullanımı(bunların deneysel olarak saptanması-örneğin ponza taşı kaynaklı BİMS,yada her türlü kirli metali yutan sazların yine serpinti tutucu olarak kullanılabilir mi yada uranyum madenlerini etrafında bulunan toprakların(doğal yapı tesadüf olmaz) serpinti tutuculuğu ve varsa bunlardan yapı malzemesi üretimi.Ayrıca

 

8-kaza anında yayılacak serpintiyi yutan ağaç türlerinin,santral merkezinden x km ye kadar y yoğunluklu olarak dikilmesi.Bir başka konuda

 

9-kriz anında yakıtın reaktör kalbinde erimesine karşı,ortamı anormal olarak soğutacak el bombası tipinde Soğutma bombalarının araştırmaya dayalı olarak üretilip-kullanılması ve bu suretle sıcaklığın anormal düşürülmesi ile yakıtın erimesinin önüne geçilmesi.

 

5-Rüzgar Santrallerinin Çevreye Etkisi:

 

Rüzgar Santrallerinin bakımı ve işletimine bağlı olarak:

 

1-Göçmen kuşlarla ilgili ekolojik güvenlik tehlikeleri,

 

2-Görüntü ve estetik anlamında oluşan kirlilik

 

3-Rüzgar türbinine bağlı oluşan gürültü,

 

4-Rüzgar santraları için kullanılan arazinin tarım yerine bir rüzgar tarlası olarak kullanımı.

 




Makalenin İzlenme Sayısı : 379

Eklenme Tarihi : 25.08.2020

Önceki sayfaya geri dön.