2.Dünya Harbinin
Nedenleri:
1--Rusya Devlet Başkanı
Putin, Washington merkezli askeri analiz dergisi The National Interest (NI)
için kaleme aldığı 'Büyük Zaferin 75. yılı: Tarih ve gelecek karşısındaki ortak
sorumluluk' başlıklı makalesinde, İkinci Dünya Savaşı'nın nedenlerini ve
sonuçlarını değerlendirdi.
2--Putin, 'Büyük Zaferin 75.
yılı: Tarih ve gelecek karşısındaki ortak sorumluluk' başlıklı makalesinde şu
değerlendirmelerde bulundu:
1--İkinci Dünya Savaşı biteli
75 yıl geçti. Bu süre zarfında birkaç nesil yetişti. Dünyanın politik haritası
değişti. Nazizm karşısında muazzam ve ezici zafer elde ederek tüm dünyayı
kurtaran Sovyetler Birliği artık yok. Savaşta yaşananlar katılımcıları için
bile artık uzak bir geçmiş oldu.
2--Geleneksel bir deyim
vardır: Savaş her ailenin tarihinde derin iz bıraktı. Bu ifadenin ardında,
milyonlarca insanın yaşamı, sıkıntılar ve acılar, aynı zamanda gurur, hak ve
hatıralar duruyor.
2.1--Çocuklarımızın,
torunlarımızın ve çocuklarının atalarının hangi sınavlardan ve acılardan
geçtiğinin farkında olmaları ben ve yaşıtlarım için önemli. Nasıl ve neden
hayatta kalıp zafer elde edebildiler? Tüm dünyayı şaşırtan ve hayran eden
gerçekten demir gibi güçlerini nereden aldılar? Evet, kendi evlerini,
çocuklarını, yakınlarını, ailelerini savunuyorlardı. Ama herkesi birleştiren
vatana, anayurduna olan sevgiydi.
2.2--Bu bütünüyle halkın
özüne yansıyan derin, kişisel bir duygu, Nazilere karşı kahramanca ve fedakarca
mücadelede belirleyici rol oynadı.
3--Geçmiş ve gelecek
karşısındaki sorumluluğumuz, korkunç trajedilerin tekrarlanmasına izin vermemek
için her şey yapmak.
3.1--Bu yüzden İkinci Dünya
Savaşı ve Büyük Vatanseverlik Savaşı ile ilgili bu yazıyı kaleme almayı bir
borç bildim.
3.2--Dünya liderleriyle
sohbetlerde bu fikri defalarca görüştüm, anlayışla karşıladıklarını gördüm.
3.3--Geçen yılın sonlarında,
Bağımsız Devletler Topluluğu zirvesinde, şu konuda hemfikirdik: Nazizme karşı
zaferin öncelikle Sovyet halkı tarafından elde edildiği, bu kahramanlıklar dolu
mücadelede tüm Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinin temsilcilerinin hem cephede
hem cephenin gerisinde omuz omuza durduğu hatırasını torunlarımıza iletmek
önemli.
4--Bir kez daha şu açık şeyi
hatırlatıyorum: İkinci Dünya Savaşı’nın derin nedenleri pek çok açıdan Birinci
Dünya Savaşı’ndan sonra alınan kararlardan kaynaklanıyor.
4.1--Versay Barış Antlaşması,
Almanya için derin haksızlığın simgesi haline geldi. Bu anlaşma, ülke için
soygun anlamına geliyordu, zira Batılı müttefiklere, ekonomisini tüketecek dev
tazminatlar ödeme zorunluluğuyla karşı karşıya bırakılıyordu.
4.2--Müttefik ordunun baş
komutanı Fransız mareşal Ferdinand Foch, Versal için şu isabetli tarifte
bulunmuştu: 'Bu barış değil, yirmi yıllık bir ateşkes.'
4.3--Almanya’daki radikal ve
intikamcı eğilimleri besleyen uygun ortamı oluşturan tam da bu küçük düşürülme
oldu.
4.4--Naziler bu duyguları
büyük bir ustalıkla manipüle etti, kendi propagandalarını inşa etti, Almanya'yı
'Versay mirasından' kurtarma, ülkenin eski gücünü geri kazanma sözünü verdi,
aslında Alman halkını yeni savaşa itti.
4.5--Paradoks, ama buna
doğrudan veya dolaylı olarak başta İngiltere ve ABD olmak üzere Batı ülkeleri
yardımcı oldu.
4.5--Bu ülkelerin finansal ve
sanayi çevreleri, askeri amaçlı ürünler üreten Alman fabrikalara oldukça aktif
bir şekilde sermaye yatırdı.
4.6--Aristokrasi ve politik
elitler arasında da, Almanya ve genel olarak Avrupa’da yükselişe geçen radikal,
aşırı sağcı, milliyetçi hareketlerine destek veren çok sayıda kişi vardı.
4.7--Bunların temelinde,
Birinci Dünya Savaşı galiplerinin keyfi bir şekilde çizdiği yeni sınırlar
yatıyordu. Yeni harita çizildikten kısa süre sonra toprak iddiaları ve
karşılıklı suçlamalar başladı ve bunlar saatli bombaya dönüştü.
4.8--Birinci Dünya Savaşı’nın
en önemli sonuçlarından biri Milletler Cemiyeti oldu.
4.8.1--Uzun vadeli barış ve
kolektif güvenliğin sağlanması konusunda bu uluslararası örgütten yana büyük
beklentiler vardı. Bu ilerleyici bir fikirdi, tutarlı bir şekilde hayata
geçirilmesi hiç abartısız küresel savaş kâbusunun tekrarlamasını önleyebilirdi.
4.9--Milletler Cemiyeti
dünyanın farklı bölgelerinde çatışmaları da önleyemedi, misal İtalya’nın
Etiyopya’ya saldırısı, İspanya’daki iç savaş, Japonya’nın Çin’i işgali,
Avusturya’nın ilhakı.
4.9.1--Hitler ve
Mussolini’nin yanı sıra İngiltere ve Fransa liderlerinin de katıldığı Münih
komplosu sonucu, Milletler Cemiyeti’nin tam onayıyla Çekoslovakya parçalandı.
4.9.2--Bu bağlamda şunu
kaydetmek isterim: Stalin, dönemin Avrupa liderlerinin çoğunun aksine, Batılı
çevreler tarafından oldukça saygıdeğer politikacı olarak gösterilen ve Avrupa
başkentlerinde hoş karşılanan Hitler ile bir araya gelerek imajına leke
sürmedi.
4.10--Çekoslovakya’nın
parçalanmasında, Almanya’nın yanında Polonya da yer aldı. Bu ülkeler,
Çekoslovakya’nın hangi bölgelerinin kime kalacağına önceden ve birlikte karar
verdi.
4.11--Avrupa'da büyük bir
savaşın kaçınılmaz hale gelmesinin tetikleyicisi olan Münih komplosuydu'.Çekoslovakya’nın
bölünmesi acımasız ve arsızca gerçekleşti. Münih, kıtada kalan kırılgan ve
formalite olan garantileri bile yıktı, karşılıklı anlaşmaların hiçbir değerinin
olmadığını gösterdi. Avrupa'da büyük bir savaşın kaçınılmaz hale gelmesinin
tetikleyicisi olan Münih komplosuydu.
5--Sovyetler Birliği, Fransa
ve Çekoslovakya ile yapılan anlaşmalar dahil uluslararası yükümlülüklerinden
hareketle bu trajediyi önlemeye çalışıyordu. Oysa Polonya, çıkarlarını güderek
Avrupa’da kolektif güvenlik sistemini oluşturulmasına tüm var gücüyle engel
oluyordu.
5.1--İngiltere ve o dönemde
Çeklerin ve Slovakların başlıca müttefiki olan Fransa, garantilerden vazgeçerek
Doğu Avrupa’nın bu ülkesini kaderine terk etmeyi tercih etti. Sadece yalnız
bırakmak değil Nazilerin doğu yönündeki emellerini yönlendirdiler, hedefleri
Almanya ve Sovyetler Birliği’nin kaçınılmaz olarak çatışmaya girmesi ve
birbirini tüketmesiydi.
5.2--Bu politikanın Uzay
Doğu’daki doruk noktası, Tokyo’yu Çin’de özgür bırakan 1939 İngiltere-Japonya
anlaşması oldu. Avrupa’nın önde gelen ülkeleri, Almanya ve müttefiklerinin
dünya için arz ettiği tehlikeyi kabul etmek istemiyorlardı, savaşın onları
teğet geçmesini umuyorlardı.
6--Sovyetler Birliği, Batı
ülkelerinin ikiyüzlü duruşuna rağmen, Hitler karşıtı koalisyonu kurmak için son
ana kadar her fırsatı kullanmaya çalıştı'
6.1--Bununla birlikte
Sovyetler Birliği, tekrar ediyorum Batı ülkelerinin ikiyüzlü duruşuna rağmen,
Hitler karşıtı koalisyonu kurmak için son ana kadar her fırsatı kullanmaya
çalıştı.
6.2--Sovyetler yönetimi,
istihbarat servislerinden 1939’daki İngiltere-Almanya temaslarıyla ilgili
ayrıntılı bir bilgi elde etti.
6.3--Sovyet tarafına herhangi
bir taahhütte bulunmak istemeyen Polonya, müzakerelerin başarısız olmasında rol
oynadı. Polonya yönetimi, Batılı müttefiklerin baskısı altında bile
Wehrmacht’la mücadelede Kızıl Ordu ile işbirliği yapmayı reddetti.
6.4-- Sovyetler Birliği,
Almanya ile Saldırmazlık Paktı imzaladı ve Avrupa ülkeleri arasında bunu yapan
son ülkelerden biri oldu. Üstelik, batıda Almanya ve Khalkhin-Gol nehri
üzerinde halihazırda yoğun muharebelerin yaşandığı doğuda Japonya ile olmak
üzere iki cephede savaşmaya yönelik gerçek bir tehlike bulunmasına rağmen.
7--'Sovyet liderleri birçok
konuda suçlayabilirsiniz ancak dış tehditlerin niteliğini anlamadıkları
konusunda değil'
7.1--Stalin ve çevresi birçok
adil suçlamayı hak ediyor. Bizler, hem rejimin kendi halkımıza karşı işlediği
suçları hem de kitlesel baskıların oluşturduğu dehşeti unutmadık. Tekrar etmek
isterim ki, Sovyet liderleri birçok konuda suçlayabilirsiniz ancak dış
tehditlerin niteliğini anlamadıkları konusunda değil.
8-- Evet, Rusya SSCB’nin
devamı ve Sovyet dönemi, tüm zaferleri ve trajedileriyle bin yıllık tarihimizin
ayrılmaz bir parçası.
8.1--Ancak Sovyetler
Birliği’nin Molotov-Ribbentrop Paktı olarak da anılan bu paktı hukuki ve ahlaki
açıdan önem verdiğini hatırlatmak isterim.
9--Çekoslovakya’yı yerle bir
ettikten sonra Hitler’in yeni topraklara yönelmeyeceğine inanmak naiflik
olurdu. Bu kez Çekoslovakya bölümündeki suç ortağı Polonya’ya ilerledi.
9.1--Bu arada, buradaki
gerekçe yine Versay’ın mirası, yani sözde Danzig koridorunun kaderi oldu. Daha
sonra Polonya’nın trajedisi gerçekleşti.
9.2--Burada
İngiliz-Fransız-Sovyet askeri ittifakının akdedilmesini engelleyen ve Batılı
ortakların yardımına güvenen, halkını Nazi imha makinesine bindiren Polonya
yönetimi tamamen kabahatliydi.
9.3--Alman saldırısı,
Blitzkrieg doktriniyle tam uyum içinde gelişti. Polonya ordusunun sert,
kahramanca direnişine rağmen, savaşın başlamasından bir hafta sonra, 8 Eylül
1939’da Alman birlikleri Varşova’nın eteklerine gelmişti.
9.4--Polonya’nın
askeri-politik eliti, 17 Eylül’e gelindiğinde işgalcilere karşı savaşmaya devam
eden halkına ihanet ederek Romanya topraklarına kaçtı.
9.5--Batılı müttefikler Polonya
umutlarını gerçeğe dönüştürmedi
Almanya’ya savaş ilan
edildikten sonra Fransız birlikleri Alman topraklarının sadece yirmi-otuz
kilometre derinliğine kadar ilerledi.
9.6--Tüm bunlar, sadece aktif
bir gösteri gibi görünüyordu. Ayrıca, 12 Eylül 1939’da Fransa’nın Abville
kentinde ilk kez toplanan İngiliz-Fransız Yüksek Askeri Konseyi, Polonya’daki
olayların hızla gelişmesi nedeniyle saldırıyı tamamen durdurmaya karar verdi.
10--Tüm bu aylar boyunca,
üçüncü ülkeler tarafından görünmeyen diplomatik ve askeri-siyasi mücadele,
istihbarat çalışmaları durmadı. Moskova yönetimi, karşısında uzlaşmaz ve
acımasız bir düşman olduğunu ve halihazırda Nazizmle gizli bir savaş
yapıldığını anladı.
10.1--O yıllardaki resmi
açıklamaları, resmi protokol notlarını SSCB ile Almanya arasındaki 'dostluğun'
kanıtı olarak görülmesi için hiçbir dayanak bulunmuyor.
10.2--SSCB, sadece Almanya
ile değil, diğer ülkelerle de aktif ticari ve teknik temaslara sahipti. Bununla
birlikte Hitler, SSCB’yi defalarca İngiltere karşı karşıya getirmeye çalıştı
ancak Sovyet yönetimi bu çağrılara boyun eğmedi.
10.3--Almanlar ve Japonlar,
görünüşe göre, bizi Basra Körfezi ve Hindistan’a doğru itmek istiyorlar.
Almanya’dan gelen bu tür tavsiyelerin yersiz olduğunu düşündüğümüz için bu
konunun tartışmasını reddettik.
10.4-- 25 Kasım’da ise Sovyet
yönetimi bu konuda son noktayı koydu: Alman birliklerinin Finlandiya’dan
çekilmesi, SSCB ve Bulgaristan arasında karşılıklı yardım anlaşması ve daha
birçoğu dahil olmak üzere Berlin’e Naziler için kabul edilemez koşullar sundu
ve böylece Pakt’a katılmaya yönelik her türlü fırsatı bilinçli olarak geri
çevirdi.
10.5--Bu tutum, Führer’in
SSCB’ye karşı savaş başlatma niyetini kesin olarak pekiştirdi. Aralık ayına
gelindiğinde Hitler, stratejistlerinin iki cephede savaşmanın feci tehlikeler
doğuracağı yönündeki tüm uyarılarını bir kenara bırakarak, Barbarossa planını
onayladı.
10.6--Bunu yaparken Sovyetler
Birliği’nin Avrupa’da kendisine karşı çıkan ana güç olduğunun ve doğuda
gerçekleşecek muharebenin dünya savaşının sonucunu belirleyeceğinin
farkındaydı. Moskova çıkarmasının kısa süreli ve başarılı olacağından da
emindi.
10.7--Özellikle vurgulamak
isterim ki, o dönemde Batılı ülkeler Sovyetlerin eylemlerini fiilen
onayladılar, Sovyetler Birliği’nin güvenliğini sağlama amacı güttüğünü kabul
ettiler.
10.8--Nitekim 1 Ekim 1939’da
dönemin Bahriye Nazırı W. Churchill, radyoda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
'Rusya kendi çıkarları doğrultusunda soğuk bir politika izliyor...
10.9--Rusya’nın Nazi tehdidinden
korumak için Rus ordularının [yeni batı sınırı] bu hatta durmaları için açık
bir şekilde gerekliydi.
11--Sorumlu, ileri görüşlü
politikacılar arasında bilindik SSCB antipatisine rağmen daha önce SSCB’yle
işbirliği yapılmasını savunan Churchill öne çıkıyordu. Henüz Mayıs 1939’da Avam
Kamarası’nda şunları söyledi: 'Saldırganlığa karşı büyük bir ittifak kuramazsak
ölümcül tehlike altında olacağız. Sovyet Rusya ile doğal işbirliğini
reddedersek, bu en büyük aptallık olur.'
12--'Savaş, o dönemdeki dünya
siyasetinde etkili olan birçok eğilim ve faktörün sonucudur'.İkinci Dünya
Savaşı bir saatte çıkmadı, aniden, birden bire başlamadı. Almanların Polonya’ya
yönelik saldırısı da ani değildi. Savaş, o dönemdeki dünya siyasetinde etkili
olan birçok eğilim ve faktörün sonucudur.
12.1--Savaş öncesi tüm
olaylar tek bir zincirde sıralanmıştı. Ancak elbette, insanlık tarihindeki en
büyük trajedinin zeminini hazırlayan ana husus, devlet egoizmi, korkaklık, güç
kazanan saldırgana göz yumma, siyasi elitlerin uzlaşma aramaya hazır
olmamasıydı.
12.2--Bu nedenle, Nazi
Dışişleri Bakanı Ribbentrop’un iki günlük Moskova ziyaretinin İkinci Dünya
Savaşı’na yol açan ana sebep olduğunu öne sürmek adil olmaz.
12.3--Önde gelen tüm ülkeler,
savaşın çıkmasından bir dereceye kadar sorumludur. Her bir ülke, başkalarının
önüne geçmenin, kendine tek taraflı avantajlar sağlamanın veya yaklaşan küresel
felaketin uzağında durmanın mümkün olduğuna inanarak onarılamaz hatalar yaptı.
12.4--Bu dar görüşlülüğün,
kolektif güvenlik sistemi kurmayı reddetmenin cezasını milyonlarca can kaybı
vererek ve muazzam kayıplar yaşayarak ödemek zorunda kaldılar.
12.5--Bunları bir hakim rolü
üstlenme, birilerini suçlama veya haklı gösterme, dahası tarihsel alanda
devletler ve halklar arasında yaşanabilecek yeni bir uluslararası bilgi
çatışması başlatmaya yönelik en ufak bir niyet taşımadan yazıyorum.
12.6--Farklı ülkelerden önde
gelen bilim insanlarının geniş şekilde temsil edildiği akademik bilim
çevrelerinin, geçmiş olayların dengeli değerlendirmelerini araştırması
gerektiğine inanıyorum. Hepimizin gerçeğe ve nesnelliğe ihtiyacı var.
12.7--Kendi adıma,
meslektaşlarımı her zaman sakin, açık, güvenilir bir diyalog kurmaya, ortak
geçmişimize kendimizi eleştirdiğimiz, ön yargısız bir bakış açısıyla yaklaşmaya
çağırdım.
12.8--Bu yaklaşım, o dönemde
yapılan hataların tekrarlanmamasını ve uzun yıllar boyunca barışçıl ve başarılı
bir gelişimin sağlanmasını mümkün kılacaktır.
13--Ancak, ortaklarımızın
çoğu henüz birlikte çalışmaya hazır değil. Aksine, hedeflerine ulaşmak için,
ülkemize yönelik enformasyon saldırılarının sayısını ve kapsamını artırıyorlar,
kendilerini haklı göstermek, suçluluk duygusu yaşattırmak istiyorlar, ikiyüzlü,
politize edilmiş bildiriler yayınlıyorlar.
14--'İkinci Dünya Savaşı’nın
olayları hakkında dürüst ve tarafsız bir şekilde konuşmaya devam edeceğiz'.Tarih
derslerini unutmak kaçınılmaz olarak ağır bir bedel ödetiyor. Belgelere dayalı
olarak doğrulanmış tarihsel gerçeklere dayanarak gerçeği kararlılıkla
savunacağız ve İkinci Dünya Savaşı’nın olayları hakkında dürüst ve tarafsız bir
şekilde konuşmaya devam edeceğiz.
14.1--Bunun için Rusya’da
İkinci Dünya Savaşı tarihi ve savaş öncesi dönem ile ilgili en geniş arşiv
belgelerinden, film ve fotoğraflardan oluşan bir koleksiyonunu oluşturmak
amacıyla büyük ölçekli bir projeyi uygulamaya koyduk.
15--Savaş aniden çıkmadı,
bekliyorlardı ve hazırlık yapıyorlardı. Ancak Nazilerin saldırısı, yıkıcı güç
tarihinde gerçekten hiç görülmemişti. 22 Haziran 1941’de Sovyetler Birliği,
neredeyse tüm Avrupa’nın endüstriyel, ekonomik, askeri potansiyelinin hizmet
ettiği dünyanın en güçlü, mobilize ve eğitimli ordusuyla karşı karşıya geldi.
15.1--Bu ölümcül istilaya
sadece Wehrmacht değil, aynı zamanda Almanya’nın uyduları, Avrupa kıtasındaki
diğer birçok ülkenin askeri birlikleri de katıldı.
16--1941’deki ağır askeri
yenilgiler ülkeyi felaketin eşiğine getirdi. Olağanüstü yöntemlerle, ulusal
seferberlikle ve ülkenin ve halkın tüm güçlerinin harekete geçirilmesiyle
savaşa hazırlık durumunu ve askeri yönetimi yeniden aktif hale getirmeleri
gerekti.
16.1--1941 yazında, düşman
ateşi altında, ülkenin doğusunda milyonlarca vatandaşın, yüzlerce fabrika ve
üretim tesisinin tahliyesine başlandı. En kısa sürede, savaşın yaşandığı ilk
kış mevsiminde cepheye teslim edilen silah ve mühimmatların üretimine başlandı
ve 1943’e doğru Almanya ve müttefiklerinin askeri üretimi değerlerinin üstüne
çıkıldı.
16.2--Bir buçuk yıllık
sürede, Sovyet halkı hem cephede hem de cephe arkasında imkansız görünen
şeyleri başardı. Bu büyük başarılar için gereken sıradışı çabaları, cesareti ve
özveriyi idrak etmek, anlamak, tahayyül etmek hala zor.
16.3--'Nazi ‘stratejistleri’
büyük bir çok uluslu devletin kendi başına kolayca ezilebileceğine inanıyordu'.Güçlü,
dişlerine kadar silahlanmış, soğukkanlı, işgalci Nazi makinesi, vatan
topraklarını koruma, barışçıl hayatı, insanların planlarını ve umutlarını yerle
bir eden düşmandan intikam alma arzusuyla birlik olan Sovyet toplumunun devasa
gücünü ayağa kaldırdı.
16.4--Elbette bu korkunç,
kanlı savaş sırasında, bazı insanlar korku, kargaşa ve umutsuzluğun esiri oldu.
İhanet ve firar vakaları görüldü. Devrim ve İç Savaş’ın yarattığı acımasız
faylar, nihilizm, ulusal tarihe, geleneklere, Bolşeviklerin özellikle iktidara
geldikten sonraki ilk yıllarda aşılamaya çalıştıkları dine yönelik alaycı tutum
kendisini hissettirdi.
16.5--Ancak Sovyet
vatandaşlarının ve yurtdışına giden yurttaşlarımızın genel tutumu farklıydı,
onlar anavatanı korumak ve kurtarmak istiyordu. Bu gerçek ve durdurulamaz bir
motivasyondu. İnsanlar, gerçek vatanseverlik değerlerinden güç bulmaya
çalıştılar.
16.6--Nazi ‘stratejistleri’
büyük bir çok uluslu devletin kendi başına kolayca ezilebileceğine inanıyordu.
Ani savaşın, savaşın acımasızlığının ve dayanılmaz güçlüklerin etnik gruplar
arasındaki ilişkileri kaçınılmaz olarak şiddetlendireceğini ve ülkenin
parçalara ayrılabileceğini umuyorlardı.
16.7--Hitler açıkça şöyle
dedi: 'Rusya’nın geniş alanlarında yaşayan halklara yönelik politikamız, her
türlü anlaşmazlık ve parçalanmayı teşvik etme amacını gütmelidir.'
16.8--Ancak ilk günlerden bu
Nazi planının başarısız olduğu anlaşıldı. Brest Kalesi otuzdan fazla milletten
gelen askerler tarafından son kan damlasına kadar savunuldu. Savaşın tamamı
boyunca, büyük belirleyici muharebelerde ve her köprü başının, vatan
topraklarının her metresinin savunmasında, bu tür birlik örnekleri görüyoruz.
16.9--Volga bölgesi ve
Urallar, Sibirya ve Uzak Doğu, Orta Asya ve Kafkasya cumhuriyetleri, tahliye
edilen milyonlarca kişi için memleket haline geldi. Bu yerleşimlerin sakinleri
ellerindeki her şeyleri son damlasına kadar paylaştılar, ellerinden gelen her
türlü desteği verdiler. Halkların dostluğu, yardımlaşmaları, düşman için gerçek
bir yıkılmaz kale haline geldi.
17--Sovyetler Birliği, Kızıl
Ordu, şu anda ne kanıtlamaya çalışırlarsa çalışsınlar, Nazizmin yıkılmasında
ana ve belirleyici katkıyı sundu. Onlar, Belostok ve Mogilev, Uman ve Kiev,
Vyazma ve Harkiv çevresinde sonuna kadar savaşan kahramanlardır. Moskova ve
Stalingrad, Sivastopol ve Odessa, Kursk ve Smolensk yakınlarında saldırıya
katıldılar. Varşova, Belgrad, Viyana ve Prag’ı özgürlüğüne kavuşturdular.
Taarruz düzenleyerek Königsberg ve Berlin’i aldılar.
17.1-- Sadece Ekim 1941’den
Mart 1943’e kadar süren Rjev şehri ve Rjev tepesi için gerçekleşen muharebeler
sırasında Kızıl Ordu, yaralılar ve haber alınamayanlar da dahil 1 milyon 342
bin 888 kişiyi kaybetti
17.2--Bir belgeye daha atıfta
bulunacağım. Bu, Şubat 1945’te hazırlanan, Mayskiy başkanlığındaki Almanya
Uluslararası Geri İade Komisyonu’nun raporudur. Komisyon şu sonuca vardı:
'Almanya'nın Sovyet cephesinde geçirdiği asker-gün sayısı, diğer tüm müttefik
cephelerde kaydedilen sayının en az 10 kat üzerinde.
17.3--Sovyet cephesi ayrıca
Alman tanklarının beşte dördünü ve Alman uçaklarının yaklaşık üçte ikisini
püskürttü.' Toplamda, SSCB, Hitler karşıtı koalisyonun tüm askeri çabalarının
yaklaşık % 75’ini gerçekleştirdi. Savaş yılları boyunca Kızıl Ordu, 508’i Alman
olmak üzere ‘eksen’ ülkelerinin 626 bölüğünü yerle bir etti.
18--Yaklaşık 27 milyon Sovyet
vatandaşı, cephelerde, Alman esaretinde, açlıktan ve bombardımanlardan, Nazi
ölüm kamplarının gettolarında ve fırınlarında hayatını kaybetti.
18.1--SSCB, vatandaşlarının
yedide birini, İngiltere 127’de birini, ABD ise 320’de birini kaybetti.
18.2--Ne yazık ki, Sovyetler
Birliği’nin en ağır ve telafisi mümkün olmayan bu kayıplarının sayısı henüz
nihai değil. Kızıl Ordu askerleri, partizanlar, yeraltı işçileri, savaş
esirleri ve toplama kampları esirleri ile cezaevlerinde yok edilen siviller de
dahil tüm ölenlerin isimlerini ve akıbetlerini ortaya çıkarmaya yönelik hummalı
çalışmayı devam ettirmemiz gerekiyor. Bu bizim borcumuz.
18.3--Zafere, ortak düşmanla
çarpışan tüm ülkelerin ve halkların çabalarıyla ulaşıldı. İngiliz ordusu
topraklarını istiladan korudu, Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki Akdeniz’deki
Nazilerle ve onların uydularıyla savaştı.
18.3.1--Amerikan ve İngiliz
birlikleri İtalya’yı kurtardı, ikinci cepheyi açtı. ABD, Pasifik’te saldırgana
güçlü, yıkıcı darbeler indirdi. Çin halkının muazzam fedakarlıklarını ve Japon
ordusunun yenilgisindeki büyük rolünü unutmuyoruz. Utanç verici kapitülasyonu
tanımayan ve Nazilere karşı mücadeleye devam eden ‘Çarpışan Fransa’
savaşçılarını unutmayacağız.
18.4--Ayrıca Kızıl Ordu’ya
mühimmat, hammadde, gıda ve teçhizat sağlayan müttefiklerin uzattığı yardım
eline her zaman minnettar olacağız. Bu yardım çok önemliydi ve Sovyetler
Birliği’nin toplam askeri üretim hacminin yaklaşık yüzde yedisine tekabül
ediyordu.
19--Hitler karşıtı
koalisyonun çekirdeği, ABD ve İngiltere’nin Nazi Almanyası’na karşı mücadelede
SSCB’yi koşulsuz olarak desteklemeye başladığı Sovyetler Birliği’ne yönelik
saldırıdan hemen sonra şekillenmeye başladı.
19.1--1943 Tahran Konferansı
sırasında, Stalin, Roosevelt ve Churchill büyük güçler ittifakı kurdu, ortak
ölümcül tehdide karşı mücadelede koalisyon diplomasisi, ortak strateji
geliştirilmesine karar verdi.
19.2--Sovyetler Birliği,
müttefiklere karşı olan yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdi ve her zaman
yardım elini uzattı. Böylece Kızıl Ordu, Belarus’taki büyük çaplı Bagration
Harekatı ile İngiliz-Amerikan birliklerinin Normandiya’ya çıkarma yapmasına
destek verdi.
19.3--Ocak 1945’te, Oder’e
kadar uzanan askerlerimiz, Ardennes’te Wehrmacht’ın Batı cephesindeki son güçlü
saldırısına son verdi. SSCB, Almanya’ya karşı kazanılan zaferden üç ay sonra
Yalta anlaşmalarına tamamen uygun şekilde Japonya’ya savaş ilan etti ve bir
milyon kişilik Kwantung ordusunu mağlup etti.
19.4--Sovyetler Birliği’nin,
kurtarılan ülkelere açlık tehdidini ortadan kaldırmak, ekonomilerini ve
altyapılarını canlandırmak için sağladığı muazzam maddi yardımı unutmamak da
önemli.
19.5--Tüm bunlar, Brest’ten
Moskova ve Volga’ya kadar binlerce kilometrekarelik alanlar külken yapıldı.
Örneğin, 1945 Mayıs ayında Avusturya hükümeti Sovyetler Birliği’nden gıda
yardımı istedi, çünkü 'önümüzdeki yedi hafta boyunca, yeni hasat toplanana
kadar halkı neyle besleyeceğini' bilmiyordu.
19.6--Sovyet yönetiminin gıda
ürünlerini göndermeyi kabul etmesi, Avusturya Cumhuriyeti’nin geçici
hükümetinin şansölyesi Karl Renner tarafından, 'Avusturyalıların hiçbir zaman
unutmayacağı kurtarma eylemi' olarak nitelendirilmişti.
20--Müttefikler, Nazi siyasi
ve savaş suçlularını cezalandırmak için tasarlanmış Uluslararası Savaş
Mahkemesi’ni birlikte kurdu. Mahkemenin kararlarında, soykırım, etnik ve dini
temizlik, Yahudi düşmanlığı ve yabancı düşmanlığı gibi insanlığa karşı işlenen
suçlara net yasal nitelikler kazandırıldı. Nürnberg mahkemesi direk ve net bir
şekilde nazilerin suç ortaklarını, farklı türden işbirlikçilerini de kınadı.
21--Muzaffer güçler bize,
birkaç yüzyılın entelektüel ve politik arayışlarının özeti olan bir sistem
bıraktılar. Tahran, Yalta, San-Francisco, Potsdam gibi bir dizi konferans,
dünyaya en büyük çelişkilere rağmen 75 yıldır küresel savaş olmadan yaşamaya
izin veren şeyin temelini atmıştı.
21.1--20. yüzyıl total ve
geniş kapsamlı dünya çatışmalarını getirdi, buna ilave 1945’te Dünya’yı
fiziksel olarak yok etme yeteneğine sahip nükleer silah ortaya çıktı. Başka bir
deyişle, anlaşmazlıkları güç yoluyla çözmek son derece tehlikeli hale geldi. Ve
İkinci Dünya Savaşı’nın kazananları bunu anlıyorlardı. Beşeriyet karşısındaki
sorumluluklarını anlıyor ve görüyorlardı.
21.2--Milletler Cemiyeti'nin
hüzünlü deneyimi 1945’te dikkate alındı. Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi’nin yapısı, barış garantilerini mümkün olduğunca somut ve etkili hale
getirecek şekilde tasarlandı. Böylelikle Güvenlik Konseyi’nde daimi üyeler
kurumu ve onların ayrıcalığı ve sorumluluğunun simgesi olarak veto hakkı ortaya
çıktı.
21.3--BM Güvenlik Konseyi’nde
veto hakkı ne anlama geliyor? Açıkça söylemek gerekirse bu, en büyük ülkelerin
doğrudan çatışmasına tek makul alternatiftir. Bu, beş güçten birinin, bir
kararın onun için kabul edilemez olduğu, çıkarlarına ve doğru yaklaşım
anlayışına aykırı olduğunun duyurusudur. Ve diğer ülkeler, karşı olsalar da bu
duruşu kabul edip tek taraflı özlemlerini hayata geçirme çabalarından
vazgeçiyorlar. Yani ne olursa olsun uzlaşı aramak lazım.
21.4--Başta İkinci Dünya
Savaşı’nın muzaffer güçlerinin temsilcileri olmak üzere üzerine siyasi
yükümlülük alan hepimizin görevi, bu sistemin korunmasını ve mükemmelleşmesini
garanti etmek. 1945’te olduğu gibi bugün de siyasi irade sergileyerek geleceği
birlikte konuşmak önemli.
21.5--'Biz, ortak bir tarih
belleğine dayanarak birbirimize güvenebiliriz, güvenmemiz lazım'
Görüşmenin gündeminden bir başka
konu da küresel ekonomideki durum, her şeyden önce koronavirüs salgınının yol
açtığı ekonomik krizin üstesinden gelinmesi.
21.6--Talep gören konular
arasında çevre koruma ve iklim değişikliğiyle mücadele, ayrıca küresel bilgi
alanının güvenliğinin sağlanması.
21.7--Rusya’nın 'beşli' zirve
için önerdiği gündem, ülkelerimiz için olduğu kadar tüm dünya içinde son derece
önemli ve geçerli. Ve her madde için somut fikir ve tekliflerimiz var.
21.8--Rusya, Çin, Fransa, ABD
ve İngiltere zirvesinin günümüz sorunlara ve tehditlere ortak yanıtların
bulunmasında önemli rol oynayacağı ve ittifak ruhuna, atalarımızın omuz omuza
uğruna savaştığı yüksek hümanist idealler ve değerlere ortak bağlılığımızı
sergileyeceği konusunda şüpheler olamaz.
21.9--Biz, ortak bir tarih
belleğine dayanarak birbirimize güvenebiliriz, güvenmemiz lazım. Bu,
görüşmelerin başarılı olması ve dünya genelinde istikrar ve güvenliğin
güçlendirilmesi, tüm ülkelerin refahı ve saadeti için koordineli eylemleri
sağlanması için sağlam bir temel oluşturacak.
21.10--Bu, abartısız, tüm
dünyaya, şimdiki ve gelecek nesiller karşısında ortak görevimiz ve
sorumluluğumuzdur.
22—Yorum-Dipnot:
1—2.Dünya savaşında Nazilerin Moskova yenilgisinden önce çok ciddi bir hava tahmini yaptırdığı ve
bu rapor baz alınarak işgale başlandığı üzerine yazılar bulunmakta.
1.1--O tarihe kadar görülmeyen çok soğuk bir kış alman askerlerini baharlık giysileriyle cephede perişan etti.Sonuç olarak alman işgalinin son bulmasında doğanın payı en önemli parametre sayılabilir.Belkide müttefikler istihbari olarak nazileri çok soğuk geçecek kış bilgisinin tersi bir bilgiyle Rusya ya yönlendirmiş de olabilir.Ayrıca Rusyadaki çetin kış şartları dışındaki faktörlerde savaşın Nazilerin yenilgisine yol açacak biçimde gelişti.Naziler polonya yı işgal edince kendi güçlerini çok yüksek bir güç olarak görmeye başladılar.Naziler için sonun başlangıcı burada başladı.
1.2—2.Dünya savaşının
herhalde en ciddi nedeni 1.dünya savaşının galip devletlerinin savaşın sonunda
alman halkını olumsuz duygulara sokan-bu hükümleri içeren bir anlaşmayı
almanlara imzalatmalarıdır.Özellikle Fransa nın ve diğer devletlerin bu tavrı-Bu duygu alman halkının milliyetçi duygularını ön
plana çıkaran faşist bir yönetime giden yolu açmış olabilir.
1.3--Ayrıca Hitlerin ve Nazilerin Parapsikolojiye düşkünlükleri savaşta para psikolojik düşüncelerin etkisiyle çok sayıda insanın ölümüne yol açmış olabilir.Bu anlamda Liderlerin bu tip batıni ilimlerden uzak durmaları-bu işi bilim olarak irdeleyen insanlardan sadece görüş almaları uygun olabilir.
2—Bugün küresel ısınmda sınır
1.5 C sınırına gelindi.Ciddi bir işbirliği ile bu felaket atlatılabilir.Bunun
için bu mücadele için Amerikan Yönetiminin ciddi anlamda öncü bir yönetim
düşüncesine gelmesi gerekiyor.
3—Aynı zamanda Covid-19
içinde aynı şey gerekiyor.
4—İnsanlık adına öncelikle ABD
ardından Rusya,AB,Çin liderleri bir araya gelir ve çözüm üretirse insan ırkı
gezegende yaşama şansına devam edecek yok eğer liderler bilimsel olmayan batıl
fikirlerin peşinden giderse gezegenin sonu hiç iyi olmayabilir.
Kaynak: https://tr.sputniknews.com/....alıntı