Radyonik Enerji-Yaşam Enerjisi-Yaşlanma-Çakralar-Kanser
İlişkisi:
1--Radyonik enerji yada wilhelm
reich in orgon enerjisi çok ince bir enerji türüdür.
2--Tüm canlıların yaşaması için
bu enerjiye ihtiyaç vardır.besinler ile birlikte bu enerji vücuda alınır.bu
enerji en çok vitaminlerde depolanmış olabilir.bu enerji
avnı zamanda göller akarsular
ve deniz de yüzme yoluylada alınabilir.
2.1--Vücutta bu enerji akışı
akunpuktur yoluyla belli noktalar kısa devre yapılarak organın normal işlevini
sağlıklı olarak sürdürmesini sağlayabilir.yeni bir canlı yavrusu ilk olarak bu
enerji ile döllenmede yüklenir.
3--dna nın geometrisi bu
enerjiyi en iyi alacak şekilde düzenlenmiştir.bu enerjinin kainatta ve dünyada
dağılımı değişiktir.muhtemel olarak spirualistlere göre bu enerji altın
madenlerinde daha yoğundur.
3.1--Bu enerji vücudun aldığı
diğer enerjilerden biridir.Bu enerji çok çabuk. bozulur.Besinlerin pişirilmesi
ile bu enerji vücuda alınmaya hazır hale gelir.
3.2--Yine bu
enerjinin vücutta yönetimi hormon
aktıvasyonlarınca sağlanır. Oksijenin bol olduğu yerlerde bu enerji oldukça yoğun olduğu düşünülebilir.
3.2.1—Bu enerji vucutta
hormon aktivasyonlarınca kontrol edildiği düşünülrse-çakralar tarafından
yönlendirilir ve vucuda dağıtılır.Tıkalı çakraların açılması bu enerjinin
organlara yeniden gitmesini-organın yeniden sağlıklı çalışmasını sağlayabilir.
3.3--Yaşlanmada rol oynayan
bu enerjidir.bu enerjinin resmi literatüre girmiş cihazlarla tespiti bugün mümkün
olmamakla birlikte bu tür ince enerjileri ölçecek cihazlar yakın bir gelecekte
ortaya çıkarılabilir.
3.4--Uzay yolculuklarında bu enerjiyi
depolayan araçların kullanılması ile insanoğlu gezegen dışına derin uzayda ışık
hızlarına yakın hızlarda keşfe çıkacağı günler pek uzak olmasa gerek.
3.5--Ayrıca tasavvufta can
olarak geçen şey bu enerji olabilir. İstakozların canlı canlı sıcak suya
atılırken suda haşlanırken suyun üzerinde fotoğrafı çekilen mavi renkli şeyler-can
olabilir.
3.6--Bazı insanların ölümü sırasında
ölümden hemen sonra mavi bir siluetin hastanın üzerinden yukarı doğru
yükseldiği anlatılır.bu siluet yine can olabilir. yalnız şunu karıştırmamak
gerekir can, ruh değildir.
3.6.1--Yine ayrıca yapılan
bir araştırmada:karanlık ortama bir tel ile bağlı bitkilerin telden gelen bir
enerji ile büyüdüğü gösterilmiştir.bu enerji telden akabılen yaşam enerjisi
yani radyonık enerji olması kuvvetle muhtemeldir.
3.7--Şu anda heryerde değişiyor
olmakla beraber bir yaşam enerjisi
denizinde yüzüyoruz.ancak bu
enerjinin yoğunluğu okadar azdır ki canlıların yaşaması için yeterli olmaz.bu
nedenle bunları depolayan ve yoğunluğunu arttıran besinlere ihtiyaç vardır.
3.7--Resmi literatüre girmeyen bir cihaz kırlian fotoğrafçılığıdır.yüksek
gerilim altında çekilen canlı resimlerinin üzerinde değişik renkte haleler
görülmektedir.
3.8--Ölmüş canlılarda bu
haleler sönük görülmektedir.kirlian fotoğraflarında görülen bu haleler radyonik
enerjinin ışımaları olabilir.
3.8.1--Örneğin bir kanser
tümöründe bu haleler daha fazla ışıyorsa herhalde bu tümörün daha fazla radyonik
enerji kullandığını gösterir.
3.8.2--Yapılan araştırmalar
vücutta
1-insulın aktivasyonu
2-vücut sıcaklığı
3-metabolizma hızı
4-dheas hormonu ile yaslanma yanı
ömrün ters ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. yanı adı geçen parametreler arttıkça
ömür kısalmaktadır.
3.8.2--adı gecen
aktıvasyonları merkezi sınır sisteminde dopamin aktıvasyonunca kontrol edildiği
düşünülebilir.dopamın aynı zamanda bir stres hormonudur.
3.8.3--Öte yandan
1-oksıjen oranı ve melotonin
Aktivasyonu İle ömrün uzadığı kanıtlanabilir. Adı gecen parametreler ise
merkezi sınır sisteminde bir beyin hormonu olan serotonin aktivasyonunca
kontrol edildiği kanıtlanabilir.
2--sonuçta ömür dopamin
aktıvasyonu ile ters ; serotonin
aktıvasyonu ile doğrusal orantılı olduğu ve bu iki eğrinin ömür içindeki değişiminde
ömür-ömür y eksenıne—serotonin/ dopamin aktivasyonları x eksenine
yerleştirilirse eğri doğrusal olarak arttığı düşünülebilir.
3—serotonin/dopamin doğrusal ilişkili olarak yaşam enerjisinin
vücutta dağılımını kontrol
ettıgı düşünülebilir.Yaşam
enerji tıpkı su akısı
gibi besinler ve
dıger yollarla vücuda
alınır vücuda dağılır.
3.1--Bu enerji alımında miktar artarsa yaşlanma yavaşlar ve organ kendini
daha çabuk yeniler.
3.2--Su akışları için kullanılan yöntem benzer şekilde yaşam
yani radyonik enerjinin vücuttaki akışı içinde kullanılabilir.
3.3--Yaşlanma denen şey bu
enerji alımnındaki yani radyonik enerjinin. vücuttaki akışı
sırasındaki dirence karşı gelir.su
akışları yani akışkanlar mekaniğine göre sıvı akışlarında
direnç-akıs hızının karesi ile doğru orantılı akışın aktığı kanalın çapı
ile ters orantılıdır.bu nedenle
yaslanmada bu akışın-yaşam enerjisi akışına karşı olan direnci en aza
indirmek için
1--akış hızı yüksek olmayan belli değerler
arasında tutulmalıdır.
1.2--su akışlarında suyun
hızı 1-3 m/s arasındadır.benzer şekilde bu enerjinin organlardaki sağlıklı
minimum direnç yaratacak şekilde akışı için hız belli değerin ustune çıkmayacak
şekilde tutulması önemli olup bunun için
diyet veya psiko-farmakaolojik ajanlarla sağlanabilir.
2--Akışın hızı nikotin
vb maddlerce metabolizma
hızı artacak şekilde
arttırılabilir.belli bir değerden sonra
akışlarla ilgili bir sayı olan reynolds sayısı
belli bir değerin üzerine çıkar ve
bu durumda turbülans oluşur.
3--Radyonik enerjinin organdaki türbulansında dirençler
anormal değere
çıkar.türbulansta direnç
doğrudan hızın karesinin fonksiyonudur.organ
radyonik enerji akışında türbülansa
uğramış ise bunun sonucu kanser anlamına gelir.
3.1--Türbulansta dirençler akış hızının karesi ile doğru
orantılı olarak artar ve anormal hale gelir.Bu
ise organın sağlığını kaybettiği anlamına
gelir.ayrıca radyonık enerji akış hızının karesi ile doğru orantılı olarak tümördeki
hücrelere giren yoğun radyonik enerji sonucu bu hücreler ölümsüzleşir.
3.2—Bütün bu nedenlerle
sağlıklı hücrede radyonik enerji akış
hızı belli değerler arasında olup
belirli değerler arasında direnç yani
yaşlanma yaratır.
3.3--Kanser hücreleri anormal
yaşlı ve ölümsüz hücrelerdir.Sonuçta organ bu enerjiyi almaz
ise ölür.Bütün bu nedenlerle direnci belli aralıkta tutacak şekilde radyonik enerji akışı hızı belli değerler
arasında olmalıdır.
3.4--Sonuçta bu
enerjiyi alamamak organın
sağlığını kaybetmesine veya ölümüne yada aşırı
alması ise dirençlerin anormal artmasına yani kansere karşı gelir.
3.5--Anti oksidantlar ile bu
enerjinin alımı artarken serbest radikalller
alımını düşürür.
3.6--Belli dozdan fazla
radyonik enerji alımı bu yolla yine kansere neden olabilir.
3.7--İleri yıllarda
belli bir takım maddeler veya yapılarla radyonik enerjiyi direnç
göstermeksizin akışını
sağlamanın yöntemleri bulunabilir.
3.8—Dirençin sıfır olduğu
süper radyonik enerji akışı olan bu ortamda ömür sonsuz olacaktır.
3.8.1--Kısaca akış olduğu
sürece direnç-direnç olduğu sürece
yaşlanma olacak ve ömür sınırlı
olacaktır.
4--Radyonik enerjinin biyoenerji ile ilgisıde şöyle olabilir:vücutta her hormon
aktivasyonuna bir alan eşlik
eder.bu alan vasıtasıyla karsıdaki canlı aynı alanın etkisiyle etkilenebilir.
4.1--Örnegin yoğun da jık
aktıvasyona sahip bir insan karşıdaki insanı bu alan maruz bırakırsa bu insanda
da yoğun da jık aktıvasyon oluşur.bunun etkisiyle strese girebilir.
4.2--Ayrıca hormon
aktivasyonları ile radyonik enerji transferi mukündür.
4.3--Bir şifalı el ile kanser
tümörü küçültülebilir.Radyonik enerjiyi direnç göstermeksizin hücrelere
aktrımını mümkün kılan bir yöntemin bulunması ile sınırsız ömür mumkun olabilir
mi.Bu durumda tıpta ve sosyal
yapıda devrim oluşturabilir.